Kelebek Etkisi (2004) The Butterfly Effect
| |
113 dk
Yönetmen:Eric Bress, J. Mackye Gruber
Senaryo:J. Mackye Gruber, Eric Bress
Ülke:ABD, Kanada
Tür:Bilim-Kurgu, Gerilim
Vizyon Tarihi:09 Nisan 2004 (Türkiye)
Dil:İngilizce
Müzik:Mike Suby
Nam-ı Diğer:El efecto mariposa
Oyuncular: Ashton Kutcher, Melora Walters, Amy Smart
Devam Filmleri
2004 - Kelebek Etkisi(432,271)7.6
2006 - Kelebek Etkisi 2(33,363)4.5
2009 - Kelebek Etkisi 3(18,036)5.6
Özet
Çocukluğundan gelen korkunç hatıralarıyla mücadele etmek
zorunda kalan Evan (Ashton Kutcher) zaman içinde geçmişe yolculuk yapabildiğini
ve olayları değiştirebildiğini keşfeder.
Ne var ki her değişiklik hem kendi hayatını hem de
çevresindeki insanların hayatını büyük ölçüde etkilemektedir. Üstelik de çoğu
zaman beklenenin tam aksine!
Bu anımsayışlar çocukluk aşkı Kayleigh'nin (Amy Smart)
yıkılmış hayatından sorumluluk duymasına neden olur
Alt yazı
Denir ki; kelebeğin kanat çırpışı gibi küçük bir şey dünyanın yarısını dolaşacak bir tayfuna
neden olabilir.
Kaos Teorisi.
Eğer biri bunu
bulursa bu demektir ki, planım işe
yaramadı ve ben çoktan öldüm.
Evan!
Ama bir şekilde
bütün bu olanların en başına dönebilirsem belki onu kurtarmayı başarabilirim.
Evan!
KELEBEK ETKİSİ 13
YIL ÖNCE
Evan!
Yine geç kalacağız.
Okula saatinde
gitmeyi ne zamandır dert ediyorsun?
Sergi için resimleri
asacağız.
Merak etme yeterli
zamanımız var.
Babam gelecek mi?
- Cevabını sen de
biliyorsun.
Bir günlüğüne çıkıp
gelemez mi?
Bunu yüzlerce kez
konuştuk.
Onun için çok
tehlikeli.
Ama Lenny babasının
geldiğini söyledi.
Tommy ve
Kayleigh'nin babası da.
- Tamam, demek
istediğini anladım.
O kadar kötü biri
değilim değil mi?
- Hayır İyi günler,
seni seviyorum.
Çıkışta seni alırım,
umarım.
Güle güle.
Güle güle!
Bayan Treborn,
sizinle konuşmam gerekiyor.
Yarına dek
bekleyemez mi?
Zaten işe geç kaldım
ve Sanırım bunu gerçekten görmelisiniz.
Tommy!
Lenny'yi rahat bırak!
Yoksa seni Bay
Voytek'in odasına gönderirim.
Bunu müdüre gösterecektim
ama önce sizinle konuşmak istedim.
Sorun nedir?
Dün, büyüdüklerinde
olmak istedikleri şeyin resmini yapmalarını
söylemiştim.
Pek çoğu anne
babasının resmini yaptı ama bu Anlamıyorum Bunu Evan mı yaptı?
Bu bende kalabilir
mi?
Elbette.
Söylemek istediğim bir şey daha var Bayan
Treborn.
Söylemesi bile zor
geliyor.
- Ne?
Bunu sen mi yaptın
diye sorduğumda yaptığını hatırlayamadı.
Gitmek istemiyorum.
Buradan
hoşlanmıyorum anne, burası çok ürkütücü.
Söz veriyorum bir
daha kötü resim yapmayacağım.
Her şey yolunda
tamam mı?
Sadece birkaç test
yapmak istiyor.
Onu seveceksin.
Sorun yok, sakın
korkma.
Lütfen babasının
hastalığını almadığını söyleyin.
Test sonuçlarının
negatif çıkacağından eminim.
Ama hafızasını
izlemek için yapabileceğiniz bir şey var.
Ne olursa - Bir
günlük.
Yaptığı her şeyi yazsın Bu ne işe yarayacak?
- Hafızasını
güçlendirmeye yardımı olur.
Ertesi gün hatırlayabilecek mi görürüz.
Test sonuçları
birkaç gün sonra gelir ve duruma bakarız.
- Tamam.
Bugün annem beni
Kayleigh ve Tommy ile oynamaya götürecek.
Babalarıyla
tanışacağım.
Ve gerçek bir baba nasıl oluyormuş göreceğim.
Harika.
Yakında görüşürüz Evan!
Evan o bıçakla ne yapıyorsun?
Ne oldu?
- Tatlım o bıçakla ne yapıyordun?
Hatırlamıyorum.
Merhaba Andrea.
- George.
Selam ufaklık.
Atla hadi.
Teşekkür ederim
George.
- Önemli değil.
Bu hastanedeki
numaram.
Bir sorun çıkarsa
diye.
Lütfen ona göz kulak
ol çünkü - Dalga mı geçiyorsun?
Harika vakit
geçireceğiz.
Değil mi koç?
Tamam.
Uslu çocuk ol.
Seni seviyorum.
Hoşça kal - Hoşça
kal George.
Haydi, haydi.
Arka bahçeye.
Geliyor!
Evan!
Evan!
Babam video kamera aldı ve hepimiz filmde
oynayacağız.
Bu doğru Evan ve sen
de yıldız olacaksın.
Hani ben yıldız
olacaktım?
- Hey ben sana ne
dedim?
Şimdi, Evan, bana söz
vermen gerekiyor en iyi süper ahbap
sözü vereceksin.
Bu bizim küçük
sırrımız olacak.
Bunu yapabilir misin?
Neredeyim ben?
Nereye geldik?
- Sakin ol evlat,
kıpırdama.
Başka bir yerdeydim.
Buraya nasıl geldim?
Aptal gibi
davranmaya devam edersen anneni arayıp yaptığın yaramazlıklarını anlatırım.
Kayleigh, Kayleigh.
Ne oldu?
İyi haber, sonuçlar
negatif.
Kanama, lezyon ya da
tümör izine rastlamadım.
Bakabileceğiniz bir şeyler
daha olmalı.
Benim tahminim aşırı
strese kapılmış olduğu yönünde.
Ama daha 7 yaşında.
7 yaşında bir çocuk
ne tür bir strese kapılmış olabilir?
Pek çok.
Belki babasız olmakla baş edemediği için ciddi
bir stres yaşıyordur.
En son arkadaşlarının babasını ziyarete
gittiği gün hafıza kaybı yaşadı
demiştiniz.
Şey babasıyla
tanışmak için beni zorluyordu, ben de geçiştiriyordum.
Buna değer Andrea.
Düzenli buluşmalar ayarlayabiliriz.
Jason için biraz
ilaç desteği, ekstra güvenlik.
Evan kısa bir
ziyaret için gelir ve biraz şansla kayıp
baba kompleksi geçer.
15 nisan.
Bugün babamla tanışacağım.
Adı Jason ve o bir
deli.
Umarım ona baba
dememe izin verir.
SUNNYVALE ENSTİTÜSÜ PSİKİYATRİ
HASTANESİ Babam burada mı yaşıyor?
- Bu birimde değil.
Baban aldığı ilaçlar
yüzünden biraz uykulu görünebilir, tamam mı?
Tamam.
Birazdan burada olur.
Tamam mı?
Endişelenme, ısırmam.
Fotoğraflarımı
görmüştün, değil mi?
Annem gülümsememi senden
aldığımı söylüyor.
Ve saçımı.
Hayır!
Hayır!
Hayır!
Ölmek zorunda.
Tek yol bu.
Jason dur!
Hayır!
Her şey düzelecek.
Her şey düzelecek.
Sedye getirin.
Dikkat edin.
Onu buradan çıkar.
Ve yeniden dirilmeye
kesin inançla tanrıdan diliyoruz ki Jason
kardeşimizi bağışlasın, korusun ve ışığını ondan esirgemesin.
Ona huzur versin ve merhametini göstersin.
Amin.
6 YIL SONRA Haydi
nerede?
Burada bir yerde
olmalı.
Tommy sıkıldım artık.
Ne arıyorsun?
Sahiden ne arıyorsun?
- Kes sesini pislik.
Siz kendi işinize
bakın.
Burada bir yerde.
Gitmeliyiz.
Babam bizi sigara
içerken yakalarsa işimiz biter.
Haydi gidelim.
Burada patlayıcı
olduğunu biliyordum.
Haydi bir şeyler
uçuralım.
Haydi yap dostum.
Peki ya kaçamazsam?
Bu sefer ben yokum.
İşte sen busun.
Ahmaklar bile eminim senden daha cesaretlidir.
Bu sefer yemez
dostum.
Fitil çok kısa,
patlarsa ölürüm.
Buna gerek yok.
İşte al bu sana en
az 2 dakika kazandırır.
Sağ ol ahbap.
Tanrı aşkına, lanet
olası, yap şu işi.
Teşekkürler.
Harikaydın, dostum.
- Biraz uzun sürdü.
Bu da ne?
Haydi!
Evan, kaldırmama
yardım et!
Buraya gel Evan.
Onu kaldırmama
yardım et.
Ne oldu?
Nerdeyiz?
- Aman Tanrım, ne
yapacağız?
Evan, haydi yardım
et!
Aman Tanrım.
Nasıl?
- Haydi gidelim!
Lenny, sana ne oldu?
Sorun yok, düzelecek.
Her şey düzelecek.
Sorun ne?
Niye konuşmuyor?
- Şoka girmiş.
Lenny, kaç parmak
görüyorsun?
Sorun ne?
Ne oldu?
Biz ormana gitmiştik.
Lenny çok korktu.
Başta iyiydi, sonra
dondu kaldı.
Değil mi çocuklar?
Ne oldu Evan?
Doğru söyle.
Bilmiyorum,
hatırlamıyorum.
Bir şeyler olmuş
olmalı.
Bir şey onu
korkutmuş.
Bir şey
hatırlamıyorum.
Bundan kurtulmak
için hastalığını bahane etme.
Numara yapmıyorsun
değil mi?
Bilmiyorum.
Onu gözlem altında
tutuyorlar.
Onunla ne yapacağımı
bilemiyorum.
"Bayılmadan
önce hatırladığım son şey Ellerimle
Kayleigh'in kulaklarını kapatıyordum.
Sanırım karşıdaki
posta kutusundan çok Kayleigh'in ellerini benimkilerin üzerine kapatmasına
odaklanmıştım.
Annem hipnozun
neler olduğunu hatırlamama-- " Kahretsin.
Jason Treborn.
Bu da ne!
Ölüm Sertifikası.
Büyükbabam da mı
deliydi?
Nefes al nefes ver,
rahatla.
Tamamen uykuya
daldın.
Rahatla.
Beni ormanda
Lenny'yle olduğun o ana götürmeni istiyorum.
Bunu bir film gibi
düşün.
İstediğin detayı
durdurabilir geri alabilir, ya da yavaşlatabilirsin.
Anladın mı?
Evet.
- Şimdi neredesin?
Kayleigh'nin yanında
duruyorum.
Ellerim kulaklarının
üstünde.
Onu incitiyor musun?
- Hayır, onu
koruyorum.
Tamam şimdi zamanda ileri git.
Ne görüyorsun?
Bir araba görüyorum.
Evet Evan.
Bana arabadan söz et.
Devam et.
Hiçbir şey seni
incitemez.
Unutma bu sadece bir
film.
Tamamen güvendesin.
Yapamıyorum.
Araba aniden
kayboluyor.
Kendimi ormanda
buluyorum.
- Arabalar aniden
kaybolmaz.
Kafandaki film
kopmuş o kadar.
Bana arabadan söz et.
Yapamıyorum, geliyor.
Savaş onunla Evan.
Acele et.
Geliyor.
Aman Tanrım - Ona
kadar sayacağım ve uyanacaksın.
Bitkin hissedeceksin
konuştuğumuz her şeyi hatırlayacaksın.
Ona ne oluyor?
Buna son verin!
- Bir şimdi
uyanacaksın.
İki gözlerindeki
ağırlık kalktı.
Beş, altı.
Haydi Evan.
Uyan!
Dokuz, on Ne oldu?
İşe yaradı mı?
Teşekkür ederim anne.
Görüşürüz.
Bizi yakalatmadan
önce suratındaki ifadeyi yok et.
Evan'ın annesinin
sana baktığını görmedin mi?
Özür dilerim.
Pekala, biri bana
posta kutusuna ne olduğunu anlatabilir mi?
Sakın bir daha bu
lanet konuyu açayım deme.
Asla!
Hadi gidelim.
Sen iyi misin?
Aman Tanrım.
Şu koca popoya bak.
Lenny'nin
annesininki kadar büyük.
Kapa çeneni pislik.
Seninle konuşan kim.
Özür dilerim
Kayleigh, bu kötü bir fikirdi.
Olanları gerçekten hatırlamıyor
musun?
Çok şanslısın.
Dinle, her şey
düzelecek.
Lenny iyileşecek,
göreceksin.
Özür dilerim.
Senin hatan değil.
Bayan Kagan babamı
arayıp Lenny'ye olanlar için bizi suçlamış.
Bunu baban mı yaptı?
- Daha kötüsünü hak
ediyorum.
Sen neden söz ediyorsun?
Sen iyi bir baba ve kardeşi hak ediyorsun.
Onlarsa senin kötü
hissetmene neden oluyorlar.
Ne kadar güzel
olduğunu bilmiyorsun değil mi?
Ne yaptığınızı
sanıyorsunuz?
Patlamış mısır
alıyorum.
Sen ne yaptığını
sanıyorsun?
Bunu yaptığına
inanmıyorum.
Ne diye böyle bir
şey yaptın?
Ona gününü göstermem
gerekiyordu.
Böyle tiplerden
nefret ederim.
Kes şunu!
Ona vurmayı bırak!
Senin derdin ne?
Yeter artık evlat.
Haydi, dışarı.
Götürün onu buradan!
Götürün!
Huzur dolu
Briarville kasabası sakinleri, bu öğleden sonra korkunç bir şiddet olayı ile sarsıldı.
Polis yetkilileri bu trajedinin toplumu dehşete düşürdüğünü
belirtti.
Bilinmeyen miktarda
dinamitin patlaması sonucu inanılmaz bir
trajedi yaşandı.
Polisin elinde hiç bir delil, hiç bir şüphe İyi geceler.
Taşınıyoruz.
Sence Tommy hala
bana öfkeli mi?
Bugün taşındığımızı
biliyor değil mi?
Son günlerde garip
davranıyor.
Artık benimle göz göze bile gelmiyor.
Saklan geliyorlar.
Annen sana Lenny'nin
iyi olduğunu söyledi mi?
Öyle olmalı.
Ne de olsa taburcu
ettiler.
Evine hoş geldin.
Biraz temiz hava almak istersin diye düşündük.
Tommy yanınızda mı
çocuklar?
- Hayır rahat ol.
Klinik nasıldı?
Korkunç.
Bütün gece bağıranlar yüzünden gözüme uyku
girmedi.
Oraya tekrar dönmek
istemem.
Şunu gördün mü?
- Evet.
Bu duman da ne?
Crockett!
Köpeğime ne
yapıyorsun?
Senin yüzünden ne
yaptım?
Lanet olsun, neyin
var?
Kayleigh!
Lütfen kendine gel.
Haydi!
Uyan lütfen!
Uyan!
Neden onu öperek
uyandırmıyorsun yakışıklı prens?
Ne zamandır baygınım?
Kayleigh, ne oldu?
SENİN İÇİN DÖNECEĞİM.
Üzgünüm.
YEDİ YIL SONRA Evet.
Süre doldu!
Kalemlerinizi bırakın ve dışarı çıkarken mavi kağıtlarınızı masamın üstüne koyun.
Siz de Bay Nelson.
Hepimiz aynı zaman
dilimindeyiz burada.
Nasıl geçti?
Bilmiyorum.
Bazı sorularda
biraz kafam karıştı.
Psikoloji ile
uğraşanların hepsi deli midir?
Sen de o
delilerden birisi olacaksın.
Projen nasıl
gidiyor?
Hala bizim gibi
sıradan bilim adamlarının hafızanın
işleyişi konusundaki fikirlerini değiştirebilecek misin?
Başka seçeneğim
yok.
Tanrım.
Burası iğrenç.
Cricket, bu benim
oda arkadaşım Evan.
Evet lanet olası antropoloji finalinde ortalamayı
uçurmuştu.
Görüşürüz.
- Tamam.
Pislik herif.
- İyi bir kız.
Haydi anlat.
- Tişört için sağ ol.
Lanet!
Haydi giyin.
Beni dışarı çıkaracaksın.
Ne o, başka bir
sınava mı gireceksin?
Hayır.
Daha da iyisi 7
yıldır hiç hafıza kaybı yok.
Lanet olsun.
İşte buna değer.
- Evet, evet, evet.
Dur.
Nazik ol biraz.
Daha yeni seks
yaptım.
Kim bu ucube?
Barımdan defol hemen.
Peki hanginizin
evcil solucanı vardı?
Solucanlar, çoğul.
- Çok kabasın.
Onunla konuş, fetiş
olan o.
İzle.
Hafıza kaybı konulu bir psikoloji projesi
hazırlıyorum.
Bir ara kahinleri
araştırmıştım.
Merak ettiğin ne?
10 dolarına bahse
varım topu tutamaz.
Solucan
hafızasının işleyişi ve insan beyninin karmaşık yapısı konularında nasıl yardım edeceksin merak
ediyorum?
Bu vuruşu bana bırak.
Ne yaptığını
sanıyorsun lanet ucube?
Bu oyunu sevmedi.
Haydi, haydi!
Burası seks kokuyor.
Evet.
Thumper bu gün biraz meşguldü.
Dalga mı geçiyorsun
o şişkonun teki.
Sanırım, karizma
ve göz boyama devri geçti artık.
Bira ister misin?
- Evet.
Oyalanabileceğim bir
şeyler var mı?
Hayır dur.
Bir çok erkek
yatağın altında porno saklar.
Sen kitaplarını mı
koyuyorsun?
- Evet.
Günlüklerim
7 yaşımdan beri onları saklıyorum.
Vay canına.
Biraz okur musun?
Evet, bakalım ne
okuyabiliriz.
Sanki zihnim
gördüklerime inanmayı reddediyormuş gibi.
Crockett o dehşet
çığlıkları atarken bunları yazmak bile
beni ürkütüyor.
Haydi Haydi.
Bir şey Tommy'nin
ruhunu ele geçirmiş gibiydi.
Gözlerindeki o
nefret.
İyi misin?
Neredeyim?
Burada neler oluyor?
Bunu açamıyorum.
Bırak onu.
Yoksa uykudayken annenin boğazını keserim.
Yakaladım Lenny,
Crockett'ı kurtar.
Beni dinle Evan.
Beni iyi dinle.
Dünyada
milyonlarca kız kardeş varken neden benimkinin peşindesin?
Sakin ol.
Sadece bir rüyaydı.
Evet, rüyaya
benziyordu.
Demek rüya bile
gördün.
Evet Don Huan, demek
kızlarla çıktığında uyuyakalıyorsun.
Lenny!
Sana bir sürprizim
var.
Bak kim geldi?
Hey benim, Evan.
Ne yapıyorsun?
Model uçak mı?
Bak, meşgul olduğun için
kısa keseceğim.
Çocukken hurdalıkta
yaptığımızı hatırlıyor musun?
Benim hatırlamama
yardım edersin diye umuyordum.
Detayları falan.
Ben ipi kesemedim.
Evet, bu iyi.
Başka bir şey?
Bırak onu.
Yoksa annenin
boğazını keserim.
Tanrım.
Gerçekten olmuş.
Vay canına.
Vay canına Lenny Seni lanet herif.
Korkak.
Anneni öldürürüm.
Son hatırladığım şey
ellerimle Kayleigh'nin kulaklarını kapadığımdı
sanırım posta kutusundan çok ellerimin üzerindeki
ellerine odaklanmıştım.
Belki de söndü,
bakalım mı?
Evet, bunu sen yap
Lenny.
Bekle lanet olası,
insanların seni görmesini mi istiyorsun?
Tamam tatlım.
Geldik.
Tatlı kızım nasılmış
benim?
Posta kutumuza bakalım
mı tatlım?
Açmak ister misin?
Lanet olsun!
Yürü, gidelim Lenny!
Lenny haydi!
Lenny gidelim!
Lanet olsun adamım çok
acımasızsın.
Alo - Alo, kimsiniz?
Bayan Kagan.
Benim Evan, Treborn.
Umarım Lenny'yi ne
kadar üzdüğünün farkındasındır.
Evet, bunun için
gerçekten üzgünüm.
Yaptığını düzeltmem
bir saatten fazla sürdü.
Lenny'yle
konuşabilir miyim?
- Bir daha burayı
arama.
Anne!
Elimde değil,
seninle gurur duyuyorum.
Peki, peki Jason'ın
notları yüksek miydi?
Yüksek mi, hep A
alırdı, hem de hiç çalışmadan.
Hafızasının
başarılı olduğu tek alandı.
Sana hiç kayıp
anılarını yıllar sonra tekrar yaşamak için
bir yol bulduğundan söz etmiş miydi?
Neden sordun?
Bir sebebi yok.
Sadece onunki
gibi bir beynin unuttuğu şeyleri
hatırlamanın bir yolunu bulabileceğini düşünüyordum.
Şey, aşağı yukarı
senin yaşındayken bunları düşünmeye başlamıştı.
Bana geçmişini
hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti.
Gerçek anıları mı
yoksa hayal ürünü mü olduğundan emin değildim.
Sonra, durumu
kötüleşmeden önce enstitüye yatmadan
önce demişti ki Ne?
Ne?
Sana ne söyledi?
Boş ver.
Önemli değil.
Sonra bir daha
düzelmedi.
Hadi, anne, oraya
girmeden önce ne söyledi?
Nasıl derler,
aptalca bir gaftı.
Yapma anne, hadi.
.
Tamam evlat,
eğlenceli olacak.
Pekala, para
senin.
Elini uzat genç
adam.
İşte bu evet.
.
Daha önce el falı
baktırmış mıydın?
Hayır bu ilk
olacak, nazik davran lütfen.
Ne?
Senin hayat
çizgin yok.
Sen buraya ait
değilsin.
5 papel fazla
almak için yüzüne tükürür.
Hayır,gerçekten,
geleceği nasıl olacak?
Onun ruhu yok!
Sen hiç var
olmamalıydın.
Medyum, değil mi?
O halde bu senin
için sürpriz olmamıştır.
Teşekkür ederim.
Önemli değil.
Sigaraya tekrar
ne zaman başladın?
Rahat bırak,
Evan.
Hey.
.
Ne?
O kuru enkazın
bütün gününü mahvetmesine izin vermeyeceksin değil mi?
O bir deli,
çatlak.
.
.
.
uyduruyor.
- Bunu yaparlar
yani-- - Biliyorum.
Üzgünüm, sinirim
bozuldu.
İyi ama neden?
Anlamıyorum.
Sen doğmadan önce
iki kez hamile kaldım ve onlar ölü
doğdu.
Neden bunu bana
hiç anlatmadın?
Bu hatırlamak
istemediğim birşeydi.
Ve, sonra sana
hamile kaldığımda Çok korktum.
En kötüsüne hazır
olmalıydım.
Sonra?
Ve sen sağlıklı
doğdun.
Ve ondan sonra
hep sana küçük mucize bebeğim gözüyle baktım.
Ağlama.
Hadi, gidelim.
Geç oldu.
Zaten filmde
oynamayı hiç istememiştim.
Soğuktu ve
kıyafetlerimi giymek istiyordum.
Bay Miller gömleğimi
çıkardı.
- Ne yapıyorsun sen?
Bunun için
sessizliğe ihtiyacım var dostum.
Sen aptal mısın
dostum?
Belki bu kadar aptal
bir budala olmanın bir sebebi vardır.
Bence ne yaptığını
bir daha düşünsen iyi olur.
Uyandığında bu halinden
daha fazla dağılmış olabilirsin Bundan daha fazlası yok.
Beni tanıdığını
mı sanıyorsun?
Ben bile kendimi
tanımıyorum.
Özür dilerim.
- Hayır, benim
hatamdı.
Bir günü de bir şey
kırmadan geçirebilecek misin?
Merhaba.
Evan!
Aman Tanrım.
Uzun zaman oldu.
Neler yaptın?
Her zamanki gibi,
bilirsin işte.
- Hayır, bilmiyorum
sen anlat.
Üniversitedeyim,
okul iyi.
Annem iyi.
Böyle işte.
Sigara içiyor musun?
- Hayır,
çocukluğumuzdan beri.
Yüz kere bırakmaya
çalıştım.
Eve mi yürüyordun?
- Evet.
Eşlik edeyim mi?
- Tabii.
Tanrım.
- Peki Tommy nasıl?
Onu birkaç yıl
ıslahhanede tuttular ama şimdi
tamircide çalışıyor.
- Harika.
Hala babanla mı
yaşıyorsun?
- Hayır.
15'imden beri yalnız
yaşıyorum.
Bu büyük cesaret
işi.
Diğer seçenek
babamsa değil.
Neden annenle
kalmıyorsun?
Olmaz.
Yeni bir ailesi var.
Evinde yer yok.
Boşver.
Dinle.
Buraya gelmemin sebebi seninle konuşabilmekti.
Benimle mi?
Neden?
Hatırlıyor musun,
çocukken hafıza kayıpları yaşardım.
Evet, elbette.
O anıların bazıları
yeniden canlanmaya başladı kafamda.
Seninle konuşmak
istediğim de onlardan biri.
Hatırlamaya
çalışırım.
Çocukken, baban
Robin Hood'la ilgili bir film çekiyordu bizimle.
Ne bilmek istiyorsun
Evan?
Baban, bodrumda
ne oldu?
Bu uzun zaman
önceydi.
Biliyorum.
Buraya kadar bunun
için mi geldin?
Robin Hood'la ilgili
aptalca sorular sormak için mi?
Hayır.
Sadece gerçekten çok
kötü şeyler olduğunu düşünmüştüm.
Varmak istediğin
nokta bu muydu?
Olan her neyse
bizim hatamız değildi.
Daha çocuktuk.
Hiç bir şeyi hak
edecek bir şey yapamazdık.
Kapa çeneni Evan!
Nefesini boşa
tüketiyorsun.
Baban garip biri
olduğu için kendinden nefret edemezsin.
Kimi inandırmaya
çalışıyorsun Evan?
Bunca yolu sırf
hafızan kötü diye benim acılarımı
deşmek için mi geldin?
Ne yapmamı
istiyorsun?
Omzunda ağlarken
her şey şimdi daha iyi dememi mi?
Canın cehenneme Evan!
Hiçbir şey daha iyi
değil, tamam mı?
Hiç bir zaman da
düzelmiyor!
Neden beni bıraktın?
Baban senin
yaşındayken, tam senin yaşındayken geçmişi hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti.
Adamın biri sana bir
mesaj bıraktı.
- Şu sigaranı
banyoda iç lütfen Merhaba Evan, ben profesör Carter.
Ödevini bu öğleden
sonra teslim etmen gerekiyordu.
Seni merak ettim.
Beni ara.
Kız kardeşime ne
dedin lanet olası?
Dün gece bir saat
boyunca telefonda ağladı.
Dün gece onu görmeye geldiğini söyledi.
Lanet olası bu akşam
kendini öldürdü.
O öldü.
Sen de öleceksin.
SENİN İÇİN DÖNECEĞİM
Karnımdaki yara birden ortaya çıktığına göre belki de babam herkesin sandığı kadar deli değildi.
Eğer yara
çıkartabiliyorsam, aynı zamanda iyileştirebilirim de.
Peki ya Kayleigh'nin
yaraları?
Filmde oynamayı hiç
istemedim.
Çok soğuktu.
Ben de giyinmek istedim.
Ama Bay Miller
gömleğimi çıkardı.
Bir fikrim var.
Haydi evin bodrumuna
inelim.
Orası bir zindana
daha çok benzer.
Biraz ışık verelim.
Hey, sana kapıyı
kapalı tut demedim mi?
Ben de görmek
istiyorum.
Dediğimi hemen
yapmazsan ne olacağını o zaman görürsün.
Şimdi, hikayenin bu
kısmında Robin Hood, Leydi Marian'la daha yeni
evlenmiştir.
Ve diğer yetişkinler gibi birbirlerini
öpmeleri gerekir.
Üstündekileri çıkar
Kayleigh.
Haydi, banyo
yaparken yaptığımız gibi.
Dert etme o kadar.
Sen de Evan.
Haydi.
Çabuk.
Çabuk.
Burada film
çekiyoruz.
Kulaklarını kapat
Kayleigh.
Saat kaç?
Saat dediklerimi
yapma zamanı.
Yanlış cevap serseri.
Bu senin için hesap verme zamanı.
30 saniye içinde iki
kapıdan birini açacaksın.
İlk kapı, kendi
etinin ve kanının çürümesine neden olacak.
Neler oluyor?
Bunu nasıl
yapıyorsun?
Kızını, güzel bir
çocuktan boş bir iskelete çevirecek.
Kendine güveni sapık
babası yüzünden ihanete uğratılan kızının sonunda intihar etmesine neden olacak.
İyi iş babalık.
Sen kimsin?
- İstersen, sadece
çok yakından izlendiğini söyleyelim,
George.
Diğer kapıdaysa
Kayleigh'ye kızını seven bir baba gibi davranman.
Anladın mı babalık?
Evet - İyi dinle
aşağılık pislik.
Yine her şeyi berbat
edersen senin için yine gelirim.
Şimdi yapman
gereken, oğlun Tommy'yi disipline sokmak, çünkü o tek kelimeyle bir pislik.
Ve son bir şey Bir daha sakın bana dokunma.
- Dokunmam.
Crockett!
Hızlı!
Daha hızlı!
Lanet herif!
Kayleigh.
Şu tarafa gidelim.
Evde de olabilir.
Hayatım iyi misin?
Aman Tanrım Evan,
burnun kanıyor.
Kayleigh.
Sensin.
İnanılmaz.
Teşekkürler.
Gidip temizlen de yatağa gel.
Giysilerim nerede?
- Onlar senin
giysilerin aptal.
Banyo?
Çabuk ol.
Okuldan önce hızlı bir tane istiyorum.
Ne?
Bu inanılmaz.
Keşke burnunun
yerinde ben olsaydım Afedersin.
Seni görmedim.
Sen barda Thumper'a
patlamış mısır atan o pisliğin yanındaki kızsın.
Ne?
- Ve adın da Gwen.
Seni tanıyorum.
Gerçekten mi Evan?
Uçtun mu?
Bunu sorduğum için beni
garipseme ama babanın o video kamerayı aldığı
o günü hatırlıyor musun?
Evet.
Sanırım bir günde sıkılıp ertesi gün geri vermişti.
Neden garipseyeyim
ki?
Bilmiyorum.
Garip biriyim.
- Çok ahlaksız
birisin.
Akşama görüşürüz o
zaman.
- Tamam.
Haydi.
Andrea, Evan ve Joe
evde değil.
Yapmanız gerekeni
biliyorsunuz.
Merhaba anne benim.
Sadece merhaba demek için aramıştım.
Beni ararsın.
Hey, Thumper.
Saat kaç?
Ne oldu?
Rolex'ini mi kaybettin?
Canın cehenneme
züppe!
Psikiyatri projenizi
bitirmeniz için sadece iki haftanızın kaldığını
unutmayın çocuklar.
Ya geçen haftaki
ödev için bana ekstra süre verecektiniz.
Sen de kimsin?
- Evan Treborn Cevabım
hayır Bay Treborn.
Lütfen oturun, sınav
başlayacak.
Herkes otursun sınav
bir dakika içinde başlayacak.
Benden uzak dur
pislik.
Bunu sen başlattın.
Güzel rol yapıyorsun
Evan.
Sınava çalıştın mı
dostum?
Şansımı deneyeceğim.
- Evet.
Lanet olsun, bunlar
cevaplar mı?
- Şunu havaya
kaldırmasana!
Kayleigh için yarın
akşam özel bir şey yapmayı istiyorum.
Sen ve kardeşlerin
yardımına ihtiyacım olduğunu söylesem.
Saçmalama derim.
Baş belalarına
yaptırsana.
Doğru baş belaları.
Şimdi
başlayabilirsiniz.
Çok iyiydi, aman
tanrım.
Bu yeni numaraları
nerden öğrendin?
Neden?
Garip değildi, değil
mi?
Evet, peş peşe
orgazm garip ise.
Alo?
Boş versene.
Sence
birlikteliğimizi mükemmel yapan şey ne?
Yani, biz
taşındıktan sonra neden beni görmek için kaçtın?
Çünkü seni özledim.
Ne sanıyordun, babam
seni görmemi engelleyebilir miydi?
Ne yapardın o zaman?
Aman tanrım, ayak
parmaklarım uyuşmuş.
Sence sonsuza dek
beraber olacak mıyız?
Planımız bu,
değil mi?
Ne olursa olsun.
Evet.
Öyle.
Evet, plan bu.
Pekala, siz ot
kafalılar dediklerimi yapmak zorundasınız.
Baş belaları.
Baş belaları, biz
baş belalarıyız efendim.
Kardeş Evan efendim.
Dalga mı geçiyorsun?
Ne?
Ne dedin sen?
Yunan alfabesini say bana.
Say haydi.
Alfa, beta, gamma, -
Alfa, beta, gama, delta falan filan
feşmekan gibi saçmalıklar dizisi efendim.
Belki de böyledir.
Bana bakma pislik, yere bak.
Pekala siz baş
belaları, benim için yapmanız gerekeni biliyorsunuz.
Şimdi gidip duş
alın, sorun çıkaran olursa izin verdiğimi söyleyin.
Ne?
Bunu yıka pislik.
Anlamıyorum, beni nereye
götürüyorsun?
Söylemeyeceğim.
Aman Tanrım.
Bu muhteşem.
Haydi otur.
Teşekkür ederim.
Bunu bana neden
yapıyorsun?
Bu sabah kalktığımda yüzündeki gülümsemeyi gördüm.
İşte bunu!
Ve sonra, hayatımın
geri kalanını seninle geçirmek istediğimi anladım.
Her yerde seni
arıyordum adamım.
Biri arabanı
dağıtmış.
Lanet olsun!
Kim yaptı bunu?
Kim yaptı?
Her halde şu beta'lı
pisliklerdir.
Hayır.
Kardeşler evinin
önünde biri bunu yapıp nasıl kaçabilir?
O da ne?
Tasma mı?
Tommy.
Yapma!
Bizi izliyor
olabilir.
Bu benim hatam.
Bir kaç hafta
önce bırakıldığını söylemem gerekirdi.
Evet.
Bu arada sevindim.
Bu ne işe
yarayacaksa umarım kardeşlerden birinin silahı vardır.
Evan!
Şakası bile kötü.
Sana zarar vermeyecek, tamam mı?
Sadece benden
uzaklaşman için seni korkutmaya çalışacak.
Köpeğimi öldürdü.
Hatırlamıyor musun?
Evan, bu onun suçu
değildi.
Küçükken ne kadar
kötü şeyler yaşadığını biliyorsun.
Yapma bana kötü şey
falan deme.
Sana hiç bir şey
olmadı.
Babam bana hiç
elini sürmedi.
Ama sapık hep Tommy
ile uğraştı.
Pekala.
Bırakalım güvenlik
halletsin.
Olur mu?
Biliyor musun,
sanırım artık yalnız kalmalıyım.
Yalnız
yaşamayacaksın, ben seninle kalacağım.
Evan, ben sadece
Tommy'nin bizi şu an beraber görmesini istemiyorum.
Hayır, seni bir kere
kaybettim ve bu bir daha olmayacak.
Ne demek seni bir
kere kaybettim?
Evan, beni hiç
kaybetmedin.
Ne diyorsun?
Bu günlerde çok garip davranıyorsun.
Bak, arabam mahvoldu.
Bu yüzden çıldırdım
sanırım.
Biliyorum ama
aksanın değişti, yürüyüşün bile farklı.
Ne farklı mı
yürüyorum?
Yani, bu geceki
yemek çok güzeldi, muhteşemdi.
Ama o sen değildin.
Senin için güzel bir
şey yapamaz mıyım?
Bir dakika.
Bu senin ceketin
değil mi?
Tommy!
Bizden uzak dur
pislik.
Saçmalamayı kes.
Kendi kız kardeşime dokunmaya hakkım var.
Kendine iyi
bakmışsın Evan.
İyi bir hayatın var.
İyi arkadaşların.
Kız kardeşimle
yattığını belirtmeme gerek yok tabi.
Hiç de fena parça
değil bence de.
Kapa çeneni Tommy.
- Haydi, bu bir
iltifattı.
Tamam, ne yapıyorsun
adamım?
- Bütün dünyanın
senin sevmesi yetmedi ama sen, dünyada
benim bir pislik olduğumu düşünmeyen
tek kişiyi aldın.
- Tommy, seni
sevdiğimi biliyorsun.
Bak, kimse senin
pislik olduğunu düşünmüyor.
Hadi ya, ne demiştin
az önce, seni pislik mi?
Tommy!
Tommy!
Dur!
Yapma!
Dur!
Aman Tanrım!
Yapma!
AmanTanrım.
Dur artık!
Kes şunu!
Onu öldüreceksin.
Yalvarıyorum yapma!
Lenny'nin
hayatını mahvettin.
Crockett'ı
öldürdün.
O bebeği ve
annesini de.
Şimdi de beni
öldürmeye çalışıyorsun, beni öldürmeye.
Aman Tanrım.
Ne yaptın?
Geri çekin!
Hoş gelmedin pislik!
İlk mi?
Evet.
Kendini ezdirme
adamım, yoksa birinin kadını olursun.
Beni korur musun?
İsa bile o çetenin karşısına çıkaramaz beni.
Bak dostum geldikleri zaman kafanda başka yerlere git, başka şeyler
düşün.
Çekil kenara!
Dur bakalım!
Hey sen!
Hey ver şunu!
Avukatınla konuştum.
Seni nefsi
müdafaadan çıkarabileceğini düşünüyor.
Sadece sabırlı ol.
Burada ne kadar
kalacağım anne?
Bilmiyorum.
Bu tür şeyler zaman
alıyor.
Peki ya günlüklerim?
Günlüklerimi buraya
getirdin mi?
Bu ikisini buldum.
Diğerleri hala
depoda.
Anne!
Hepsine ihtiyacım
var, hepsine.
Onları da
getireceğim.
Ama şimdi duruşmaya konsantre olmalısın.
Lütfen.
Evet haklısın.
Ya Kayleigh?
O iyi mi?
Ona üzgün olduğumu anlatmaya
çalış.
Süre doldu.
Seni kaybetmeyeceğim
bebeğim.
Dayanacağına söz ver.
Ya bana oral seks
yaparsın, ya da bıçağımı tadarsın.
Dur!
Geri, geri çekil!
Şov bitti kızlar!
Bu pisliği hücresine
atın.
Bu gece tekrar
görüşeceğiz küçük kız.
"Bugün,
büyükbabamın Ölüm Raporu'nu buldum.
Bir akıl
hastahanesinde ölmüş, tıpkı babam gibi.
Annem bu durumu
inkar etmekle birlikte sonumun aynı olmasından endişeleniyordu.
" Haydi,
haydi, haydi!
Haydi, Reese.
Dindar mısın Carlos?
Tanrı ne kadar gizemli işler yapıyor farkında
mısın?
Kesinlikle adamım.
Beni senin yanına göndermesinin bir nedeni
var.
Bana yardım etmen için.
Lanet olsun.
Deli olduğunu biliyordum adamım.
Zırdeliyim.
İsa benle rüyalarımda konuşuyor.
Öyle mi?
Çok iyi güzel.
Bir paket sigarasına
bunu sana ispatlayabilirim.
Şimdi yüzümü ve
ellerimi yakından izlemeni istiyorum.
Bence hapishanenin
psikiyatrına görünmen lazım adamım.
Garip bir şey
görürsen belki diye.
Ne gibi garip?
İşaret gibi, yara
gibi, her hangi bir şey, bilmiyorum.
Çarşamba günü
yapmadığım bir resim yüzünden başım derde girdi.
Annem görmeme izin
vermeyecek.
Yaramazlık yok Evan,
otur ve resmini tamamla.
Çok iyi çocuklar,
sadece olmak istediğiniz şeyi düşünün.
Sınırlama yok.
Hey, Bayan Boswell.
Yüce İsa!
Bu bir mucize.
Bu stigmata
adamım.
Ne gördün?
Neye benziyordu?
Bu Tanrı'nın işi
adamım.
Birden çıkıverdi.
Senin lanet bir deli
olduğunu sanmıştım.
Artık bana inanıyor
musun?
Kesinlikle adamım.
Anlaşma yapalım mı?
Bakın, ben yeniyim.
Ama işlerin nasıl yürüdüğünü anladım.
Bir çeteye
katılmazsan ölürsün.
Lanet zencilere ya
da pisliklere katılmayacağım kesin.
Ve ölmek de
istemiyorum.
Ne yapmam gerekiyor?
Henüz yeniyim ve tam
olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Hemen oral sekse
mi başlamalıyım?
Kanın saf mı?
Lanet bir melez
değilim, sorduğun buysa.
Tamam o zaman,
marifetini görelim tatlım.
Dişlerine dikkat et yoksa
hepsini sökerim.
Evet bayım.
Haydi başla.
Carlos!
Dumanın nerden
geldiğini anlamak için hurdalığa doğru gittik.
Sıkı tut!
Bırakma!
Dumanın nerden
geldiğini anlamak için hurdalığa doğru gittik.
Pekala lanet
hayvanlar.
Durun gitmeden
torbayı açmak için bir şey bulmamız lazım.
Bunu almanı
istiyorum Lenny.
Bu gün Tommy'yle
hesaplaşma günün.
O kadın ve bebeği
için kendini suçlu hissettiğini
biliyorum.
- Evan, yapma.
Şu an sırası değil.
Hayır, tam sırası.
Vicdan azabından kurtulmak için tek şansın bu.
Neden bahsediyorsun?
- Evan, delirdin mi?
Lütfen eğer bana bir
kere bile güvendiysen şimdi de güven.
İpi kes.
Haydi.
Beni iyi dinle Evan.
- Ne istersen
yaparım.
Kayleigh'yi görmemi
istemiyorsan, tamam görmem.
Crockett'i bırak.
Onu öldürürsen,
kafayı yediğini düşünürler.
Ve eminim kız
kardeşini babanla yalnız bırakmak istemezsin.
Lenny, hayır!
İpi kes demiştim.
Yatak odasındayım.
Lenny hayır!
Biri 911'i arasın.
Evan!
Evan lanet olsun!
Evan!
Merhaba doktor.
Hasar nedir?
Ne kadar zamanım
kaldı?
Çok komik.
Durum biraz karışık.
Daha önce hiç bu gibi sonuçlara rastlamamıştım.
Babam da bile mi?
Aslında 20 yıl önce
böyle testler yapmak mümkün değildi.
Peki ne buldunuz?
Kanamanın büyük
bir kısmının buradan, korteksin dış
tabakasından geldiğini bulduk.
Orası hafızanın
depolandığı yer anne.
Teşekkür ederim Evan.
Hiç böyle bir şey
görmemiştim.
Bunu geçen seneki
ile karşılaştırdığımızda hücrelerin
tümüyle kendini yenilediğini gördük.
Peki bu Evan için
ne anlama geliyor?
Demek istediği şu
anne, bir yıl içinde hafızama 40 yıllık anıyı
sıkıştırmışım.
Aşırı yüklemeyle beynimi yeniden
programladım.
Bunun gibi bir şey
değil mi?
- Evet.
Pekala, ben gidip
arabada bekleyeceğim.
Buradaki ışıklar
gözlerimi rahatsız ediyor.
Görüştüğümüze
sevindim doktor.
Söyledikleriniz
gerçekten çok aydınlatıcıydı.
Ama şimdi yapmam gereken başka şeyler var.
Görüşürüz.
Merhaba.
Benim.
Evan.
İstediğin bir şey
var mı?
Ne dersin, sevdiğin
model uçaklardan birini getireyim mi?
Başına gelenler için
gerçekten çok üzgünüm.
Lenny.
Hep biliyordun değil
mi?
Onu elime
tutuşturduğunda çok kötü şeylerin
olacağını biliyordun.
Değil mi?
Evet, biliyordum.
Benim yerimde sen
olmalısın.
Benim yerimde sen
olmalısın.
Bugün babamla
tanışacağım, adı Jason.
Ve o bir deli.
Umarım ona baba
dememe izin verir.
İyi misin?
Sanki bir an için
başka yerlere gitmiş gibisin.
Dinle Jason, yaptıklarımı
düzeltmek için cevaplarına ihtiyacım var.
Bu lanetin benimle son bulması için dua
ediyordum.
Ama olmadı, şimdi her şeyi düzeltmek için
bilgiye ihtiyacım var.
Sen de bunu verebilecek tek kişisin.
Düzeltmenin bir yolu yok.
İnsanların hayatlarını bir şeyleri
mahvetmeden değiştiremezsin.
Her şeyi daha iyi yapamayacağımı kim
söylüyor?
Tanrı'nın yerine geçemezsin oğlum.
Benimle son bulmalı.
Sırf burada olduğun için anneni öldürüyor
olabilirsin.
Saçmalık bu biliyor musun, her şeyi
düzelttiğimde sana bir kart atarım.
Hayır, dur!
Yeni çıktın, değil
mi?
Unut gitsin,
kardeşim de hapisten yeni çıktığında böyle yiyordu.
Ben büyük bir
aileden geliyorum.
- Benim kusuruma
bakma.
Önemli değil.
Kayleigh Miller hala
burada çalışıyor mu?
Üzgünüm, adını hiç
duymadım.
Kendi evimde
rahatsız edilmeden oturamayacak mıyım?
Sanırım buraya
kurabiye satmak için gelmedin.
İyi tahmin, lanet
pislik.
Beni hatırladın mı?
7 yaşımdayken hoş bir konuşma yapmıştık.
Sana bir sorum var.
Kızını nerde
bulabilirim?
Seni başka biri
sandım?
Ne söyleyeceksen
söyle, birini bekliyorum.
Hey seni görmek
güzel.
Girebilir miyim?
Geleceğini bilseydim
çarşaftaki pislikleri temizlerdim.
Ne istiyorsun?
Sadece eski bir
dostu görmek istedim.
Zaman paradır
Evan.
- Para.
Sanırım eski bir
dost için 10 dakika ayırabilirim.
Uzun muydu?
Pardon yolculuk, mesleki mizah Anladım.
Ama yapma.
Özür dilerim.
Sözlerim beyefendiyi rahatsız mı etti yoksa?
Hayır sadece beni
üzmek için konuşuyor gibisin.
Bir zamanlar
seninleydim.
Nerdeydi?
Söylesem de
inanmazsın.
Biliyorum herkes
böyle der ama söylesem de inanmazsın ama
bu sefer gerçekten de öyle.
Ve seni bulmam
gerektiğini biliyordum.
Babana gittim ve kaldığın yeri öğrendim, sonrasını biliyorsun.
Haklısın Evan, sana
inanmıyorum
- İnanacağını hiç düşünmemiştim.
O yüzden kimseye
anlatmadım ve bir daha anlatmayacağım da.
Anlattığın tek kişi ben
miyim yani?
Bu koca bir yalan.
Diğer kızlar ağlıyor
muydu?
Gerçekten bu
saçmalıkları yutuyorlar mıydı?
Biliyor musun,
bana inanmaman çok umurumda değil doğrusu
kanıtlamak için uğraşamayacak kadar yorgunum.
Kanıtın da var
yani.
Göbeğinde çift benin
olduğunu başka nasıl bilebilirim?
50 papeli olan her
hangi biri sana söyleyebilir.
Tamam unut gitsin.
Peki kokarcanın
kokusunu çiçeklerinkine tercih etmen.
Bilmediğin bir
sebepten üvey kız kardeşini hatırlattığı için
şekerden nefret etmen.
Ve orgazmdan
sonra parmaklarının uyuşması.
Eminim
müşterilerin bunları bilmiyorlardır.
Biliyor musun
sadece bilmen gerektiğini düşündüm.
Neyi?
Bir zamanlar mutlu
olduğunu.
Benimle.
Bence öykünde koca bir boşluk
var.
Ne bu lanet dünyada ne de başka bir yerde asla anlattığın kadar
değerli olamam.
Orada mutluydun.
Ağlıyor musun?
Cüzdanını
bırakmamalısın.
Gideceğim yerde
gerek olmayacak.
Yine herkesin
hayatını değiştirmeye devam ha?
Yeri gelmişken niye
bir dahaki sefere bir tersanede bomba patlatmayı
denemiyorsun, çok etkili olur.
Biliyor musun, pes
ettim artık.
Ne zaman birine yardım
etmek istesem her şey daha da kötü
oluyor.
Şimdi vazgeçme üç
kağıtçı.
Benim için çok
şey yaptın.
Neden geçmişe
dönüp Bayan Halpern ve bebeğini kurtarmıyorsun?
Belki ondan sonra
Lenny çıldırıp ailemin mahvolmasına neden olmaz.
Hayır, 7 yaşına
dön ve babamın kamerası önünde benimle yat.
Yat benimle
sürtük.
Benim yatağımdasınız.
Çıkın dışarı!
Dostum, uzun zamandır
hastaydın, ben de umursamazsın sandım.
Bir daha
söylemeyeceğim.
Son hatırladığım şey
Kayleigh'nin kulaklarını kapadığımdı.
Posta kutusundan
çok, ellerimin üzerindeki ellerine odaklanmıştım Bayan, geride durun!
Posta kutusuna
yaklaşmayın.
Salak!
Size diyorum, geri
dönün!
- Sizi kurtaracağım
bayan.
Lanet olsun!
Size çıkmanızı
söylemiştim.
Özür dilerim adamım,
seni uyandırdık mı?
Hayır.
Sorun değil.
Gerçekten değil.
Bu da ne böyle?
Kollarını
kurtaramadınız mı?
Nereye gidelim?
Evan!
Havlu getir, durma haydi!
Evan!
Evan!
Evan!
Lenny mükemmel biri.
İyi bir çift
olacaksınız.
Sizi, birbirinizden başkalarıyla
düşünemiyorum.
Evan!
Nereye gidiyoruz?
Seni hastaneye
götürüyoruz Evan.
- Hayır, geri
götürün.
Olmaz, annen beni
öldürür.
Geri götür dedim
Lenny!
Bu kadarını
borçlusun.
Neye bakıyorsunuz
salaklar?
Mükemmel olmak çok
iyi değil mi?
İğrençsiniz
pislikler.
Lenny, yardım et.
Kaldır haydi.
- Tamam, tamam.
Hey Brian.
Başın nasıl dostum?
Evine götürdüğün
kızı gördüm.
Seni fazla uçurmuş
sanırım.
Çok kötüsün.
Hey, bak Tommy.
Hey Tommy!
Tommy!
Hey, ne haber
çocuklar?
Merhaba adamım.
Söylediğini yaptım öğrenci fonu yararına bir kıyafet balosu
düzenliyoruz.
Harika.
Belki ben de gelip tekno remiks eşliğinde
sandalyeme pati attırırım.
Değil mi?
Derse girsek iyi
olur sanırım.
- Dersin ne anlamı
var şimdi?
Yarın Bangladeş'te
pis bir çiftlikte uyanabilirim.
Biraz dolaşalım mı?
Görüşürüz.
- Hoşça kalın.
Sorun ne?
Tommy ne kadar
değişti, değil mi?
- Bayan Halpern
ve bebeğini kurtardıktan sonra mucizevi
bir şekilde değişti biliyorsun.
O mu kurtardı?
Onun suçuydu
zaten.
Burada duralım.
Kraker ister misin?
Evet, bunu ayarlamam
gerek.
Kayleigh, hiç
bizi düşündün mü?
Yani aramızdaki
ilişkinin farklı olabileceğini hiç
düşündün mü?
Tabi Evan hayatımda gerçekten önemsediğim ilk kişiydin.
Öyle mi?
- Tabi.
Bu yüzden, çocukken annemle kalmaya hiç
gitmedim.
Anlamadım.
Annemle babam
ayrıldığında bize kalmak istediğimiz yeri seçme şansı verdiler.
Babama
katlanamıyordum ama annemle gidersem
seni bir daha göremeyeceğimi biliyordum.
Bunu bilmiyordum.
Peki hala
birlikte olabileceğimizi düşünüyor musun?
Arada aklımdan
geçmiyor değil.
- Ve?
Ama bir çok şey
düşünüyorum Evan.
Yani bir saniyede
hayatımızın filmini anlatabilirim sana.
Bum!
Aşık olur
evleniriz çocuklarımız olur.
Sonra büyürler,
biz de yaşlanırız yan yana mezarlar,
falan filan.
İğrencim, çok
hızlı gittim sanırım.
Bu benim çok
yaptığım bir şey.
Peki sence mümkün
olabilir miydi?
Evet.
Ama ne yazık ki öyle
olmadı.
Lenny'yle
birlikteyim.
Lenny senin
arkadaşın.
Ve sonuçta olan
bu.
Kimsenin bir
başkasını seni benim sevdiğim kadar sevemeyeceğini söylesem bu bir şeyi değiştirir mi?
Hayır, hayır öyle
olduğunu - Evet.
söylemiyorum.
Yani ben sadece, merak ettim.
Bir bayan olarak duymak istediğin bu olur muydu?
Bir saniye bekle,
Lenny mızmızlanıyor.
Hemen dönerim, tamam
mı?
Lanet olsun.
Tost makinesini küvete sokmayı unutmuşsun.
Böylesi en iyisi
olur.
Şimdi hepiniz çok
daha iyisiniz.
Haydi, zor
olduğunu biliyorum ama pes edemezsin
Kendimi öldürmeyi bile beceremiyorum.
Böyle konuşma.
Tamam, seni buradan
çıkartmam lazım.
Ziyaret saati bitmek
üzere.
Annem buraya mı
transfer edildi?
Ne demek istiyorsun?
Nerdeyse hayatı
boyunca buradaydı.
Bak kim gelmiş,
akıllı çocuk.
METASTATİK HÜCRE
KARSİNOMU 14 YILLIK AKCİĞER KANSERİ
Ben kollarımı kaybedince sigaraya başlamışsın.
Üzgünüm son
zamanlarda garip davranmaya başladı.
Sanırım bunu
düzeltebilirim.
Düzeltmek mi?
Sadece patalamaya
dair sayfalara ihtiyacım var.
Kahretsin,
kollarım yok.
Hiçbir zaman
yazmamışım.
Farklı
davranıyorsun.
Sadece zor
zamanlar.
Anne!
İyi olacaksın.
Bunu
değiştirebilirim.
Sanırım ben
aşağıda beklesem daha iyi.
Tıpkı baban gibi
davranmaya başlamışsın.
Çünkü, benim
yaşımdayken delirmiş ki bu benim de
delireceğim anlamına gelmez.
Nasıl oluyor da
bunu biliyorsun?
Bana sen
söyledin Aile tatilinde, hatırladın mı?
O ben
değildim sadece
- Sen kimsin Jason
gibi.
Endişelenme,
anne.
Seni buradan
kurtaracağım.
- Hayır Artık hiç
acı çekmeyeceksin.
Bunu düzelteceğim.
Hayır.
Hayır.
Hayır.
Buraya koyduğuna
emin misin?
Annem paketlemişti.
Eve dönmek için ona ihtiyacım var.
Bu mu?
- Evet Ne için
istiyorsun?
Seni anlayamıyorum.
Göreceksin Lenny.
Son bir iyilik daha
isteyeceğim.
- Ne?
Sessiz olmanı
istiyorum.
Patlayıcıyı yok
etmek istiyorsam konsantre olmalıyım.
Ne?
Patlayıcı mı?
Kollarımı uçurmamış
olsaydım annem sigaraya hiç başlamazdı.
Boş ver, sadece aç.
Çevir.
İşte.
Bu gün annem beni
Kayleigh ve Tommy ile oynamaya götürecek.
Babalarıyla tanışacağım.
Bakalım gerçek baba nasıl oluyormuş.
Şimdi, patlayıcıyı
nasıl yok edeceğim?
Evan.
O bıçakla ne yapıyorsun?
İşe yaramadı.
Çevir, çevir.
Burası.
Zaten filmde
oynamayı hiç istememiştim.
Hikayenin bu
kısmında Robin Hood Leydi Marian'la yeni evlenmiştir.
Ve diğer yetişkinler
gibi birbirlerini öpmeleri gerekir.
Bekle, kemerimi
almam lazım.
Hey kemeri boş ver.
Hey.
Geri çekil pislik.
Bizim hislerimizin senin için bir şey ifade etmediğini anladım.
Şimdi sakin ol Evan.
Aptal gibi davranmaya devam edersen anneni arayıp yaptığın yaramazlıklarını anlatırım.
Ben de çocuk
esirgeme kurumuna senin çocuk pornosu denemelerini anlatırım.
Bir adım daha
atarsan seni havaya uçururum.
Bak bu çok tehlikeli
ellerini parçalayabilirsin.
Biliyorum, yaptım
bir kere.
Hey.
Havai fişek -
Kayleigh hayır!
Kayleigh hayır!
Merhaba dostum.
Akıllı çocuk.
Başka seçeneğim yok.
Sunnyvale akıl
hastanesine.
Bundan çok sıkıldım.
Kitaplarım nerde?
Evan.
Sanırım bir saat sonra görüşecektik.
Lanet kitaplarım
nerde?
Kitaplar.
Günlükler.
Onlara ihtiyacım
var.
Verirsen iyi
olur.
Bunu tekrar etmek
acı veriyor.
Günlük falan yok,
hiç olmadılar.
Bu Kayleigh'nin
ölümüne neden olmanın verdiği suçluluk
duygusuyla beyninin yarattığı hayal dünyasının bir parçası.
Düşün Evan,
düşün.
Olmayan bir
hastalık yarattın.
Bütün o
üniversite, hapishane hikayeleri.
Günlüklerimi
istiyorum, hemen şimdi.
Sende olduğunu
biliyorum ve bana vereceksin.
Benden
saklayamayacaksın, onları istiyorum!
Bana babanı
hatırlatıyorsun.
O da sahip
olmadığı bir fotoğraf albümünü isteyip duruyordu.
Üzgünüm.
Fotoğraf albümü.
Foto
- Evan!
Hasar onarılamaz
boyutta.
Doğrusu hala hayati
faaliyetlerini yapabildiğine şaşıyorum.
Anne.
Eskiden çektiğimiz
filmleri getirmeyi unutmadın değil mi?
Getirdim, oradalar.
Güzel.
Onları izlemeyi gerçekten çok seviyorum.
Hem de çok.
Bence sabah erkenden
transfer edilmesi en iyisi.
Eğer biri bunu
bulursa bu demektir ki planım işe
yaramadı ve ben çoktan öldüm.
Odasında değil,
etrafa bakın.
Ama bir şekilde
bütün bu olanların en başına dönebilirsem
belki onu kurtarmayı başarabilirim.
Evan!
Burada!
Evan!
Jason, kes şunu.
Bebeği doğurmaya çalışıyorum Evan!
Aç şunu!
Git burdan Bir
terslik var!
Beni öldürüyor!
Durdurun şunu!
Kalp atışları
hızlanıyor.
Neler oluyor?
Hayat çizgin yok
senin, senin ruhun yok.
Sen hiç
olmamalıydın.
O kendisini
tıkıyor!
Hayır!
Tüp sokmak
gerekli, çabuk.
Pekala, sezaryen
yapmayı deneyelim.
Kurtarın onu!
Hadi, yeterli
oksijen verin!
- Onu
kaybediyoruz, kaybediyoruz!
- Hayır!
Sen doğmadan
önce 3 kez hamile kalmıştım fakat hepsi ölü doğdular.
Ve en sonunda
mucize bebeği yakalamıştım.
Yine olamaz!
Hayır!
Babama
katlanamıyordum fakat biliyorum ki,
eğer annemle gitseydim Seni bir daha
göremeyecektim.
||
Önceki Yazı
« Prev Post
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »
Next Post »