Silahın Gücü (1973)…Magnum Force
| |
124 dk
Yönetmen:
Ted Post
Senaryo:
Harry Julian Fink, Rita M. Fink, John Milius
Ülke:
ABD
Tür:
Aksiyon, Suç, Gizem
Vizyon Tarihi:
25 Aralık 1973 (İsveç)
Dil:
İngilizce
Müzik:
Lalo Schifrin
Çekim Yeri:
San Francisco, California, ABD
Nam-ı Diğer:
Dirty Harry 2 | Vigilance
Oyuncular
Clint Eastwood
Hal Holbrook
Mitchell Ryan
David Soul
Tim Matheson
Tüm Kadro
Devam Filmleri
1971 - Kirli Adam
(169,978)7.7
1973 - Silahın Gücü
(67,386)7.2
1976 - İnfazcı
(49,755)6.7
1988 - The Dead
Pool (49,488)6.3
Özet
San Francisco polis dedektifi Dirty Harry ve onun yeni ortağı
Early Smith yeni bir iş alır. Şehirde delil yetersizliği gibi nedenlerle
salıverilen ya da ulaşılamayan suçlular 'Magnum Ekibi' adındaki bir grup
tarafından ölümle cezalandırılır. Callahan araştırmalarına başladığında bu
'Magnum Ekibi'nin polis departmanının içindeki bir grup olduğunu keşfeder. Bu
grup kendi kurallarını kendi koyan Dirty Harry'ı bile aşmaktadır
Altyazı
Bu 44'lük Magnum, dünyadaki en etkili tabanca.
Ve kafanı tamamen
uçurabilir.
Kendini şanslı
hissediyor musun?
Bay Ricca!
Beraat etmeniz
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hep söylediğim gibi,
Scarza'nın ölümüyle ilgim olmadığını ispatlıyor.
Anthony Scarza ve
ailesini kim öldürmüş olabilir?
Bu aptalca bir soru.
Beni rahat bırakın!
Bay Weinstein, kabul
edilebilir delil yetersizliğini açıklar mısınız?
Bu hukuki bir mesele, şu
anda açıklayamam.
Bay Weinstein, karar
sizi şaşırtmamışa benziyor.
Vergileri neden sokağa
atıyorlar bilmem.
Tüm bunlar dürüst bir
iş adamına karşı keyfi bir saldırıdır.
-Yorumunuz var mı?
-Ne tatlım?
Başka bir yorumunuz
var mı?
Sana bir yorum
yapayım: Onların beyni ölmüş.
-Bununla ne demek
istiyorsunuz?
-Beyinleri ölmüş.
Bay Ricca karardan
memnuniyetini belirtiyor.
Çok kalabalık.
Hiç korkmuyor musunuz?
Hayır, elbette
korkmuyorum.
Bay Estabrook.
Savcı olarak, mahkeme
kararı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu daha önce de
olmuştu ve yine olacaktır.
Başka yorumum yok.
Üzgünüm, yorum yok.
Yorum yok!
Ne düşünüyorum biliyor
musunuz?
Size söyleyeyim!
Kahrolası mahkemeler,
düşündüğüm bu!
Katillerin hakları
için endişelenerek yeterince zaman harcadılar!
Ricca, sen bir
katilsin!
Arabaya bin!
Hadi!
Katil!
Bugün tanınmış işçi
lideri Carmine Ricca delil
yetersizliğinden beraat etti.
Ricca, reformcu işçi
Anthony Scarza ve ailesinin
öldürülmesinde suç ortağı olmakla itham edilmişti.
Bugün özgür bir adam
olarak mahkeme salonundan çıktığında kalabalığın
kontrolden çıkmasına neden oldu.
Ama polis kalabalığı kontrol
altına almayı başardı ve herhangi bir
yaralanma olmadı.
Fakat Ricca'nın mahkûm
edilmesini isteyen kızgın ve huzursuz bir kalabalığın olay çıkarması kaçınılmazdı.
Ve Ricca davasının henüz
bitmediğinden eminim.
Art Brown adliyeden
bildirdi.
Polis.
Tanrı aşkına Gino.
Yapma Carmine.
Bebek arabası sürer
gibiyim.
Ehliyetinizi görebilir
miyim lütfen?
Arkadaki kim biliyor
musun?
Yine de ehliyetinizi görebilir
miyim lütfen?
Bulmam gerekecek.
Neden durdurulduğunuzu
biliyor musunuz?
Evet, biliyoruz memur
bey ve büyük bir hata yapıyorsunuz.
-Az önce çift şeridi
geçtiniz.
-Çift şeridi mi?
Sakin ol.
Nasıl isterseniz memur
bey.
Onu nihayet bulabildim
efendim.
Aferin aptal.
Çalıntı mı kontrol et.
Bu geri zekâlı
görevden alınmalı.
Bununla biz
ilgileniriz.
Beyler, siz sakin olun.
-Bu araba sizin
adınıza mı kayıtlı?
-Onun adına.
-Kayıt belgesini
görmem gerekiyor.
-Hadi, ver şu ehliyeti
bana.
Selam Harry.
Bu işe sen mi
bakıyorsun?
Walter.
Merhaba Harry.
Burada ne yapıyorsun?
Tam adamlarını bulmuş.
Ricca, avukatı
Weinstein ve şoförü James Cantina.
Peki ya koruması?
Şu anda kontrol
ediyoruz teğmen.
Birileri vergi
mükelleflerini bir sürü para ödemekten kurtarmış galiba, değil mi?
Callahan, burada ne
işin var?
Şüphelileri gözlüyor
olmalıydın.
Acil bir işimiz yoktu,
ayrıca buraya çok yakındık.
Callahan, yalan
söylemeyi bırak da gözlem ekibine geri dön.
Diğer işler seni
ilgilendirmez.
-Sence bunu kim yaptı
Briggs?
-Şüphelileri
gözlüyorsun Callahan.
Haklısın teğmen, beni
o göreve sen verdin.
Seninle kişisel bir
sorunum yok Callahan.
Ama sen her dışarı
çıktığında halkın "polis vahşeti"
diye yakınmasına izin veremeyiz.
Böyle bir işte belki
bana ihtiyaç duyabilirsin.
Bunu yapan kişi işini
çok iyi biliyor.
Sen de bu işlerden çok
anlarsın Harry.
-Ben bu şehir için
çalışıyorum Briggs.
-Ben de.
Senden uzun süredir.
Ve silahımı hiç
kılıfından çıkarmak zorunda kalmadım.
Bununla gurur
duyuyorum.
Sen iyi bir adamsın
teğmen.
İyi bir adam her zaman
sınırlarını bilir.
Teğmen Briggs.
Ne buldun?
Evet, sanırım bir
Magnum'la öldürülmüşler.
Adamlar şimdi kan
gruplarını ve parmak izlerini kontrol ediyor.
Sende ne var?
Ehliyet.
Alıştığımız gangster
işine benzemiyor, değil mi?
Briggs bugün gerçekten
asabi.
Sanırım terfisinin bu
olayı çözmekten geçtiğini düşünüyor.
Sonra görüşürüz Harry.
Bu arada Briggs'le
sorununuz ne?
Kıskançlık.
Bunun benim bakmam
gereken bir olay olduğunu biliyor.
Bu sadece an meselesi.
Hey Early, buna
katılmak ister misin?
Neymiş o?
Benim ortağım olarak
ne kadar hayatta kalabileceğini oyluyorlar.
Dalga mı geçiyorsun?
Hayır.
Son ortağın ne kadar
dayanmıştı?
Birkaç hafta.
Endişelenme, hala
yaşıyor, kolejde öğretmen.
Başka işin var mı
Smith?
Hayır.
Senin?
Hayır, ama Bill
Mackenzie'nin var.
Bill Mackenzie de kim?
Eski bir katil, havaalanında
bir büfesi var.
Şehirdeki en iyi
burgerler.
Aç mısın?
-Şunu gördükten sonra
nasıl aç olabilirsin?
-Neyi?
Evet, Ricca sonunda
öldü.
Dünya için hala bir
umut olmalı.
Ya sen?
Bir şey ister misin?
-Bugün biber ve
sarımsaklı ekmeğimiz var.
-Hayır, sağ ol.
Pek aç değilim.
Günün ortasında, yakın
mesafeden mi?
Olgun kavun gibi
görünüyor olmalılar.
Operasyon Şefi Bay
Phoenix, beyaz resmi telefonu kullanın.
Herkes sakin olsun.
Floyd olayını asla
unutmayacağım.
Günün en yoğun
saatinde baltayla öldürülmüştü.
Kremalı turta ister
misin?
Operasyon Şefi Bay Phoenix, beyaz
resmi telefonu kullanın.
Bir sorun olmalı.
Havaalanının sorun çıktığında kullandığı şifre
bu.
Şu anda kalkış alanı
B'de iki manyak 90 kişiyi elinde tutuyor.
Neden bu kadar uzun
sürdü?
15 dakikada burada
olacaklardı.
Denizaşırı pilot
nerede?
Anlamıyorum.
Güvenliği nasıl
atlattılar?
-Bilmiyorum.
-Sorun mu var?
Ne arıyorsun burada?
-Üzgünüm, gitmen gerekiyor.
-Ben polis memuruyum.
Şu anda New York
uçağımızda iki çılgın uçak korsanı var.
-FBI'ı aradınız mı?
-Şu anda yoldalar.
Ama korsanlar
kalkıştan önce bir denizaşırı pilot istiyorlar.
Bir öneride
bulunabilir miyim?
İyi günler.
Yeterince vaktimi
harcadın.
Şimdi kapat şu kapıyı!
Pekâlâ, bunda ne var?
Haritalar ve uçuş
planları.
Onu yere koy!
Tamam, dön.
Orada kal.
Tamam, bu tarafa dön.
Evet!
Şimdi gir şuraya!
-Al, bu senin!
-Pekâlâ, kaldır şunu!
Nereye?
Sen bizi havalandır, o
zaman gideceğimiz yeri söyleyeceğim.
Bizi havalanma
pozisyonuna getirir misiniz?
3. motor çalışıyor.
Kaldır şunu!
Pekâlâ, ben
devralıyorum.
Evet teğmen.
Adamlarınızdan biri burada
olduğu için şanslıyız.
Şu anda uçakta, müfettiş
Callahan diye biri.
Callahan mı?
Affedersiniz kaptan.
Size biraz aptalca
gelecek, biliyorum ama siz uçabiliyor
musunuz?
Hayır.
Hiç ders almadım.
Oturun!
Burada ne işin var
teğmen?
Harry!
Seni geri zekâlı herif!
Seni öldürebilirdim.
Evet, bunu fark ettim
Charlie.
Ne yapıyorsun?
Seni çok uzun zamandır
görmemiştim.
Sana uğramak
istiyordum, ama bayağı meşguldük.
Evet, ben artık
Carol'la birlikte değilim.
Buna üzüldüm.
Evet.
Bu benim üçüncü
evlilik denemem.
Zaman nasıl geçti?
Zaman beni korkutuyor.
Buraya ilk geldiğimde
seninle tanışmamızın üstünden 10 yıl geçmiş, farkında mısın?
Bana yaşlanmış
görünmedin.
Sence ben nasılım?
Neden bir masa başı
görevi istemiyorsun Charlie?
Artık sokaklara çıkmana gerek
yok.
20 yılımızı donanmada harcasaydık keşke.
Bu günlerde polis sokakta bir suçluyu
öldürdüğünde cesedini bir yerlere atsa
daha iyi.
Çünkü savcılıktaki kendini beğenmiş küstah gençler nasıl olsa onu bir şekilde
cezalandırıyor.
Suçlular polis öldürebiliyor, ama polisin
suçluyu öldürmesi Haksız mıyım?
Kafanı çok yoruyorsun, neden emekliliğini
istemiyorsun?
Ne gerek var ki buna?
Seni 10 yıldır tanıyorum.
Sana bir şey diyeyim, asla emekli olmayacağım.
Asla!
Ben savaşmalıyım.
Bu tek yol.
Haksız mıyım?
Siz yeni gelenler
misiniz?
Evet efendim.
Trafik.
Ben John Davis.
Bu da Phil Sweet.
Bunlar da Red
Astrachan ve Mike Grimes.
-Siz Müfettiş Harry
Callahan'sınız, değil mi?
-Evet.
Burada ne işiniz var?
Özel talim saatleriniz
yok mu zaten?
İyi atış
yapamıyorsanız, sokaklarda olmamalısınız.
-Katiller müsamaha
etmez.
-Başın büyük belada.
Bu konuda seni
suçlayamam.
Gelecek hafta atış
şampiyonasına katılacak mısınız?
Hep katılırım.
-Her yıl
kazanıyorsunuz, değil mi?
-Bu bir tür gelenek
haline geldi.
Evet efendim,
hakkınızda çok şey duyduk.
Bu burada yalnız
kalabildiğim tek zaman.
İsterseniz sizi yalnız
bırakabiliriz.
Hayır, önemli değil.
O 44'lükte ne tür
mermi kullanıyorsunuz?
Hafif ve özel bir
mermi.
Bu büyüklükte bir
silahı, kesik uçlu mermileri olan 357'lik
bir Magnum'dan daha iyi kontrol edebiliyorum.
Hiç fena değil.
Denemek ister misin?
Hayır efendim.
Hiç sanmıyorum.
-Hadi, bir kez dene.
-Hadi Sweet.
Ben hipermetrobum.
Düşürme.
Hey, hiç fena değil.
Şey, sanırım bu benim
için biraz ağır.
Birini ıskaladım.
Alışırsın.
Ateş etmeyi buralarda öğrenmedin
herhalde.
Hayır efendim, hayır.
Hava Kuvvetleri, Özel
Tim'de.
Peki diğerleri de
senin gibi mi?
Şey, Grimes, sanırım o benimle aynı gibi.
Astrachan iyi
günündeyse biraz daha iyidir.
Ve Davis tam bir
çılgındır.
Çok daha iyidir.
Çok daha mı iyi?
Kendince bir tarzı olduğu
belli.
Adın Sweet miydi?
Evet efendim.
Cinayet masasına
döndüğümde umarım beni görmeye gelirsiniz.
-Güzel.
-Teşekkürler, çok
isteriz.
Gidelim!
-İyi geceler efendim.
-İyi geceler.
İçkiler kimden?
Güneş gözüme girdi!
Sen ısmarla Grimes.
Güneş daima gözlerinde
zaten.
Neden siz gerzeklerin
birasını hep ben ısmarlamak zorunda kalıyorum?
Nereye gitmek
istersiniz?
Yüzüğüme baksanıza!
Çok güzel!
Bu bir çete savaşı mı?
Bir şey söylemeyecek
misiniz?
-Başka cinayetler de
olacak mı?
-Şu anda söyleyeceğim
bir şey yok.
-Bu bir çete savaşı mı
teğmen?
-Yorum yok.
Geçen yıl 200 cinayet
işlenmişti.
Bu konuda yorum yapmak
ister misiniz?
Havuzlarda bombalar
olmayacak.
Bu şehir halka ait.
Burada kanun ve düzeni
sağlayacağız.
Şimdilik
söyleyeceklerim bu kadar.
Bu ne anlama geliyor
teğmen?
Yakaladım!
Bizimle oynamak
istemez misin?
-Şey, bilmiyorum
hayatım.
-Sadece biraz.
Gerçekten çok iyi
muamele görüyorsun.
Normalde pek düzgün
akşam yemeği yiyemiyorum.
Tamam çocuklar.
Pekâlâ, bu kadar yeter.
-Biraz daha, beş
dakika daha.
-Hadi bakalım.
Harry'ye iyi geceler
deyin, sonra yatağa.
-İyi geceler.
-İyi geceler aşkım.
-İyi geceler.
-Yaramazlık etme.
-Hoşça kal.
-İyi geceler Harry.
Ceketini ağzından çıkar
tatlım.
Bazen beni çok
yoruyorlar.
Ama artık bakıcıya
para veremem.
Bence çok iyi idare
ediyorsun.
Gün boyunca gülüyorum
işte.
Aradığına sevindim.
Peki, Charlie'yi
gördün mü?
Evet, onu dün gece
gördüm.
Çocukları görmek
istedi sonra da tabancasıyla Rus ruleti
oynamaya başladı.
Neler oldu?
Ne yapabilirdim?
Yan daireye gittim, sonunda
onu durdurmayı başardık.
Babalarının neden kendini vurmak istediğini sorduklarında çocuklara
ne söylersin?
Onlara ne söyledin?
Onlara bunun bazı
insanlarda bulunan özel bir hastalık olduğunu
ve bunu tedavi edebilen doktorların bulunduğunu söyledim Mümkünmüş gibi.
Şu anda nerede
yaşadığını biliyor musun?
Bilmiyorum ve artık
umurumda da değil.
O çok hasta.
Silah taşımasına izin
verilmemeli.
North Beach'te bir
dansçıyla yaşıyordu, biliyor musun?
Neyse, bu işin bittiği
iyi oldu.
Hayatımı sürdürmek
zorundayım.
Sürdüreceksin.
Harry, sana kişisel
bir soru sorabilir miyim?
Elbette, sor.
Emin misin?
Çünkü şey, biraz zor.
Uzun zamandan beri
dostuz, sor.
Şey, sadece neden bana
hiç kur yapmadığını merak ediyorum.
Neden?
Kahretsin.
Bu çocuklar varken biriyle
sevişebilir miyim sence?
Alo.
Evet, bir dakika.
Sana.
Neler oluyor?
Evet?
Evet Early,
televizyonda gördüm.
Hemen geliyorum.
Arka yoldan geleceğim.
-Buraya kadar, değil
mi?
-Gitmeliyim.
İyi geceler Harry.
İyi geceler tatlım.
Nasıl gidiyor?
Dergi rafının
yanındaki adam.
Sahibi onu son
soygundan önce gördüğünü anımsıyor.
Evet, para ödeyen bir
müşteriye pek benzemiyor, değil mi?
-Ön tarafta park etmiş
bir araba var.
-Doğru, park yasağı
alanında.
Şu tüfeği alıp kapının
yanına git.
Tamam.
Sence vurur muyum,
ıskalar mıyım?
İşte üç şüpheli tip.
Kımıldama zenci!
-Elinde ne var?
-Alarmı çalıştırayım
deme sakın.
Sen!
Çabuk buraya gel!
-Kasan var mı zenci?
-Hayır.
Seni pis yalancı.
Pekâlâ, sakin ol.
Şimdi sakinleş.
Em şunu!
Em şunu!
Seni öldüreceğim!
Em dedim sana.
Git şu kasayı bul.
Burada bir zenci
öldüreceğim.
Dizlerinin üzerine çök.
Diz üstü çök.
Ortaya çık artık.
Daha değil.
Dizlerinin üstüne çök.
Polis!
At onu!
Orada kal!
Daha önce kimseyi
vurmadım.
Neden bayana yardım
etmiyorsun?
Her şey yolunda bayan.
Bu gece kendine iyi
hakim oldun.
Sınırlarını
zorluyorsun.
Hem de nasıl.
Hey, nereye
gidiyorsunuz?
-Eddy Caddesi'ndeki
Downtown Bowl'a.
-Tamam.
Sonra görüşürüz.
-Onları tanıyor musun?
-Benden sonra
akademiden geldiler.
Birbirlerinden hiç
ayrılmıyorlar.
Herkes homoseksüel
olduklarını düşünüyor.
Sana bir şey diyeyim,
eğer sizler de öyle ateş edebilseydiniz bütün
emniyet homoseksüel olsa aldırmazdım.
Affedersiniz, bu çok
önemli.
Ne yaptığını
sanıyorsun sen?
O'Farrell, 1000 numara.
Dikkatini yola
vermezsen oraya ulaşamayacağız.
Tamam.
O'Farrell, 1.
000 numara.
Yoksulluk yardımı
almaman ne kötü.
Sana bedava verirdim.
Sür.
-Sidney, ben de seni
görmeye geliyordum.
-Nereye?
-Ben sana durmanı
söyleyene dek devam et.
-Peki efendim.
Şu bayrağı indir.
-Beni görmeye mi
geliyordun?
-Evet, gerçekten.
Neden bizim kulübeye
gelmedin peki?
-Şey -Bana masal anlatma.
Bunu yapmam.
-Bir haftadır seni
bekliyorum.
-Kongrede çalışıyordum.
-Şu otelde telefon da
mı yok?
-Çok yoğun
çalışıyordum.
Sana göstereyim.
-Gördün mü?
Hepsi burada.
-Hepsi mi?
Benden para
saklıyorsun galiba.
Hayır.
Sana karşı hep dürüst oldum
Sidney.
Beni tanırsın.
Seni tanıyorum
kahrolası.
Bakalım meme bankasına
ne kadar sakladın.
Selam paracıklar.
Aşağı bankayı da
kontrol edelim.
Evet, seni tanıyorum.
Hepsini sana
verecektim, ama bana şans tanımadın.
Şansın vardı kaltak.
Ben senin son
şansındım.
Şehirdeki herkes senin
kıçına tekmeyi bastı.
Yardım edin!
İyi günler efendim.
Bu araba sizin adınıza
mı kayıtlı?
Evet efendim.
Bu benim arabam.
Sen yeni olmalısın.
Benim kim olduğumu
biliyor musun?
Yine de ehliyet ve
kayıt belgenizi görmeliyim efendim.
Köprüden geçerken hız yapıyordunuz
sanırım.
Merhaba.
Merhaba.
Senin adın ne?
Sunny.
Altı aydır burada
yaşıyorum.
Seninle daha önce
karşılaşmamış olmamız ilginç.
Çok fazla çalışıyorum.
Biliyorum.
-Sen üst katta oturan
polissin.
-Evet.
Sana bir şey sorabilir
miyim?
Sor lütfen.
Bir kızın seninle
yatabilmek için ne yapması gerekir?
Kapıyı çalmayı dene.
Merhaba.
Hep karanlıkta mı
yaşarsın?
Şey, bazen karanlıkta
daha kaliteli insanlarla tanışırsın.
İçeri gelsene.
Otur.
Harry, ben Briggs.
Yalnız mısın?
Aslında hayır, genç
bir hanım arkadaşımı eğlendiriyorum.
Callahan, pantolonunu
giy ve doğruca şehir morguna gel.
Morga mı?
Niçin Briggs?
Artık cinayetlerle
ilgilenmiyorum.
Şüphelileri gözlüyorum
ya.
Artık değilsin
Callahan.
Sen ve ortağın bölüme
geri döndünüz.
Bu biraz ani değil mi
Briggs?
Alışılmış tarzının
dışında.
Öyle olması gerekiyor
Callahan.
Bu olay
düşündüğümüzden de büyük bir şey olabilir.
Araba hırsızlığı ve
kumarbazlık.
Kaçakçılık.
Uyuşturucu ve
fahişelik.
En seçme suçlular.
Birileri mahkemeleri
işsiz bırakmak istiyor.
Şimdiye kadar yanlış
bir şey söylemedin.
Bu bir saat önce geldi.
Birileri hepsini
istiyor.
Bu adam sadece kadın
satıcısıymış.
Bu da onun kızlarından
biri.
Onu nasıl öldürmüş?
Adam vurulmadan biraz
önce kadına bir şişe tuvalet temizleyicisi içirmiş.
Kendince bir tarzı
varmış.
Çok hassassın Callahan.
Onu peşimde gezdirmek zorunda
mı kalacağım?
Bu olayda Briggs'le
birlikte çalışacaksın Callahan.
Sınırlarını aşarsan, seni
balina pisliğinden daha alçak bir seviyeye indiririm.
Balina pisliğinden
bahsetmişken, neler buldun Briggs?
Benim bölümümde kimse
boş oturmuyor.
Şunu görüyor musun
Callahan?
Şef.
Beni sürekli bununla
arıyor.
Banyodayken bile.
48 saattir ayakkabılarımı
çıkarmadım ve hala hiç tanığımız yok,
bir tane bile.
Böyle durumlarda, suç
mahallinin yakınında daima bir polis vardır.
Ama hiç kimse bir şey
görmemiş.
-Buna bakan memur
kimdi?
-Bir devriye, Sweet.
Değil mi Briggs?
Sweet iyi bir adama
benziyor.
Sabah ilk iş olarak balistik
raporlarını alacağım.
Mermi kovanlarının
hepsi incelendi.
O silahları asla
bulamayacağız.
Tam profesyonel işi, zamanını
boşa harcıyorsun.
Zaman benim zamanım
Briggs.
İnsan sınırlarını
bilmeli.
Yeterince sıcak mı?
Sen benim ilk
polisimsin.
Sanırım bu gece ikimiz
için de ilk olacak, değil mi?
Diğerleri neye
benziyor?
Silah, 357'lik bir
Magnum'muş.
Diğer kurşunlar
işimize yaramayacak kadar bozulmuştu.
Oyuk uçlu, yakın
mesafeden atılmış, bilirsin.
Bu ikisi elimizde olduğu
için şanslıyız.
Onları kadın
satıcısının arabasında buldum.
357'lik Magnum mu?
Belki de bir polistir.
Belki Harry'dir.
Kimse serserilerden
onun kadar nefret etmez.
Her kimse, bundan zevk
aldığı kesin.
Adam ilk atışta ölmüş
olabilir.
Diğerleri fazladan
atılmış.
-Tüm şarjörü üzerine
boşaltmış.
-Koskocaman bir delik,
değil mi?
Herkes bir şeylerin
hesabını verir.
Burada durmuş olmalı,
bu yakınlıkta namlu mesafesinde.
Ehliyet ve 100 dolar
açıktaydı.
Tıpkı bir trafik
polisine gösterir gibi.
Evet.
Elimizdekilere
bakılırsa, birileri polis memuru gibi davranıyor.
En azından arabada
öldürülenlere.
Bu daha önce de
yapılmıştı.
Bu kadar yakından asla
tanıyamayacakları birisi olmalı.
Ya da hiç
şüphelenmeyecekleri biri.
Lou Guzman, ilkokul
mezunu, eski et taşıyıcısı.
Patronların patronu
için suikastçı olarak çalışmaya başladı.
Tüm eyaletin
uyuşturucu trafiği kontrolünde, şimdi de kadın ticaretine girdi.
Önemli dostları var.
Casale ve DiGiorgio
onları araştırsın.
Sonraki.
Teşekkürler.
Bu senin özel
yeteneklerine uygun Callahan.
Frank Palancio.
96 kilo.
23 kez cinayetle
suçlanmış, mahkumiyeti yok.
Şu anda sağlığından
şikâyetçi.
Ülseri ve migreni var.
Aşırı şiddete eğilimli.
Bir zamanlar Ricca'nın
en gözde suikastçısıydı.
Onunla karşılaşırsan,
kaçmayacaktır.
O tamamen senin
Callahan.
Bu harika teğmen, ama
Palancio'nun Onunla sen ilgileneceksin
Callahan.
Yapabilseydim,
kaldırımdaki yarığa bastı diye Palancio'yu tutuklatırdım ama bu onun tarzı değil.
Araba cinayetleri onun
için fazla doğrudan.
Callahan, ben
savcılıktan tutuklama emri alana kadar gözünü
Palancio'dan ayırma.
O hayvanın ilk
mahkûmiyetini görmek istiyorum.
Mahkûmiyet mi?
Bence o senin yeni
kurbanın olacak.
Ne istiyorsun teğmen?
Senden onu takip
etmeni istemiyorum müfettiş.
Son defa söylüyorum.
Sonraki.
Nick Royale,
Palancio'nun bir numaralı suikastçısı.
İyi eğitim almış.
PALANCIO - İTHAL
YİYECEK ŞİRKETİ Ne oluyor?
Hiçbir şey, sadece bir
sürü kontrol.
Bir zamanlar yatağının
altında domuz saklayan birini tanırdım.
Domuz mu?
Yenenlerden mi?
Yenenlerden.
Hep mideni mi
düşünürsün sen?
Bu çok ilginç.
Sanırım gitsek iyi
olur.
Evet.
-Ayrılıyorlar.
Ne tarafa Harry?
-Biz bu ikisiyle
kalalım.
Köprünün diğer tarafı
yetki alanımızın dışında.
Evet.
Ya şimdi?
Paranın peşine düşelim.
Kenara çek ve dur.
Ne yapmaya
çalışıyorsun?
Polis olduğumuzu bile
bilmiyor.
Paniğe kapılabilir,
ayrıca zaten biz burada görevli değiliz.
Umarım paniğe kapılır.
O zaman onu diğer 23 cinayetten
de tutuklarım.
Paniğe kapılmazsa da kafamı uzun zamandır meşgul eden bir konuda
haklıyım demektir.
Umarım haklı çıkmam.
Ne?
Sayemde başkalarının bahis
kazanmasını istemem.
Biraz daha hızlı git, ben
onların tarafındayım.
-Pencereni aç.
-Ne?
Aklını mı kaçırdın sen?
-Şimdiye kadar hata
yaptım mı?
-Bunu neden yaptığımı
bilmiyorum.
-Affedersiniz.
Yardımcı olabilir
misiniz?
-Ne istiyorsunuz?
Belki yardım
edebilirsiniz, sanırım kaybolduk.
San Quentin'in
girişini arıyorduk.
Nerede olduğunu
biliyor musunuz?
Arka tarafta.
Gözleriniz mi bozuk?
Evet, görüyorum.
Sadece sizin San
Quentin'i bilip bilmediğinizi öğrenmek istedim.
Meğer biliyormuşsun
geri zekalı.
Seni yakalayacağım,
orospu çocuğu.
Her şeyi ille bildiğin
gibi yapacaksın, değil mi?
Briggs'in sana takmış
olmasına şaşmamalı.
İşleri başkalarının
yöntemine göre yaparsan hayatını tehlikeye atarsın.
Şu kahrolası Guzman!
Neredeyse 24 saattir
dışarı çıkmadı.
Hey, bizimkilerden
biri motosikletten düştü.
Bu Charlie McCoy!
İyi gibi görünüyor.
Bir bakayım.
Evet, iyi.
İşte orada.
Bütün gün o evde
tıkılıp oturmaktan başka işin yok, değil mi Guzman?
Kokain ortadan yok
oldu!
Guzman hep en iyisini
alır hayatım.
Seni salak.
Dökme şunu.
30 gramı 900 dolar
eder.
Dökmesen iyi olur.
Fazla telaşlanma.
Kimse bana emir
veremez.
Anladın mı?
Hiç kimse.
Paraya asla dokunmam.
Şimdi şunu bırakır
mısın?
Kontrolü sen al, tamam
mı Ed?
Kahretsin, keşke bir
şeyler olsa.
Sakin ol.
Gözlem ekibinde tek
yapılan budur işte.
Beklemek.
Hayır, lütfen!
Hayır!
Frank!
-Neler oluyor?
-Birileri bir polisi
öldürdü.
Burada ufak bir sorun
çıktı.
Hepiniz geri çekilin.
Lütfen bayan, geri
çekilin.
Bir sorun çıktı.
Ne oldu?
Her şey yolunda
görünüyor.
Neler oluyor?
Hadi yürüyün.
Lütfen efendim, geri
çekilin.
Evet efendim.
Evet efendim.
Hayır efendim.
Basına sızmasına izin
vermeyiz.
Evet efendim.
Bir şeyleri zorlamaya
çalışarak tüm soruşturmayı tehlikeye attın.
Kendi hayatlarınızı da.
Palancio işini
mahvettin.
Sana söylediğim gibi onu
gözlem altında tutmak yerine onu
tedirgin ettin.
Bu konuda ne
diyeceksin?
Ben Avery'ye ne
diyeceğim?
Ne?
Ona bunu yapanın
Palancio olmadığını, bir trafik polisi olduğunu söyle.
Bir polis mi?
Evet.
Bir trafik polisi.
Aklını mı kaçırdın sen?
Bir trafik polisinin şehirdeki
tüm azılı suçluları öldürdüğüne inanmamı
mı istiyorsun?
Kim?
Charlie McCoy.
Akıl hastanesine
gitmeye hazır.
Kendini öldürmeyi bile
denedi.
Charlie McCoy.
Guzman bugün vuruldu.
Bir polis öldürüldü.
O Charlie McCoy'du.
-McCoy mu?
-Evet, Charlie McCoy.
Şu anda seni gebertmememin
tek nedeni ikinizin çok yakın dost
olduğunuzu biliyor olmam.
Karısını aramak
üzereydim.
Ya da istersen sen ara.
Çocukları olduğunu
biliyorum.
Evet.
-Bunu kim haber verdi?
-Davis.
Davis mi?
DiGiorgio gözlem
ekibine ne oldu?
Bu bir rastlantıymış.
Davis olay olduğunda
oradan geçiyormuş.
Oraya ulaştığında
McCoy çoktan ölmüş.
Görgü tanığı var mı?
Yok.
-Ben ararım.
-Tamam.
Bu senin için bir
anlam ifade eder mi bilmem, ama Charlie için üzgünüm.
Ama bunu Palancio
yaptı, inan bana.
48 saat sonra
tutuklama emri çıkmış olacak.
Onu sen alabilirsin.
O senin.
Geldiğin için sağ ol
Harry.
Gitmek zorunda
olduğundan emin misin?
Artık rahat bir akşam
yemeği yemek için gidebileceğim bir yer yok.
Aslında burayı hiçbir
zaman çok sevmedim.
Her zaman mevsimlerin
değişimini sevdim.
Onu eve götüreceğim.
Zaman geldi.
Eve gitmesinin zamanı
geldi.
Hadi çocuklar, arabaya
binelim.
Çocuklar konusunda bize
bu genç adam yardımcı oldu.
Hoşça kal Harry.
Hepimiz seni
özleyeceğiz.
Hoşça kal canım.
Onları terminale götür
lütfen.
Gelmen büyük incelik.
Bunu yapman gerekmezdi.
Oraya daha erken
gidebilseydim, hala hayatta olabilirdi.
Bu şekilde ölmeyi hak
etmemişti.
Yapabileceğim bir şey
varsa Kendimi sorumlu hissediyorum.
Sıradaki atıcı
Callahan.
Bir sonraki Davis.
Bu skorla herkesi
arkada bıraktın Harry.
Seni hiç bu kadar
rahat görmemiştim.
Bu arada, Charlie'ye
olanlar konusunda çok üzgün olduğumu
söylemek istiyorum.
Anlayamadığım şey,
Davis denen şu çocuğun nasıl oraya ilk giden kişi olduğu.
Sizler tam caddenin
karşısındaydınız.
Hiçbir fikrim yok
Harry.
Çocuk birden ortaya
çıkıverdi.
Çok kısa bir süre
sonra garajdaydık.
Belki de yaşlandığım
için yavaşlıyorum, bilmiyorum.
Şampiyonluğu aldığına
inandığım için seni ilk kutlayan ben olmak istiyorum.
Beni yedi puanla
geride bıraktın.
Şu anda şansı olan tek
kişi Davis.
Vur onları!
Sanırım çocuk seni
yendi Harry.
Böyle şeyler olur.
Aldığı dört puanla
durumu eşitledi Harry.
Şampiyon ancak son
turda belli olacak.
Atış biçimini sen
seçeceksin.
Hedef tahtası mı,
çatışma mı?
Çatışma.
Tamam!
5 hedef, 46 saniye.
Skor harika.
İyi şanslar efendim.
İyi adam!
O sonuncu iyi adamdı!
36 saniye.
Ama üzgünüm Harry, iyi
adamı vurdun.
Kötü günler
geçiriyorsunuz.
Bu hakkım sayılmaz.
Kazandın, değil mi?
-Evet efendim ama -Önemli olan da bu.
Şunu deneyebilir miyim?
Chester, altıya ne
dersin?
Fena değil.
Sonuncuyu vuramadım
sanırım.
İnsan alışıyor.
Senin nasıl alıştığını
görebiliyorum.
Beş dakika dedin, ama
yarım saattir bekliyorum.
Sen hiç acıkmaz mısın?
-Yarım saat olmuş gibi
gelmedi.
-Evet, ama oldu.
Dün kasabıma uğradım ve
bir parça dana eti aldım.
Pops gerçek bir
sanatçı.
O adamın et kesişini
bütün gün seyredebilirim.
Neden benimle gelip Karım iyi bir aşçıdır.
Bizimle akşam yemeği
yersin.
Hayır, sağ ol.
Az önce iştahımı kapatacak
bir şey gördüm.
O hayvanları
hazırlıksız yakalayacağız.
Seni evden arayacaktım.
Arama iznini ve
tutuklama yetkisini aldık.
Yarın şehir çapında bir
baskın yapacağız.
Palancio senin.
Onu sakın öldürme
Harry.
Sana balistikte
göstereceğim şeyi çok ilginç bulacaksın sanırım.
Yarın sabah
istemediğin kadar çok ipucu elde edeceksin.
-Günaydın Harry.
Efendim.
-Walter.
Bize biraz izin verir
misin?
Tabii.
İki tanecik var.
-Diğerlerine ne
olduğunu merak ediyorum.
-Federaller aldı.
Eee?
Bir bak.
Yakın, çok yakın.
Ama pek çok çizgi
uymuyor.
Tüm bunlar iki
kurşunun da benzer namlu çapı olan
silahlardan geldiğini kanıtlıyor.
Bunun kanıt
olamayacağını mı düşünüyorsun?
Sanırım hayır.
Tam bir karşılaştırma
raporu hazırlatacağım, sorun değil.
Muhtemelen haklısın.
Ayrıca henüz çok da
gerekli değil.
Neden
"henüz" dedin?
O kovanı nereden aldın?
-Şimdilik söylememeyi
tercih ederim.
-Bu konuda oyun oynama.
Hem sen kimin
tarafındasın?
Bu alt tarafı bir
tahmin ve muhtemelen hatalıyım.
Bunu kendi
yöntemlerimle çözmek istiyorum.
Bu arada, Davis ve
Sweet'in yarın benim ekibimde olmalarını istiyorum.
Onlar daha çaylak ama.
Emniyette onlar kadar
iyi atış yapan birilerini bul, onları kullanayım.
Kahretsin, ateş
edilmemesi gerekiyor.
Ayrıca, henüz böyle
bir iş için yeterince tecrübeleri yok.
Eğer kimse onlara şans
tanımazsa, nasıl tecrübe kazanabilirler?
Davis de yeni atış
şampiyonu.
Ya paniğe kapılıp ateş
açarlarsa?
Doğru insanı
hedefledikleri sürece ateş etmelerinin bir sakıncası yok.
Davis ve Sweet'ten gözünü
ayırmamanı istiyorum.
Neden?
Ayırma işte, tamam mı?
Pekâlâ.
-Hazır mısınız?
-Hazırız.
Üç arabayla yola
çıkacağız.
Davis ve Sweet onu
tutuklayacak.
Early bizi koruyacak.
Birileri kaçmaya
çalışırsa diye, ben rıhtımda olacağım.
Eğer sorun çıkarsa,
oradan çıkacak.
Siz onları tutuklayana
kadar diğer ekibi geride tutacağız.
En önemlisi sizin
göreviniz, ilk siz ortaya çıkacaksınız.
Hata istemiyoruz.
-Tamam mı?
-Tamam.
Harry'yle dolaşmak
istemezdim, onu sevmeyen bir sürü insan var.
Sağ ol.
Buna ihtiyacım vardı.
-Siz hazır mısınız?
-Evet.
-Bizi istediğiniz için
sağ olun.
-Güveninizi boşa
çıkarmayacağız.
Bundan eminim.
Alo?
Kimsiniz?
Neydi o Nickie?
Birisi iki dakika sonra
basılacağımızı söyledi.
Polis kılığında
olacaklarmış.
Tanıdık bir ses miydi?
Hayır, tanıyamadım.
Ed, Chuck pencerelere gidin.
Deniz tarafı benim.
Cadde tarafı bende.
Eğer polislerse, bu
bir tuzak olabilir.
Ricca'da açtıkları
deliklerden sonra oturup bekleyemem.
Eğer polislerse,
belgeleri vardır.
Araba geliyor Frank.
Orada uzun boylu bir
adam var.
-Üniforması var mı?
-Hayır.
Polis değil.
Polisler hep ön
kapıdan gelir.
Bir araba daha.
Polislerse, neden ekip
arabalarıyla gelmediler?
Şu uzun boylu adam kargoların
arasında dolaşıyor.
Silahını çıkardı.
İçeride iki üniformalı
var.
O polis silahı değil
Frank.
Kapıya yaklaşan
üniformalı bir polis var.
Açık değiliz.
Yarın gelin.
Polis, size birkaç
soru sormak istiyoruz.
Bakın, ben sadece bekçiyim.
Burada kimse yok.
Bay Frank Palancio'yu
arıyoruz.
Kapıyı açar mısınız?
Onun için tutuklama
emrimiz var.
Burada kimse yok
dedim, kahretsin!
Arama emrimiz var.
Hadi gösterin!
Sweet'i vurdular.
Yardım gönderin!
Çabuk!
Ateşi kesin.
Silahlarınızı atın ve
ellerinizi kaldırıp dışarı çıkın.
-Kahretsin!
-Canınız cehenneme!
Anestezi
istemediğinden emin misin?
Yaklaşık yedi dikiş
atılacak.
Hayır, sağ ol.
Pekâlâ, kıçını
kurtaralım.
Kafamı.
Kesik kafamda.
Neden herkes birden
komedyene dönüştü?
Bunun burada kalması
şart mı?
Hayır, işi yarım
bırakırım, adamın beyni de ortalığa saçılır.
Rogers, şu anda bir
doktorun bu gibi davranışlarını çekecek halim yok.
Bir polis memuru öldü.
Affedersin.
O izni oranın aranması
için aldım Callahan sen hem hakim, hem
jüri, hem de cellat olasın diye değil.
Basit bir tutuklama
olması gerekiyordu.
Palancio gibi bir
katili tutuklamak pek de basit olmuyor.
Suçlu oldukları
kanıtlanana dek Yani Kahretsin, demek istediğimi anladın.
Şehir, tarihinin en
büyük vahşetini yaşamak üzere ve sen tam
bir askeri operasyon başlatıyorsun.
Onlar ateş açmadıkları
sürece kimseye ateş etmedim.
Şu silahı her
ateşlediğinde yazışmalarım üç ay geriye gidiyor.
Şef ve ben bu konuyu
çoktan konuştuk.
Senin hakkında
araştırma yapılması isteniyor.
Peki ya ölü polis?
-Onları almaman için
uyarmıştım seni.
-Sweet ilk atışta
öldürüldü.
Ayrıca haber
almışlardı.
Geleceğimizi
biliyorlardı Briggs.
Nasıl?
Bu saçmalığı yutturma
bana.
Geleceğimizi
biliyorlardı.
200 tutuklamadan sonra
farkı anlarım.
Bana kalırsa Callahan,
yaşadığın sürece başka tutuklama yapmayacaksın.
Bitti mi teğmen?
Hayır, bitmedi.
Bana gösterdiğin mermi
kovanını istiyorum.
Onu balistiğe
gönderdim, bir şey çıkmadı.
Namlusu tamamen
farklıymış.
Yine de o bir savcılık
delili.
Onu istiyorum.
Ye o zaman.
Bak Harry, bana
kalırsa, sanırım sen sopanın yanlış ucunu tutuyorsun.
-Öyle mi diyorsun?
-Evet.
Oraya girdiklerinde ne
buldular?
Hiçbir şey.
Palancio tertemizdi.
Geleceğimizi
biliyorlardı Harry.
Sence bize niye kapıyı
açtılar?
Bunun da diğerleri
gibi bir tuzak olduğunu düşünmüşlerdir.
-Öyleydi.
-Hayır.
Bu bir tuzaktı Early.
Sana anlatacağım şey o
kadar gerçek dışı görünüyor ki, buna ben bile inanamıyorum.
Seninle çalışırken
şaşırmayı bıraktım zaten.
Sana tüm bu
cinayetleri işleyenlerin bir grup acemi
polis olduğunu söylesem şaşırır mıydın?
Şunu gördün mü?
Şimdilik Briggs'e
sahte kovan verdim.
Bu kurşunu nişan
tahtasından aldım.
Davis'in silahından
çıkan bir kurşun.
Charlie McCoy'un
vücudundan çıkarılan kurşuna uyuyor.
Davis mi?
Bu çok saçma.
Belki öyle, ama birisi
Palancio'yu gelişimiz konusunda uyardı.
Benim ya da
Palancio'nun, mümkünse ikimizin birden öldürülmesini istiyordu.
Evet, ama bugün Sweet
öldü.
Sweet feda edildi.
Daha da önemlisi, haklıysam
ben de feda edileceğim.
Sana söylediğimi
anlamışlardır, bu senin de feda edileceğin anlamına gelir.
Evet.
Bana bir şey olursa
bunu Teğmen Briggs'e vermeni istiyorum.
Tamam.
Ya ikimizi de
haklarlarsa?
O zaman onlar kazanır.
Olayların gidişatından
bunun nasıl olacağını anlamak zor değil.
İnanılmaz görünse de,
emniyetin içinde bir alt örgüt olabilir.
Birkaç yıl önce
Brezilya'da kurulana benzer bir infaz ekibi.
Kahretsin.
Bazı geceler dünyanın
nereye gittiğini düşünerek uyanıyorum.
Kendine dikkat etmeni
istiyorum, tamam mı?
Merhaba!
Merhaba.
Tanrım, yüzüne ne oldu?
Hiçbir şey, sadece
birkaç dikiş.
Markete gidiyordum,
bira ister misin?
Güzel, şu anda bira
iyi gelebilir.
Anahtarlarını aldım, postana
da bakarım.
Tamam bebek.
Yatağı ısıt.
Bir polisi mahkemeye
çıkarmak ne kadar zor, farkında mısın sen?
Siz kahramanlar bu
hafta bir düzine insanı öldürdünüz.
Gelecek hafta ne
yapacaksınız?
Bir düzine daha
öldüreceğiz.
Tek derdiniz kahraman
olmak mı sizin?
Tüm kahramanlarımız öldü.
Biz savaşmayı öğrenen ilk nesiliz.
Biz toplumu,
mahkemeler doğru düzgün çalışsaydı zaten
yakalanıp mahkum edilecek katillerden temizliyoruz.
İnsanların tanıdığı
suçlulardan başlıyoruz ki eylemlerimiz
anlaşılabilsin.
Şiddet kullanıp
kullanmama meselesi değil bu.
Bunun başka bir yolu
yok müfettiş.
Hele herkesten çok siz bunu anlamalısınız.
Ya bizim yanımızda
olursunuz, ya da karşımızda.
Korkarım beni yanlış değerlendirmişsiniz.
-Selam Sunny.
-Selam Sue.
Hayır, hayır!
Harry, ne yapıyorsun?
Hey, neler oluyor
orada?
Posta kutusunu
söküyorum, neye benziyor?
-Sizler burada
yaşıyorsunuz, değil mi?
-Evet.
Posta kutusuna ne
yapıyorsun?
Anahtarını mı
kaybettin?
Sen neden kendi işine
bakmıyorsun?
O benim de posta kutum.
Bana ukalalık etme!
Postayı karıştırmak
federal bir suçtur.
Polisi arıyorum.
Ben polisim.
Ne?
Yukarıda oturan polis
misin?
O da ne?
Plastik patlayıcı.
Bir bomba mı?
Evet.
Beni biraz daha
oyalasaydın, hepimiz tavana yapışacaktık.
-Tutmak ister misin?
-Hayır.
Buna karışmak istemem.
Dairene git ve orada
kal.
Kapıyı kimseye açma.
Cinayet masasından
Teğmen Briggs'i bağlayın, ben müfettiş Callahan.
Callahan, neredesin?
Briggs, az önce posta
kutumda bir bomba buldum.
Early'nin evine hemen
birini göndermeni istiyorum.
Ne?
Burada bir bomba var!
Şimdi Early'nin evine
birini yolla, duydun mu?
Tamam.
Olduğun yerde kal.
Ben şimdi geliyorum.
Orada kal.
Kim o?
Girin.
Bunlarla
karşılaşmaktan hiç hoşlanmam.
Bomba nerede?
Şifonyerin üstünde.
Tamam.
Çıkalım buradan.
Avery bunu görmek
isteyecek.
Sen kullanır mısın?
Şuna biraz daha yakından
bakmak istiyorum.
Bu şey posta kutusu
anahtarınla harekete geçebilirdi.
Ya da bir
zamanlayıcıyla.
Buradan sağa dön.
Çevre yoluna çık.
Çevre yoluna mı?
Merkeze giden başka bir
yol mu var teğmen?
Silahın kılıfının
dışında Briggs.
İlk kez mi oluyor?
Merkeze gitmediğini
biliyorsun.
Senin gideceğin tek
yer bir ceset torbasının içi.
Silahını bana ver.
Mermileri de.
Üç.
Daima üç tane taşırsın.
Onları camdan dışarı
at.
Bu işten sıyrılacağına
nasıl bu kadar güveniyorsun?
Soruşturmayı ben
yürütürüm, siciline de bakılınca her şey mantıklı görünür.
Anlayamadığım şey, bu kadar
kişinin içinden neden sen?
Yüz yıl önce bu kentte insanlar aynı şeyi
yapmış.
Tarih, tedbirli olanları haklı çıkardı, bizler
de onlar gibiyiz.
Halkın güvenliğini tehdit eden herkes infaz
edilecek.
-Kötülüğe karşılık kötülük Harry.
Cezalandırma.
-Bu harika.
Ama cinayet nasıl mazur görülebilir?
Polisler, başka polisleri infaz etmeye
başlarsa bunun sonu nereye varır Briggs?
Yakında, yaya geçidini kullanmayanları da
infaz edeceksiniz.
Ve trafik suçu işleyenleri de.
Sonunda da köpeği bahçene işediği için komşunu
infaz edeceksin.
Öldürdüğümüz adamların hepsi bunu fazlasıyla
hak ediyordu.
Hepsi değil.
Charlie McCoy hak etmiyordu.
Sen ne yapardın peki?
Kanunlara uyardım.
Kanun hakkında ne
bilirsin ki sen?
Sen çok iyi bir polissin Harry.
Ekibe katılma şansın vardı, ama sen sisteme
yapışıp kaldın.
Sistemi beğenmiyorum.
Ama mantıklı değişim önerileri gelmedikçe sisteme bağlı kalmaya devam edeceğim.
Senin neslin tükenmek üzere.
Sonraki çıkıştan devam
et.
Red Briggs haklıymış.
Sizin yeterince
tecrübeniz yok.
Orada kal Callahan.
Oyun yok.
Örgütünün işi bitti
Briggs.
Geldikleri yerde daha
çok var, inan bana.
Uzaklaş arabadan.
Uzaklaş!
Kanunlara uy.
Az önce üç polis
memurunu öldürdün Harry.
Ve seni öldürmeyişimin
tek nedeni seni kendi sisteminle cezalandıracak
olmam.
Senin sözüne karşı
benim sözüm.
Sana kim inanır ki?
Sen bir katilsin Harry!
Bir manyaksın!
İnsan sınırlarını bilmeli.
« Prev Post
Next Post »