Kelebek Etkisi 3 (2009) The Butterfly Effect 3:Revelations
| |
90 dk
Yönetmen:Seth Grossman
Senaryo:Holly Brix
Ülke:ABD
Tür:Suç, Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:02 Temmuz 2009 (Brezilya)
Dil:İngilizce
Müzik:Adam Balazs
Web Sitesi:Resmi site [Japan]
Çekim Yeri:Detroit, Michigan, ABD
Nam-ı Diğer:Butterfly Effect 3
Oyuncular: Chris Carmack, Rachel Miner, Melissa Jones
Devam Filmleri
2004 - Kelebek Etkisi(432,427)7.6
2006 - Kelebek Etkisi 2(33,372)4.5
2009 - Kelebek Etkisi 3(18,040)5.6
Özet
Sam, yakın zamanda işlenen cinayetleri önseziyle görebilen
ve bu gördüklerini dedektiflere ileten biridir.Kızkardeşi Jenna ile beraber
eski kız arkadaşının ölümünü araştırmak geçmişe dönmekte kendisine kalmıştır.Eski
kız arkadaşının katili Pontiac Katili diye bilinen bir seri katildir.Fakat
şimdiye kadar öldürdüğü 8 kişiye rağmen katile ulaşılamamıştır.Bu sırlarla hem
ölüm kalım savaşı verecek hemde gizemli bir geçmişe dönüş yapacaktır.Fakat
olaylar hiç beklemediği şekilde gidecektir ve büyük süprizler onu bekliyor
olacak.
Alt yazı
Uyarı: İzleyeceğiniz film, küçük yaştaki izleyiciler
üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir.
Pekala Josh.
Gidiyoruz.
Beş dakika daha.
Hayır.
Üçe kadar sayacağım sonra kızarım bak.
Beş dakika daha!
Bir İki İki
buçuk Gel bakalım.
Yemekte ne istersin?
Çin yemeği.
Daha dün akşam Çin
yemeği yedin ama.
Her gün yemem gerek.
Nedenmiş o?
Kung fu ustası
olacağım.
Hareketlerini göster
bakalım Jackie Chan.
Akşamki turnuvaya
hazır mısın?
Evet.
Ağzını yüzünü
kanatacağım.
Ağlatacağım.
Ağlayarak annesinin
kucağına koşacak.
- Kim?
- Michael.
Ondan nefret ediyorum.
Arkadaşsınız
sanıyordum.
Artık değiliz.
Neden?
- Çünkü herkese
sataşıyor.
- Sana da sataşıyor
mu?
Bazen.
Onu annesine
söyleyeceğim.
Hayır!
Anne!
Yardım edin!
Kelebek Etkisi 3
Işığı aç.
Yaz şunu.
Saat 7:12'de.
İyi misin?
Evet.
Ne gördün?
Bilmek istemezsin.
Evet isterim.
Bu işi sadece çorbada
biraz tuzum olsun diye mi yapıyorum?
Jenna, bugün
psikiyatristle olan randevunu unutma.
Onu da atlatmanı
istemiyorum.
Teşekkürler Jenna.
Yardımın için
teşekkürler.
Zamanda sıçrarken
beynimin sağ salim kalmasına yardım ettiğin için teşekkürler.
Ne demek Sam.
Yardımcı olabildiysem
ne mutlu.
Pişirebildiği yemek,
köfte.
Ben de eve gittim, üzerinde
geceliği vardı Çeneni kapatsan iyi
olacak.
Gidelim.
Adamımız bu mu?
Bu mu medyum?
İstediğin kadar
gülebilirsin ama bu medyum 22 suçluyu
hapse tıktı.
Arabayı çalan bu, ama
arabanın peşinde değildi.
Çanta?
Peşinde olduğu şey o
kadındı.
Kadını öldürmek için
gelmişti.
Kiralık katil işi.
Onu kim tuttu Sam?
Cevap cep telefonu
kayıtlarında.
Saat 7:12'de bir
telefon görüşmesi yaptı.
- Bunları nasıl
bilebilir?
- Boş ver sen.
Eski kocasının telefon
kayıtlarına ulaş.
O akşam 7:12'de
aranmış mı öğren.
Çocuk zarar görmediği
için, ben de eski kocasından şüphelendim.
Affedersiniz,
dedektif Nicholas.
Çocuk zarar görmedi
diyemezsiniz.
Annesinin ölesiye
kadar coplandığını izledi.
Çekim hazırdır umarım.
Bunları nasıl
bildiğini bilmiyorum ama medyum
olmadığına eminim.
Yanlışsam ispatla.
Karımın bana
söylediği ilk cümleyi söyle.
Gerçek medyumlar böyle
şeyleri bilir Sam.
Bir sonraki
telefonunuzu dört gözle bekliyorum dedektif.
Bu iki ayın hesabını
görmüş oluyoruz.
Bak sen şuna.
Ağzından bal damlıyor.
Kız kardeşine de
bakıyorsun.
Balkabağı kadar
tatlısın.
Evet öylesin.
O tatlı popona kremşanti de sürdük mü tadından yenmez senin.
Aslında gitmem gerekiyor marketten dondurma almıştım.
Seni yeğenim
Roxanne'le tanıştırmalıyım.
Çok isterim.
Peki.
Numarasını getireceğim.
Tamam olur.
Sen burada bekle.
Hemen dönerim.
Tamam.
Jenna.
Kapıya vurduğumu
duymadın mı?
Sen olduğunu tahmin
etmedim.
Kim sandın?
Gestapo.
Hiç pencere açmaz
mısın sen?
Ortamı bozmasan.
Dün gece olanları anlatsam
inanmazsın.
Anlat bakalım.
Yandaki
Kalowitzes'lar gecenin bir yarısı kavgaya tutuştular.
Çok kötü.
Şimdi iyi tarafına
geliyorum.
Kadın B bombasını
fırlattı.
Boşanma!
3 B kapı numaralı
daire yakında boşalacak gibi.
Sen kapabilirsin.
Komşu oluruz.
Tabii, sen de gecenin
bir vakti benim odamda olanları dinlersin.
Heyecanlı sosyal
hayatına kulak misafiri olurum.
O şeyler seni
gebertecek.
Tanrı yardımcım olsun.
İş nasıldı, Sayın
Polis Medyum Bey?
Parkta öldürülen
annenin katili bulundu mu?
Teşhis ettiniz mi?
Evet.
Eski kocasının
kiraladığı birisi.
Hep eskilerdir zaten.
Kevin'e o boşanma
kağıtlarını iletmeden önce Peggy'i uyarmalıyım.
Bunu yapabilmek için
dairenden çıkman gerekecek ama.
Özür dilerim, şakaydı.
Nasıl olsa çıkarım.
Aslına bakarsan daha
bu sabah psikanalistime gitmek için dışarı çıktım.
Çok güzel.
Ciddiyim Jenna.
Gerçekten çok güzel.
Ne dedi peki?
Yangında olanlar
hakkında hiç konuşmamamızın sağlığıma
iyi gelmediğini söyledi.
Lütfen!
Bırak çıkayım!
Olanlar hakkında ne
kadar çok bilgi edinirsem, etkisinden de
o kadar çabuk kurtulurmuşum.
Cidden.
Bunun hakkında konuşabilir
miyiz?
Konuşacak ne var ki?
Jenna, bunun işe yarayacağını
mı sanıyorsun?
Polisler gaz kaçağı
dedi ama sen dışarıdan gelebildin.
Duman kokusu almıştım.
Nereden geldiği hakkında
bir fikrim de yoktu.
Komşulardan geldiğini
sandım çıkıp baktım.
- Merdivenle mi?
- Evet!
- Çok anlamsız.
Odunluğa gidip
merdiveni alacak zamanı nereden buldun?
Hatırlamadığımı
biliyorsun Jenna!
Hatırlamıyorum!
Hatırlamak da
istemiyorum!
Daha 15 yaşındaydım.
Yetti mi Jenna?
Sorgulaman bitti mi?
Dondurmayı
dondurucuya koydum.
Sam.
Getirdiğin erzaklar
için teşekkür ederim.
Yarın ne yapıyorsun?
Akşam yemeğine uğrar
mısın?
Güveç yaparım.
Tamam.
Yarın uğrarım.
Söz mü?
Bu ne şimdi, ortaokul
öğrencisi miyiz?
Söz mü?
Serçe parmağı sözü.
Tamam.
Bu gece güzel bir
uyku çek olur mu?
Buyurun?
Beni hatırlamadın mı?
Elizabeth Brown?
Rebecca'nın kız
kardeşi?
Ben de seni gördüğüme
memnun oldum.
Kusura bakma.
Gelsene.
Evin güzelmiş.
Sağ ol, öyle
denebilir.
Şu kanepenin üstünü
toplayım.
Yapma.
Sam, hiç gerek yok.
Ivır zıvırları ayağımızın
altından toplayalım.
Hangi rüzgar attı
seni?
Buraya Buraya infaz nedeniyle geldim.
Cuma günü Lonnie'yi
infaz edecekler.
Zehirli iğneyle.
- Lonnie - Lonnie Flennons.
Rebecca'yı öldüren Rebecca'yı öldürdüğü söylenen adam.
Sam.
Neden bahsettiğimi anlamamış
gibisin.
Ben tabii ki anladım.
Uzunca bir süredir
Rebecca hiç aklıma düşmemişti hepsi bu.
İçki ister misin?
Temizdir.
Pekala niçin geldin?
Kız kardeşimi Lonnie
öldürmedi.
Nereden biliyorsun?
Çünkü annemler
taşınırken bu günlük elime geçti.
Rebecca senden çokça
bahsetmiş Sam.
Seni ne kadar çok
sevdiğinden.
Lonnie'nin mahkemede jüriyi aralarında bir ilişki olduğuna dair ikna etmeye çalıştığı anı hatırlıyor musun?
- Hatırladın mı?
- Evet hatırladım.
Doğruydu Sam.
Rebecca seni
aldatıyordu.
Seni ne kadar
yaraladığının farkındayım.
Bak.
18 Mayıs 1998.
"Biri beni takip
ediyordu.
"Sam olmadığı
kesin.
"Onun Lonnie'den
haber yok, fakat ona bahsetmek zorundayım.
"Kendimi çok
suçlu hissediyorum.
Ne yapacağımı
bilmiyorum.
" Bu günlüğü
polislere götürdüm.
Dediklerine göre davayı tekrar açabilmek için yeterli delil
olarak kabul edilmezmiş.
- Öyle dedilerse - Daha sonra
şu arkadaşınla konuştum.
Dedektif Glenn'le.
Sam dediğine göre, kimsenin bilemediği şeyleri bir şekilde biliyormuşsun.
Böylece suçluları görebiliyormuşsun.
Sam, seni tutmak
istiyorum.
Nakit 5000 dolarım
var.
Olur mu?
İşte.
- Yapamam Elizabeth.
- Neden?
- Çok karmaşık.
Kusura bakma.
- Karmaşık mı?
Fakat Rebecca'yı öldüren herif yakasını
kurtardı.
Oysa Lonnie
Flennons, suçsuz bir insan onun aşık
olduğu adam ölecek.
Yardımcı olmak
isterdim.
Gerçekten isterdim.
Üzgünüm.
Sam.
Peki.
Elizabeth.
Bunu unuttun.
Sende kalsın.
Senin eline geçmesini
isterdi.
Pekala şu ölen kızdan bahsetsene.
Ona aşık mıydın?
Rebecca Brown aşık olduğum ilk kızdı.
Onun için geçmişe
sıçramayı hiç düşünmedin mi?
Yüzlerce defa
düşündüm.
Ama Bunları bildiğine eminim ama.
Sam, bu iş çok ciddi.
İki ana kural var.
Kendi geçmişini değiştirmek için geçmişe
sıçrayamazsın.
Ve asla kontrolsüz şekilde
sıçrayamazsın.
Ya geçmişe gidip
kimseye görünmezsem?
Ya Ya tamamen bana öğrettiğin gibi sadece olayları
izlersem?
Hadi ama.
Birbirimize karşı
dürüst olalım.
Gerçekten geçmişe
gidip hiçbir şeye bulaşmadan sevgilinin
öldürülüşünü izleyebileceğini mi
sanıyorsun?
- Gözümün önünde
öldürülen onlarca insana şahit oldum ve
bir parmağımı dahi kımıldatmadım.
Ama bu farklı Sam.
Kurallara
uymadığında neler olduğunu çok iyi
biliyorsun.
Kız kardeşin
yangında ölüyor.
Onu kurtaracağını
düşünerek geçmişe sıçrıyorsun.
Ve kurtarıyorsun.
Ama ummadığın bir
şekilde annenle baban da olayda ölüyor.
Bir hayat
kurtarmaya çalışıyorken, iki kişiyi öldürüyorsun.
Kuralları bildiğin
halde, daha kaç kere geçmişe sıçrayacaksın?
- 15?
20?
- Tamam, bir daha
yapmayacağım.
Aynen.
Neredeyse beynin
haşlanacaktı.
Üst üste sıçramaları vücudun
kaldırmaz.
Çıldırırsın.
Bir tane daha verir
misin tatlım?
Kalsın Goldburg.
Birinci sınıftayken
bana fizikten "F" vermiştin, hatırladın mı?
Hiç unutturmadın ki.
Bahşiş verirsen
unutabilirim.
Üstü kalsın herkes mutlu olsun.
Bunun zor olduğunu
biliyorum.
Sebep ne olursa olsun sevgilin Rebecca ölmek zorundaydı.
Ben de bununla
yaşamak durumundayım.
Birinin hayatını
kurtarmamakla onu öldürmek aynı şey
değil Sam.
Değil.
Ama birbirine çok
yakın.
Sen iyi şeyler yaptın
Sam.
İnsanlara faydalı
icraatlar yaptın.
Kendim hariç herkese.
Geçmişte yaşamayı
bırakmalısın artık.
Şu kızı aklında
çıkarmalısın artık.
O öldü.
Onu bir daha
görmeyeceksin.
Ölüm hücresindeki şu
zavallıya yardımcı olmak istiyorsan şu
an, burada bir çıkar yolu bulmalısın.
Tıpkı eski karımın
bahçıvanla Ekvador'a kaçmadan önce söylediği
gibi.
Anı yaşamalısın.
Müessesemizin ikramı.
Teşekkürler.
Nedir bu?
Buttery nipple.
Devam et!
Daha hızlı!
Ne oldu?
Üzgünüm.
Yapamam.
Yapamam işte.
Hadi gelsene.
Lütfen.
Vicky, yalnız kalmak
istiyorum.
Biraz konuşmak ister
misin?
Hayır.
Peki.
Öyle olsun.
Beceremedim mi yoksa?
Üzerine alınma.
Ne?
Yoksa eşcinsel misin?
Seni arkadaşım
Brendan'la tanıştırabilirim.
O da eşcinsel.
Belki takılırsınız!
Sana numarasını
vereceğim gidip erkekçe şeyler yaparsınız.
Hoşuna gitti mi?
Rebecca.
Lonnie.
Selam Liz.
Ben Sam.
Fikrimi değiştirdim.
Sana yardımcı
olacağım.
Beş dakika süreniz
var.
Merhaba.
Merhaba Lonnie.
Sam Reide.
Hatırladın mı?
South Pontiac Lisesi.
South Pontiac
Bozayıları.
Sana yardım etmeye geldim.
Bak, Lonnie.
Rebecca Brown'ı senin
öldürmediğini biliyorum.
Tanrı aşkına Lonnie.
Konuşsana.
Neden geldin?
Dedim ya.
Yüzüme karşı gülmek
için mi?
Hayır Lonnie, beni
dinle.
Rebecca'yı sevdiğini
biliyorum.
Onun da seni
sevdiğini biliyorum.
Olan bitenden
haberdarım.
Burada her şeyden
bahsetmiş.
Ne yapmaya çalışıyorsun?
Yeni bir dava açabiliriz.
Lonnie.
Beni dinlemiyor musun
sen?
Bu yeni bir delil.
Polisler davayı tekrar
açmaya yanaşmıyor ama infazın
durdurulmasını talep edebiliriz.
Yeni delil.
Yeni dava.
- Temize çıkacaksın.
- Hayır.
Beni anlıyor musun?
- Bunu avukatına yollayacağım.
- Hayır.
Lonnie, günlüğe bir
göz atar mısın!
Sendin.
Onu sen öldürdün.
10 yıldır burada yatıyorum!
Sense serbest kaldın!
Öylece buraya gelip bana
bunları yapamazsın!
İyi adamı oynayamazsın!
Bu nasıl adalet!
Bu nasıl adalet!
Sen yaptın, Sam!
Burada olması gereken
kişi sensin!
- Benimle gelin.
- Sen yaptın, Sam!
Bu nasıl adalet!
Bu nasıl adalet!
Şu soğuğa da bir
türlü alışamayacağım.
Bu akşam menüde ne
var?
Cinayet?
Tecavüz?
Araçla adam öldürme?
Rebecca Brown.
Sam, neyin peşindesin?
Boş ver, Jenna.
Sen sayıları söyle
yeter.
Kuralları ihlal
ediyorsun.
Onlar benim
kurallarım.
Onu kurtaramazsın Sam.
Burada güvenli bir
şekilde yapabilirim veya evde kendi
başıma yapıp her şeyi riske atarım.
- Sam - Öyle ya da böyle yapacağım.
Kötü bir fikir.
Sayılar.
6 Haziran 1998.
Cinayet, cumartesi
gecesi 12:40 sularında işlenmiş.
Kim var orada?
Bana bak silahım var.
Liz.
Liz.
Benim.
Sam?
Ne işin var burada?
Yok yok, sorun değil.
Annemler hafta sonu şehir
dışındalar.
- Dur, dur - Gelsene, evde soğuk içki var - Becky ona "sürtük birası" diyor.
- Kapıları kilitle
- Sürtük birası ister misin?
- Arabaya bin!
- Arabaya
binmeyeceğim
- Bana bak.
Tehlikedesin.
Çok ciddiyim.
Arabaya bin.
Tamam mı?
Hadi.
Kapını sakın açma.
Gözüne bir şey
ilişirse, kornayı çal.
Tamam mı?
Rebecca?
Elizabeth!
Elizabeth!
Hey dostum.
İyi misin?
Kimsin sen?
Paco.
Kanepeni kiraladım.
Kanepemi kiralığa mı
çıkardım?
Ekonomik durgunluk
yüzünden pendeho.
- Kontak anahtarım
nerede?
- Kontak anahtarın mı?
Senin araban yok ki.
Buraya zırt pırt
gelmemelisin.
Rebecca Brown
cinayetinin dosyasını istiyorum.
Bu sonuncusu olacak.
Bu herif de kim?
10 yıl önceki Brown
cinayetinin şüphelisiydi.
Şimdi de o davayı saplantı
haline getirmiş.
Ne dersin, suçlu
olabilir mi?
Bence yanlış yola
sapmış adamın teki.
Diğerlerini göstersene.
Ne?
Eğer katilse, hemen
anlarız.
Gazeteler katile, "Pontiac
Katili" diyor.
İsmi beğendin mi?
Yöntemleri ne?
Genç kadınları takip
edip parçalara ayırıyor.
Bildiğimiz kadarıyla
şu ana kadar sekiz kurbanı var.
Ortalama, yılda bir
kurban.
Elinizde ipucu var mı?
Çok soru soruyorsun
dostum.
Aslında sizin de pek cevabınız yok gibi.
Alo?
Jenna.
Merhaba.
Sam.
Nerelerdeydin?
İyi misin?
Sana ulaşmaya çalıştım.
İyiyim, iyiyim.
Yalnız, yardımına
ihtiyacım var.
Sorun ne?
Paraya mı sıkıştın?
Hayır, hayır.
Beni dinle.
Jenna, Lonnie
Flennons'ı hatırlıyor musun?
Elbette, hem de o
saçma reklamlarını her gördüğümde.
Flennons ve Monohan, dava vekiliniz.
- Kendisi avukat mı?
- Sam.
Lonnie'ye bulaşmamalısın.
Ne diyorsun?
Yine mi sıçradın?
Sıçradın, değil mi?
Bu konuyu
kapattığımızı sanıyordum.
Sam, senin için endişeleniyorum Jenna
hiç endişelenme, olur mu?
Görüştüğümüz zaman her
şeyi açıklarım.
Tamam da Lonnie
Flennons'ın ofisi hangisi?
Randevunuz var mı?
- Şurası mı?
- Beyefendi, öylece
giremezsiniz.
Beyefendi!
İçeri girmeyin!
Girmeyin!
Seninle konuşmalıyım.
Özür dilerim.
İçeri girmemesini
söyledim
Önemli değil.
Biz eski arkadaşız.
Cinayetlerin olduğu
geceler neredeydin?
Bu ne şimdi?
Yıldönümümüz mü yoksa?
Her beş yılda bir
buraya gelip aynı soruyu mu soracaksın?
Nerede olduğunu
öğrenmek istiyorum.
Hala bu işe benim
karıştığımı mı düşünüyorsun?
Hadi ama.
Becky'le Elizabeth'i Pontiac
Katilinin öldürdüğünü herkes biliyor.
Tanrı aşkına neredeydin
sen, başını kuma mı gömmüştün?
Nerede olduğunu söyle!
Öldürüldükleri gece evlerine gidecektim.
Rebecca bana, ailesin
şehir dışında olacağını söylemişti.
Seni Elizabeth'le
konuşurken gördüm.
Durmadan devam ettim.
Sana ilişkimizden
bahsetmemişti.
Evime gittim, hepsi
bu kadar.
Bütün suçlamalardan
aklandım.
Öyle mi?
Adın şüpheliler listesine eklendi desem!
Ben kolayca ayırt
edilebilirim.
Böyle yaşamaya
alıştım.
Hadi ama, Sam.
Lonnie, ne oldu sana?
Uzatma.
Ne zaman oldu?
Hatırlamıyor musun?
Bazen unutkanlığım
tutuyor.
Aklım karışıyor.
Her şey birbirine
giriyor.
"Selam Lonnie,
biraz zaman geçirelim.
İçki de içeriz."
Yirmi duble içtikten sonra
sen bir taksi çevirdin.
Bunlar ne zaman oldu?
6 Haziran 2003.
Olaydan beş yıl sonra
Tanrım.
Üzgünüm.
Üzgünüm.
Uzunca bir süre Brown kardeşleri senin öldürdüğünü düşündüm.
- Ben mi?
- Evet.
Rebecca, ilişkimizi
öğrenmenden hep korkardı.
Kendisini takip
ettiğini düşünürdü.
Köşelerde beklemeler,
gözetlemeler.
Onu öldürdün mü Sam?
Hayır.
Öldürmedim.
Sana bu yeteneğini
nasıl kullanabileceğini öğretmek için yıllarımı harcadım sense Pontiac Katilini yarattın.
Lanet olsun.
- Bunu düzeltebilirim.
- Güzel.
Rebecca ve
Elizabeth'in öldürüldüğü geceye sıçrarsam
fakat bu sefer bir saat öncesine gideceğim.
İşe yaramaz.
Beni iyi dinle daha önce sıçradığın bir zamana tekrar
sıçrayacaksın beynin her an
haşlanabilir.
Sakın koklama.
Bir saatini yere
uzanıp felçli halde geçirmek istiyorsan bilemem tabii.
Adı Burundanga.
Şeytanın Nefesi.
Bunları yetiştirmenin
sebebi
Burası Detroit dostum.
Birkaçını penceremin
altına koyuyorum.
Hırsız alarmından
daha ucuza geliyor.
Pekala, ya
cinayetlerden dört saat öncesine gidersem?
İşe yaramaz.
Goldburg, bir seri
katil yarattım.
Onu durdurmalıyım.
Tamam.
Şunu yapabilirsin.
Sekiz cinayet var
demiştin değil mi?
Peki.
Bir sonrakine
dönebilirsin, üç numaralı kurbana.
- Bir dakika.
Elizabeth ne olacak?
- Hayır, hayır.
Kes, kes artık.
Kurallara riayet
etmelisin.
Kurallara riayet et.
Sadece gözlemle.
Gözlemle.
Her zaman ki gibi.
Bu üç numaralı
kurbanı daha önceden tanımıyorsun değil
mi?
Hayır.
Güzel.
Öyleyse katili teşhis
et.
Hiçbir şeye
bulaşmadan kendini gizleyerek.
Sonra polise gidip ihbar edersin, herifi içeri tıkarlar.
Son bir şey daha.
Olayların akışını önemli derecede değiştirmiş olacaksın.
Geçmişe gittiğinde becerebilirsen öyle olacak.
Geri geldiğindeyse İstemiyorum, sağ ol.
Hay aksi, birden
koptum.
Ne diyorduk?
Boş ver, Goldburg.
Sanırım anladım.
Geri döndüğümde,
seri katil parmaklıklar arkasında olacak.
Seri katil.
Tabii ya.
Buydu.
Parmaklıklar
arkasında.
Evet, işte bu güzel.
Teşekkürler Goldburg.
Sen bir dahisin.
Dahiyim.
Evet.
"Seksi"
dersin sanmıştım.
Ama olsun.
Mühim değil.
Yine de günüm iyi
geçecek.
Bir dakika.
Şunu unutma.
Jenna'nın siparişi.
Bugün kendim
götüremem.
Seni görmek ne güzel.
Temizlik mi yaptın?
Hayır yapmadım.
Bu ne?
Üç numaralı kurban,
Anita Barnes.
Sam, hayır.
Sorun yok.
Kendisini tanımıyorum.
Sıradan bir iş gibi
düşün.
Geçmişe gidip suçluyu
teşhis edeceğim.
Dalga mı geçiyorsun?
Bunu yapmana müsaade
edemem.
Ne zaman geçmişe
gitsen, birileri ölüyor.
Hala öğrenemedin mi?
Polisin elinde ipucu
yok.
Onu durdurabilecek
tek kişi benim.
İyice düşün, Sam.
Daha ne kadar
kötüleşebilir?
Düzeltebilirim.
Bu sefer sana yardım
etmeyeceğim.
Sam.
Goldburg'un selamı
var.
Pekala, üç numaralı
kurban.
Anita Barnes.
5 Eylül 2000.
5133 Millerton Sokağı.
5133 Millerton.
Anita Barnes, üç
numaralı kurban.
Sadece izle, sadece izle.
Sadece izle.
Tanrım.
Tam benim kafadanmış.
Tanrım.
Kalk!
Kalksana şıllık!
Kimse seni duymaz!
Yapma!
Kes lan sesini!
Yemin ederim seni
öldürürüm!
Kes sesini!
Bakma bana!
Bakma bana!
Bakma bana.
Yapma!
Duyuyor musun beni?
Duyuyor musun beni?
Duyuyor musun lan
beni?
- Söyle bakalım,
"Evet seni duyuyorum.
" - Evet!
Evet!
Boynunu kırarım senin!
Dön bakalım Kes sesini!
Kes sesini!
Kes sesini!
Kes sesini!
Duyuyor musun?
Kes sesini!
Aç Siktir ya!
Yapamayacağım.
Yapamayacağım.
Yapamayacağım.
- Üzgünüm.
- Ne oldu?
Parolayı
söylememiştim bile.
- Yapamam.
- Ama çok iyi
gidiyordun!
Biliyorum ama sen çığlık atıp ağlarken sertleşemiyorum.
- Üzüntü verici - Bundan hoşlandığımı biliyorsun ama!
Biliyorum da Cosmo, bir oyunmuş gibi yaparsak eğlenebileceğimizi
söylemişti.
Cosmo'nun ne
dediğini biliyorum.
- Yapamam.
- Demek istediğim,
bir şeyler yapmalıyız.
- Yoksa hayata
nasıl heyecan katarız - Biliyorum.
Sürekli
tekrarlıyorsun zaten.
Ama bu iş biraz
tuhaf.
- Doğru gelmiyor.
- Neden?
- Çünkü hoşuma
gidiyor.
- Benim de hoşuma
gidiyor.
Sana tecavüz
etmekten hoşlanmamam lazım.
Çok aptalca.
Olayın aşırı
şekilde derinine iniyorsun.
Tamam da, her
aklıma geldiğinde sertleşemiyorum işte.
Hislerimin içine
etmek gibi bir şey.
Şimdi de aklımdan
milyonlarca Ne bileyim ya Beni dinler misin şimdi?
Boş ver.
Önemli değil.
Git şu vibratörlü
maskeyi getir.
- Bu da ne?
- Açıklayabilirim.
Dolapta ne işin
var, sapık herif?
- Ben mi sapığım?
- Evet, sen Artık gitmeni istiyorum pendeho, yoksa polisi
çağırırım.
Ne diyorsun sen?
Kanepemi kiraladın, ödemeyi
de yapacaksın.
Parasını vermezsen
uyuyacak başka bir yer bulursun pendeho.
Tamam.
Gidiyorum.
Sen merak etme.
Haftaya burada olmam veya
iki hafta önce.
İki gün önce.
…tir git.
Goldburg, kapıyı aç.
Benim, Sam.
Goldburg, açsana
kapıyı!
Goldburg, içeride
misin?
KAYIP ARANIYOR
Pekala.
Anita Barnes.
Garip.
Anita!
Affedersin.
Özür dilerim.
Benden korkma.
- Yaklaşma bana.
- Sana birkaç soru
soracağım.
Seninle görüşme
yasağım var.
- Ne?
- Dolaptaki sapıksın
sen!
Beni dinle.
O olayı
açıklayabilirim.
Seni korumaya
çalışıyordum, sanırım başarmışım.
Ama neden hala
hayatta olduğunu öğrenmem gerekiyor.
Birisi yardım etsin!
Polisi arayın!
- Beni dinle!
- Yardım edin!
Lonnie Flennons
adında birini tanıyor musun?
- Yardım edin lütfen!
- Hayır, hayır!
Sorun yok.
Kendisi tanıdığım.
Siktir!
Siktir!
Sam, iyi misin?
Evet iyiyim.
Hayır değilsin.
Şu haline bak.
- Göz yaşartıcı sprey,
o kadar.
İyiyim.
- Ne oldu?
Yok bir şey.
- Bakayım.
- İyiyim ben!
Anita Barnes ismi sana
bir şey çağrıştırıyor mu?
Ben yanında olmadan
sıçradın.
Sam, bunun ne kadar
tehlikeli olduğunu biliyor musun?
Boğulabilirdin.
Beynin haşlanabilirdi.
Şu an senden ders
alacak durumda değilim Jenna.
Bilmem gereken şey Anlamam gereken şey, Anita Barnes'ın neden
hala yaşıyor olduğu.
Sıçradım.
Evet yaptım.
Geçmişe gittim, onun
öldürülüşünü görmem gerekiyordu.
Pontiac Katilinin
üçüncü kurbanıydı.
- Geri döndüğümdeyse
- Ne?
Bilmiyorum.
Sanki bulmacanın tüm parçaları
yer değiştirdi.
Olan biteni bana tek
açıklayabilecek kişi olan Goldburg de ortadan
kayboldu.
Evet, uygun olarak.
- Bu ne demek şimdi?
- Sam, kendisi cinayetlerin seninle ilgili delillerini
toplayacaktı.
Kendi geçmişine
gitmemiş olsaydın, anlayacaktın.
Ne diyorsun sen?
Sam, bana güvenirsin
değil mi?
Yani, bunları bir
nedenden ötürü yapıyorsan seni ele
vermem.
Bu çok saçma.
Sam, Brown
cinayetlerinin olduğu gece seni korumuştum.
Evde olmadığını
biliyordum.
Nerede olduğumu
biliyorsun!
Onları kurtarmaya
çalışıyordum!
Sam, iki hafta önce
olan olaylardan haberdar değilsin.
Kimseyi öldürmediğimi
biliyorum ama.
Tamam.
Belki şimdi değil,
ama ya bu sıçrayışlar seni çıldırtırsa ve
gelecekte Sam, yine konuşmuyorsun.
Hiçbir şey hakkında
konuşmuyorsun.
Kendini frenleyip
duruyorsun.
Yangında olanlar
hakkında hiç konuşmadık.
Yangını Yangını sen mi başlattın?
Senin hayatını
kurtardım Jenna.
Senin öldüğünü gördüm.
Senin cenaze törenine
katıldım.
İnsanları incitmek
istemem Jenna.
Bunu yapmam.
Ben insanlara yardım
ederim.
Anlıyor musun?
İşleri yoluna koyarım.
Bunu yaparım ve
yaptım!
Geçmişe gidip, işleri
yoluna koydum.
Yoluna koydum Jenna!
İşte bu yüzden
buradasın, çünkü ben işleri yoluna koyarım!
Bazen her şeyi yoluna
koyamayabilirsin.
Bazen işler bombok
olur Jenna!
Şimdi de, işler
bombok oldu sayılır!
Ben Deniyorum
Deniyorum - Yoluna koymaya
çalışıyorum, ama - Sam.
Nedenini bilmiyorum.
Ya çok salağım, ya da
çok zayıfım!
- İşler - Sam.
Sam.
Her şey düzelecek.
Sıçramalar
yüzünden.
Bu seferliğine bırak
polisler işlerini yapsın.
Sam.
Bir daha
sıçramayacağına söz ver.
Söz ver.
Yoluna koyabilirim
Jenna.
Hayır.
Teşekkür ederim.
- Güle güle beyler.
- İyi geceler Vicki.
Görüşürüz.
Geçmişe gidip bir
şeyi değiştirebilsen hayatın ne kadar
değişirdi, hiç merak ettin mi?
Evet.
Bunu herkes
düşünmüştür.
Hoşça kal.
Sana bir bilmece
sorayım mı?
Sor bakalım.
Kahverengi bir
tavukla kahverengi bir ineği karıştırsan
ne elde edersin?
Bilmem.
Ne elde edersin?
Kahverengi tavuk,
kahverengi inek.
Komik, değil mi?
Vicki, gece bana
uğrar mısın?
Teklifin için
teşekkürler, ama eve, erkeğimin yanına gitmeliyim.
Doğru ya.
Evet.
Belki başka bir
hayatta.
Evet, başka bir
hayatta.
Teşekkür ederim.
- Görüşürüz Sam.
- Görüşürüz.
Kahverengi tavuk,
kahverengi inek.
Kapalıyız!
İçeride kimse var mı?
Sanırım nişanı
attılar.
Tüm bulabildiğin bu
mu?
Adli tıptakiler, Eastern
araba fabrikasında bulunan yanmış bir cesetle
karşılaştırma yapıyorlar.
Kız mı?
Evet.
Meğer ki son
müşterisiymiş.
Sos da güzelmiş.
Tekrar ayrıntıları
konuşalım.
Bardan saat kaçta
ayrıldın?
Bilmiyorum, sarhoştum.
Ev arkadaşın gece
üçte geldiğini söylüyor Cinayet, gece 2:30 civarında gerçekleşmiş.
Bardan evine,
yürüyerek kaç saatte gidebilirsin?
Yarım saat mi?
Gerçekten benim
Pontiac Katili olduğumu mu düşünüyorsun?
Brown cinayetleri
davasının şüphelilerindendin fakat kız
kardeşinin tanıklığı sayesinde yakanı kurtardın.
Lonnie Flennons'ın
ölümünden bir gün önce kendisiyle görüştün.
Şimdi de Vicki'nin
son manikürünü yaptırdığı gece barda
olduğun ortaya çıkıyor.
Yapma Glenn.
Onun arkasından bu
şekilde konuşma.
İğrençleşme.
Sanırım yalnız
kalsalar iyi olacak.
Şimdi sana olacakları
anlatayım.
İtiraf edeceksin.
Deli olduğun
mazeretine sığınacaksın.
Ben de senin ne
kadar çılgın bir şerefsiz olduğuna tanıklık edeceğim.
"Pontiac
Katilini durdurmaya çalışıyorum" zırvalarını devam ettirmeye kalkışırsan seni koca oğlanların olduğu bir hapse
tıkacağımdan emin olabilirsin.
Göt deliğini
sürekli büzmek zorunda kalırsın!
Glenn.
Kız kardeşi geldi.
Yanında da bir avukat
var.
- Yani?
- Yanındaki Boswich.
Tanrım.
Herifi içeri tıkmak
için elinde yeterince delil var mı?
Koşullara bağlı.
Şimdi ne yapacağız?
Araba fabrikasına git.
Parmak izlerini tara.
Bakalım neler çıkacak.
- Zaten oraya
gitmiştik.
- Öyleyse daha sıkı
çalış.
Medyumu ne yapacağız?
Sence?
- Serbest
bırakmalıyız.
- Peşine birilerini
tak.
Kaplanlar da bu sene
iyi gidiyor.
Onu serbest
bırakıyorlar.
Dedektif Glenn, bir
sıkıntımız var.
- Çok üzgünüm.
- Ben de.
- İyi misin?
- Evet.
Gecen nasıldı?
Eastern araba
fabrikası.
Polisin, Pontiac
Katilinin kurbanlarını bulduğu yer.
19 Eylül 2004.
19 Eylül 2004.
Ne var?
Sıçmam lazım pendeho.
Beş dakika ver.
Başlayacağım şimdi senin
beş dakikalarına.
Ayrıca pendeho'nun anlamını
da biliyorum.
Çık şuradan!
Kira vermezsen, çeker
gidersin.
Hiç sikimde değil.
19 Eylül 2004.
Polisin kurbanları bulduğu eski araba fabrikası.
Anladılar.
Pontiac Katili ne
zamandır buraya geliyor?
Kurbanlarına neden işkence ediyor?
Onu bulmalıyım.
Onun yüzünü görüp, gözlerinin içine bakmak istiyorum.
Gözlerinin içine bakacağım.
Onun yüzünü görüp, gözlerinin içine bakmak istiyorum.
EVİNE HOŞ GELDİN Hey.
Bugün öğleye kadar
uyuma.
Jenna?
Gazete ilanlarını
masaya bırakıyorum.
Belki sana uygun bir
iş var mı diye bakmak istersin.
Nereye gidiyorsun?
İşe.
Bugün pazartesi.
Doğru ya.
Saat 6'da gelirim.
- Yemek hazırlar
mısın?
- Yemek mi
hazırlıyorum?
Evet.
Temizlik yapacağını
da söylemiştin.
Bu ufak projen korkutucu
olmaya başladı gibi.
Pontiac Katili.
Sekiz kurban, hepsi
kadın.
Hayır, Lonnie Flennons'ı da öldürdü.
Yedi kurban.
Yedi kadın, bir erkek.
Cesetleri saklıyor.
Nereye götürüyor
olabilir?
Eastern araba fabrikası.
Onları neden oraya
götürüyor?
Bazı cesetlerde işkence izleri var, diğerleri derhal
öldürülmüş.
Yöntemleri ne?
Nasıl oluyor da fark
edilmeden öldürebiliyor?
Komşular onu duymuyor.
Geceleri gidiyor
olmalı.
Orada mı kalıyor acaba?
O civarda mı
çalışıyor?
Onu bulmalıyım.
Geçmişe gitmeliyim.
Bu kadınların ortak özelliği ne?
Birbirleriyle
ilişkileri ne?
Bu adamla ne işleri
var?
Vay be.
Anita Barnes.
Burnumdan getiren
kadın.
Anita Barnes.
Bakalım Kıpırdama şerefsiz herif!
Sakın kıpırdama!
- Diz çök!
- Diz çök dedim!
Uzan!
Yüzükoyun yere uzan!
- Kelepçeleyin.
- Ellerini arkana koy!
- Haber verin.
- Telefon edin.
Amanın!
Her şeyi önceden
düşünmüş müydün?
Şuna bak.
Kaçık bir stilin
olabilir, fakat bizim için işleri
kolaylaştırdığını da söylemeliyim.
Sevgilin Becky, seni
aldattı sen de onu öldürdün.
Sonra kız kardeşini
de öldürdün sebebine gelince, bonus
puan için mi bilmem?
Arkadaşın Goldburg
senin aleyhinde tanıklık yapacaktı.
Sonra o da ortadan
kayboluverdi.
Sonra Lonnie
Flennons'ı öldürdün.
Sebebini bilmiyorum.
- Hayır, hayır.
- Ne?
Lonnie infaz
edilecekti.
Geçmişe dönmeliyim.
Ne diyorsun be?
Sıradaki kurban.
Hangisi?
- Anita Barnes.
- Kim?
Anita Barnes.
Anita Barnes.
Öldürdüm mü Öldürdü mü
- Anita Barnes'ı öldürdü mü?
- Ne bileyim.
Sen söyle.
- Anita Barnes'ı
öldürdüm mü?
- Sen söyle.
- Pontiac'taki son
cinayet ne zaman işlendi?
- Bana bak beyinsiz.
Burada soruları ben
sorarım.
Kaç kişiyi öldürdün?
Telefon hakkımı
kullanmak istiyorum.
Telefon hakkımı
kullanmak istiyorum.
Beş dakika.
Tek bir telefon
hakkın var, beni aramayı mı seçtin?
Beni kovdurmaya mı
çalışıyorsun?
Glenn, buradan
çıkmalıyım.
Glenn, çok ciddiyim.
Katil hala dışarıda,
ve onu durdurabilecek tek kişi benim.
Karakolun tamamı Pontiac Katilinin burada olduğunda hemfikir.
Hadi ama!
Benim olmadığımı
biliyorsun Glenn!
Başım yeterince
belada Sam!
Pekala.
Dinle beni.
Ben medyum değilim.
- Biliyordum.
- Zamanda yolculuk
yapıyorum.
Daha önce bulunduğum
bir yere gidip olayları izleyebiliyorum.
Olaylara bağlı olan bazı
şeyleri değiştiriyorum.
Genelde istem dışı
oluyor, bazen de kasten yapıyorum.
Beni bir daha arama.
Doğru söylüyorum!
Glenn!
Glenn!
Karınla, Tiny
Gasco'nun 16. yaş günü partisinde tanıştın!
Babası el arabasında
yiyecek satardı, mahalli bir müzik grubuna da üyeydi!
Karın gelip sana dans
teklifinde bulundu!
Ama sana söylediği
ilk cümle "Sen M.
C.
Hammer mısın?
" oldu.
Bunu nasıl bildin?
Geçmişe gittim.
- Gördüm.
- Ne zaman?
Yıllar önce, bana
bunu ilk sorduğunda.
Ama bunu hep sakladım belki de böyle bir olayda kullanmak için.
Ne diyorsun?
Çıkmama yardımcı
olacak mısın?
Lütfen?
Hammer?
Yazım hatası olarak
görülecek.
Evraklarda bir
eksiklik diyelim.
Ama bu, sana sadece birkaç
saat kazandırır.
Nicholas fark ederse seni
derhal içeri tıkacaktır.
Seni bir daha görmeme
de izin vermeyecektir.
Bunu iyi düşün birkaç saat içinde işimi kaybedebilirim.
Yakala şu orospu
çocuğunu.
Jenna.
Jenna!
Jenna, benim!
Hadi!
Jenna, aç şu kapıyı!
Yoksa kıracağım,
bilmiş ol!
Hiçbir bok kıramazsın
seni zibidi!
- Sessiz ol artık!
- Aç kapıyı!
Senin derdin ne?
Bayan Davis, kız
kardeşimin dairesinin kapısını açar mısın?
- Hiçbir bok
açmıyorum!
- Dairesine girmem
gerek.
- Hayır efendim!
- Anahtarı sende var!
- Senin anahtarına ne
oldu?
- Bayan Davis, çeneni
kapatır mısın?
- Sana uymayacağım!
- Bırak da içeri
gireyim!
Çek ellerini
üzerimden seni zibidi!
Seni doğrarım bak!
Hapse girmek için de
çok yaşlıyım.
İçeri gir ve
olabildiğince çabuk dışarı çık!
- Sağ ol.
- Kıçımın kenarı!
Jenna?
"En gözde
müşterime"?
Sakın koklama.
bir saatini yere
uzanıp felçli halde geçirmek istiyorsan bilemem tabii.
Goldburg!
Goldburg, içeride
misin?
Çık dışarı!
Dışarı çıkıp benimle
yüzleş, seni orospu çocuğu.
Çıksana!
Goldburg.
Ne oldu sana?
Ne oldu?
Goldburg, seni
kurtaracağım.
Ayağa kalkabilir
misin?
Ayağa kalkabilir
misin?
Yardım çağıracağım.
Tamam mı?
Yardım çağıracağım.
Yardım çağıracağım.
Tanrım.
Lanet olsun.
Tanrım.
Sammy.
Ne işin var burada?
Kapanın yaylı bir
mekanizması var.
Dur seni
kurtarayım.
Şimdi hallederim.
Kalk bakalım.
Ayağa kalk.
Seni bu şeyden
kurtarmalıyız.
Bana yaslan.
Çekebilecek misin?
Jenna, senin burada
ne işin var?
Geçti, Sam.
Sam, işleri yoluna
koyuyorum.
Geçmişe sıçrayıp seni
bu tuzaktan kurtarıyorum.
Sana bir şey
olmayacak.
- Sen sıçrayabiliyor
musun?
- Evet.
Sürpriz.
Neden Ne işin var burada?
Sen farkına varmadın ama ben sana binlerce defa anlatmaya
çalıştım.
Gerçekten çok
sinir bozucu.
O kaltağa aşık
oldun Sam.
O seni sevmedi.
Seni aldatıyordu.
Ne, ne kaltağı?
Rebecca Brown.
Tanrı aşkına Sam.
Devam et.
Hayır, hayır.
Aman Tanrım.
Ben icabına baktım, her
şey de yolunda gitti.
Seni incittiği için
Lonnie Flennons için bile geçmişe gittim.
Sonra Rebecca
Brown'ın salak kardeşi ortaya çıktı sen
de kuralları ihlal etmeyi tercih ettin Sam.
Sana yapmamanı
söyledim.
Kötü sonuçlar
doğuracağını söyledim.
Beni takip mi ettin?
Jenna, peki diğer Peki diğer kızlar?
Ya onlar Onlardan haberin yoktu ki.
Yabancıydılar.
Onlar sana ne yaptı?
Göremiyor musun Sam?
Sen onlarla
tanışmadan önce kendilerini saf dışı
bıraktığım için yabancı kaldılar.
Anita Barnes.
Şikago'ya birlikte
gittiğin kaltak.
Benden ayrılmana müsaade
edemezdim Sam.
Sonra Vicki.
Onu da benden
sakladın, ama ben bir şekilde öğrendim.
O bir hanımefendi
değildi Sam.
Onların hiçbiri
hanımefendi değildi.
Jenna, onlar aşık olmam
gereken kadınlardı.
Bir ailem, yeni bir
hayatım olabilirdi.
Bunların hepsini
senin iyiliğin için yaptığımı anlamıyor musun?
Anlıyorsun değil
mi?
Onlara neden
işkence ettin?
Sağlarını
sollarını kestin!
- Parçalara
ayırdın!
- Ben onlara
değil, onlar bana işkence etti!
Hem de her biri.
Ya Goldburg?
Yaptıklarımı
anlamaya başlamıştı.
Onu susturmalıydım.
Scooby-Doo işlerine
benzedi değil mi?
Çocuklar burnunu
sokmasaydı bu işe hiç bulaşmazdım.
Sen kafayı yemişsin
Jenna.
Hadi ama Sam.
Bunun doğru
olmadığını biliyorsun.
Beni yakalamak için
arkamdan geçmişe sıçrayıp durmasaydın bu
işlere bir son verecektim.
Fakat her geri
gidişinde, tanıkların sayısı arttı üstü
örtülecek deliller de artıyordu.
Düşündüğünde tuhaf
geliyor.
Sahiden bir seri katil
yarattın.
Geçmişe sıçrayıp beni
kurtardığın günden itibaren hayatımı
sana adadım.
Hayır Jenna.
Jenna.
Sam benim seni sevdiğim kadar sen de beni
seviyor musun?
Geçti.
Olan biten her şeyi
unut.
Ömrümüz boyunca
beklediğimiz an geldi.
Jenna!
Ne yapıyorsun?
Sam, biz
diğerlerine benzemiyoruz.
Onların kuralları
bize işlemez.
Yapma Jenna!
Aman Tanrım.
Sam, seni
dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum Sam.
- Aman Tanrım.
- Geçti.
Olması gerektiği
gibi, sadece sen ve ben.
- Hayır, hayır, hayır.
- Geçti.
Geçti.
Sam?
Neyin var?
Neyin var?
Neyin var?
Sam, iyi misin?
Sam, sıçrıyor musun?
Sam, neler oluyor?
Bana olan biteni
anlat.
Sam, sıçrama!
Nereye gidiyorsun?
Sam!
Sam, beni terk etme.
Sam, Jenna nerede?
Sen annemi çıkar, ben
de onu alıp getireyim.
Sam, yardım et!
Sam, bırak çıkayım!
Lütfen bırak çıkayım!
Ne yapıyorsun?
Sam!
Sam, yapma!
Ne yapıyorsun?
- Jenna!
- Sam!
- Sam!
- Beni dinle!
- Neden böyle
yapıyorsun?
- Ben senin
kardeşinim Jenna.
- Seni her zaman
seveceğim!
- Sam!
Sam, ne yapıyorsun?
- Başka seçeneğim yok!
- Sam!
Sam, bırak çıkayım!
Üzgünüm Jenna!
Sam, Jenna nerede?
Jenna nerede?
Günaydın maymun
suratlı.
İyi uyuyabildin mi?
Sanırım rüya
görüyordun .
çünkü horlayıp durdun.
- Geldik mi?
- Evet Jenna, geldik.
Jenna?
Efendim baba?
Hadi.
Hamburgerleriniz
nasıl olsun?
- İşte geldiler.
- Merhaba.
Kendi doğum günü
partine geç kaldın.
Merhaba canımın içi.
- Doğum günün kutlu
olsun.
- Selam!
Ne oldu?
Ne istersin?
Hamburger?
Sosisli?
Başka bir şey?
- Ne pişirdiysen.
Salla bir tane.
- Birayla başlamaya
ne dersin?
- Olur tabii.
Merhaba!
- Doğum günün kutlu
olsun.
Selam Jenna.
- Nasılsın?
- İyiyim.
İyiyim.
Nasılsın canım?
- Harikayım.
- Oğlum benim!
Nasılsın?
Seni gördüğüme
sevindim.
Nasılsını hanımefendi?
Eminim bize anlatacak
hikayelerin vardır.
Dostum benim!
Buyurun bakalım.
Teşekkürler.
- Doğum günün kutlu
olsun.
- Merhaba!
- Aman Tanrım!
- Seni gördüğüme
sevindim.
Janice'e bir bira
daha verin.
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
İlk Yazı