Print Friendly and PDF

Translate

Sınıfta Olay Var (1996) The Substitute

|

 


114 dk

Yönetmen:Robert Mandel

Senaryo:Roy Frumkes, Rocco Simonelli, Alan Ormsby

Ülke:ABD

Tür:Aksiyon, Suç, Dram

Vizyon Tarihi:31 Ocak 1997 (Türkiye)

Dil:İngilizce

Müzik:Gary Chang

Oyuncular

Tom  Berenger

Raymond   Cruz

William   Forsythe

Luis   Guzmán

Richard   Brooks

Devam Filmleri

1996 - Sinifta olay var(13,094)6.0

1998 - The Substitute 2: School's Out(2,769)5.1

1999 - The Substitute 3: Winner Takes All(1,640)4.7

2001 - The Substitute: Failure Is Not an Option(1,142)4.7

Özet

 Bu hareketli öyküde, hoyrat bir kent okulundaki öldürücü bir uyuşturucu çetesinin peşine düşen paralı bir askerin mücadelesini işleniyor. Okul, korkunun, şiddetin, uyuşturucunun ve otomatik silahların kol gezdiği bir yerdir

Altyazı

Yaklaşıyor!

  Hadi!

  Zamanımız yok!

  - Kalkıyoruz, hadi!

  Sallama!

  Sabit kal!

  Hadi çocuklar, burdan defolalım.

  Hadi!

  Stark ve Westlake neredeler?

  - Başaramadılar.

  Rudy?

  - Üçü de!

  Adamım, ne oldu?

  Adamların buraya gelirken   kumsalda küba askerleri çapraz ateş açtılar.

  Boktan iş.

  Bu sefer ...ildik.

  Bu gün, Fidel Castro, dünkü ani saldırı için   Amerika'yı suçladı   görüldüğü gibi esrar yetiştirilmiş   Havana'dan sadece 30 mil uzaklıkta  20 kişilik tim  - Yirmi mi?

  Ne küçümseme.

  Elli olacağını tahmin etmiştim.

  Üçü, Küba militanları tarafından öldürüldü.

  Amerikalı James Stark, Kevin Westlake   Rudy Garcia, olarak teşhis edildi.

  Bizim kaç kişiyi öldürdüğümüzü neden söylemiyor?

  Aşağılık bürokrat orospu.

  Amerika, bu olayda, ilişkisi olmadığını   resmi olarak reddetti.

   Anti-Castro güçleri olarak, paralı asker kullanıldığını, inanıyorlar  Resmi ajanslar, bu saldırıyı reddetti   bu kadar gücü göndermediler  - Öbür dünyaya  Artık varolamayız.

  Öbür dünyada, bu ...ilmiş işin dışında olacağız.

  Boktan, adamım.

  Taksitlerim var.

  Kongre, bütün araştırmayı, saldırı üzerine yoğunlaştıracak.

  Amerikan müdahaleyi reddetti.

  İnkar ediyor, orospu çocuğu.

  Sadece kanalı değiştiremedin mi?

  Bi tekme sallasana.

  Kanalın amına koyayım.

  Ben ve ...ilmiş Elvis.

  Şimdi ne yapacağız?

  Hiç bir şey.

  Sadece bekleyeceyiz.

  Bişeyin dönmesini.

  Kim bu?

  Salağın teki.

  Yakala onu çocuk!

  Göstereceyim.

  Şimdi sana gösteririm.

  Daha bitmedi.

  Jerome, iyi misin?

  - Beni rahat bırak.

  Yardımına ihtiyacım yok, bozuk herif.

  Neden sen de beni denemiyorsun?

  Bay Tay, yana çekilin.

  Sen de.

  ...na koyayım!

  - Defolun!

  Derse girin!

  Derse girin.

  Lütfen derslerinize girin.

  Hadi, kaybolun burdan.

  Sana ne oluyor?

  Okuldan atılmaya kararlısın?

  Burada kalıyorum.

  Sen her zaman bana karşısın.

  Sana karşı değilim, bay Lacas.

  Seninle, akıllı biri olarak konuşuyorum, lider gibi.

  İki dakika bana bak Juan.

  Senin hitabetine ihtiyacım yok, Jane.

  Hitab etmiyorum, seninle insan gibi, saygıyla konuşuyorum.

  Sen, benim için insan değilsin, orospu, git becer kendini.

  Çünkü gitmezsen  - Gitmezsem ne?

  Nasıl istersen, öyle ...erim.

  Tam olarak söyledıkleri ne idi?

  Ben yapmazsam, o yapacakmış.

  Hayır, "...meyi", yapacakmış.

  - Evet.

  Bu hoş değil.

  Fakat doğrudan doğruya tehdit yok.

  Saat 16:14 beni, bıçakla tehdit etmediğini mi, söylemeye çalışıyorsun?

  Bunu söylemek istememiştir.

  - Hareketleri tehdit ediciydi.

  Hareketleri için onu uzaklaştıramam.

  - Bak Claude.

  Beni tanırsın, çocuklarla hiçbir zaman sert olmadım.

  Fakat bu çocuk tehlikeli.

  Diğerleri ondan korkuyor.

  Belki inanmıyorsundur, ama bazıları buraya öğrenmek için gelmişler.

  Kabul ediyorum, ama onu   suçu kanıtlanana kadar uzaklaştıramam.

  Dava istemiyorum.

  Tama.

  Kanıt mı istiyorsun?

  Sana kanıt vereceyim.

  Geliyor.

  Selam şeker.

  Herşey ve ya hiç bir şey.

  Bizimle bira içmeye kal.

  Şu güzel popoyu görmek istiyorum.

  Aşağılık orospu.

  ...na koyayım, orospu.

  Şeftalini böyle yalamak istiyorum.

  Çık şu ...ilimiş arabadan.

  Sonra görüşürüz.

  Evine gelirim.

  Orospu çocuğu.

  Seni gördüğüme, bukadar sevinmemiştim.

  Bende seni özledim Neler oluyor burda?

  Öğrencilerim beni öldürmeye çalışıyor.

  Sen nasılsın?

  Gel buraya.

  Ben onlarla ilgilenirim.

  Shale.

  Shale, her zaman harika ellerin vardı.

  Seni çok özledim hayatım.

  Burda ne işin var?

  Gizli bir görevde değilmiydin?

  Hayır, bizi emekli ettiler.

  Gerçekten mi?

  Böyle iyi misin?

  Hayır.

  Şimdi ne yapacaksın?

  Borsacı olmayı düşünüyorum.

  Harika.

  - Borsacı olabilirdim.

  Shale?

  Ben Joey.

  İş buldum.

  Saat 22:00'de kulübte buluşalım.

  Hey, harika bir gece olacak.

  Şansını dene.

  - Joey.

  Bana işten bahset.

  Adamın adı Wolfson.

  O bir avukat.

  Avukatları sevmem.

  O para.

  Mürettebat arayan biri.

  Yarın saat 10:00'da seni görmek istiyor.

  Mürettebat, ne için?

  Bildiğimiz iş için.

  Bilemiyorum Bu iş hoşuma gitmiyor.

  Daha ne olduğunu bilmiyorsun.

  Uyuşturucu?

  - Hayır uyuşturucu değil.

  Kıçıma iddaa ediyorum ki, bu iş olacak.

  ...sinler diye, oraya gitmem.

  Başınız beladaysa, John Janus'u hatırlayın.

  Son şans olarak, "Evrenin Askeri" dergisinde arayın.

  Bu harika.

  - Tripoli'den Panama'ya kadar ünlüdür.

  Teller, bıçaklar, toplar mayınlar   kasaturalar, roketatarlar  - Hiç hoş değil.

  Sis bombaları, paraşüt atlamaları, karate  füzeler, silahlar ve onun eli.

  Tek kişilik orduyu aramayan, kazanamaz.

  Uygun fiyatlara, kiralanabilir özel kuvvet istiyorsanız   John Janus'u arayın.

  Bu çok harikaydı.

  - Gerçekten öyleydi.

  İyi yapılmıştı.

  Editörü kim?

  Rock klipleri yapan adam.

  Teşekkürler John.

  Kalıp, Bay Shale'nin filmini izleye bilirsin.

  Filmim yok.

  Anlıyorum.

  Ben John'a çıkışı göstereyim.

  John.

  - Teşekkürler Matt.

  Kendine film yap ihtiyar.

  Geldiğiniz için teşekkürler.

  Etkileyiciydi.

  Yakında sizi ararız.

  Çok teşekkürler.

  İyi günler.

  Görüşmek üzere.

  Bu iyi idi.

  Gitmesini, 20 dakikadan beri bakliyorum.

  Sabrınız için teşekkürler.

  Her sabah 10 gram kök.

  Sindirim sistemindeki zehirleri atmak için.

  Harika, çok iyi bir yontem.

  Siz istermisiniz?

  - Sabah rahatladım.

  Portakal suyu, kahve, çay?

  Hayır, teşekkür ederim.

  İş konuşalım.

  Çok ilginç birisin.

  İşte buyum.

  - Teşekkür ederim Dierdre.

  Yok bişey Matt.

  - Tamam böylesi iyi.

  İşte böyle.

  Müşterim, Güney Amerika ile bağlantılı.

  Görülen şu ki, işi tamamen aralıksız ithalata bağlı.

  Anahtar düzenlilikte.

  Çok iyi!

  Kesinlikle!

  Marketteki alışveriş tasarufuna benzemz.

  Bizim aradığımız eğitimli askerler   nakliyeyi garanti edecek   ve karışan olursa, anında müdahale kararı alabilecek olanları Ne gibi karışan?

  Rakiplerimiz    ve bazı hükümet temsilcileri, her zamanda ve her biri.

  Aha.

  Demek, uyuşturucunuzu koruyacak   hatta rakiplerinizi   ve ya hükümet temsilcilerini öldürecek, enayiler arıyorsunuz?

  Senin, diğerlerinden, daha çok aranan olduğunu söylemişmiydim?

  Siz asker değil, katil arıyorsunuz.

  Burda af edeceyin ama   anlamadığın bişey var Shale, bu farklı.

  Bu farklı.

  Neyin farklı olduğunu öğrenmek istermisin?

  aydınlatırmısın.

  Neymiş farklı olan?

  Benim istemediğim  Farklı olan şu ki,  sen hala nefes alıyorsun.

  Kökler iyi gelmiş.

  Sana neler oluyor.

  Uyuşturucu yok demiştim.

  Aklında başka fikir var mı?

  Bu işi almalıydık.

  Bu kolay bir işti.

  - İş mi Joey?

  Sadece kelimesi "paralı asker".

  Sanki bu sadece para için çalışan biri.

  Herkez para için çalışır.

  Rahatsız edn bu değil, rahatsız eden "paralı asker".

  Günaydın bayan Andrewson.

  - Selam Janie yok.

  Kumsala koşmaya gitti.

  - Sağolun.

  Dikkat et.

  Acı verdiğini biliyorum, tatlım.

  Sen kımıldamamaya çalış.

  kendini nasıl hissediyorsun?

  Ben iyiyim.

  Bu, ağrı kesicilerden.

  Polislerle konuştum.

  Her yerde iki metrelik kızılderili arayacaklar.

  O evet!

  İriyarıyı, Everglades bataklığında bulacaksın.

  Örtüm nerede?

  - Onlar kaçırırsa, ben bulurum.

  Peki.

  - Kalkma!

  Hastanelerden nefret ederim.

  - Bu günün kötü tarafı.

  Hadi, dizin kırık.

  Hareket etmemelisin.

  Bu kötü.

  Lacas bayram edecek.

  Seni tehdit eden değil miydi?

  - İsterdi.

  Üzülmesini sağlarım.

  - Üstüne el bombası mı atacaksın?

  Bunu yapmasa da, hak etmiştir.

  Hayır.

  Bu işe karışmanı istemiyorum.

  Janie, sen dinlenmelisin.

  Ben sessiz kalacağım, zaten bişey yapmamı istemezdin.

  Peki - Sen yat ve burada kal   ta ki, düzelene kadar.

  yardım etmek istiyorsan, yardım edebilirsin.

  Michael Jones'i ara.

  O öğretmen.

  Yerime temsilci öğretmen bulsun.

  Sonra Arlene'i ara.

  Nerede olduğunu bilmiyorum.

  Bir süre olmayacağımı söyle.

  Anladın mı?

  Giriştedir.

  Girişte olduğunu düşünüyorum.

  Bu hafta derslerim var.

  Haftaya yerine geçecek birini bulurum.

  Tamam o zaman.

  Yine de teşekkür ederim.

  Haftaya aramanı bekleyeceyim.

  - Peki.

  Görüşürüz.

  Öğretmen sertifikası istiyorum   ayrıca okul kayıtlarını bilgisayarına da yerleştir   yarın sabah erkenden.

  Şey Rem!

  Bana iyi akademik notu ver.

  Dikkat çekici olmalıyım.

  Evet herşeyde.

  İsim?

  Basit bişey olsun.

  Smith.

  James Smith.

  Günaydın Jerome.

  - Hey adamım.

  Rolanda sen nasılsın?

  Harika.

  Manuelo, yeni bir saç kesimine ihtiyacın var oğlum.

  Günaydın.

  Size nasıl yardımcı olabilirim?

  Belki.

  Bayan Hetzco'nun odasını arıyorum.

  Adım Smith.

  Ben onun temsilci öğretmeniyim.

  Claude Rolle.

  Ben okulun müdürüyüm.

  - Memnun oldum.

  Sen herzamanki yedek öğretmenlerden değilsin.

  Beni Michael Jones aradı, fakat o zaman dersteydi.

  Pekala, umarım başarırsın.

  Teşekkürler.

  Janie nasıl?

  Ona saldırmışlar.

  - Olamaz!

  Bu korkunç.

  Hey, bu kaykayı dolabına topla.

  Şimdi daha mı iyi.

  - Umarım, ama daha fazlasını bilmiyorum.

  Bu günler çok dikkatli olamalı.

  O savaşçı.

  Heryerde savaşır.

  Jimenez, geç kaldın.

  Sınıfın üst katta, bulursun.

  Ücret almak istiyorsan, evraklarını büroma getir.

  İyi şanslar.

  Hadi, kımıldayın.

  Sınıflarınıza girin.

  Gecikiyorsunuz.

  Bayan Hetzco'nun sınıfı mı?

  İçeri girin.

  Sen ne ...imsin?

  - Ben onun temsilcisiyim.

  Romeo, bukadar yeter.

  Rahat bırak onu.

  Sınıf günaydın.

  Adım bay Smith.

  Birkaç hafta bayan Hetzco'nun temsilcisi olacağım.

  Bayan Hetzco kırıldı mı?

  Ne oldu?

  Anam, ben kilisede miyim.

  Tamam.

  Henry Alvin.

  Burada!

  Henry, konuşmak istiyorsan elini kaldır.

  Herkes konuşmak istiyorsa, burada da bu kadar öğretmen olmalı.

  Henry Alvin.

  Lisa Rodriguez.

  Orospu.

  Michael Davis.

  - Biri Michael Davis'i gördü mü?

  Evet orada.

  Evinde ahpap, anneni g'tten beceriyor.

  Frank Davis.

  - Hayır.

  Frank benim.

  Bu seninle dalga geçiyo.

  Siz ikiz misinis?

  - Tabi ki hayır, isterdi.

  Bırak şu iğrenç hükümet boku.

  Juan Lacas.

  İşte bu kadar, beceriksiz.

  Evet, aynen.

  Hangi tarihi okuyorsunuz?

  ...ilmiş tarihi.

  Aha, ne kadar çok öğrenmişiniz.

  Bu, arkanı karıştırma kolu.

  II Dünya Savaşı hakkında ne biliyorsunuz?

  - Ananı ahpap.

  Bir soru daha sorayım, Amerika'yı kim keşfetti?

  Şişko kadın.

  Senin adın ne?

  Adım İt Jerome 16 inçlik baslar opa-opa için.

  Dibini düzeltmek için.

  Orada dur evlat.

  - Yea!

  Opa-opa, hiç bir zaman sopa.

  Benim halkım için.

  Ölüm fermanını daima koru.

  Yakışıklı değilim, beceriksizler.

  Miami yıkılacak yüzümüzden.

  Yea, yea, yea.

  Zıplayanlar ölsün, yea.

  Çok güzel di, Jerome.

  Bu kahveden sen mi sorumlusun Hannah.

  Beni kaldırma Darryl.

  Kremayı kullandıktan sonra bile, siyah kalıyor.

  Sen Hetzco'nun temsilcisisin, değil mi?

  - Evet, doğru.

  Darryl Sherman, İngilizce ve Dram.

  Jim Smith, mmnun oldum.

  - Ben de.

  Diz kapağını kırdıkları doğru mu?

  Ben de aynısını duydum.

  - Orospu çocukları.

  Hele bi elime geçirsem onları.

  YK' ye karışırsan, hayatın kısa sürer.

  Adım Hannah Dillon.

  Okul kütuphanecisiyim.

  Jim Smith, memnun oldum.

  - Kahveden uzak dur.

  Ama sen içiyorsun.

  Ben aşılıyım.

  Afedersiniz, YK ne demek?

  "Yıkım Kralları" demek, okulun en büyük çetesi.

  "Avcılar", lütfen, çok sınırlısın.

  Bayan Hetzco'nun başına gelenlerden, onlar mı sorumlu?

  Olabilir.

  - Olabilir mi?

  Burada KY'nin bilgisi dışında hiç bir şey yapılmaz Ya da YK tarafında, enazından ben öyle düşünüyorum.

  Onlar mı sldırdı?

  Lacas onu tehdit etmişti.

  Janie, onun atılmasını istıyordu.

  Juan Lacas?

  - Evet, YK'nin lideri.

  Kıçtaki ağrı, bu o işte.

  Neden atmıyorlar?

  Rolle'ye sor.

  Kararları o verir.

  Rolle'i istediğin kadar karala.

  O eski bir polis, kuralları iyi bilir.

  Kanıt yok, dava da yok.

  Şimdilik.

  Aynen Darryl, sen güvenini koru.

  Her zaman Hannah'ı dinleseydik, çocuklar sana bakıyor diye   sopayla dövdüğümüz günlere, geri dönerdik.

  Ben bilirim, burada okudum.

  Rolle eskiden polis miydi?

  Evet asayişte.

  Müthiş bir adam.

  Bay Rolle, beni bağışlayın.

  Juan Lacas'ın dosyasını arıyordum.

  Sekreter sizde olduğunu söyledi.

  Bu dosya şu an komite tarafından inceleniyor, bay  Smith.

  - Smith.

  Evet doğru.

  Petarusky olsaydı hatırlardım.

  Gel.

  Çek bir sandalya.

  Olağan komiteyle görüştüm   nasıl oldu da, bir polis, okul müdürü oldu?

  Kısaca duymak istiyormusun?

  1980 yılı isyanında, Özgür Şehirdeydim.

  Siyahi bir polis olmak için, uygun bir zaman değildi.

  Yakınlarımın yandığını gördüm   insanların çatışarak ve ateş ederek büyüyorlardı.

  Bu yüz ile, şansın yok.

  Yıkım ve eğitim.

  Sonuncuyu seçtim.

  Diploma alana kadar, gece okuluna gittim.

  Sonra yüksek lisan ve işte burdayım.

  Şİmdi belediye başkanı adayı, duyduğum kadarıyla.

  Seçmenler akıllı davranırlarsa.

  Sizin geçmişiniz ne, bay Smith.

  Standart yerel okul, sonra devlet memuruydum.

  Daha çok Sağlık, Eğitim ve Yardım Kuruluşları.

  Sonra, sizin gibi doğru kararı aldım.

  Öğretmen olmayı istedim.

  Bu yarayı, Akademi odalarında mı aldın?

  O, hayır.

  8 sınıfta o kadar iyi çocuk değildim.

  Peki, artık işimize dönmeliyiz.

  Geçici işçilere bu dosyaları veremem.

  Üzgünüm.

  - Önemli değil.

  Vakit için teşekkürler.

  Ama soramadan edemeyeceyim.

  Bu saat ile, burada dolaşmak güvenli mi?

  Bu saat, "Gençlik Ligi"'den hediye.

  Biri almak isterse, elimi kesmeli.

  Olmayacağını nereden biliyorsunuz?

  Onlar yüzünüzün derisini bile yüzerler.

  Mobilya atölyesindeki öğrenciler, bunu benim için yapmıştı.

  Her yıl, okul açılışı gününde, bir gösteri yaparım.

  Gücü hissetirmek için   başarı gücünü.

  Bu herkezden hatırlanmalı, bay Smith.

  Bu sizin başarınıza da yardımcı olacaktır.

  Güzel kravat.

  Sigortaya ihtiyacımız yok.

  Biz güçlüyüz.

  - Şimdi söyleyeceklerimi dinleyin.

  Bunun ne olduğunu söyleyecek misin?

  Bu farklı bişey.

  - Bu ne boktan iş.

  Hareket etmek istiyorum.

  Bu bir okul.

  - Lanet bir okul.

  Adamım sana söylemiştim.

  - Nasıl bir okul.

  Bir lise.

  Orada temsilci öğretmenim.

  Kimin yerine?

  - Janie.

  Bir apaş tarafından diz kapağı kırıldı, Şimdi hastanede kalıyor.

  Lanet.

  Janie'ye biz de üzülüyoruz.

  Ama bu bir okul.

  Bizi bağlamaz.

  Kesinlikle bağlamaz   ama içimdeki bir his, orada bişeyler döndüğünü söylüyor.

  Orada bişeyler dönüyor.

  Nerede boka bastık, söylemeyi düşünürmüsün acaba, adamım?

  İlk başta Wolfson'dan vazgeçtik.

  Şimdi zaman kaybetmeden, bir okulda çalışmamızı istiyorsun.

  Hllan sakin ol.

  - Sen sakin ol.

  Lise, bunlar boş laf.

  Hatamızı biliyorsunuz, ama söyleyecek cesaret bulamıyorsunuz.

  Hollan, ne demeye çalışıyorsun?

  - Konuşacağım adamım.

  Küba seni yumuşattı.

  aklını ve t'şaklarını kaybettin.

  Seninkilerini ödünç alabilir miyim?

  Düşünüyorum da, çok küçük.

  ...tir git.

  ...ik ibne.

  Size söz veremem, ama orada yanlış giden bişeyler var.

  Ne, ödevlerini mi yapmıyorlar?

  Bildiklerimi anlatacağım.

  Bu gençler, pahalı ceptelefonları   ve 50.

 000$'lık BMW'ler kullanıyorlar.

  Orada esrar var, esrar varsa nakitte var.

  Eminim bu işten boş çıkmayacağız.

  Sizin seçiminiz, şimdi söyleyin.

  Kuraldışı!

  Kuraldışı!

  Günaydın sınıf.

  Bu gün  Vietnam'ı konuşacağız.

  Vie ne?

  Boktan işler.

  Vietnam'da sağ kalabilirsin.

  Kalabilirsin, ensende göz varsa.

  Sen öldün orospu çocuğu.

  Bu sınıfta kargaşa istemiyorum.

  Burayı hemen temizle Tay.

  Bu zenciyi dışarı at, siyah adamım.

  ...tim seni.

  Zenciyle takılmak istiyorsun, a?

  YK sana nasıl olduğunu gösterecek.

  Zeminin parladığını görene kadar, orada kalacaksın.

  Adamım, şu ite baksana.

  Ezilmiş ve kızarmış.

  Kapa çeneni Jerome.

  Sen, delgiyi bana ver.

  Delgi yok bende.

  Bu benim sınıfım Rodriguez.

  Silaha müsade etmem.

  Bu senin sınıfın değil orospu.

  Ben ne istersem, onu yapacağım.

  Kendini, başka bir yerde, Superman boku taklidi, yap.

  Birinin göğüslerini, işaret parmağıyla göstermek, çok kaba davranış.

  Seni böyle göstermek, hoşuna gider mi?

  Boş elin ile delgiyi uzat, lütfen.

  Teşekkürler.

  Yerine geç.

  Elimi kırdın.

  Sadece burktum.

  İlk seferde asla kırmam.

  Bu sınıfta emirleri ben veririm.

  Ben savaş şefiyim.

  Benim dünyağımda kımıldayan bütün canlılara, acımasız tanrıyım.

  Benimle ...işmek isteyenlere, gazabımın acısını gösteririm.

  Anlaşıldı mı?

  - Evet.

  Revire gidebilir miyim?

  Tabii ki Rodriguez.

  Git.

  Tay'ı da yanında götür.

  Gidelim orospu.

  Adamım git baktır kendini.

  Başka gitmek isteyen var mı?

  Pekala, şimdi Vietnam'a dönelim.

  Nerede olduğunu bilen var mı?

  Kore olmasın?

  Bu gün hazırladığımız program   genç anneleri okula kazandırmak, aynı zamanda çocuklarını bakabilsinler.

  ....

  Ah hayır.

  Özür dilerim.

  Biraz buz koy ve ya benzeri.

  Bu beni öldürüyor.

  Neler oluyor burda.

  - Bay Smith'e sor.

  Bu lanet yer, beni hasta ediyor.

  - Ağızına dikkat et.

  Marvin, 3B sınıfında sorun var.

  Siz sınıflarınıza girin.

  "Mercs" adında, özel bir timin adamıydım.

  Büyük izci timi, ormanın tepesinde helikopterler ile uçuyorduk.

  Ho-Shi-Min'cileri takip ediyorduk.

  Yerli dağ kabileleriyle savaştık.

  Mermilerinden kaçmak   silahlarını almak onların AK, makinalı tüfekleri   düşman öldürdüğümüzde onların silah ve mühimmatlarını alıyorduk.

  Bu şekilde savaşmaya ve ilerlemeye devam ediyorduk.

  Bu Miami'de ki "Cumartesi Akşamı" programı gibi.

  Amcam, iki ayağını, vietnem'da bir patlamada kaybetti   ama bundan hiç bahsetmez.

  Biz o zaman Hitler'i destekliyorduk.

  Becer kendini it.

  Bu Dünya Savaşı.

  O başka bişey anlatıyor.

  Hayır, o savaş daha erken idi.

  Biz Vietnam'a, komünistler ile savaşmaya gittik.

  Ailem Kübayı terk etti, Castro komünistleri destekliyor diye.

  Aha.

  - Ne oldu bay Smith.

  Çok adam öldürdünüz mü?

  Asla saymadım.

  Bay Smith, orada arkadaşınızı kaybettiniz mi?

  Bir çok arkadaş kaybettim.

  Bende, kaybettim.

  İşte öyle, seyirciler önünde.

  Hiç yaralandınız mı, Adınız Neydi Bayım.

  Emici.

  Evet yaralandım.

  Bırak bunu.

  Bende yaralandım ve bıçaklandım.

  Bırakın bu bokları.

  Bende yaralandım, biliyorsun.

  Ayağımda AK var.

  Bundan bahsediyorum.

  Hoşçakalın.

  Örencilerinden ikisi revirde, dava açmaktan bahsediyorlar Neden, hemşire avukat mıymış?

  Mİlli Eğitimmizde bedensel ceza henüz kabul edilmedi, bay Smith.

  Bu ceza değildi.

  Savunmaydı.

  Gücü hissetirmek ve kontrol etmek için.

  Eminim Okul İdaresi bunu göz önünde bulunduracaktır.

  Bu iyi, fakat davalara ayıracak param yok.

  Ve şimdi siz, o iki genç adamdan özür dilerseniz  Bu ibnelerin rüyasında olur.

  O zaman başka seçenek bırakmadınız.

  Buradan ayrılmanızı istemek zorundayım.

  Bir dakika bekleyin.

  İki hafta önceden haber vermediyseniz, beni işten çıkaramazsınız.

  Tabii bunun okul tahtasında yayınlanmasını istemiyorsanız.

  İstediğini yap.

  Ama diğer taraftan, dürüst olacağım.

  İki haftan var.

  Teşekkürler.

  Bana bu kadar yeter.

  James Smith.

  - Evet burada.

  Kayıtta var mı?

  - Evet.

  Özgeçmişi ne?

  - Smith James.

  Harvard mezunu, mastır Yale'de.

  Bekle, Yale'de ikinci mastır.

  Bu adam inanılmaz.

  Ve şimdi Prof.

  Dr.

  ünvanı  Abartmışın, küçük kalınkafalı Ne istiyordun, zayıf not mu?

  Bu öğretmenlik işini ciddiye aldığını, düşünmeye başladım.

  Yardımını istemiyorum.

  Bebek değilim.

  Yapabilirim.

  Çok kolay.

  Evimdeyim.

  Dükkana ve ya kuaföre gitmek için acelem yok.

  Tanrım, şu mektuplara bak.

  Bırak şimdi onları, şimdi yemek yiyelim.

  Neden bana bırakmıyorsun?

  Bişeyler yapmak istiyoru.

  Orada sadece oturup, hiç bir şey yapmadım.

  Bayan Hetzco, adım Bay Smith.

  Okulda her şey kontrol altında olduğunu, söylemek için aramıştım.

  Siz rahat olun.

  Daha sonra konuşuruz.

  Kontrol altında mı?

  Ateş altında ders mi veriyor?

  Bu "Miami Herald" ve sadece  Bu nedir?

  "Bayan Hetzco, bana önem veren tek öğretmen idiniz.

  Lütfen çabuk iyileşin ve geri dönün.

  Sevgilerle!

  Lisa Rodriguez.

 " Bu çok güzel idi.

  - Evet.

  Ağlama.

  Otur karides ezmesi yiyelim.

  Ağlamıyorum.

  Sence Smith mi yollattırdı bunu?

  Hayır, bunu yapmış olamaz.

  - Nereden biliyorsun?

  Tamam bilmiyorum, iyi mi?

  Ama kartpostal gönderebilecek, pek çok çocuk var.

  Anlaşılan sen asla Columbus'un yumurtasını çözemeyeceksin.

  Kızlar sınıfınıza girin, hadi.

  Vietnam savaşı için başka, toprak içindi.

  Kuzeyli çeteler, güneydeki çetelerden   daha çok toprak almak istiyorlardı.

  Şunlara bak.

  Juan geç kaldın.

  Ceza alacaksın.

  Ceza mı?

  Tahtaya 10 defa "Özür dilerim" mi yazdıracaksın?

  Hayır, 100 defa.

  Hemen başla.

  Hayat satranç gibidir Juan.

  Bu çok önemli bir an.

  Lütfen bunu iyi düşün.

  İyi düşünecek olan sensin, orospu çocuğu.

  İnan bana, düşünüyorum.

  Evet düşünüyorum.

  Freddy Krueger, bu kadar yeter.

  Burası tırnak bakım salonu değil.

  Gerçek tırnak bırak, kız.

  - Bunlar gerçek, aşkım.

  Becerin kendinizi hepiniz.

  Bunlar gerçek.

  Jerome, adın Apache dilinde ne demek olduğunu biliyormusun?

  Hayır.

  Ne anlamına geliyor?

  Geronimo.

  Apache dilinde "toplumdan atılmış", "bişeyden kaçan" anlamını taşıyor.

  Onların simgesi, şimdi olduğu gibi, kanun dışı, sürülmüş, kaçak.

  50'li ve 60'lı yılların motorcu çetelerine benzetebilirsiniz.

  Benim zamanımdaki.

  - "Kunduzların Günü" gibi mi?

  Ejderhalar adında bir çeteye üyeydim.

  Siyah motorcuların adı neydi?

  Evet kardeşlerimizin adı neydi?

  Kendilerine Papazlar diyorlardı.

  Papazlar siyah mıydı?

  - Nasıl dı, gariban serseriler gibi mi?

  50'lerin büyük kötü çetesiydiler.

  Ejderhalar ve Büyülenler vardı.

  Büyülenler kız idi.

  O zaman kaç yaşındaydınız?

  Genç Ejderhalara katıldığımda 12 yaşımdaydım.

  Oha, bak sen!

  Bay Smith kötü g'tmüş.

  Bu siyah çetelere sonra ne oldu?

  60'lı yıllarda yok oldular  .

 .

 ama 70'li yıllarda yine geri döndüler.

  Bu çetenin adı Siyah Maçalar idi.

  Bu Siyah Maçalar kaç kişiydi?

  Miami'nin her tarafında yaklaşık 5000 üyesi vardı.

  Çeteler!

  ...ik iş.

  5000 kişiyseler, biz neden buradayız?

  Pekala.

  Bu çetelerdeki gelecek ne olabilir?

  Orospular.

  Para, pahalı fahişeler ve pahalı takım elbiseleri.

  Yea, yea!

  Belki zevk bileti gibi bişey?

  Neden olmasın?

  Uçmak istiyorum.

  Sen üflemene bak.

  - Aklımdan bu geçmiyordu Rodriguez.

  Ben zevkten söz ediyordum.

  Bilirsiniz, Raeford Eyalet Hapishanesi.

  Bu imkansız bay Smith.

  Yaşımız tutmuyor.

  18'e kadar evet.

  Sonra kıçınızı bir hücreye tıkarlar   ve daha kötüsü, daha güçlü birinin, orada kız arkadaşı olursunuz.

  Hapiste arkanı becerecekler.

  - İlk başta yakalamaları gerekiyor.

  Siz ne öneriyorsunuz, lokantada bulaşık yıkamak   asgari ücret karşılığında mı?

  Gangster cenazesinden iyidir.

  Sizlerden kaç kişi çetelerdesiniz?

  Birçok.

  Birçok ...ik.

  Kendiniz için bunu mu istiyorsunuz   ve ya çocuklarınız için, bunu mu?

  Kaç kişinin çocuğu var?

  Senin çocuğun mu var?

  Çetelere katılmalarını kim istiyor?

  Neden, harika değilmiydi?

  Çocuklar sözkonusu olunca, iş değişir.

  Neden?

  Çocuklarımızın üzülmesini, incitilmesini ve ya tutuklanmasını istemiyoruz.

  Bende çocuklar, sizin üzülmenizi, ve ya tutuklanmanızı istemiyorum.

  Peki, ne yapabiliriz?

  Sizi kandırmayacağım, bunun cevabını bende bilmiyorum.

  Ama hepinizin başardığını görmek isterdim.

  Bay Smith.

  Sizinle, Lacas'la başa çıkma yönteminizi konuşmak istiyordum.

  kabul edilen şu ki, kaba güç kullanmadan yapmışınız.

  Bu hoşuma gitti.

  Size söyleyim.

  Derslerden sonra ofisime gelin.

  Olur.

  Atın bunları ve dersinize girin.

  Bu gün, derslerden sonra görüşeceyiz.

  Çok yavaşsın.

  - Saçmalıyorsun, adamım.

  Bekle, daha okuldan ayrılmadı.

  Hemen öldürmeyin.

  Baştan doğramak istiyorum.

  Sola bak.

  Bakın.

  Bok tırstı.

  Pislikler.

  Marvin, ön cephedeki sınfta, 10'cu kodumuz var.

  Hannah, hemen masanın altına gir.

  Yat aşağı.

  Söylemeden sakın kalkma.

  Bu kadar yeter, iyidi, yerlerinizde kalın.

  Silahlarınızı oradaki masanın üstüne bırakın.

  Hemen!

  Sen, bu tarafa gönder.

  Yavaşça.

  Böyle, iyi.

  Hannah, çık ordan tatlım.

  Gel buraya.

  Şunu ofisine çek.

  Beni dinliyormusun?

  Şunu ofisine çek ve kapıyı kilitle   15 dakika bekle ve sonra polisi ara.

  Anladın mı?

  Yap o zaman.

  Çocuklar, bunu ne kadar aradığımı size söylemeliyim.

  İşimiz bittiğinde sana 100 defa "Özür dilerim" söylettireceyim.

  Şşştt, kütüphanede konuşulmaz.

  Artık kitap okuma zamanınız gelmiştir.

  Okunması gereken bir kitap daha, ne bu "Çavdardaki Yakalama".

  Benim hatam, yakalama demek istememiştim - Yakalayın!

  Marvin?

  Yakaladım seni piç.

  911 mi?

  Bir kazayı ihbar etmek istiyorum.

  Bok!

  Özür dilerim.

  YanıImışım.

  İşi bitti.

  Öldür şu orospuyu ve gidelim.

  Pencere için üzgünüm.

  ...tir et.

  Beni görmek istiyordunuz.

  Biraz geç oldu.

  Peki.

  O zaman yarın görüşürüz.

  Kim o?

  - Hey hey!

  Sherman?

  O adamım!

  Kapıyı aç, hadi.

  Acele et.

  Bak, bunlar seni için.

  Benim için mi?

  Uaou!

  O, adamın bunlar çok güzel.

  Çok sevdim.

  Teşekkürler.

  Selam.

  Çok teşekkür ederim.

  Bunlarla nasıl geziyorsun?

  - Tut onları, onlar benim.

  Şurdaki kanapeye uzan.

  Sen nasılsın?

  - Ben iyiyim.

  Diz kapağın nasıl?

  - Harika.

  Özür dilerim, daha önce gelemedim.

  - Önemli değil.

  Şu haline bak, topal görünüyorsun.

  Bunlar ne?

  - Ne, ne?

  Bunlar, yaptırmak istediğim saç modelleri.

  Bunlar benimkiler mi?

  Evet seninkiler.

  Senin saçların gibi yaptırmak istiyorum, ama bitürlü olmuyor.

  Okuldan bahsedelim.

  Herkez beni düşünüyor olmalı?

  Hayır.

  Bu temsilci öğretmen, muhteşem biri.

  Onu nerede buldun?

  Shale buldu onu.

  - Shale?

  Nikaragua'da karşıladığım adam.

  Evet, bu Nikaragua'da çektirdiğin fotoğraf mı?

  Evet.

  Nikaragua'da ne yapıyordun?

  - Öğretmenlik.

  O asker.

  Bilirsin, şu sürekli ileri geri gezenlerden.

  Beni neden arıyorsun?

  - Ne olduğunu sen söyle.

  Bilmiyorum, ama bişeyler oluyor.

  Bu ...ik bir öretmen değil.

  - Onu artık dert etme.

  Şimdi sen, yapman gerekeni yap ve beni birdaha arama.

  Wellman benim, Joey.

  O arabadan indi.

  Griffin Yolundaki marketin önündeyim.

  Acele gelebildiğin kadar gel.

  Bunlar nereden geldi?

  - Darryl Sherman beni ziyaret etti.

  O öğretmen mi?

  - Mm-hmm.

  Evet, burada nelerimiz var?

  Umarın açsındır.

  - Mm-hmm.

  Pilav, sebzeler ve siyah fasulye.

  Bu da meyveli pasta olmalı.

  - Ne iş yapıyorsun?

  Ve kaynamış mısır.

  Bina güvenliği.

  - Bina güvenliği?

  Seninle hiçbir zaman bağlayamayacağım iki kelime.

  Ve ne yapıyorsun?

  - Güvenlik sistemleri kuruyoruz.

  Umarım açsın?

  - Evet açım.

  Pilavı çok severim.

  Darryl söyledi, değil mi?

  Açıklayabilir miyim.

  Devam et.

  Sadece YK değil.

  Rolle de var işin içinde.

  Sınıfımı, senin küçücük esrar savaşına   çevirmeye çalışıyorsun.

  Onların, bundan uzak olmasını dilerdim, tıpkı senin gibi.

  Bu seni neden ilgilendirsin?

  - İlk ben başlamadım.

  Ama şimdi yapıyorsun.

  Geçen gün konuşurken, tesadüfen geriye baktım.

  İIginç bişey oldu.

  - Ne?

  Onlar beni dinliyorlardı.

  Bilemiyorum.

  Kendimi garip hissettim, nasıl bilirsin  Gerçek öğretmen gibi.

  Evet.

  Bu duyguyu bende hatırlıyorum.

  Alo!

  Selam Joey.

  Evet, burada.

  Tamam.

  Sen neredesin?

  10 dakika sonra oradayım.

  Çıkmak zorundayım.

  - Mm-hmm.

  Janie.

  - Evet?

  İstediğin herşeyi yaparım Ne istersen.

  Her zaman istediğim tek şey yanımda olman.

  Bir sonraki opersyondan, bütün olarak dönmeni beklemek, çok zor.

  Nerede kaldı bu çocuk?

  Nerede kaldı?

  Her zaman beklemek zorundamıyız.

  Neler oluyor?

  Başta, arabayı Griffin Yolundaki marketin önüne çekmişti.

  Sahibi Johnny Glades adında bir kızıIderili.

  Onu duydun mu?

  Evet.

  Uyuşturucu satıcısı.

  Kanıtlanmadı.

  Hiç bir zaman suçlanmadı.

  Polis uzun süre gözetledi, ama asla sıkıştıramadı.

  Bu, Janie'nin dizini kıran adam.

  Her tarafı kas.

  Diğeri saymayı bilen biri olmalı.

  Lacas, Glades'i teçhiz ediyor.

  Öyleyse, bu itlere, peşin parayla ödeme yapacağız.

  Geldiler.

  İşte burada.

  Say!

  Tamamdır.

  Sen sandalı al.

  Kızılderili benim.

  Bunlara inanamıyorum.

  İki saat geç kaldılar.

  Aynı pislik.

  - Kımıldama.

  Hey sen, dev adam.

  Yüz üstü yere yat, ellerini vücudundan uzak tut.

  ...eceyim!

  - Çabuk!

  Lanet olsun, Bull.

  Arkadaşların gemiyle battı.

  Kimi ...meye çalıştığını biliyormusun, göt herif?

  Ödeşme zamanı.

  Ayağa kalk iri adam.

  Evet sen, manken olan.

  Hadi kalk.

  Bu gün şanslı günündesin.

  Hadi kalk ve kıçını tekmele.

  Acı hissetmesi, hoşuma gidiyor.

  Ez onu evlat.

  Toplarını tekmele.

  Lanet olsun, iyi tekme atıyor.

  Numara yapmadan Shale.

  Ninja tekmeleri kullanmadan.

  Uzun sürdü.

  G't herif, sana teşekkür etmiyorum.

  Ödeştik orospu.

  Umarım iyisin.

  ...ik psikopat.

  - O, evet.

  Kimiş ...ik psikopat?

  Neden döndün?

  - Dünyayı özledim.

  Bununla ne yapacağız?

  Hey!

  Hayır!

  Hayır!

  Anavatan, ...ik Güney Florida.

  Sabah sporu sevenler, boz ayının keşfini yaptık   polisin açıklaması, uyuşturucu çatışması  Memurlar her sabah aynı pisliği temizliyorlar.

  Aradıkları ip uçları   kurbanların burada, ya da başka yerde öldürülüp   buraya taşındığını, tespit etmeye çalışıyorlar.

  Bedenlere, toksin testleri uygulanacak.

  Sonuçları, iki hafta sonra bekliyoruz.

  - Alo!

  Claude!

  - Evet.

  Yarım milyon böcek.

  Ne oldu, Claude?

  Bildiğini sanıyorum.

  Bull vuruldu.

  Bunu duyduğuma üzüldüm.

  - Dahasını duymak istiyormusun?

  Duymak istiyorum.

  - Hadi ama, o benim arkadaşım idi.

  Sorumlu olanın başına gelecek, eğer paramı geri almazsam.

  Ne, bişey mi var.

  Hayır.

  Lacas.

  Glades'i kazıklamaya mı çalışıyorsun?

  Yalan söylersen, kafanı koparırım.

  Ben mi?

  Geçen gece için, birilerine bişey söyledin mi?

  Bana bak sersem.

  - Yapılması gerekenleri yaptım.

  Sonra dolaştım.

  Kızılderililerin ne işler çevirdiğini, bilmemi istediklerini mi zannediyorsun Tama, biri bizi çözdü ve biz boka battık.

  Şimdiki anonsu herkez dinlesin.

  Reklam Ajansı cömert bir bağışta bulundu   Columbus Lisesi için mühimatları.

  Beş dakika sonra basket sahasında dağıtılacak.

  Spor ekiplerimiz var   ayrıca görüntü teknolojisi, dizüstü bilgisayarlar, kitaplar   müzik aletleri, sanat edevatları ve laburatuar malzemeleri.

  Ve herkeze pizza, ançuezsiz.

  Artık tarih dersi veremeyeceksin.

  Sen tarih oldun.

  Neden bunlar derste değil?

  Okul bando takımı için yeni bir tuba.

  Jerome, eşine yeni bir erkek arkadaşı mı arıyorsun?

  Evet ya, ondan boşandım.

  Nasılsın adamım?

  Burada neler oluyor?

  Selam Jerome.

  Geçen gün o serserileri nasıl hallettiğini gördüm.

  Hoşuma gitti.

  Somut bir olgu gibi, sen artık benim itimsin.

  Bu somut bir olgu tamam mı?

  Es-it!

  - Teşekkür ederim Jerome.

  Bunu iltifat olarak kabulediyorum.

  - Şüphesiz.

  Daha sonra görüşürüz.

  Ne?

  Bay Shale.

  Bu Smith.

  Dikkatli ol.

  Ben dikkatliyim.

  Bu kişisel bir yaklaşım mı yoksa uyuşturucu operasyonu mu?

  Ya da CİA tarafından ve ya Narkotik'ten mi hazırlanan bir baskın?

  İşine karışmıyorum.

  Sen YK'yı yakalamaya çalışıyorsun ve bende sana yardım etmek istiyorum.

  Unut gitsin - Bu kadar cimri olma.

  Zihnimizi nasıl temizleyeceğimizi gösteren büyük beyaz umut musun?

  Bu benim okulum, Shale.

  Sen gittikten sonra ben kalacağım.

  Bir sorun var ise, yardım etmek isterim.

  Anladın mı bay Es-it.

  Anladım.

  Ne yapmamı istiyorsun?

  Hiç birşey.

  Sonraki adım, Rolle'nin.

  Rolle?

  Bunlarla ne alakası var?

  Lacas ile iş çeviriyor ve Johny Glades adında dağıtıcı.

  Olamaz adamım, bunlar boş laf.

  - Bu gerçek.

  Nasıl yürüttüklerini bilmiyorum, ama öğrenmek için zamana ihtiyacım var.

  Geleceğe dönük fikirleri olan bir adamın bukadar anlaşıImaz nasıI olabilir?

  Ne söylememi bekliyorsun?

  - Hiç birşey söylemeni istemiyorum Şimdi herşeyi anladım.

  - Neymiş o?

  Siyaset.

  Bir zenci, ofis almayı başarıdığında   siz beyazlar tekrar geri çekmeye çalışırsınız.

  O uyuşturucu satıyor, Darryl.

  Bunlar saçmalık.

  Johnny, kaybetiğin para varya   nerede arayacağımızı biliyorum.

  Harika.

  Birkaç damla daha var şekerim.

  Sana bir.

  Bana bir.

  Çok asil bay Smith için.

  Howard ve ünvanlardan sonra   Profesör Doktor, Yale'de mastır, ne bekleyebilirsin ki?

  Öğrencilerimin, Yale'ye giden yolun anahtarı, sende olması kötü.

  Tamam, veli toplantısında herşeyi açıklarım.

  Yetar bukadar Janie.

  Bunları şimdi konuşmazsak.

  Yarın akşama, kısa ve öz olmalısın.

  Velilere evlatlarını ne yaptığını, anlatabilirim.

  Bu kolay.

  - Karamsar olmanı istiyorum.

  Düşüneceğin tek şey, bütün öğrencilerinin iyiliği.

  Velilere ve öğrencilere cesaret vermelisin.

  Aman tanrım, çok kaşıntı yapıyor.

  - O, hayır.

  Yine mi!

  Neden her zaman, ulaşamayacağım yer kaşıntı yapıyor?

  Oh, Iütfen.

  Bana bırak.

  - Ben yapabilirim.

  Ver ben de yapayım.

  - Tam orası.

  Çabuk ol Shale.

  İçe doğru, içe doğru.

  Bu çok iyi.

  Bende içinde olmak istiyorum Çok derin, içinde.

  Seni pis köpek.

  Ne?

  - Ne, "ne"?

  Ne olduğunu biliyorsun.

  Gel buraya.

  Öğretmenlerin ve öğrencilerin dikkatine!

  Okulu beş dakika sonra kapatıyoruz.

  Beş dakika, teşekkürler.

  Lisa, sen daha burada mısın?

  Bayan Adams'a biraz yardım ettim.

  Dışarıda beni korkutan çocuklar var.

  Siz bitirene kadar, burada bekleyebilir miyim.

  Tamam otur.

  Birkaç kağıt daha, kaldı.

  Bir dakika sonra bitiririm.

  İşte bu, Arturo'da umut var.

  Bayan Hetzco gelince her şeyi tamamlar.

  Geldiğiniz için teşekkürler bayan Juarez.

  Evet?

  Tamam.

  Yapılması gerekenleri yapıyorum, fakat başka kim yapmak ister, bilemem.

  Söylemek istersen, mutlu olurum.

  Bu iyi olurdu.

  Bu da ne?

  Annen aradı, vakit bulup   birlikte  Bu kapılar asla kapanmazdı.

  Spor salonundan çıkalım.

  Aşağıda güvenlik kulübesinde.

  Beraber çıkarız.

  Eve nasıl gideceksin?

  - Sanırım aynı yönde değiliz.

  Olsun, önemli değil.

  En fazla yarım saat.

  Lanet olsun.

  Lacas.

  Gel buraya.

  Aşağığa inelim.

  Siz çocuklar bu tarafa.

  Sen benimle gel.

  Ne olursa olsun, buradan kımıldama.

  Ama, bay Sherman  - Hayır, dinle.

  Herşeyi Smith'e anlat.

  Anladın mı?

  Hey çocuklar, bu tarafa.

  Buraya kadar geldik.

  Aşağığa in.

  Yukarı çıkıp, benim indirmemi mi bekliyorsun?

  Nereye gidiyorsun Darryl?

  - Becer kendini Rolle.

  Sen battın Rolle.

  Smith kafanı kıçına sokar.

  Smith öldü Darryl.

  Çok kötü araç kullanıyormuş.

  Sen yalancısın.

  Biliyorum ve bu beni çok üzüyor.

  Yeter bukadar Darryl.

  Herşey bitti, anlayamadın mı?

  Ben rahatım.

  ...na koyayım Rolle.

  Çok aşağılık bir son, solucan gibi sürünüyorsun.

  Neden yaşayasın ki?

  Halkıma zehir satmana izin vermem.

  Satmak mı?

  Sana bakıyorum ve ne görüyorum biliyormusun?

  Kendi geçmişimi görüyorum, genç ve aptal.

  Kendimi çok yumuşak olduğum zamanı görüyorum.

  İşte bunu yok edemem.

  Genç adam   sana iyilik yapıyorum.

  Kim öldü?

  Siz bayım.

  Biraz geç kalmışım Bay Smith neler oluyor?

  Ağır kaza geçirdiğinizi söylediler.

  Kim dedi bunu?

  - Rolle.

  Müdür hoparlörde,sabah anons geçti.

  Bunu duyduk.

  Sherman'dan da bahsetti.

  Sherman için ne?

  - Biri bedenini bulmuş.

  Atılmış.

  - Kafasına sıkılmış.

  Neler oluyor?

  - Bilmiyorum.

  Diğer çocukları çağırabilirim.

  - Geçen seferki gibi mi?

  Ya gizli polis ya da çete üyesi.

  Bayan Hetzco'yu nasıl temsil eder, a?

  - Belki kendisine sormak istersin.

  Harvard, ünvanlar, kıçım.

  Daha erken fark etmeliydim.

  Bay smith, nerede olabilir bilemiyorum.

  Saat 3:30'a kadar randevusu yok.

  Ya saat 3:30'da?

  Bay Wolfson'la buluşacak, atış sahasında.

  Teşekkürler.

  Jerome.

  Bir yere kadar gitmeliyi.

  Yerime bakmanı istiyorum.

  Dalga mı geçiyorsun.

  Sana güveniyorum, oğlum.

  Hey, fırlamalar, bay Smith bu gün benim ders vermemi söyledi.

  Sen mi ders vereceksin?

  Bay Smith aklını mı kaçırdı?

  Tek kaçırıIan akıl seninkisidir.

  Aynı havayı yaratmaya çalışacağım, bu yüzden dikkatinizi toplayın.

  Bayan Brown sizde.

  Bay Smith'in vekiliyim.

  Karşınızda bay Smith varmış gibi davranacaksınız.

  Rodriguez geç kaldın, ceza alacaksın.

  Bay Smith'i arıyorum.

  Nerede kendisi?

  Jerome bu çok önemli.

  Wolfson.

  Shale bu ne sürpriz.

  Bana Role ve Johnny Glades'i anlat.

  Ne?

  Onları hiç duymadım.

  Duymak istiyorsan kafanı kıçına sokma.

  Yüce İsa!

  Sen çıldırdın mı?

  Aleni bir yere geliyorsun ve beni tehdit ediyorsun.

  Polisi arayacağım.

  - Devam et ara.

  Yerinde kal.

  Ne yapmayı planlıyorsun?

  Kendimi savunacağım.

  Tamam, beni yakaladın.

  Anlaşabiliriz.

  - Muhakkak Tanrım.

  Rolle ve Glades'i anlat.

  - Bilmiyorum, sana söylemiştim  Oh!

  Lanet!

  Devam, bu hoşuma gitti.

  Tamam dinle.

  Bildiğim şey, beni birkaç kişi aradı   istedikleri şey de, bir nakliye için koruma, bildiğim bu.

  Janus'u ve beni bu yüzden mi çardın?

  Ben seni istemiştim Shale.

  "O en iyisi", onlara öyle demiştim.

  Yalakalığın seni öldürecek.

  Kim ödeyecekti, Rolle yoksa Glades mi?

  Bilmiyorum.

  Hayır!

  Hatırladım.

  Ödeyecek olan polis idi.

  Öğretmenlik yapmaya başlamış, ve böylece uyuşturucuyu   okullara satmaya başlamış.

  Nasıl yapıyorlar?

  YK aracılığıyla, söyleyeceğim.

  İşi YK yapıyor.

  Nasıl satıyorlar ve saklıyorlar, bilmiyorum.

  Bu boklar için başka bişey bilmiyorum.

  Beni öldürüyorsun.

  Beni öldürmen için sebebi yok.

  Birinci, bağışlayıcı olacağım.

  Bu ülkeden defoluyorsun ve bir daha asla dönmüyorsun.

  Diğeri, hiç bağışlayıcı olmayacağım.

  Bana vurmazsan.

  Emin misin?

  - Evet üçüncü kat.

  Selam.

  - Bizis Jerome ve Lisa.

  Bay Smith, ben bayan Hetzco.

  Yazılıları kontrol etmeliyim, eğer buraya getirirseniz.

  Teşekkür ederim.

  Gel buraya.

  - Tamam, tamam.

  Aptal olma, tamam mı?

  Kim o?

  - Shale.

  Kim bu Shale?

  Sepetle onu.

  Şimdi konuşamam.

  - Smith'ten bişey getirdim.

  Tamam, onu içeri al.

  Ben burada olacağım.

  Paketi al.

  Merhaba.

  - Selam.

  Shale, çocuklar.

  Bay Adınız Neydi, burası benim sınıfım.

  Sen öğretmen değilsin.

  Kimsin sen?

  - Onları rahat bırak.

  Rahat bırak.

  Kim o?

  - O bir paralı asker.

  Paralı asker?

  ...ik bir paralı asker.

  Bana telefonu ver.

  Kim olduğunu bilmiyorum.

  Kimin için çalıştığını da bilmiyorum.

  Sadece sizin ikinizin, ne ile uğraştınızı bilmek istiyordu.

  Sen ne dedin?

  - Hiç birşey.

  Bişey söyleseydim, bu halde mi olurdum.

  Bu Shale'nin kim olduğunu öğrendin mi?

  - Küba'daki saldırıyı o düzenlemiş.

  Wolfson'nun evinde gördüğüm adam.

  Nefesini boka çeviren adam.

  Yine mi?

  O başka bişey  Paramı istiyorum.

  - Bu ne acele?

  Kırk dakika sonra uçağa binmeliyim.

  Babam çok.

 .

  Babam rahatsız, onu görmeliyim.

  Parasını verin.

  Sanki Shale ve Smith birlikte çalışıyorlar.

  Nasıl?

  Paralı asker, lisedeki öğretmen ile birlikte mi çalışıyor.

  O öğretmen değil.

  Bu şaşırtmaca.

  Ya narkotikten biri, ya da boy ölçüşmek isteyen bir satıcı.

  Merhaba.

  Evet konuş!

  Şimdi sıçtık.

  Evet sıçıtırdın bizi.

  Kim olduğunu bilmek istemiyorum, yakaladıysan, öldür.

  Bu hoşuna gider mi?

  Jane, bu gürültü de ne?

  Ev sahibim.

  İçeri alayım mı?

  Onu sepetle, yoksa o da ölür.

  Neydi bu darbe sesleri.

  - Özür dilerim bayan Anderson.

  Televizyonun sesini fazla açmışım.

  Yüzümün ne si mi var?

  Ben iyiyim, televizyonu kapatacağım.

  Yakala onu!

  Lanet olsun, yakala onu.

  Orada kal.

  Silahı at, yoksa ölür!

  Hemen!

  Yavaş.

  Şimdi geriye çekil.

  Ellerini görebileceğim şekilde tut.

  Cehenneme git serseri.

  Bu senin suçun değil.

  Siz ikiniz, burada ne arıyorsunuz?

  Sizi arıyorduk.

  - Neden?

  Rolle uyuşturucu işi yapıyor ve malları kazan dairesinde tutuyor.

  Bay Sherman, peşime düştüklerinde, beni bulmasınlar diye, sakladı.

  Bu yüzden onu Burada kalın.

  Güvende olursunuz.

  Sen nereye gidiyorsu?

  Liseye gidip o uyuşturucuları almalıyım.

  Uyuşturucuyu almak için, Rolle ve Glades   yürüyerek, sallana sallana gelecekleri mi sanıyorsun?

  İlk ben gidersem.

  Bu evin anahtarı.

  Başıma bişey gelir ise   bunun senin olmasını istiyorum.

  Gitmeni istemiyorum.

  Geri dönerim Jane.

  Söz mü?

  Söz.

  Harika.

  Bunun eğlenceli olduğunu mu düşünüyorsun Joey kaldır şunu.

  Alo!

  Tamam.

  Louie Beaver, Shale ve başka birilerin   okula doğru gittiklerini, söyledi.

  Yakından takip etmesini, söyle.

  Lanet.

  İlk araç kuzeyden yaklaşıyor.

  Hazır ol.

  Misafirlerimiz geliyor.

  Canını sıkma.

  Onlara sürpriz parti hazırlarım.

  Tamam.

  Rolle, daha fazla yaklaşma.

  Bu kolay.

  Sadece iş yapmak istiyorum.

  Sen pislik satıyorsun müdür bey.

  Peki, senin açıklamanı dinleyelim.

  Çok basit: herşeyi istiyorum.

  Konuşturmaya devam et.

  Bunu yapamam Shale.

  - Her şey bitti Claude.

  Şimdi bişey yapmaya kalkışırsan, bütün polisleri üstümüze çekersin.

  Polisleri dert etme.

  Onları halederim.

  Bize ihtiyacın var Shale.

  Ne için?

  Bizim dağıtım sistemimiz ile, sen iş yapamazsın.

  Bundan daha iyi ne olabilir?

  Bu güvenli, nakliyesi, saklanması   sonra, okullara satmak için YK'i kullanıyoruz.

  Bukadar başarılı olamazsın.

  İşi beceremeyeceğimizi söylüyor.

  Palmiyede keskin nişancı.

  Misafirlerimiz çoğalıyor ve yaklaşıyorlar.

  İki takım.

  Janus ve başka biri, bizi kuşatmaya çalışıyorlar.

  Hollan aşağıda neler olduğuna dikkat et.

  Yandan başkaları da geliyor.

  Boktan!

  Kımıldayın.

  Devam et!

  Kilit kırılmış.

  Malı kontrol et.

  Acele edin.

  Gülümseyin.

  Gizli kamera şakasındasınız.

  Tamam Shale, beni yakaladın.

  Şimdi ne yapmalıyım?

  Canlı yayında seni göstermek istiyorum.

  Yüzünü tahtaya doğru çevir.

  Yavaş.

  "Özür dilerim"?

  Beceriksizlere özel tuzak bu.

  Silahı yere bırak.

  Bum!

  Rem?

  Wellman?

  Lanet.

  - Shale.

  Burada, ölü cowboy'lar görüyorum   ve bir çok ...ik kızıIderili, Johnny Glades.

  Bunları rüyalarından çıkarıp, bu harika  Hayır Hollan, bekle.

  Johnny bunu duydun mu?

  Shale gelince, kafa derini yüzeceğim, seni orospu çocuğu.

  Pudralanmış yüzün ile, neye benzediğini biliyor musun?

  Noel gecesi arifesindeki, küçük beyaz meleklere.

  Shale dikkat et!

  Bu bir tuzak.

  Kapıyı takip et.

  Bu ne cehennemde?

  Atın silahları!

  Adamım nerede?

  Ayağa kalk!

  Kimin için çalışıyorsun, Shale?

  Kimin için çalışıyorsun?

  Kendim için.

  - A, evet, büyük öğretmen.

  Sen paralı askersin, herkes gibi para için yapıyorsun bunu.

  Bu para meselesi değil.

  Her zaman para içindir.

  Para için değilse, ne içindir?

  Sana anlatmaya çalıştım, ama sen asla anlayamayacaksın.

  Aman tanrım!

  Seni kaybettiğimi düşünmüştüm.

  Bu sefer değil Joey Rem ve Wellman?

  Ve Holland.

  Burada kalıp   bok ve kanlardan yemek mi pişirelim?

  Buradan gitmeliyiz.

  Polisin ilginç açıklaması olacak.

  Üç saat ve hala kimse yok.

  Rolle, onlara rüşvet veriyordu.

  Senin fikrin ne?

  Kesinlikle başka yere taşınmalıyız.

  Evet.

  Öğrenciler için kötü oldu.

  Okullarını ...tik.

  Yarın öğrenciler için daha çok üzülürüm.

  İyi olacaklar.

  En azından artık kendi okulları var.

  Biz ne cehenneme gideceğiz adamım?

  L.

 A.

  düşünmüştüm.

  Hiç duydun mu?

  Palmiye ağaçları.

  Oradaki okullarının da uyuşturucu sorunları varmış.

  Hayır!

  Artık okul istemiyorum, ahpap.

  Unut gitsin.

  YG dersleri verebilirsin.

  - YG?

  Yavaş gelişenleri gördüm.

  O zaman matematik.

  - ...tir et.

 ||

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar