Beyaz Tanrı (2014) Fehér isten
| |
121 dk
Yönetmen:Kornél Mundruczó
Senaryo:Kornél Mundruczó, Viktória Petrányi, Kata Wéber
Ülke:Macaristan, Almanya, İsveç
Tür:Dram, Fantastik, Korku
Vizyon Tarihi:09 Ocak 2015 (Türkiye)
Dil:Macarca, İngilizce
Müzik:Asher Goldshmidt
Web Sitesi:Filmpartners [Hungary]
Çekim Yeri:Macaristan
Nam-ı Diğer:White God
Oyuncular
Zsófia Psotta
Sándor Zsótér
Lili Horváth
Szabolcs Thuróczy
Lili Monori
Özet
Kornel Mundruczo’nun Macar yönetmen Miklos Jancso’ya ithaf
ettiği altıncı uzun metrajı, alışılmadık bir insan-köpek macerası ya da vahşi
bir devrim filmi olmakla beraber aynı zamanda ebedi bir dostluğu da anlatıyor.
Filmin anti-kahramanı (kahverengi, kırma bir köpek olan) Hagen. Sahipleri onu
sokağa attıktan sonra, 13 yaşındaki Lili dışında karşılaştığı tüm insanlarsa
Hagen’ın ya düşmanı ya da ona zorluk çıkarıyorlar. Hagen şiddete ve
saldırganlığa kayarken, kentteki bütün köpekler vahşi bir isyan çıkarmaktadır.
Altyazı
”Kötü olan her şey sevgimize muhtaçtır.” R. M. Rilke
Bıraksana Hagen.
Senin değil o.
Güzel köpek!
Lili!
Acele et Lili.
Zamanım kalmadı.
- Uçuş ne kadar
sürecek?
- Bir gün.
- Uçak nereye inecek?
- Sidney'e.
- Sonra peki?
- Sonra arabayla
devam edeceğiz.
Yırtarak parçalama
sakın.
Tüketime uygun.
- Bunu alın profesör.
- Hiç gerek yoktu.
- Kızınız için.
- Artık profesör
değilim.
- Gelecek hafta
görüşürüz.
- Peki.
- Deniz kenarında 3
ay mı kalacaksınız?
- Okyanus.
Avustralya okyanusa
yakın.
- Üniversiteden uzak
mı?
- 200 metre.
- Ne şans ama!
- Baban için mahsuru
olmaz.
Lili'nin pasaportu
sende mi?
- Al.
- Teşekkürler.
- Sonunda!
Bu o mu?
- Birazdan dönerim.
- Peki.
Ben açarım.
- Konser için dönecek
misiniz?
- Nasıl dönebiliriz
ki?
- Onlara iyi bak.
- Onlar?
Köpeğini de getirdi.
- Köpek istemiyorum.
- Ben ne yapabilirim
ki?
- Profesör köpeğe
bakabilir.
- Hans mı yani?
- O da konferansa
gidiyor.
- Basamakları da
tırmanıyorsunuz?
- Bana bunu yapma.
- Bir daha olmaz.
Gel buraya tatlım.
Benim gitmem gerek.
Babanı dinle tamam mı?
Üç ay kaşla göz
arasında geçecek.
Kendine iyi bak.
Öpücük yok mu?
- Senin için bir
şeyim var.
- Ne bu?
- Baloncuk yapman
için.
Sağ ol ama artık
çocuk değilim.
- Boynundaki ne?
- Giriş kartı.
- Alabilir miyim?
- Sakız mı
çiğniyorsun?
Tükür.
20.
Kodu gir.
1965.
- Sokak köpeğinin ne
işi var burada?
- Hagen.
- Burada mı beslemek
istiyorsunuz?
- Evet şimdilik.
Ne kadar süreliğine?
Burada kalamaz ki.
Kurallar var.
Sokak köpeklerinin rapor
edilip kayıt edilmesi zorunlu.
- Bilmiyordum.
- Kuralları okuyun.
Rapor edilmesi lazım.
- Ben hallederim.
Teşekkürler.
Pis domuz!
Bu senin.
Aferin sana!
Köpeği rahat bırak
Lili.
En azından burada.
- Ne yapacaksın
onunla?
- Ne yapmam gerekiyor?
- Ait olduğu yere
koysana.
- Neresi orası?
Sorman gerek.
Ver bana.
Buraya ait Lili.
Tamam mı?
- Ne yapıyorsun sen?
- Hiç.
Masada ne varsa onu
yemen gerek.
Köpek, köpek maması
yer.
- Şimdi yemeğini ye.
- Aç olmadığımı
söyledim.
Peki yatağına git o
halde.
Köpeği de uzaklaştır.
- Pijamalarını giy.
- Arkanı dön.
- Pekala, hangi
yatağı istersin Lili?
- Hagen'la aynısını.
Hagen bu odada
yatmayacak.
- Neden?
- Çünkü o bir köpek.
Köpeğin yanı başında
yatmam ben.
Çok dışarı!
Çık.
Çık dışarı ve orada
kal.
Yat yere!
- Ne zaman susar bu?
- Yalnız uyumaya
alışkın değil.
Uyuyamıyorum.
- Nereye gidiyorsun?
- Tuvalete gitmem
gerek.
Köpeğe yüz verme.
Eninde sonunda susar.
- Burada kal lütfen.
- Üzgünüm.
İyi geceler.
Ben de seni seviyorum.
Ne oldu Hagen?
Neden böyle acele
ediyorsun?
- Günaydın.
- Günaydın.
- Bir çağrı aldık.
- Çağrı mı?
- Köpek kontrolü.
Köpek hakkında.
- Pardon?
- Köpeğiniz birini
ısırmış.
- Benim köpeğim yok.
- Bu ne o zaman?
- Fil.
Görmüyor musun?
Bir sokak köpeği.
Melez.
Macar ırkı değil.
Ödeme yapmanız lazım.
- Nakit mi çek mi?
- Benim hiç köpeğim
olmadı.
Bu, eski karıma ait.
Para mara ödemem.
Eski karım burada
yaşamıyor.
Köpeği ve onun
pireleri de.
Soyu olmayanlar için özel
bir vergi var.
- Peki ya ödemezsem?
- Köpeği barınağa
götürmeniz gerekir.
- Bugün.
- Peki.
- Bir dahaki sefere
gitmiş olacak.
- Sorun değil.
- Kayıtlı da değil.
- Ne oldu?
- Hiç.
- İyi uyudun mu?
- Evet.
Üstünü giy.
Duş alacağım sonra da
köpeği götüreceğim.
Hagen gel.
Gel buraya.
Gidelim.
Gel.
Eğil.
Otur.
Otur.
Eğil.
Otur.
Otur.
Kal, kal.
Eğil.
Otur.
Otur, otur.
Kal.
Sana bunu asla yapmam.
Sakin ol.
Yeme beni sakın.
Gel.
Gel Hagen.
Sessiz ol.
Burada kalman gerek.
Korkma sakın.
Ben şurada olacağım.
Akıllı köpek!
Merhabalar herkese.
Başlayabilir miyiz?
- Biraz hızlı.
- Birazdan havlar
kesin.
- Hiç de bile.
- İddiaya var mısın?
- Havlamayacak.
- Ya havlarsa?
- Havlamaz.
- Senin problemin.
Misi.
Misi!
Neden hızlı
gidiyorsun?
Durun!
David git evde pratik
yap burada değil.
Gülmeyi kesin!
Komik olan ne?
36 ile devam ediyoruz.
Durun.
Durun!
Kimin köpeği bu?
Kimin köpeği?
Kimin köpeği bu?
- Benim.
- Çıkar şunu buradan.
Hemen!
- Gidelim Hagen.
- Ne yapıyorsun sen?
Ne yapıyorsun?
Nereye gidiyorsun?
Racz!
Sen burada kalacaksın!
Gidersen geri dönmeye
zahmet etme!
Duyuyor musun beni?
Racz!
Geri gel!
Cezalısın!
Siz neye bakıyorsunuz!
Yalama beni.
Havamda değilim.
Harika ya.
Tam da ihtiyacımız
buydu.
Ne yapıyorsun sen?
Saatlerdir seni
arıyorum.
- Az kalsın polisi
arayacaktım.
- Sorun ne ki?
- Kafayı mı yedin sen?
- Hadi arabaya bin.
- Hadi.
Lanet köpek yüzünden
kaçıp gidiyorsun demek!
Hadi!
Kendini kim
sanıyorsun?
Bu hayvanı alıp okula
mı götürdün?
- Barınağa götürülmesini
istemiyorum.
- Onun için para
ödemeyeceğim.
- Barınağa gitmeyecek.
- Bu köpek artık
apartmana girmeyecek.
- Onun için az kalsın
sokakta uyuyordun.
- Ne olmuş yani?
Kendini İngiltere
Kraliçesi mi sanıyorsun?
- Ne sanıyorsun
kendini?
- İngiltere Kraliçesi
sanmıyorum.
Kapa çeneni!
- Barınağa gitmeyecek.
- Başka seçeneğin yok
küçük hanım.
Anlamıyorsun, bunu
asla yapmayacağım!
Ona bir ev bul.
Kimse pis kokulu
sokak köpeği istemez.
Bu yüzden barınaklar
var.
Barınağa gitmeyecek.
Anladın mı?
Neden ödeme
yapmıyorsun anlamıyorum.
- Onu öldürürler.
- Ne istiyorsun?
Onu atayım mı yani?
Sokağa mı atayım?
Bunu mu istiyorsun?
Öyle mi?
İstediğin bu mu?
- Gerçekten bu mu?
- Bunu tercih ederim.
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun ya?
Ne mi yapıyorum?
Dileğini yerine
getiriyorum!
- Barınağa götürmemi
ister misin?
- Hayır!
- Gel buraya!
- Hagen kal!
Geri döneceğim Hagen!
Hagen bekle!
Geri döneceğim!
Dursana!
Duyuyor musun beni?
Sen pisliğin tekisin
baba.
İnmek istiyorum.
- Sağır mısın?
- Kes sesini!
Araba çarpacak!
İnmek istiyorum!
Kaldırıma çıksana
salak!
- İnmek istiyorum!
- Sesini kes!
İnmek istiyorum!
Gerçekten!
- Ne yapıyorsun Lili?
- Karnım acıktı.
- Göstersene bana.
Çiğ et, tıpkı köpek
gibi?
- Ne yediğimden sana
ne?
- Hasta mı olmak
istiyorsun?
- Ne olmuş yani?
- Neden hasta olmak
istiyorsun?
Çünkü sen pisliğin
tekisin.
- Yatağa git!
- Onu arayacağım.
- Bu iyi mi?
- Evet, yarısı.
- Peki.
Paket yapmamı ister
misiniz?
Kahretsin!
Defolun gidin hepiniz!
Gel buraya pire
torbası.
Seni ikiye böleceğim.
Gelsene köpecik Neredesin sokak köpeği?
Seni yiyeceğim!
Lanet köpekler!
Aparatları çıkar.
Hepsini yakalayacağız.
Pekala alın bunları.
İki tane de yukarıda
var.
- Büyük bir köpek
gördünüz mü?
- Bu tarafa gitti.
- Sağ olun.
İşte orada.
Hadi.
Gel buraya.
Tasması var.
Üzerinde ismi yazıyor
olsa gerek.
- Saldırgan değil.
- Ne?
- Elimi yalıyor.
Saldırgan değil.
- Ne yaptığımızdan
haberi yok.
- Yakında öğrenir.
Kahretsin!
İki tane daha.
Buradalar mı?
Benim için
çalışacaksın.
Hepimiz aç köpekleriz.
Kahretsin.
Allah kahretsin.
Şunu izle.
Sana kim patron
göstereceğim.
Olay çıkarma sakın.
- Özür dile ve otur
Lili.
- Özür dilerim.
Şüphesiz Lili hayvanı
neden buraya getirdiğini açıklayabilir.
Getirdim çünkü evde
kalamıyordu.
- Neden peki?
- Öyle bir köpek
istemiyoruz.
Neden öyle bir köpek
istemiyorsunuz?
- Babamı ısırdı.
- Ne?
- Babamı ısırdı.
Onu barınağa götürdün
mü?
- Hayır, kaçtı.
- Seni duyamıyorum.
- Kaçtı.
- Yani onu bir daha
görmeyeceğiz.
- Öyle mi sanıyorsun?
Kes şu tavrı kızım.
- Cevap ver.
Geri gelecek mi?
- Hayır.
- Ben geri gelebilir
miyim?
- Terbiyeli olacaksan
gel.
- Teşekkürler.
- Bir şey değil.
Önemi yok.
- Neler oluyor?
- Hiçbir şey.
- Sen iyi misin?
- Lili, Tannhäuser'i
izleyebilir mi?
- Eğer isterse.
İstiyor musun?
147 ile devam edelim.
Dikkat!
Hagen!
- Ne yapıyor burada?
- Kim gelmiş baksana.
- Küçük sürtük.
- Kahrolası İçeri geçelim.
- Sen de mi
Tannhäuser'e gitmedin?
- Hayır, buralarda
geziyordum.
- Senin kırmayı
buldun mu?
- Melez o.
- Aramana yardım
etmemi ister misin?
- Rahat bırak kızı.
- Hava soğuk.
Benimle gelir misin?
- Sigaramı bitirmeme
izin ver.
- Nerelere gittin?
- Her yere.
- İlanlardan çok
yapıştırdın mı?
- Evet.
- Bir fırt alabilir
miyim?
- Sen sigara içmezsin
ki.
- Evet içiyorum.
- Hayır içmiyorsun.
Saçlarını kurut.
Yıldızlara bak.
Yere düşmezlerse sen
de üstesinden gelirsin.
Teşekkürler.
- Tannhäuser ne ki?
- Ne?
- Tannhäuser ne
hakkında?
- Sevgi galiba.
Sakın nikotin
bağımlısı olma.
Görüşürüz.
- Artık seni görmek
istemiyorum.
- Selâmün aleyküm.
Çık dışarı.
Burada ne arıyorsun?
Şu köpeği, kötü
köpeği görüyor musun?
Tüm dünyayı yere
serebilir.
8000 Forint'e
senindir.
- İşe yaramaz.
- Yaramaz mı?
Hadi oradan!
Sana bir tabak yemek
veririm olur mu?
- 6000.
- Bir tabak yemek
dedim.
- 4000.
- Bir tabak yemek
dedim.
- 2000.
- 2000 ve bir tabak
yemek.
Anlaştık.
Adama yemek ver ve
zinciri de getir.
Bir daha seni burada
görmeyeyim.
Anladın mı?
- Seninle alakam yok
artık.
- Peki.
Tamam.
Köpeği arkaya götür.
Bu kirli sokak
köpekleri 3 haftadır buradalar.
Şu küçük beyazın tek
kulağı yırtık.
Tam bir dövüşçü.
Ederi var.
Nasıl göründükleri
umurumda değil.
Kendim bakmak
istiyorum.
Ya da siyah olan.
Buraya birkaç Romalı
çocuk getirdi.
100 bin ödedim.
Piç bütün mekanın
içine sıçtı.
Götü tutuştu sanki.
İlaç verdim.
Sonra ishali geçti.
Yemek yemiyor aptal.
Kahverengine 300 bin
ödedim.
En az 500 bin isterim.
- Bunu istiyorum.
- Ne?
Hapishanede kafayı mı
yedin?
- Fino gibi köpek.
- Onu istiyorum.
Kaç para?
Boynunun çevresini
görebiliyor musun?
Çok iyi durumda.
Zahmet etme.
Kaç para?
- 150.
Küçük siyahı 200'e
veririm.
- Bunu istiyorum.
Sorun değil.
10 bin daha.
Gel, gel buraya.
Hala inancın var.
Uyu bakalım.
Evet aynen böyle.
Ye.
Böyle işte.
Ye.
Tadı güzel değil mi?
Artık bu senin yeni
yemeğin.
Sorun yok.
“Meydan okuyan.
“Sonraki dövüş.
Bazılarınızın gelmeye
zahmet etmemesi konusunda hayal kırıklığı yaşadım.
Operayı zaten
bildiğinizi farz ediyorum.
Hiç şüphesiz bana
Tannhäuser'in ne hakkında olduğunu söyleyebilirsiniz.
Peter?
Schiller sırıtmayı
kes.
Beatrix?
Trixie.
Kaldır şu ruju.
Trompetçi ruj kullanamaz.
“Tannhäuser ne
hakkında söyleyin bakalım?
- Lili?
- Kimin umurunda.
- Pardon?
Bize yalanı mı yoksa
müziğimi öğretiyorsunuz?
Tannhäuser sevgi
hakkında.
Siz bilemezsiniz
çünkü kalbiniz yok.
Kes şunu!
Hepiniz dışarı.
Dışarı.
Lili sen kal.
Devam et.
Uzat.
Tekrar.
Harika.
Cenazemde
çalabilirsin.
Yapabileceğini
biliyordum.
Başaracaksın.
Merhaba?
- Buraya girme izni
yok.
- Burası barınak mı?
- Evlat edinme bugün
değil.
- Köpeğim içeride mi
diye bakabilir miyim?
- Neden?
Köpeğin nerede?
- Bilmiyorum.
- Nerede bıraktıysan
ordadır.
- Kayıp oldu.
- Kayıp mı?
- Evet.
- Pekala gel buraya.
- Bana yalan söyleme.
- Babam onu dışarı
etti.
Sen de kesin yardım
etmişsindir.
Asıl hikaye ne?
Al bak.
Burada mı diye
bakabilir miyim?
Gözlüklerim olmadan
doğru düzgün göremiyorum.
- Labrador mu Sharpei
mi?
- Melez.
Evet elbette.
Doğru düzgün soyu yok.
Belli ki onu çöpten
bulup almışsın.
- Ne zaman kayıp oldu?
- Birkaç hafta önce.
Artık bir köpeğin yok
yani.
Eğer bu doğruysa
artık umut kalmadı demektir.
Ölmüştür, araba
çarpmıştır ya da Tuna'da boğulmuştur.
- Ya da onu sen
öldürmüşsündür.
- Hayır, insanlar
yalan söylüyor.
- Burada onları
öldürmeyiz.
- Onu öldürdünüz.
O benim bisikletim!
- Ne yapıyorsun
burada?
- Bir dövüşçüm var.
- Defol.
- Mangır var.
- Nereden buldun
parayı?
- Tıpkı senin gibi
sakso çektim.
- Uza.
- Ona burada olduğumu
söyle.
- Sorarım.
- Hadi Max.
Gel buraya.
Merhaba.
Yapmamanı söylemiştim.
Bu ölmüş.
Merhaba.
1000 Euro.
Piyango mu kazandın?
- Hepsi burada.
- Beni takip et.
Hadi.
- Daha büyüğünü
bulamadın mı?
- Sen anlamazsın.
Bu köpek şampiyon.
- Bu köpek bile değil.
- Hayatta kalmasının
imkanı yok.
Bitir işini!
Daha güçlü!
Yeter.
Ayırın onları.
Boynundan yakala!
Durun!
Bitti.
Yeter!
“Ben kazandım!
Başardık!
Gördünüz mü?
“Geri döndüm.
Paramı verin.
“Zafer bizim Maxi!
- Köpek ne kadar?
- Satılık değil.
- Her şeyin bir
fiyatı vardır.
- Evet elbette.
Sana yok ama.
Beni kazıklamıştın.
Şimdi de benden bir
şey mi istiyorsun?
Seni değil, köpeği
istiyorum.
- Bize çalışacak.
- Başka yere giderim.
- Buna izin vermem.
- Işıkları yakın!
- Sakin ol!
Beni aptal yerine mi
koyuyorsun?
Maxi!
- Sakin ol.
Bağırmayı kes.
- Köpeğime ne
yaptınız?
- Kes sesini.
- Maxi!
- Çingene
havlamalarını işitin!
- Onu nereye götürdün?
- Ne yaptın?
- Kapa çeneni!
- Nereye gidiyorsun?
- Sen burada ne
arıyorsun?
- Hiç.
Partiye gidiyorum.
- Seninle gelebilir
miyim?
- Ne?
- Seninle gelebilir
miyim?
İlk önce bir şey
yapmam gerek.
- Ne kadar?
- Bir.
- Ne oldu?
- Babam şerefsizin
teki.
- Çok kötü.
- Seninle gelebilir
miyim?
- Seni evine
bırakacağım.
- Seni utandırıyor
muyum?
- Konu o değil.
- O halde beni de
götür.
- Bu sende kalsın.
- Ne bu?
- Giriş biletin.
Tamam mısın?
Sıkıca benden tut.
Isırmam.
Gidelim.
Elini ver.
Çiftiz artık.
Kollarını kaldır.
- Sen geçebilirsin.
- Teşekkürler.
- Hey.
- Selam.
Merhaba!
- Dans etmek ister
misin?
- Hadi o zaman.
Lili bizimle gelir
misin?
- Bunu istemiyor
musun?
- Biraz daha sende
kalsın.
- Güzel kokuyorsun.
Nedir bu?
- Ed Hardy.
- Ne?
- Ed Hardy.
Süveterimi alabilir
miyim?
- Merhaba.
- Merhaba.
- Ne var orada öyle?
- Hiçbir şey.
- Ceplerini boşalt!
- Bende bir şey yok.
- Hadi.
Beni takip et.
“Kimliğini görebilir
miyim?
“Teşekkürler.
Günaydın.
İşte geldi.
- Günaydın.
Bu kızınız mı?
- Evet.
Benim kızım.
Uyuşturucu testi
negatif.
Onu eve
götürebilirsiniz.
Bundan böyle ona göz
kulak olun.
- Tebrikler küçük kız.
- Ne?
Hadi el sıkışalım.
Gerçekten harikulade.
- Sorun ne?
- Yok bir şey.
Sevdiğin birini
kaybetmek çok zor.
Bazen işler
planlandığı gibi gitmiyor.
Artık çocuk değilsin.
- Barınağa gidip
başka bir köpek alırız.
- Köpek istemiyorum.
Neden?
Hadi eve gidelim.
- Ne kadar uyudum?
- Çok uzun süre.
- Bugün ne yapacağız?
- Çamaşır yıkayacağız.
- Sonra?
- Sen ne istersen.
- Akşamdan kalma
mısın?
- Hayır, susadım
sadece.
- Bugün işe gitmen
gerekmiyor mu?
- Evet gerekiyor.
- Ee peki?
- Sana kim bakacak o
zaman?
Beni merak etme.
- Seni yalnız
bırakmak istemiyorum.
- Neden ki?
- Çünkü kendini idare
etmek zorunda kalırsın.
- Neden olmasın?
Benden bunu isteme
sakın.
- Sen git.
Bana bir şey olmaz.
- Kaçmaz mısın?
- Hayır.
- Söz mü?
- Evet.
Görüşürüz.
Siyah, kahverengi,
büyük olanlar Hepsi soyu olmayan, kırma
köpekler.
Kancık!
- Patisine ne olmuş?
Göstersene.
- Göster ona.
Fena yaralanmış.
Kimse onu almaz.
Ayakta duramıyor.
Onu kenara ayır.
Acımayacak.
Gördün mü?
İcabına bakıyoruz.
Gittiğin yerde hiç
düşman olmayacak.
Artık kimse seni
incitmeyecek.
Yalan değil.
Bu doğru.
Çantayı getir.
Bu sonuncu muydu?
Evet.
Diğerleri her zamanki
gibi.
- Sonra görüşürüz.
- Görüşürüz.
- Harika görünüyorsun.
Gergin misin?
- Biraz.
- Neden?
- Çünkü berbat
edeceğim.
Hayır.
En iyisi olacaksın.
- İçeri girin.
- Hoşunuza gideni
seçin.
Beyaz olanlar da var.
- Ne oldu?
- Beni ısırdı.
- Isırdı mı?
- Evet.
Sen deli misin?
Isıramazsın.
Bitti artık.
İşin bitti.
Geri çekil!
Geri çekil!
Dışarı çıkmaya izin
yok!
Duyuyor musun beni?
Bırak şunu!
Benim o!
Git şuradan!
“Oturun lütfen.
“Kapılardan uzak
durun!
Panik yapmayın!
“Sessiz olun!
Polisi arayın.
“Kimin telefonu var?
Sessiz olun!
Oturun!
“Gitmeyin!
Oturun!
Oraya gidemezsin.
Çok sinirlenmişler.
- Benim yüzümden
buradalar.
- Burada kal.
- Hagen da orada.
- Çok tehlikeli.
- Ne yani?
- Gitme.
Kahretsin!
Gelin buraya.
Girin içeri.
Aşağı inmeyin!
Aşağı tarafa gittiler!
- Vahşi canavarlar!
- Canavar sensin.
“Dışarı çıkmayın!
Şehir tecrit altında!
“Her yer kapalı!
Bu taraftan
gidebilirsin.
Acele et.
Buradalar.
- Hagen'i görebiliyor
musun?
- Hayır.
Bisikletimi al.
- Geçen gün için özür
dilerim.
- Unut gitsin.
Ne oldu Max?
Sorun ne?
Neden geri geldin?
Şampiyonsun sen.
Neyi bekliyorsun Max?
Gel buraya.
Gel buraya.
Beni duyuyor musun?
Ne istiyorsun Max?
Sorun ne?
Gel hemen buraya.
Gelsene Max.
Neden hareket
etmiyorsun?
Sen bir şey gördün mü?
Ne olduğunu biliyor
musun?
Gel buraya.
Seni evine götürelim.
Burayı kapatacağız.
Ne arıyorsun burada?
Dilini mi yuttun?
Korkma.
Hepsi firar etmiş
hayvanlar.
Sabahleyin onları
yakalarız.
Gel hadi gidelim.
- Onları öldürecek
misiniz?
- Elbette.
Gidelim.
Kafana dikkat et.
“Köpekler pazar
yerinde görüldü.
“Devriye 2'den
merkeze.
İstasyonda mahsur
kaldık.
Tamam.
“Burası 11, cevap
veriyor.
Bir şüphelimiz var.
Tamam.
“Merkez, anlaşıldı.
Köpekler pazar
yerinde görüldü.
Hagen!
“- Baba.
- Sonunda!
Neredesin?
“- Her yerde kan var.
- Neredesin?
“- Yemek için
gelmemişler.
- Ne?
Hepsi sabaha ölmüş
olacak.
“- Hagen'i arayacağım.
- Sokağa çıkma yasağı
var.
“- Nerede olduğunu
söyle!
- Hagen'i bulmam
gerek.
“Neredesin?
Cevap ver.
Kapatma sakın!
“- Lili cevap ver!
- Kapatmalıyım.
“Şehrin en büyük
barınağı savaş alanına döndü.
“Yüzlerde köpek
çalışanları öldürüp kaçtı.
“En korkutucu şey
ise, köpeklerin hayvan gibi değil “ idare
edilen bir ordu gibi davranmalarıydı.
“Yetkililer av
başlatarak herkesten evlerinde kalmasını istediler.
“Bu köpekler çok
tehlikeli.
Max!
Geri gel!
Dursana!
Geri gel!
Gitme!
Geri gel!
Hayır!
Profesör Profesör?
Uyuyor musunuz?
Profesör.
Hazır olun!
Diğer taraftan.
Acele edin!
Yere yatın!
Kahretsin!
Baba.
Baba.
- Nihayet!
Neredeydin?
- Hagen'i arıyordum.
Tehlikedesin!
- Kaos var.
- İçeri gir.
Ön kapıyı kullan.
Kapıyı açacağım.
Acele et.
Tanrım!
Uyan.
Mezbahaya gitmem
gerek.
Benim kartım çalışmaz.
Seninkini ver.
- Peki.
- Delirmiş durumdalar.
- Kim?
- Köpekler burada.
Hadi kalk.
Hagen.
Ne yaptın sen?
Neler oluyor?
Baksana.
Cici köpek!
Yakala!
Bana neden öyle
bakıyorsun?
Çubuğu getir!
Acele et.
Aç!
Aç!
Yardım edin!
Açılsana!
Baba!
Ne yapıyorsun Hagen?
Sakin ol.
Baba!
Benim, Hagen.
Benim.
- Geri çekilin!
- Dursana baba!
- Arkama geç.
- Dur!
Yeter artık!
Yapma!
Polisi arayayım mı?
Bekle.
Eğitimler ve çekimler sırasında hiçbir hayvan zarar
görmemiştir.
En katı Amerikan
yönergelerine uyulmuştur.
Tüm şiddet sahneleri
sahtedir.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »