Hepsini Vur (2007) Shoot 'Em Up
| |
86
dk
Yönetmen:Michael
Davis
Senaryo:Michael
Davis
Ülke:ABD
Tür:Aksiyon,
Komedi, Suç
Vizyon
Tarihi:12 Ekim 2007 (Türkiye)
Dil:İngilizce,
İtalyanca
Müzik:Paul
Haslinger
Oyuncular
Clive Owen
Paul Giamatti
Monica Bellucci
Stephen McHattie
Greg Bryk
Tüm
Kadro
Özet
"Shoot
'Em Up/Hepsini Vur" karanlık bir mizah anlayışı olan, izleyicileri dur
durak bilmeyen yüksek tempolu bir maceraya sürüklemeyi vaat eden, oldukça
sıradışı ve yaratıcı bir aksiyon filmi.
Clive
Owen, dünyanın en sinirli ve sert mizaçlı adamıyken kendisini dünyadaki en
masum şeyi yani yeni doğmuş bir bebeği korumakla yükümlü bulan Bay Smith'i
canlandırıyor. Smith ateşli bir çatışmanın ortasında, bebeği doğurtur. Kısa
süre sonra anlar ki kimliği bilinmeyen bir güç bu bebeğe ilişkin tüm izleri
silmek üzere, Hertz denen birinin (Paul Giamatti) liderliğindeki gizemli ve
sonu gelmeyen bir tetikçiler ekibi göndermiştir.
Sayısız
kurşun ve akla gelebilecek her türlü ateşli çatışma arasında, Smith, DQ adında
(Monica Bellucci) bir hayat kadınıyla güç birliği yaparak, oluşturdukları bu
geçici ailenin tüm üyeleri kurşunlara hedef olmadan önce bebeğin hayatının
neden tehdit altında olduğu muammasını çözmeye çalışır. Herkes bebeğin ölmesini
istemektedir. Esas soru ise şudur: Neden?
Altyazı
Sen
öldün kaltak!
Sen neye bakıyorsun?
Lanet olsun.
Görünüşe göre şansını kaybettin güzelim.
Şimdi sana sezaryen yapacağım.
Seni aşağılık herif.
Sebze faydalıdır.
Kız burada!
Hadi!
İşte orada!
Git buradan!
Kızı hemen öldürün!
Kim bu adam?
Kız nereye gitti?
Yakalayın onu!
Tanrım!
HEPSİNİ ÖLDÜR Hadi.
Ikın.
Ikın!
Elim!
Neden nefret ederim biliyor musun?
Hayır.
40 yaşındaki geri zekalıların at kuyruk saç
uzatmalarından.
O at kuyruğu sizi ne seksi gösterir ne genç
ne de yakışıklı.
Hadi.
Yardım et bana!
Hadisene!
Tamam, işte geliyor.
Hadi.
Bu kez bütün gücünle ıkın.
Ne yapıyorsun?
Kan kaybediyorum.
Kan kaybediyorum.
Kıvranıp durma, nişan alamıyorum.
Ne berbat bir silah.
Buradan gitmeliyiz.
Sağlıksız doğum için üzgünüm, anne.
Sessiz olmalıyız.
Ufaklığa içecek bir şey ver.
Bravo, Bay Kahraman.
Bravo.
Bu kadını neden öldürmeye çalışıyorsun?
Komik bir şey mi var?
Aklıma komik bir hikaye geldi.
"Bir zamanlar bir kadın yaşarmış.
Nat, Pat ve Tat adında 3 çocuk doğurmuş.
Demiş ki, doğurması zevkliydi.
Ama iş yiyecek bulmaya gelince, bir bakmış
yok Tat için fazladan bir meme.
"Başıma çok büyük belalar açtın.
O yüzden iyiliğine karşılık vereceğim.
Kısasa kısas öyle mi?
Şimdi, son bir şey daha var.
Bu silah sadece sahibinin parmak izini
tanıdığında ateş alır.
O yüzden daha güvenlidir ve suç oranını da
azaltır.
Gebertin şunu!
Kimsin sen?
Bayan, adınız ne?
Güzel göğüsler.
Lanet olsun!
Kahretsin!
Geberin sizi aşağılık herifler!
Kısasa kısas, Bay Kahraman.
Kısasa kısas.
Bacaklarını tutun.
Evet tamam hadi getirin.
Onu şuraya koyun.
Hadi.
Onu almaya geliyordum, patron.
Hayır, Ben hallettim.
Ben herkes çalışırken boş boş bir yerde
oturup yellene yellene keyfine bakan
patronlardan değilim.
Her saniye önemlidir, değil mi?
Şimdi, bu olay nasıl oldu?
Örgüt evinde her şey yolunda gidiyordu.
Sonra kadın silah çekiverdi.
Hamile bir kadının silah çekeceği kimin
aklına gelirdi ki?
Peki kadının yanındaki şu adam kimdi?
Bilmiyorum.
Kadın kaçtıktan sonra, onu izledik.
O adam otobüs durağında oturmuş bekliyordu.
Sonra, bu adamla sonra ilgilenmeye karar
verdik ve kadının peşinden gidince,
birden o da karıştı.
Silahını çekti ve bize ateş etmeye başladı o
sırada o anda sen geldin.
Hayır.
Tamam.
Sakin ol.
Otur.
- İyi misin?
- Evet.
Tamam.
Yani serserinin birinin onu elinizden kurtarmaya geldiğini mi söylüyorsun?
Bak sen şu işe.
Ne curcuna!
Bu hatayı bir daha yapmam.
Hem popomda bunu hatırlatan bir kurşun var.
Bunu takdir ediyorum.
Popom!
Umarım bu da beni hayal kırıklığına
uğratmamanı hatırlatır.
Lanet olsun!
Bebeği almak için seni öldürmek istemem.
Geri çekil.
Hayatım, bu iş neredeyse bitti.
Bak, eve dönüş biletimi ayırttım.
Tamam mı?
Tamam.
Ben de seni seviyorum.
Evet.
Hoşçakal.
Neden silah kadından daha iyidir biliyor
musunuz?
Bilmiyorum.
Çünkü silaha susturucu takabilirsin.
Efendim, hedefin Jefferson'dan parka doğru
ilerlediğini tespit ettik.
Geri dönelim.
Baba!
Hadi at.
Hadi.
Aferin!
Babasının küçük kızı nerde?
- Hadi!
Hadi atsana!
- Hadi!
Hadi!
Merak etme, ufaklık.
Seni iyi biri bulacaktır.
Aman Tanrım, şuraya bakın.
Biri bebek bırakmış.
Hay aksi.
Buna inanamıyorum!
Hoşgeldiniz, Bay Smith.
Quintana nerede?
Dur, Smith, Metres Donna'nın müşterisi var.
Bekle, yukarı çıkamazsın.
Evet, aşkım.
Hoşuna gidiyor, değil mi?
Smith?
Metres Meri'nin tam senin tipin olduğunu düşünüyorum.
Yukarı çıkamazsın.
Bana bak.
Kötülük yaptım!
Gel buraya!
Evet.
Üzgünüm dostum, bar kapandı.
Sıranı bekle, Smith.
Daha bir sürü şişe var.
Ben almayayım, sağol.
Laktoza alerjim var.
Sadece ne istediğini söyle, Smith.
Çok seksi.
Bir süreliğine bu bebeğe bakmanı istiyorum.
5000 dolar.
Bu seni birkaç hafta idare eder.
Temiz misin?
İyi bir kız olduğumu biliyorsun.
Yani ona bakacaksın.
Lanet olsun.
Git kendini becer, Smith.
Bu çocuğu kaçırmış bile olabilirsin.
Çocuk kaçırmaya ortak olmak istemiyorum.
Çocuğu kaçırmadım, güven bana.
Sana güvenmek mi?
Daha gerçek adını bile bilmiyorum.
Aslında kimsin sen, Smith?
Ben İngiliz dadıyım ve çok tehlikeliyim.
Bu çocuğa bir günlüğüne bakarsan paranın
tamamını alırsın.
Unut bunu, Babacık.
Peki.
Hoşçakal.
Anne sütü.
Gidelim.
Bu kadının çocuğunun beslenmesi lazım.
Bana hemen, bu şehirdeki bütün süt emziren
fahişeleri ve meme musluklarını bulun.
Boşuna geri gelme Smith.
Sonsuz süt diyarından sana iş çıkmaz.
Kahveme krema ve sorularıma cevap istiyorum.
Özür dilerim.
Defolun buradan.
Beni biraz, Kafe La Mama ile baş başa
bırakın.
Sakin ol.
Sakin ol.
Kısa bir süre önce, buraya bebekli bir adam
gelmiş.
Evet.
Tam bir geri zekalı.
Benden çocuğa bakmamı istedi.
Peki bu adamın adı neydi?
Smith.
Bay Smith.
Gerçek adını nerden bilebilirim ki?
Eskiden iş çevirirken bir kaç kez müşterim
olmuştu.
Hep aynı ismi kullandı.
Smith.
Sana inanmıyorum.
Bence hakkında daha fazla şey biliyorsun.
Adam cimrinin tekidir.
Ateş ettikçe namlu daha çok ısınıyor.
Bir şey bilseydim sana söylerdim.
Ve yaklaştırdıkça daha çok acı vermeye
başlıyor.
Nasılsın, kardeşim?
Sen alçak bir tavşansın.
Ama o kadar da "Alçak" değilsin.
Öyle mi?
Bu bir altı-patlar.
Tam 6 atış saydım.
Şarjörünü boşalttın.
Seninkine ne demeli?
Senin 9 milimetre de artık boş.
Evet, birini çatıda harcadın, birini erkekler
tuvaletinde ve 2 kovanı da oyun
alanında ateşledin.
Elindeki o silah ile beni de yere
indiremeyeceksin dostum.
Hayır.
Çünkü bak benim silahımda aynı zamanda ek olarak emniyet düzeneği var.
Sahi mi?
İddiaya var mısın?
İyi bir el gibisi yoktur.
Eşyalarını topla.
Gidiyoruz.
Konuştuklarının bir kelimesini bile anlamıyorum,
ama ne dediğini biliyorum ve özür
dilemeyi reddediyorum.
Lanet olsun, Smith.
Orada adam canıma okuyacaktı.
Hey, o güzel poponu kurtardığım için bana
teşekkür etmelisin.
Neden o kadar bekledin söylesene?
Yaramaz bir kızsın, cezalandırılmayı hak
ettin.
Hangi arabayı istersin?
Ne?
Yürümekten yoruldum.
Şuna bak.
SADECE ENGELLİLER İÇİNDİR Bu lüks araba ile
kirpi arasındaki farkı öğrenmek ister misin?
Hem de nasıl.
Arabalarda dikenler içerden çıkar!
Bilmez miyim!
Merhaba hayatım.
İyi, iyi, sevindim, çiçekleri beğendiğine
sevindim.
Dinle tatlım.
Burada, küçücük bir sorun çıktı.
Sanırım bir süre daha yanında olamayacağım.
Ama sen merak etme.
Timmy'nin doğum günü partisine mutlaka
geleceğim, söz veriyorum.
Seni öpüyorum.
Hoşçakal.
Ne yapsaydım söylesene?
Adamlar hamile kadının peşine düşmüşlerdi.
Orada öylece duramazdım.
Bunu gördün mü?
Bundan nefret ediyorum.
- Neden?
Şu adam, sinyal vermeden şerit değiştirdi.
Yani, sinyalini kullanması çok mu zor?
Sen de
onlara ateş etmeye mi başladın?
Hayır, ben silah taşımam.
Kadının yanına gittim, silahı vardı.
Ateş etmeye başladılar ben de karşılık
verdim.
Yine sinyal vermedi.
Sinyal vermek için ben parmağımı birkaç
santim oynatırken bu tembel pislikler
adam gibi araba kullanmak için parmaklarını
neden birkaç santim kımıldatamıyor söylesene?
Neden biliyor musun?
- İstiyor sayılmam.
Çünkü bu zengin piçler para kazanmak için
duygusuz ve düşüncesiz olmak zorundalar
ve yola çıktıklarında kendilerine hakim
olamıyorlar.
Aynı zamanda duygusuz ve düşüncesiz sürücü olmaları gerekiyor.
Bu doğalarında var.
Bebeği neden polise götürmüyorsun?
- Hayır, polise gidemem.
- Neden olmasın?
Ben Unabomber'ım.
Unabomber'ı yakaladılar.
Onlar öyle sanıyorlar.
Geri zekalı.
Tamam.
Buraya kadar.
Sen dünyanın en sinirli adamısın.
Yanlış hatırlamıyorsam eskiden bundan
hoşlanırdın.
Peki boşta kaç tane adamın var?
Öyle mi?
Kaçı yerel çocuklar?
Adama ihtiyacım var, anladın mı?
Bana çok fazla adam lazım.
SİLAHLAR CENTER STREET TEFECİ DÜKKANI 4
Magnum, 1 kutu 9 milimetre içten patlamalı mermi 50 tane de FMJ istiyorum.
Bu para eksik.
Yalan söyledin.
Bana 5000 doların olduğunu söyledin.
Eksiği gıda kuponu ile tamamlasak nasıl olur?
Gıda kuponu ile mermi mi almak istiyorsun?
Nakit kadar iyidir.
Zavallının tekisin, Smith.
Biz seni dışarıda bekliyoruz.
Bakın, neden kan bankasından aldığım çeki
size imzalamıyorum?
Bu eksiği karşılar.
Sperm bankasından aldığın çeki de eklersen,
bir anlaşmaya varabiliriz.
O çeki Çarşamba günü alacağım.
Dinle, neden yarım kutu kurşun almıyorsun.
Çarşamba günü paranın geri kalanını
getirdiğinde kalanını da alırsın.
Anlaştık.
- Lanet olsun, Smith!
- Ne yaptığını sanıyorsun?
Para kazanıyordum.
- Para mı kazanıyordun?
- Evet.
Bebeğe bir şeyler almak için.
Bebeğe bir şeyler almak mı?
Çocuk karyolası yerine çelik yelek almamız
daha iyi oldu.
Onu doğru okula sokabilmek için kim bilir
neler yapardın.
İşte burası.
Hilton sayılmaz, ama evim burası.
Aynı eski Smith.
Beş parasız ve pis.
Beğendiğine sevindim.
Mickey'ye merhaba de.
Belki de bebeği polise ben götürmeliyim.
Hayır, asla başaramazsın.
Bütün bölgeyi kontrol altına almışlardır.
Muhtemelen polis içinde de adamları vardır.
Tam 50 adam topladım.
Sanırım bu sayı yeterli olacaktır, değil mi?
SİLAHLAR Arabayı durdur.
O buradaydı.
Yapma, burada olduğunu nereden çıkardın?
Güven bana.
İnsanların ne yaptıklarını, ne düşündüklerini
bilirim.
Hep bilmişimdir.
Çocukken bile bu yeteneğim vardı.
Evet, taş, kağıt, makas oynayarak yerle bir
ettiğim çocuk bahçesini bir
görmeliydin.
Şimdi durdur arabayı.
Sence bebeği kim öldürmek isteyen kim?
Bunu kimin öldürmeye çalıştığını bilmiyorum.
Ona "Bu" demesene.
Benim için "Bu".
Söylesene, Smith, senin sevdiğin bir şey var
mı?
Evet, mahremiyetim.
Bana bilmediğim bir şey söyle.
Böyle konuşmana bayılıyorum.
Sana bir şey ikram edebilir miyim?
Havuç?
Gözlere çok iyi gelir.
Şehirdeki bunca bina arasında Smith'in burada
olduğunu nasıl biliyor?
Şanslı bir tahmin mi?
Hayır, tahmin etmiyor.
Bizim görmediğimiz şeyleri görüyor.
Eskiden FBI profilcisi idi.
Adli Tıp Davranış Uzmanı.
Tanrım, size kaç kere söylemem gerek
beyler bu işte bütün fark detaylarda
ortaya çıkar.
Ama sizce geride durmanız gerekmez mi,
efendim?
Geride duran lider, hep geriden düşünür.
Ayrıca
şiddet, seyretmekten en çok haz aldığım şeylerden biridir.
Hayır, hayır, hayır, bebeğim, hayır.
Ona Oliver adını verebiliriz.
- Oliver mı?
- Evet, Oliver Twist gibi.
Öksüz olduğu için mi?
O kitabı sevdiğim için.
Kitabı sevdiğin için mi?
En azından nefret etmedim.
Bu bir ilk.
Sence bu hangi doğum günü kartı daha çok
uyar?
Cicili bicili olan mı?
Yoksa
üzerinde "Artık erkek oluyorsun.
" yazan mı?
Bay Hertz?
Oğlunuz kaç yaşında?
8 yaşında.
O halde iri ve güçlü olmalıydı.
Buna inanabiliyor musun?
Bu konu ile ilgili olan hiçbir haber yok.
Yol kenarında bomba patlayarak Başkan olduğumda, bu konuda gereken Bunu fark ettin mi?
Neyi fark ettim mi?
İzle.
Politikacı silah kontrolü hakkında atıp
tutarken bebek ağlıyor.
Metal müzik kanalına basar basmaz hemen
susuyor.
Bu çok garip.
Bunun rahatlatıcı buluyor olmalı.
- Efendim.
- Evet?
Adamlar çatıya yerleşti.
Güzel.
Jimmy Cagney'nin en sevdiğim sahnesini bilen
var mı?
İyi adamın yaşamasına izin verdiği sahne.
Ve eğer bu şovda da bu olursa paramı geri
istemekten çok daha fazlasını yaparım.
Tamam mı?
Hadi gidip şu pisliği gebertelim.
Yürüyün.
Oliver'ın metal müzikten hoşlanmasına hiç
şaşırmadım.
Koruyucu ailesine baksana.
Hayır, sana söylüyorum, bence bunun
anlamı Yürü.
Arka taraftan.
Tanrım, biz mi gerçekten çok kötüyüz yoksa bu adam gerçekten çok mu iyi?
Hadi, Çocuklar!
Daha tanınmaz hale gelmedi.
Köpeği vur, köpeği vur.
Hayır.
- Neden?
- Köpekleri severim.
Bir dakika.
Lanet olası sıçan.
Nedir o?
Sadece çocuk bezi.
Bu çok kötü bir fikir, Smith.
Mantıklı olan tek fikir bu.
Gerçekten de Bebek Oliver'ın annesinin metal müzik kulübünün yakınında yaşadığını
ve çocuğun anne karnında metal müzik
duyduğunu mu düşünüyorsun?
Evet.
Bu yüzden bebek metal müzik dinlediğinde
ağlamıyor.
Çok saçma.
Evet ama şu an ağlamıyor.
Annesiyle karşılaştığım yere en yakın müzik
kulübü burası.
Bence bu hala saçma sapan bir önsezi.
Öyle mi?
Bu bebek bezi kutularını nasıl
açıklayacaksın?
Biri stok yapıyormuş.
Kimin yaptığını öğrenelim.
Buranın sahibi sen misin?
Kim soruyor?
Ben.
- Sana içki ısmarlayabilir miyim?
- Hayır.
Tam düşündüğüm gibi.
Mücevherleri çok seviyor.
- Yukarıdaki odada kim kalıyor?
- Cehenneme git.
Sakın benimle uğraşma.
Sende bunu yapacak yürek yok!
Tanrım!
Peki o adamlar kimdi?
Burayı 11 ay önce adamın birine kiraya
vermiştim.
1 yıllık kirayı nakit ödedi.
Onu bir daha görmedim.
Sadece arka kapıyı kullandıklarını fark
ettim.
Kaybol.
Yüce Tanrım.
Burada işler karışmış.
Efendim, ben iş bitiriciniz.
Bütün anneler öldürüldü.
Ama bir tanesi kaçtı.
Şimdilik.
Cesedini bulduk ve çocuğu doğurduğundan
eminiz.
Bebekler gizlice verilmiş olmalı.
Galiba bu metal kulübünün üstüne gebelik
fabrikası kurma fikri fazla gizli
kalmamış.
Ne kadar iyi bebek bakıcıları bulursak bulalım.
Bay İşbitirici geçince sola gideceğiz.
Evet, efendim, onları aradım zaten.
Destek gelmek üzere.
Buradaki pisliği temizleyecek ve neler
olduğunu çözmeye çalışacağız.
Sağ olun efendim, güveniniz için minnettarım.
Beyler, haydi bir cevap bulalım.
Bastığın yere dikkat et.
- Dondurma eriyor.
- Ne?
Sperm bağışından iyi anladığını sanırdım.
Bu dondurucular numunelerle dolu.
Çok garip.
Tek verici var gibi görünüyor.
Tek verici mi?
Evet.
Cömert biri olduğu kesin.
Bu kemik iliği kanı.
Bir çeşit tedavi için olmalı.
Bunu nereden biliyorsun, Smith?
Nobel ödülü aldığımdan haberin yok mu?
Bak temelde, alıcının iliğine birebir uyacak
bir ilik bulmak çok zordur.
Ama verici ile alıcının aynı DNA sistemini
paylaşması olasılıkları arttırır.
Yani sence bu adamlar, kemik iliği nakli
için bu bebekleri malzeme olarak mı
kullanıyor?
Kesinlikle.
Ve biri başının belaya girmesini istemiyor.
Demek Oliver'ı bu yüzden öldürmek istiyorlar.
Hayır, bebeğim, hayır.
NBC'den tanıdığım şu adamı aradım.
İyi yapmışsın.
Sonra düşünmeye başladım.
Biliyor musun neden nefret ediyorum?
İşte yine başlıyoruz.
İyi adamın aradığı tek kişinin kendisine
ihanet etmesiyle sonuçlanan aksiyon
filmlerinden nefret ederim.
Evet.
Birileri gerçekten orada bebekleri
öldürüyordu.
Sonuçta ABC'yi, CBC'yi, The Post ve The
Times'ı, yerel haber kanallarını ve
FBI' ı aradım.
Peki, şimdi ne yapacağız?
Burada oturup haberleri izleyebiliriz.
Böylece olay duyurulduğu zaman güvende
oluruz.
Bak.
Sonunda uyudu.
Evet, bekle de gör.
Uyumak için gözlerini kapadığın an çığlık
atmaya başlar.
Hiçbir şeyden zevk alamıyorsun, değil mi?
Her şeyden nefret ediyorsun.
Senden nefret etmiyorum.
Beni bu yüzden mi seçtin?
Neden seçtiğimi biliyorsun.
Beni ne hale soktuğunun farkında değilsin.
Bu işten sıyrılacağız, güven bana.
- Hayır, anlamıyorsun.
- Neyi?
Bana bu çocuğu beslemem için bakmam için
getirdin.
Her an ölebilecek bir bebeği.
Ve kendi çocuğuma ne olduğunu sormak aklına
bile gelmiyor.
Haklısın.
Bu affedilemez.
Hayır.
Benim suçum.
Annem eskiden hep şöyle derdi.
Üzgün olduğumu söylersem, anlamını açıklar
mısın?
Taşlar ile yumurtalar aynı kapta dans edemez.
Biliyor musun, Smith.
Sonunda en çok neden nefret ettiğini anladım.
Kendinden.
Bebeğine ne oldu?
- Bunu unut gitsin.
- Anlat.
Pezevengim karnıma vurdu.
Bebeğim maalesef ölü doğdu.
Bırak beni!
Hoşuna gitti, değil mi?
Buna silah denir.
Kabza, sürgü, dipçik, namlu, tetik.
Asıl iş burada biter.
Öldürmek istemediğin bir şeye asla silahını
doğrultmamalısın.
Bak, burası önemli.
Buna emniyet denir.
Silah kazara ateş almasın diye her zaman
böyle durmalıdır.
Ama aslında en önemli emniyetin budur.
Aç mısın?
Şarjörü boşaltmak diye buna denir.
Şuna baksana.
Bu bir Hammerson Nite Tac.
Bunların sokağa düşmesine 6 ay vardı.
Bu çok garip.
Hepsinde bu silahtan var.
Sakın söylemeyin.
Şimdiye dek kaç adamımızı öldürdüğünü biliyor
musun?
Neden böyle bir şey için güzel kafamı
yorayım?
Yani seni hiç sinirlendirmiyor mu?
Sinirlenmek enzim salgılanmasına yol açar.
Tripofan hidroksil geçici olarak IQ'nu
zayıflatabilir.
Bu ise şu an katlanamayacağım bir şey.
Bunları nereden biliyorsun?
Oğlum sürekli Discovery Channel seyrediyor.
Batı yakasına gidelim.
Rapor vermem lazım.
Bay Kahraman'ın kim olduğuna dair çok az
bilgim var.
Tartışmaya gerek yok.
Bu işi yalnız yapmalıyım ve ancak iyi
olduğundan kesinlikle emin olursam
başarabilirim.
Güvende olacağınızdan emin olacağım tek yer
burası.
Bir tank mı?
Bir M 24 tankı.
Kurşunlardan ve patlayıcılardan da korunmuş
olursun.
Sen delisin.
Evet.
Ama ciddiyim de.
Ama içine girmeme asla izin vermezler.
Endişelenme.
Ben onları oyalarken, sen de içine
gireceksin.
Yanındaki bebek maması size birkaç gün
yetecektir.
Ayrıca, havuç püresi en iyisidir.
Bunu nasıl kullanacağını biliyorsun, değil
mi?
Evet, ama ya geri dönmezsen?
Böyle bir şey olmayacak.
Bundan asla emin olamayız.
Evet, oluruz.
Ama anne eve gitmek istiyorum!
Sızlanmayı kes!
Doğru durmazsan, popona şaplağı yersin.
- Ama anne eve gitmek istiyorum!
- Sızlanmayı kes.
Kes dedim!
Çocuklarını dövenlerden nefret ederim.
Hemen bırak kolumu!
Ona vurmayı bırakana kadar olmaz!
Çocuğuma uygun gördüğüm şekilde davranırım.
Ben senin popona şaplak atsam hoşuna gider
miydi?
Ne?
- Gördün mü?
- İmdat!
- Hiç de hoş olmuyor, değil mi?
- İmdat!
İmdat!
İmdat!
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Hiç komik değil.
Pekala ne biliyorsun şu meşhur baş belası
herif hakkında?
Aslında, bu kadar iyi olan biri, çok genç
başlamış demektir.
Ve genelde bu iş baba meslekleridir.
Tıpkı MacArthur'un Babasının General Mickey Mantle'ın babasının beysbolcu olması
gibi.
Benim oğlum video oyunları hastasıdır ve Pong oyununda ben de hiç fena değildim.
Lütfen şimdi beni dinleyin, Bay Hammerson.
67'de İngilizlerin silah işinde başı sıkıştı.
O yüzden birçok İngiliz silah tamircisi
Amerika'ya yerleşti.
Şimdi, göçmen bürosunda bir adamım var ve şu
an bu adamların çocuklarını ve
hangilerinin keskin nişancı olduğunu araştırıyor.
Bence kuruntuların seni ele geçiriyor.
Bir şey bildiğin yok!
Evet, Düşes, sen iyi bir kızsın.
Otur.
Evet.
Bak sana, güzel bir şey vereceğim.
Al
bakalım.
Adamım isimleri araştırdı ve aslında bu silah
sever çocuklardan birini hatırladı.
10 yaşında Uluslararası Atış
Şampiyonluğu Olimpiyatlarda yarışmış,
sonra orduya katılmış.
Ama sonrasında çocuktan bir daha haber
alınamamış.
Bana kalırsa Kara Operasyoncular onu aldı
eğitti.
Bu da bizi bir teoriye götürüyor.
Teori mi?
Teori saçmalıktır.
Elindeki tek bilgi isimsiz bir adam bembeyaz
bir atın üstünde kasabaya giriyor ve
kendi ölçütlerine göre adalet dağıtıyor.
KEDİLERİ SEVİYORUM
Hertz
bu ülkede insanlar silahları neden sever biliyor musun?
Bunun bütün o penis saçmalığı ya da aletini
kaldırmakla ilgisi yok.
Hayır, Hertz, insanlar silah sever, çünkü
Amerika fırsatlar diyarıdır.
Fakir adamın zengin olabileceği bir ödleğin ise delikanlıya dönüşebileceği
yer.
Elinde silahı varsa tabii.
Umarım sen de elinde silah olan ödleklerden
değilsindir.
Hayır efendim, hayır.
Ben onlardan değilim.
Ben elinde ödlek olan bir delikanlıyım.
O adamı ve bebeği ölüm uykusuna yatırmanı
istiyorum.
Emredersiniz efendim.
Derhal, efendim.
Merak etme.
Baban yakında dönecek.
Ateşi kesin!
Kesin!
Vay canına.
Bay Tavşan'a bakın.
Bir türlü yerinizde durmuyorsunuz değil mi?
Siz de öyle
Sana söz veriyorum kadın ve bebeğin yerini söylersen hayatını bağışlayacağım.
- Unut bunu.
Tanrım.
Seni kim eğitti?
NSA
Kara
Operasyoncular?
CIA?
Ordu?
Her kimse, görünüşe bakılırsa, hedefinden
şaşmamışsın.
Bu bir şey mi, bir de kara adımı yazarken
görmelisin.
Patronum yanımda ve senin yalnız kovboy
olduğunu düşünüyor.
Ama benim kimliğinle ilgili daha iyi bir
fikrim var.
Karının ve çocuğunun nasıl öldürüldüğünü
öğrendim.
Tanrım, ne trajedi!
Adamın biri hamburgerciye giriyor ve etrafa
ateş etmeye başlıyor.
Tanrım, ne korkunç.
Karın ve çocuğunda orada ve keyifle tavuk
ızgara yiyorlar.
Sorun nedir, hikayem hoşuna gitmedi mi?
O halde neden bir tane anlatmıyorsun?
Çocuk hikayesi olsun lütfen.
Buldum!
En sevdiğimi anlat.
Bebekle ilgili olanı anlat.
Belki sonra sizi uyuturken anlatırım.
Yürüyün, yürüyün!
Yeni yasa değişikliğiyle ilgili ne
düşünüyorsun?
Cehenneme git!
Pekala ahbap, at silahını!
Sence onu yakaladık mı?
Lanet olsun, Smith!
Bebeğimizi kimin öldürmeye çalıştığını
öğrendim.
Kim?
Hammerson diye biri.
Ağzında gümüş kaşıkla dünyaya gelmiş.
Hammer Silah Şirketi Babasından miras kalmış
ve milyon dolarlar değerinde silah
üretimi yapıyor.
Peki kimin Oliver'ın iliğine ihtiyacı olduğu
konusunda bir fikrin oldu mu?
Hayır.
Tamam, küçük Oliver.
Lanet olsun.
Bu o.
Senatör Rutledge.
SİLAH KONTROLÜ ZAFERE GİDEN YOLUN ANAHTARIDIR
Eğer
Başkan seçilirse, Hammerson'ın işini zora sokacaktır.
Çok mantıklı ama nasıl emin olabiliyorsun?
Bay İşbitirici, telefonda iyi bebek
bakıcıları dedi.
Gizli servis VIP'lerin bakıcılarını koruyan
ajanları arıyor.
Bu o, Senatör Rutledge.
Bebeğe ihtiyacı olan o.
O halde bu adamı bulursak, güvende oluruz.
Bu iş biter.
Sen delirdin mi?
Bunu yaparsak, Hammerson ve bütün Amerikan
hükümetini peşimize takarız.
Bence ikiniz de şehirden gitmelisiniz.
Cevapları bulana kadar asla güvende
olmayacaksınız.
Trenleri, otobüs duraklarını ve
havaalanlarını izleyecekler.
O yüzden şehirden gitmenin en güvenli yolu
bu.
Neler olduğunu öğreneceğim ve sorun
çıkmazsa otobüse binmeden sizi
bulacağım.
Peki ya biz gitmeden önce, yanımıza
gelemezsen?
Nerede ineceğim?
Bence bunu bilmesem çok daha iyi olur.
- Ne?
- Güven bana.
Öğrenmemeliyim.
Smith, sence bu gerçekten işe yarayacak mı?
Sen plana sadık kalırsan, her şey yolunda
gidecek.
Koş!
Emniyet kemerinizi taktığınız için
teşekkürler.
Bu da ne böyle?
Aman Tanrım, bu manyakça.
Hasta ruhlu aşağılık herif!
Pislik herif bizi yine enayi yerine koydu!
Gitme vakti geldi, ufaklık.
Senatör Rutledge'ı her kim koruyorsa bana onu
bağlayın.
Ona "Bebekli bir adam arıyor"
deyin.
Alo, Smith sen misin?
Bebek kuluçka merkezini çok iyi örtbas
etmişsin.
Olay hakkında tek bir kelime edilmedi.
Ancak Washington'dakilerin böyle bir gücü
vardır.
Bak Smith, seninle aynı taraftayız.
Dinle şimdi, bunu kolay ya da zor yoldan
halledebiliriz.
Senatör ile görüşmek istiyorum.
Pekala.
O da seninle görüşmek istiyor.
Kuzey Carolina'ya gidiyor.
Ana seçimlere 3 gün kaldı.
Uçağa onunla binebilirsin.
7 numaralı pist, 2 saat sonra.
Hoşlanmadığım bir şey görürsem, bu işi
hepinizin tepesine yıkarım.
İçeride ne yapıyordun?
Silahımı temizliyordum.
Sahi mi?
Bak biz asla seni öldürmeye çalışmıyorduk.
Teslim olman için korkutmaya çalışıyorduk.
Düzgün ateş edemiyorum demenin bir yolu da bu
tabii.
Son ankete göre Senatör Rutledge gelecek
haftaki süper Salı'nın Demokrat lideri
olmaya devam ediyor.
Rakibinden en az 27 puan ile önde gittiği
görülen Senatörün Salı günkü seçimlerden Sana hayatımı borçluyum.
Demek bütün o fahişeleri becerdiğin yer
burası.
Hakkında çok şey duydum.
Televizyonda çok daha iyi görünüyorsun.
Evet, şaşırtıcı değil mi?
Makyaj insanı nasıl değiştiriyor.
Ve bir sürü morfin.
Yani taşları yerine oturttun demek.
Çok zekice, Bay Smith.
Çok zekice.
- Çok basit.
Başkanlık için Demokrat kanadın adayı sensin
ve kapsamlı silah kontrolü teklifin
yanlış insanları kızdırıyor.
Evet, şimdiden kızıyorlarsa, başkan seçilince
neler yapacaklar.
O kadar çok silah lobimiz oldu ki en az o
kadar komisyon kurmak zorunda kalacak
gibiyiz.
Belki o zaman ilk yılda bütçemizi
onaylatabiliriz.
Maalesef, sen hastasın ve silah Nazi'leri
bunu öğrendi.
Bebek çiftliğini buldular ve işte!
Problem çözüldü.
Seni
bebekleri öldürmekten indirecekler.
Doğru.
Peki kurtarıcım nerede?
- Aman Tanrım!
- Silah!
Sakin ol, sakin ol!
En çok neden tiksinirim biliyor musun?
- Yalancılardan.
- Ne yaptığını sanıyorsun?
Hammerson ile anlaşma yaptın.
- Hayır, delisin sen.
- Öyle mi?
Onunla yatağa girdiğin zaman köpeğin de
yanınızda yatmasına izin veriyorsun.
Pantolonundaki köpek tüylerine bakarak, yaşlı
Düşes'in seni sevdiğini söyleyebilirim.
Neden bahsettiğini bilmiyorum.
Ofisindeyken telefon hattını kontrol et,
Rutledge.
Tabi bir daha oraya gidebilirse.
Bir de neden tiksinirim biliyor musun?
İki yüzlülerden.
Ve en büyük iki yüzlü sensin.
Davayı sattığı için onu suçlayabilir misin?
Bebeği bulmak için düzenlediği operasyon en
baştan başarısızlığa mahkumdu.
Anlayacağın, Rutledge bizi aradı ve
gerçekleşebileceğini rüyada bile
göremeyeceğimiz bir teklif yaptı.
Hayatı karşılığında Senatör haklarımızı
koruyacağına söz verdi.
Uzilerinizi alıp geyik avına gitme hakkı.
Hadi ama, Smith.
Yapma.
İnsanları silahlar öldürmez.
Ama yardımcı olurlar.
Geri çekilin!
Geri çekilin.
Geri çekilin yoksa onu öldürürüm.
Lütfen.
Yapmak zorundaydım.
Ölmek istemiyorum.
Başkan olmak zorundaydım.
Evet, bütün özelliklere sahipsin.
Kendi
çıkarlarını halktan önce tutmak.
Başka alanlarda hala çok iyi şeyler
yapabilirim.
Halkın karşısına nasıl çıkacaksın?
Ama bu anayasaya aykırı değil.
Doğru!
Geri çekilin!
Geri gidin!
Düşünce tarzlarını sonunda haklı buldum.
Haklı mı buldun?
Çoktan ikna olmuştun zaten.
Dur, sana bir nasihat vereyim.
Asla kar peşinde koşan birine güvenme, açık
ve net.
Onlar kötü adamlardır.
Hadi Smith, aptallık etme.
Oyun bitti.
Zarı attın, sen kaybettin.
Bırak onu, Smith!
Kaçacak yer yok!
Benim için olmayabilir ama kadın ve çocuk
için var.
Rutledge'ı öldürürsem kimse onları bulmak
istemeyecektir.
Onlar kurtulacak.
Senin ölümün, Rutledge, halkın öfkesine yol
açacak ve önerilerin için gereken
desteği sağlayacak.
Meclisteki sempatizanların oyları, senin
silah karşıtı tasarının büyük bir hızla
yasalaşmasını sağlayacak.
Ve mirasın yaşayacak.
Bunu yapma!
Yap o halde.
Onurumu yeniden kazanmama ve ölümümü Aşağılık herif.
Aşağılık herif!
Lanet olsun!
Kımıldama, Bay Kahraman.
Şu an konuşamam, hayatım.
Önemli bir işin ortasındayım.
Hoşçakal.
Merak etme, Düşes.
Bu senin başına gelmeyecek.
Daha birkaç yılın var.
Vay canına.
Aramızdan biri akıllı, diğeri de aptal
olmalı.
İşe bakılırsa sonunda yerleri değiştirdik gibi görünüyor, değil mi
dostum?
Elbette öyle.
Hayat döngüsü.
Bir aptalın hayat döngüsü.
Konuşma tarzın çok garip.
Şimdi
senden kadın ile çocuğun nerede olduğunu söylemeni istiyorum.
Söyle, yoksa sana büyük acılar çektirmek
zorunda kalacağım.
İnan bana sürekli karşıma geçip zırvalamanı
dinlemekten daha acı verici olamaz.
Tekrar soruyorum kadın ve çocuk nerede?
Bu parmağını son kullanışın olacak.
Duymak istediğim şeyi söyle.
Acının kesilmesi senin elinde.
Bunu neden yapıyorsun?
Bu iş bitti.
Yakında bitecek, evet.
Aslında sana teşekkür etmeliyim.
Geçenlerde sayende daha büyük bir kontrat
imzaladım.
Yani, sadece Hammerson'ın parasına güvenecek
değildim ya!
Yine ne zırvalayıp duruyorsun?
Gerçekten de beni işe alan insanların, durumu
kabul edip senin küçük senatörü öldürme
numaran boyun eğeceklerini mi sandın?
Bütün bu olanları örtbas etmeyi
başaramayacaksın.
Öyle mi?
Haberleri duymadın mı?
Senatörün uçağı bugün East River'a düştü.
Senatör Rutledge'ın cesedini hiçbir yerde
bulamadılar.
Yani ben, seni ve kadını susturduğumda örtbas
etme işi tamamlanacak.
O yüzden sana tekrar soruyorum çocuk ve kadın
nerede?
Ben senin parmağını nasıl kırardım, biliyor
musun?
Bunu bana oğlum anlatmıştı.
Burnuma vuracaksın.
Popona tekmeyi basacağım!
Çok komiksin.
Bu esprini başparmağınla ödüllendiriyorum!
Peki ya gitmeden bize ulaşamazsan?
Bütün hikayeni biliyorum.
Restorana girip çılgınca ateş edip duran şu
adam babandan sana kalan küçük silah
dükkanına gelmişti.
Karın ve oğlunun nasıl öldürüldüğünü
öğrendim.
O adama bir çift av tüfeği satmıştın.
Av tüfekleri karını ve oğlunu öldüren av
tüfekleri.
Sana söylemeyeceğim lanet olası pislik.
Neredesin, Smith?
Vay canına.
Sanırım biraz daha rahatsız edici bir şey
gerekecek.
İşte bu.
Silahlar harika şeyler değil mi, Hammerson?
Şimdi kimmiş delikanlı?
Evet, aptal Bob.
Kesinlikle zevk aldım.
Ama yollarımızı ayırmadan önce bana şunu
söyle.
Ben ölsem de hakkında doğru bilgi edinmişim,
değil mi?
Bir daha söylesene?
Dedim ki, ben ölsem Dur.
Bu kısmı doğru öğrenmişsin.
Karın arıyor.
Merhaba hayatım.
Beni terk ediyor.
En çok neden nefret ederim biliyor musun?
Hayatta en çok elinde silah olan
korkaklardan nefret ederim.
Dedektifler bugün Senatör Rutledge'ın
cesedini buldu.
Dedektifler bugün Senatör Rutledge'ın
cesedini buldu.
FBI, onları cesede isimsiz bir ipucunun
götürdüğünü belirtti.
Merak etme, ufaklık.
Annen çalışırken bir yandan da sana bakacak.
Oliver.
Merhaba.
Nerede kaldın?
Pekala, bu bir soygundur!
Çekmeceyi boşalt, hemen.
Kimse kıpırdamasın!
Boşalt yoksa beynini dağıtırım!
Sana kıpırdama dedi.
Yani kalçanı bile sıkmayacaksın demektir bu!
Doğru.
Kimse sıkmazsa kimse de ölmez.
O yüzden kıpırdamayın.
- Burada oyun oynamıyoruz.
Hadi!
Neden nefret ederim biliyor musunuz?
Çeneni kapa ve bunun üstüne otur, pislik.
Doğru!
Onu duydun!
||
« Prev Post
Next Post »