Print Friendly and PDF

Translate

La oscuridad de La Luz del Mundo (2023) Bir kilisenin Karanlık yüzü

|

 


Yönetmen:

Carlos Perez Osorio 

Senaryo:

Carlos Perez Osorio 

Ülke:

Meksika Meksika

Tür:

Belgesel, Suç

Rating:

5.0

Vizyon Tarihi:

28 Eylül 2023

Dil:

İspanyolca, İngilizce

Müzik:

Tomás Barreiro           

 

Oyuncular

    Elias Argentiere

    Naasón Joaquín  García

Tüm Kadro      

Özet

La Luz del Mundo kilisesinin lideri ve kendini "İsa Mesih'in Havarisi" ilan eden Naasón Joaquín García, 2019 yılında ABD'de 26 suçtan tutuklandı. Bunların arasında insan kaçakçılığı, tecavüz ve çocuk pornografisi suçları bulunmaktaydı. Bu haber, skandalı ortaya çıkaran ve adalet arayışındaki pek çok kişi ile liderlerini körü körüne savunan müritler arasında uzun tartışmalara sebep oldu. Olayı kilisenin eski ve yeni üyelerinin bakış açısından samimi bir şekilde ortaya koyan bu belgeselde, dini sömüren yetkilileri ihbar etmeye karar veren ve inandıkları şeyleri geride bırakarak bir zamanlar onlara çok şey ifade eden güçlü liderin ve kilisenin karşısına dikilen kadınların tanıklıkları ilk kez duyulacak.

ALTYAZI

BU BELGESEL CİNSEL ŞİDDETE DAİR ÇARPICI GÖRÜNTÜLER İÇERİR BAZI İZLEYİCİLER RAHATSIZ OLABİLİR Buluta doğru baktım Ve o bulut yavaş yavaş bana doğru yaklaşmaya başladı.

O bulutun içinden, üstünde parlak giysisiyle Tanrı'nın meshedilmiş kulunun Dışarı çıktığını gördüm.

 

Emin olmak için yanına yaklaştım Ve onu gördüğümde bir sesin bana şöyle dediğini duydum, "Naasón, Benim seçilmiş kulumdur.

" Hiçbir zaman yalnız değildiniz!

 Hayır!

 Sadece kısa bir ara verilmişti.

 Ama artık benim zamanım geldi.

 Artık özgürce diyebilirim.

 

Naasón Joaquín García, Yaşayan Tanrı'nın hizmetkârı Ve İsa Mesih'in havarisidir!

 Bugün kendini gösterdi!

 

Sizin merhametinizle bugün ilan edildi!

 Herkes ona uzanıyor, ona sarılmak, ona dokunmak istiyordu.

 Hepsi bir rüya gibiydi.

 Onu kurtarıcımız olarak kabul etmiştik.

 Yerine tam oturmayan bir şeyler olduğunu hissediyordum, çünkü onun nasıl bir erkek olduğunu biliyordum.

 Kendimi en güvende hissettiğim yerin en korkunç şeyleri yaşayacağım ve beni paramparça edecek yer olacağı hiç aklıma gelmemişti.

 Dios Vivo Kilisesi'ne ve Hermosa Vilayeti'ne Hoş geldiniz!

 Organizasyonun kendi verilerine göre Kilise'nin 58 ülkede beş milyonu aşkın müridi Ve 15 bini aşkın tapınağı var.

 Binlerce kişi vaftiz sularıyla yıkandı.

 

Bu, son 50 yıl içinde gerçekleşmiş en büyük dinî olgu.

 Kaliforniya savcıları, tarikat liderine cinsel istismardan soruşturma açtı.

 

La Luz del Mundo Kilisesi'nin lideri, Reşit olmayan çocuklara tecavüzden ve çocuk pornografisiden tutuklandı.

 Kaliforniya başsavcısı Xavier Becerra,

García ve diğer sanıklar hakkında çeşitli suçlamalar getirileceğini söyledi.

 

Resmî dosyada isimsiz beş mağdurun ifadeleri de yer alıyor.

 Bu rolü ona Tanrı vermiştir ve geri alınamaz.

 

Bu yüzden kilisenin lideri olmaya devam edecektir.

 

LA LUZ DEL MUNDO: BİR KİLİSENİN KARANLIK YÜZÜ Bana Tanrı'nın hizmetkârını hatırlatan her şey, benim için bir lütuftu.

 Özellikle, havari Samuel'le ilgili, ya da havari Nason'la ilgili olan şeyler benim için bir lütuftu.

 

Şöyle düşünüyordum, gelecekte, kendimi kötü hissettiğim günlerde ya da zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldığım dönemlerde, bu hatıralara ve

anılara geri dönebilecek ve kutsanmış olduğumu hissedecektim.

 

Bu kadar çok değer verdiğim, hayatımın en önemli anlarından oluşan o anıların, bir gün savcılar tarafından kanıt olarak kullanıcağı ve İsa Mesih'in havarisi

tarafından cinsel istismara uğradığımın kanıtı olarak mahkemeye sunulacağı aklımın

ucundan bile geçmemişti.

 "İsimsiz Mağdur", mahkeme sürecinde ve sonrasında adının açıklanmasını istemeyen kadın mağdurlar için gerçek adlarının yerine kullanılan isimdir.

 Bizler, La Luz del Mundo Kilisesi'nin şu anki lideri ve havarisi olan Naasón Joaquín García'ya karşı suçlamada bulunan beş isimsiz mağduruz.

 Her birimiz maruz kaldığımız cinsel istismar yüzünden davacı olduk.

 Bana olanların başkalarına da olmasını istemiyorum.

 Özellikle de hepsi Tanrı'nın adı kullanılarak yapıldığı için.

 Çünkü biz ona sığınıyoruz.

 Havari, La Luz del Mundo Kilisesinde en önemli kişi olarak görülür.

 Bütün doktrinler, bütün öğretiler doğrudan havarilerden gelir.

 Bugüne kadar üç havari oldu.

 İsa Mesih'in havarisi Aarón, İsa Mesih'in havarisi Samuel ve İsa Mesih'in havarisi Naasón.

 Hepsi üç nesli ediyor.

 Büyükbaba, baba ve oğul.

 Havari olmadan hiçbir şey olmaz.

 Havari olmadan kilise de, doktrin de, kurtuluş da olamaz.

 O yeryüzündeki Tanrı olur.

 Başka bir deyişle, havari, La Luz del Mundo Kilisesi için vazgeçilmezdir.

 Aarón Joaquín, ya da gerçek adıyla Eusebius Joaquín, 1926 yılında Tanrı'dan doğrudan bir mesaj aldığını iddia etmişti.

 İlk kilise zamanında İsa'nın havarilerini ilan edişinde olduğu gibi, o da özel bir imtiyaz elde ederek havariliğe çağrılmıştı.

 

Aarón'un çok sayıda çocuğu vardı.

 Ve onlardan biri benim büyükbabamdı.

 Bu

yüzden çocukluğum büyük büyükbabamın kiliseyi nasıl kurduğuyla ilgili hikâyeleri dinleyerek geçmişti.

 Guadalajara Meksika'nın en koyu Katolik şehirlerinden biridir.

 Bu yüzden orada Protestan ve Evanjelik kiliselere pek tolerans gösterilmez.

 Cristero Savaşı insanların zihinlerinde hâlâ tazeydi.

 Farklı bir İncil'e inanan ya da dua edenler gözlem altına alınıyor, soruşturuluyor, hoşgörüsüzlükle karşılaşıyor, hatta zulme uğruyorlardı.

 Bu onu müritleriyle yerleşebileceği bir yer aramaya zorladı.

 Yaşanılan bölgedeki herkesin kilisenin cemaati olduğu bir dünya hayal ediyordu.

 HERMOSA VİLAYETİ, GUADALAJARA Meksika'da, La Luz del Mundo Kilisesi'nin müritleri, Tapınaklarda toplanarak Liderleri Naasón Joaquín García'nın tutuklanmasının ardından dua etti.

 Kilisenin uluslararası merkezi, Hermosa Provincia vilayetinde yer alıyor.

 Cuma günü kilisenin müritleri, ABD'de pedofili suçlamasıyla tutuklanan liderlerini savundular.

 Kilise büyümeye devam ediyor, yeni tapınaklar inşa ediliyor, vaftiz ayinleri sürüyor.

 Hâlâ genişliyor, hâlâ yeni misyonerler görevlendiriyor.

 Adaletin yerini bulacağına ve Tanrı'nın bu sevgili kulunun özgür kalacağına inanıyoruz.

 Tanrı, Rab'bin yüceliği için herkesi dinler.

 Tanrı, onun kutsal tapınağındadır, der kutsal kitap.

 Peki, Tanrı'nın bizi dinlediğini nasıl anlarız?

 Çünkü, diz çöktüğümüz zaman  İnsanlar dedikodu yapar ve asılsız suçlamalarda bulunurlar, ama size kendi tecrübelerime dayanak söyleyebilirim, ben o insanda dürüstlükten başka bir şey görmedim.

 Biz, kime iman ettiğimizi biliyoruz.

 Bizimle aynı inancı paylaşmayanlara söyleyeceğim tek şey, inancımızı çabamızla desteklediğimizdir.

 Rab'bimiz İsa Mesih bize şu altın öğüdü vermiştir: "Onları meyvelerinden tanıyacaksınız.

 Her

iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir.

" Bir gün bu belgeseli izleyecek olanları, biraz zaman ayırıp bizi tanımaya davet ediyorum.

 

Yaşayan Tanrı'nın Kilisesi'ne, Gerçeğin Direği ve Temeli'ne, Dünyanın Işığı'na hoş geldiniz.

 Bizler Rabb'imiz İsa Mesih tarafından kurulmuş olan İlk kilisenin yeniden doğuşuyuz.

 La Luz del Mundo Kilisesi'nin beş kıtaya yayılmış Tam 53 ülkede tapınakları Ve beş milyondan fazla sadık müridi var.

 La Luz del Mundo Kilisesi, sizleri bizi tanımaya davet ediyor.

 Hadi, durmayın.

 Doğru yerdesiniz.

 Sizin de zamanınız geldi.

 

YAŞAYAN TANRI'NIN KİLİSESİ

Orada bir tapınak var.

 

11 AĞUSTOS 1997 SAAT 11.

37 Ben kilise içinde doğdum.

 Yani, üçüncü nesil müridim.

 Çocukluğumdan beri kilisenin üyesi olduğumuz için hayatım hep onların arasında geçti.

 Nereye gittiler?

 Çocukluğumdan beri ailem beni Tanrının öğretisiyle, Tanrı yolunda yetiştirdi.

 Her zaman şu özdeyişin altını çizerlerdi.

 "Bir çocuğu alıp küçükten yetiştirirseniz, bu inanç artık çok derine işleyeceği için büyüdüğünde de o yoldan sapmaz.

" Bu yüzden Tanrı tarafından seçilmiş olmanın ayrıcalığına sahip olduğumu ve Tanrı'nın insanlarıyla birlikte olduğumu biliyordum.

 La Luz del Mundo doktrini bütün hayatımı ve yaptığım her şeyi etkiliyordu.

 Buna giydiklerim bile dâhildi.

 Ah, daha önce de bahsettiğim gibi, okuldayken her zaman uzun etek giyerdim ve erkekleri tahrik etmemek için hep uzun kollu giysileri tercih ederdim.

 Bize öğretilen buydu.

 Ben öyle büyüdüm.

 Benim için kilise hayatımdaki en önemli şeydi.

 Aslında, kilise benim hayatımdı.

 Los Angeles doğumluyum.

 Ailem de Los Angeles'lı.

 Annem ve babam tapınağı gördüklerinde çok etkilenmişlerdi.

 "Nedir bu?

 Bu farklı bir şey.

" demişlerdi.

 Öğretileri hoşlarına gitmişti.

 Bu yüzden, bütün hayatım kilise olmuştu.

 Kilise dışında hiçbir şey bilmiyordum.

 Başka hiçbir öğretiye maruz kalmadım.

 Okula giderdik, görevlerimizi yerine getirir, sonra ödevlerimizi yapardık.

 Hafta sonları ailemizle birlikte mutlu zamanlarımız olurdu.

 Dışarı çıkardık, plaja ya da bir doğum günü partisine giderdik.

 Her şey normaldi.

 Bize göre, yani, bizim yaşam biçimimize göre normal olan buydu.

 Bazen, havariye inanmadıkları için okuldaki çocuklarla tartıştığımı hatırlıyorum.

 O zaman onlara, "Havariye inanmadığınız için cehenneme gideceksiniz.

" derdim.

 

LA LUZ DEL MUNDO KİLİSESİ Beni kilisede herkes tanır.

 Ben koro şefiyim.

 Ayrıca Siloé hastanesi'nde Tanrı'nın hizmetkârı olarak doktorluk yaptım.

 Müzik yeteneğim aileden geliyor.

 Büyük büyükannem, büyükannem, annem, hepsi kilise korosunda ilahi okudular.

 Babam da bu yeteneğimi geliştirmeme yardımcı oldu.

 On bir yaşındaydım ve bir yetişkin korosuna şeflik yapıyordum.

 Anlayabilirseniz müzik ve şiir çok güçlüdür.

 Şarkılar, doktrine bağlılığınızı sağlama ve sadakat aşılama açısından çok etkilidir.

 Aslında, bize koronun papazlarla aynı seviyede olduğunu bile söylemişlerdi, çünkü şarkılarımız sayesinde, sesimiz aracılığıyla insanların ruhlarını kiliseye çekiyorduk.

 Onları büyülemek istiyorduk.

 Bize İncil'i inancın tek kanunu olarak kabul edip etmediğimizi sorarlardı ve biz de "Amen" derdik.

 Havarilik makamının Tanrı tarafından oluşturulduğuna inanıyor ve Tanrı'nın güvenip seçerek görevlendirdiği kişiyi yol göstericiniz olarak kabul ediyor musunuz?

 Tanrıya şükürler olsun, kardeşlerim.

 İlahi bir güç var.

 Hayatlarımız iyi yönde değişti.

 Büyük bir varlık ve refah dönemine girdik.

 Kutsal kitaba göre, vaftiz itaatin ilk adımıdır.

 Bu adımı atarak, Hristiyan kurallarına uymaya ve hayatlarını bu yönde değiştirmeye karar vermiş olurlar.

 Bu ölmek ve yeniden doğmak demektir.

 On dört yaşıma gelip kilisenin önüne çıktığımda, Tanrı'nın bana gösterdiği yolda, benim ilerlememi istediği şekilde ilerlemeye devam edeceğimi yeniden onaylamış oldum.

 Bu kilise içinde itaatin ilk adımıydı.

 Benim için çok özel bir gündü.

 Her şeye sıfırdan başlamaya benziyordu.

 Artık temiz ve saf olduğum için kendimi tamamen Tanrı'ya adayabilecektim.

 Bugün Vaftiz sularına girdim.

 Şu ana dek aldığım en iyi kararlardan biriydi Ve hepsi, vaftiz sularına girme yetkisi tanıyan havari sayesinde oldu.

 Ben doğduğum zaman İsa Mesih'in o zamanki havarisi Samuel'di.

 

SAAT 19.

37 24 OCAK 1995

Hepinize

Varlığınızla kendini gösteren sevgi için Havari'yi gördüğünüzde, o zamanlar bu kişi Samuel'di, onu en büyük otorite olarak görüyordunuz.

 Onun üstünde kimse yoktu.

 Bize açık ve net bir şekilde, Tanrı'nın Samuel'i havarisi olarak seçtiği söyleniyordu.

 Bu kadar.

 Bunu sorgulamak aklınızın ucundan bile geçecek olsa, bir şey otomatik olarak bunu düşünmenizi engelliyordu, çünkü sorgulamak bile günahtı.

 Tanrı'nın kararlarını sorgulayamazsınız.

 Tanrı'nın kendini gösterdiği gün, 9 Haziran 1964 tarihinde, öğleden sonraydı.

 Tanrı kendini gösterdi, herkes öğrendi.

 Tanrı, bize ilk kilisenin havarilerinde olduğu gibi İki gerçek havari gönderdi.

 Tanrı, Aarón kardeşimizle konuştu.

 - Bundan şüphemiz yok.

 - Evet!

 Peki, Samuel kardeşimiz?

 Sebebi akrabalık mı?

 - Hayır!

 - Öyleyse ne?

 - Sebebi vahiy.

 - Kimden gelen vahiy?

 Tanrı'dan!

 Samuel kardeş, havari Aarón'un en küçük oğullarından biriydi ve çocukluğundan beri Tanrı'nın kilisesine hizmet etme arzusunu içinde taşıyordu.

 Guadalajara'da, Hermosa Provincia'da doğmuş ve büyümüştü.

 Cemaate her zaman yakın olmuştu.

 Vaazlarını Morelos 2 ve Satmex 5 uyduları aracılığıyla yayınlamaya başlamıştı.

 Bunu ilk yapan o olmuştu, çünkü her zaman kiliseye yakın olmayı istemişti.

 Pek çok insana, kendilerini kiliseye koşulsuz adamaları için ilham verdi.

 İnsanlar onun her emrine itaat ederlerdi.

 Ben hiçbir zaman koşulsuzluk mektubu vermedim, ancak, bana koşulsuz müritlerden gibi davranır, öyleymişim gibi emirler verirdi.

 Örneğin, bir genç olarak evleneceğim kızı kendim seçemiyordum, hangi şehirde yaşayacağıma karar veremiyordum.

 Koşulsuz müritler için her şeye o karar veriyordu.

 Samuel Joaquín 'in evlenmeme karar verdiğini bana yedi gün kala söylediler.

 O zaman ben de diğer dört koşulsuz müritle aynı anda evlendim.

 Bizi tapınağa çağırdılar ve papaz tek tek adımızı okumaya başladı.

 "Bay ve Bayan şu, Bay ve Bayan bu, öne çıksınlar.

" diye.

 Karımla daha önce hiç karşılaşmamıştım.

 Havarinin Tanrı'nın bilgeliğini taşıdığına ve hayatımızı birlikte geçireceğimiz kadını seçecek yetkiye sahip olduğuna inanıyorduk ve kabul ettik.

 Bugün evlenen genç çiftlere sesleniyorum, Tanrı'nın lütfu her zaman üzerinizde olsun.

 Tanrı sizi korusun.

 Samuel Joaquín yeni bir tapınak yapılması gerektiğini düşünüyordu.

 

Tapınak için tasarımı gönüllülerle birlikte koordine etme işiyle beni görevlendirdi.

 Bir birlik duygusu vardı.

 İnsanlar buna Tanrı'nın tapınağını yapıyoruz gözüyle bakıyorlardı.

 Her hafta tapınağın inşaası için özel bir adak adanıyordu.

 Müritler de inşaatta çalışıyorlardı ve kendilerini bütün sürecin bir parçası olarak hissediyorlardı.

 Sadece paralarını değil, emeklerini de bağışlıyorlardı.

 İnsanların bu şekilde bir araya gelmiş olmalarıyla ve başardıklarıyla gerçekten büyük bir gurur duyuyorum.

 Tapınağın içine girdiğinizde, bütün o renkleri ve ışığı gördüğünüzde, silkelenip kendinize geliyorsunuz.

 Tanrı'nın huzurunda ne kadar küçük olduğunuzu hissediyorsunuz.

 Tapınak, halkın gözünde La Luz del Mundo'yu temsil eden bir varlık olmuştu.

 Onu özel yapan şey buydu.

 Yükselen iki sütun üzerinde iki insan gövdesi durur.

 Biri Aarón'u temsil eder, diğeri de Samuel Joaquín'i.

 Ve birlikte, Tanrının onları seçmiş olduğunu simgeleyen filizlenmiş bir badem ağacı dalını tutmaktadırlar.

 Buradasın, çünkü bir havari var.

 Senin için dua ediyor.

 Ailen için dua ediyor.

 Masanda yiyecek ekmeğin varsa, başının üstünde bir çatı varsa, bu annen ve baban çok çalıştıkları için değil, Havari sizin adınıza dua ettiği için.

 Bu yüzden eve girer girmez, havarinin dev bir posteriyle karşılaşıyordunuz.

 Bu, Samuel'in takım elbise giymiş, gülümsediği bir fotoğrafıydı.

 Hep aynı tür fotoğraf olurdu.

 Samuel'in fotoğrafını ne zaman görsem, hissettiğim şey sevgi olurdu.

 Çünkü çocukluğumda bildiğim tek şey buydu.

 O benim babamdı.

 Hatta biyolojik babamdan bile fazla babamdı.

 O benim kurtuluşumu garanti edecek olan babamdı.

 Kendini üzgün hissettiğinde fotoğrafına bakardın ve Tanrının hizmetkârının senin için dua ettiğini düşünürdün.

 Bu, birinin seni sevdiğinin, seni koruduğunun

hatırlatılışıydı.

 Onun sayesinde yaşıyordun ve onun sayesinde kurtuluşuna ulaşmıştın.

 Bu yüzden içinde bir umut taşıyordun.

 Hepsini ona borçluyduk.

 İnsanlar Beatles'ı gördüklerinde ağlarlardı.

 Ya da bir hayranı için Michael Jacksonn'a dokunmak hayatının en önemli tecrübesi sayılırdı.

 Bu daha fazlasıydı, çünkü aynı şeyi hissediyordunuz, ama cennete bir adım daha yakındınız.

 Çünkü karşımızdaki kişi bütün dünya üzerindeki en özel insandı.

 Ben ona aittim.

 O benim her şeyimdi.

 Havari, insanlık için yaptığı bütün işler yüzünden, dinlenmek zorundaydı ve dinlenmek için Los Angeles'a gelirdi.

 Los Angeles'daki bütün üyeler buraya vaaz vermeye değil, dinlenmeye geldiğini bilirdi.

 Böyle bir evi idare etmek için çok sayıda insana ihtiyaç olur.

 Çocukluğumda bunları

gördüğümü hatırlıyorum.

 Elbette bunun parçası olmak istemiştim, çünkü bu bir

lütuftu.

 Havari'ye yakın olabilecektim.

 On dört yaşlarındayken başladığımda, tam da masalara servis yapacak kızları aradıkları yaştaydım ve katılmamı o zaman istemişlerdi.

 Sonunda beni çağırdıklarında kilisede koronun şefliğini yapıyordum.

 Alethea, Tanrı'nın hizmetkârı seni istedi," dediler.

 Oh, bütün dünyam değişmişti.

 "Havari seni çok güzel bulduğunu söyledi.

 Böyle bir lütuf herkese nasip olmaz.

 Ama bunu hiç kimseye söylememelisin.

" dediler.

 Kutsanmıştık.

 Biliyorum, bu kelimeyi çok kullanıyorum, ama zaten çok kullanılıyordu.

 "Sen kutsandın.

 Sen Havari'ye hizmet etmek için seçildin ve hizmet etmekten kasıt her şeydi.

" Havari ziyarete geldiğinde, neredeyse bir hafta boyunca her gün geceli gündüzlü çalışırdık.

 Havari'nin ailesiyle birlikte yediği her yemek, bir düğün yemeği gibi beş çeşitten oluşurdu.

 Her gün, kahvaltıda sadece sıradan bir meyve tabağı sunulmazdı, ayrıca incelikli bir tasarım da olmalıydı.

 Bazen bir balina, bazen bir gemi, bazen Eiffel Kulesi olurdu.

 Yani, eğer tema Paris'se, o zaman meyve de eyfel kulesi olurdu.

 O kadar büyük bir savurganlıktı.

 Başlarda, ona sadece temel şeyleri sunacağınızı söylenmişti.

 Bilirsiniz, yemeği, eğlencesi, bazen dans da ederdik.

 Bunu okul konseri gibi düşünebilirsiniz.

 O tür danslardı.

 Tahrik edici, seksi ya da aşırıya kaçan şeyler değildi.

 Hayır, hayır, hayır, sadece masum şeylerdi.

 Sadece havariye iyi vakit geçirtmek, rahatlamasını sağlamak içindi.

 Ama bundan sonraki aşama için kızları özenle seçerlerdi, çünkü bu özel bir gruptu.

 Rosy Sosa, Samuel'in o zamanki ilk özel sekreteriydi.

 Bana geldi ve "Havari senden bir şey istiyor.

" dedi.

 Aklımdan şöyle geçirdim, "Ona kahvesini verdim, masaj yaptım.

 Başka ne istiyor olabilir?

" "Hayır, bir hediye istiyor.

" "Ben Tanrı'nın hizmetkârına değerli neyimi verebilirim?

" Diye düşündüm.

 Kısa süre sonra beni çağırdı ve benden geceyi orada geçirmemi istedi.

 Bana "Bu gece için hazır mısın?

" Diye sordu.

 "Hazırım," dedim.

 "Odaya gizlice gir.

 Seni kimse görmesin ve bekle.

" Ne olduğunu bilmezsiniz.

 Sadece beklersiniz ve o geldikten sonra yaşanan her şey bulanıktır.

 Ama Rosy'nin eline bir mendil aldığını, kanı sildiğini ve ona gösterdiğini hatırlıyorum.

 Sonra katlayıp kaldırmıştı.

 İlk tecrübem buydu.

 Bir kadın görüyorum.

 Oldukça güzel.

 Genç, güzel bir kız.

 Ama bendeki en güzel şey kalbimde taşıdığım şeydi.

 O şeyi hâlâ kalbimde taşıyorum.

 Bunu benden hiç kimse alamaz.

 Bunu benden asla alamazlar.

 Bu fotoğrafta, Samuel Joaquín Flores'le ilk cinsel tecrübemi çoktan yaşamıştım.

 Sanırım o zaman on altı yaşındaydım.

 Evlenip taşınmaya karar verdim.

 Bu şekilde aforoz edilmeye tek başıma katlanmamış olacaktım.

 Babamın, annemin, kardeşlerimin beni reddedişlerini tek başıma yaşamayacaktım.

 Evleneceğim demiştim.

 Evlenip José'yle bir yuva kuracağım için çok heyecanlıydım.

 Temiz, saygılı, güzel bir sevgililik dönemimiz olmuştu.

 Sonra ilk kızıma hamile kaldım.

 Kızıma baktığımda kendi kendime şöyle demiştim.

 "Kızımın da bunu yaşamasını istemiyorum.

 Kesinlikle.

" Ve kiliseye gitmeyi bıraktım.

 Uzun eteklerimi giymeye devam ediyordum.

 Adım José Guerrero.

 İkimiz on yedi yıl evli kaldık.

 La Luz del Mundo Kilisesi'nde tanıştığımızda henüz çok gençtik.

 Koşulsuz kendini adama belgesini imzalamak üzereydik.

 Benimle işte o zaman konuştu.

 "Gel.

" dedi, "Otur ve dinle.

" O zamana kadar rol yapabilmiştim.

 Uzun etek giyiyor, bazen kiliseye gidiyordum, ama koşulsuz bağlılık demek, koşulsuz olacak demekti.

 Yani demek istediğim, bütün hayatını kiliseye vermeliydin.

 Kilisenin başındaki kişi de Samuel'di.

 O zamanlar koşulsuz bağlılık belgesi imzalayanların çocukları da  Samuel'in malı oluyordu.

 "Sana kiliseye neden gitmediğimle ilgili gerçeği söyleyeceğim," dedim.

 "Hatırlıyor musun, bir gün beni görmeye gelmiştin ve sana konuşamayacağımızı, çünkü o gece Rahibe Carmen Rodríguez'le kalacağımı söylemiştim.

" "Evet, rahibe Carmen Rodríguez'in yanına kalmaya gittim, ama bizi gece yarısı uyandırdılar ve sonra o şey oldu.

" "Dansa gittiğim günü hatırlıyor musun?

 Gerçekten dans ettim, ama çıplaktı.

" İlk tepkim elbette büyük bir öfke oldu.

 Çok fazla soru oluşmuştu.

 Her şeyi öğrenmek istiyordum.

 Karem'in evine gittik ve oturup ailesiyle konuştuk.

 Babası büyük tepki gösterdi.

 En basit ifadeyle, bize hatalı olduğumuzu söyledi.

 "Bak, Karem!

 Aptalca davranmayı bırak.

 İncil, biz günahkârlar için yazıldı.

 O bir aziz ve o asla günah işlemez.

" "Gel, haydi, içindeki şeytanı çıkarmak için birlikte dua edelim.

" "Ve kiliseye dönmeyecek olursan, bir ailen olduğunu unutabilirsin.

 Bizim gözümüzde ölüden bir farkın kalmaz" dediler.

 Şu anda gündemde, La Luz del Mundo Kilisesi'nin bazı üyelerinin Liderlerinin yönlendirmesiyle

İntihar etmiş olabileceği yönünde bir tartışma var.

 

Şüphesiz bir dinî grup olan La Luz del Mundo'nun üyeleri,

Genelde inançlarını özgürce yaşama hakkına sahip olan saygın insanlardır.

 Bazıları çok iyi insanlar.

 Ancak içlerinde tarikatın öğretilerine Fanatik denecek derecede bağlı olanlar da var.

 Liderleri Kardeş Samuel Joaquín'i idolleştiriyor Bir yanıt bulma arayışımız sürerken televizyonda bir haber programına rastladık.

 Azteka kanalında yayınlanıyordu.

 Bir ilahiyatçıyı konuk etmişlerdi ve ona Meksika'da, intiharı teşvik etmeye yönelik faaliyet gösteren bir kilise ya da tarikat olup olmadığını soruyorlardı.

 O zamanlar yerel medyayla aramız iyiydi.

 Guadalajara basını, sık sık beni arayıp bana intiharın teşvik edildiği yönündeki söylentilerin doğru olup olmadığını sorarlardı.

 Ve ben de hep kiliseyi savunurdum.

 Öyle ki, sonunda haber, Ricardo Rocha'nın programında ulusal yayına kadar ulaştı.

 

Son zamanların şüphesiz en şoke edici Ve en karmaşık sosyopolitik ve dinî olgularından birinin hikâyesinde Hepimiz ekip olarak kilisenin pozisyonunu korumaya gittik, ama röportaja girmeden önce "Sizi bir konuda uyarmamız gerek.

" dediler.

 "Bu gece sadece intihar eğilimi konusunu konuşmayacağız, ayrıca liderinizi cinsel istismarla suçlayan birkaç kişinin, daha doğrusu bir grup insana da mikrofon uzatacağız.

" Elbette şaşırmıştık, buna hazırlıklı değildik.

 

La Luz del Mundo.

 Lideri Samuel Joaquín hakkında yeni suçlamalar gün yüzüne çıktı.

 İlk kez biri, La Luz del Mundo Kilisesi içinde gerçekleşen istismarı ulusal ölçekte alenen duyurmaya cesaret etmişti.

 

Mağdurlarını gözüne takılan kızlar arasından seçer

Ve çocukluklarından başlayarak onları hazırlar.

 

Sonunda beni de evine davet etti ve benden onu yıkamamı istedi.

 

Biz İsrailoğullarıydık ve o da kralımızdı.

 

Bu yüzden genç kızlar onu yıkamalı ve ona güzel kokular sürmeliydi.

 

Bana sık sık benim babam olduğunu söylerdi.

 

Biyolojik babam olmasa da beni cennete o götürecekti.

 Başta bu kadınların yalancı ve iftiracı olduklarını söyledim.

 Sadece onlar da değildi, suçlamalara katılan iki adam da onlar gibi yalancıydı.

 

16 Yaşımdayken

Cinsel istismara uğradım.

 

- Sizi kim istismar etti?

 - Kilisenin lideri Samuel Joaquín Flores.

 Meksika'da İç İşleri Bakanlığı Diyanet Genel Müdürlüğüne

La Luz del Mundo'nun dokuz eski üyesi şikâyette bulundu.

 O zaman içimde şüphe uyanmaya başladı.

 Bu şey gerçek miydi, yoksa sadece Katolik kilisesinin, rahipler sınıfının ve kilisenin düşmanlarının bir uydurması mıydı?

 Hepsi burada.

 Polis raporunun tamamı.

 Bu bizim Guadalahara'da dosyaladığımız rapor.

 Tek yaptıkları hiçbir açıklama olmadan raporları bize vermek oldu.

 Bu polise bir şikâyette bulunulduğunun kanıtı.

 Aynı konuda başka şikâyetler de vardı.

 Onlar da ciddiye alınmamıştı.

 Hasır altı edilmişlerdi.

 Hiç kimse ciddiye almadı.

 Aslında bir kez polis Samuel Joaquín'i sorgulamaya geldi.

 Bu görüşme sırasında ben de yanındaydım.

 İki dedektif onu sorgulamak için evine geldiler.

 Bu sorgu havarilik konutunda, onun kendi koşullarında gerçekleşmişti.

 

Koloninin girişinde onları karşılamaya gittim.

 Herkes titriyordu ve korkudan

yüzleri âdeta bembeyaz olmuştu.

 Tanrı'nın hizmetkârının daha önce medya tarafından böyle resmedilmediğini ve bu

şekilde sergilenmediğini düşünecek olursanız, bunun bizi ne kadar incittiğini

anlarsınız.

 Medya tarafından linç ediliyordu ve onunla birlikte, ona inanan kişiler olarak biz de bu zulme maruz kalıyorduk.

 Kilise cemaati sadece resmi sözcülerin açıklamalarını dinliyordu.

 Ve onlar da

hepsinin yalan ve iftira olduğunu söylediği için insanlar suçlamada

bulunanlardan nefret ediyordu.

 Onlara, kelimenin tam manasıyla büyük bir düşmanlık besleniyordu.

 La Luz del Mundo Kilisesi'nden ayrılmak başka bir şeydi.

 Ayrılıp ayrıca İsa

Mesih'in havarisinden şikâyetçi olup hakkında kötü konuşmak başka bir şeydi.

 Bu

insanlar dinden dönmüş olanlardı.

 O zamanlar, dinden dönmüş olmak olunabilecek

en kötü şeydi.

 Zaten Tanrının en sevgili kuluna zarar verdiğin için

cehenneme gidecektin.

 Bu kadınların yaşadıkları travmayı hayal bile edemiyorum.

 Aileleri tarafından, toplum tarafından reddedilmişlerdi.

 Bütün bunlar, benim havarinin-havarinin güvenilirliğini sorgulamama sebep oldu diyebilirim.

 Beni en çok üzen, bu adamın annemi kandırmış olması, babamı kandırmış olması ve aileme yalan söylemiş olması.

 Bu adam benim her şeyimi aldı.

 Bir cevaba ihtiyacım var.

 Biri açıklasın.

 Söylesin.

 Tanrı nerede?

 Şarlatanlar için bu bir başarısızlık Ve bir kafa karışıklığı işaretiydi.

 Tanrı'nın Kilisesi'nin dağılacağını düşündüler.

 Ama bu, inananlar için bir birlik çağrısı oldu.

 Bu bir güç, savaş ve zafer işareti!

 

Suçlamalarda bulunanların sadece bize çamur attığını, bizi ve bir kurum olarak kilisemizi kirletmeye çalıştıklarını söyledi.

 Ama tek başardıkları, bizi daha cazip göstermekti.

 Tanrı sizi kutsasın ve korusun.

 Cennetin krallığının elçisi olarak Bu kapıları açarak bu tapınağı Tanrı'ya vakfediyorum.

 İsa Mesih'in havarisi tarafından inşa edilmiş bir tapınak.

 Bölge tapınağı, İsa Mesih'in havarisi Kardeş Samuel Joaquín'in temelini attığı görkemli bir eser.

 Bir şey inşa edildi, erkek ve kız kardeşlerim.

 Bu yapının mimarı ve inşaatçısı İsa Mesih'in ta kendisidir!

 Kilise genişlemiş, büyümeye devam etmişti.

 Her seferinde daha çok ülkeyi ziyaret ediyordu.

 Honduras ve Birleşik Devletler gibi yerlerde cemaatler büyümeye başlamıştı.

 Nikaragua'da bir tapınak var.

 San Salvador ve Kolombiya'da da.

 Chiapas'daki tapınak, vahşi ormanın ortasındaki bir Taj Mahal'a benzer.

 Bu arada müjdeyi duyurma vizyonunu gerçekleştirmek için papazlarını sıkıştırıyordu.

 Aslında, o dönemde bütün dünyayaya yayılabileceklerine bile inanmıştı.

 Havari Samuel'in kilisesinde müritler yorulmak bilmeden çalışıyorlardı.

 Bu şekilde elli ülkeye yayılmayı başarmışlardı.

 Tam elli yıldır o kilisenin lideriydi.

 Tanrı sizinle.

 Tanrı sizi güçlendirsin.

 Samuel, uzun yıllar hastalık çekti.

 Houston'da ve başka yerlerde çare aradı.

 Öleceğini biliyordu.

 Tedavisi mümkün olmayan bir kanser türüne yakalanmıştı.

 Bu arada çocuklarını geleceğe çok iyi hazırlıyordu.

 Onlara kiliseyi yönetmeyi öğretiyordu.

 Diğer çocuklarına yerine geçecek olanın Naasón olduğunu açık bir şekilde hatırlattığından eminim.

 Naasón her zaman onun seçilmiş oğluydu.

 Bunu herkes biliyordu, çünkü onun temsilcisi gibiydi.

 Törenlerde her zaman en öne o yerleştirilirdi.

 O yüzden sıradaki havarinin Naasón olacağını herkes biliyordu.

 Babasının gözdesi olarak, tipik şımarık bir zengin çocuğu gibi büyütülmüştü.

 Diğer zengin çocukları gibi o da kibirliydi ve her istediğinin olmasını isterdi.

 En azından bende bıraktığı izlenim bu olmuştu.

 Ve Havari'nin oğlu olarak haklarını talep ediyordu.

 İsa Mesih'in havarisinin oğulları prensler olarak bilinirlerdi.

 Onlar kilisenin prensleriydiler ve Tanrı'nın hizmetkârının oğullarıydılar.

 İsa Mesih'in havarisi bir azizdi.

 Dolayısıyla etrafındaki her şey de onun gibi mübarekti.

 Buna oğulları da dâhil.

 Ben Guadalajara'da Hermosa Provincia'da doğdum ve orada büyüdüm.

 Pablo Valdez sokağında Naasón Joaquín'in evinde yaşadım.

 Samuel'in çocukları gerçek anlamda prens gibi yaşıyorlardı.

 Soylu değillerdi, ama herkes onlara öyleymiş gibi davranıyordu.

 Onlara her şey sunuluyordu.

 Hayatta her türlü avantaja sahiplerdi.

 İstedikleri üniversiteye devam etme şansları vardı.

 Çok zengin oldukları belliydi, çünkü çok sayıda arabaları vardı ve Naasón her şehirde bir eve sahipti.

 İnternette özel jetlerle uçtuklarını, dünyanın her yerinde beş yıldızlı otellerde kaldıklarını gösteren fotoğraflar yayılıyordu.

 Her şeye sahip olarak büyüyen bir çocuk, elbette, diğerlerinden oldukça farklı olacaktı.

 Toplam gelirinizden yüzde on alırlardı.

 Buna ondalık denirdi.

 Buna ek olarak, günlük bağışlar da toplanırdı.

 Bunlara da gündelik denirdi.

 Bunlar her gün toplanırdı.

 Haftanın beş günü ayinlere ya da İncil derslerine katılıyorsanız, yani bunların en azından ikisinde para vermeniz gerekiyordu.

 Toplanan bağışlar tapınağın giderlerine ve papazların maaşlarına gidiyordu.

 Ayrıca belirli projelere harcanıyordu, ama ondalık vergi, bu sadece o günkü havarinin malıydı.

 Naasón'u, Samuel'le karşılaştırmak isterseniz, ikisi çok farklıdır.

 Tamamen farklılar.

 Samuel daha karizmatikti ve Naasón kabaydı, duygusuzdu, alaycıydı ve dalgacıydı.

 Onun kilisemizde doğum gününü kutladığımızı hatırlıyorum.

 Ne de olsa o Tanrı'nın hizmetkârının oğluydu.

 Tanrı'nın mesajını yaymakta pek de iyi olduğu söylenemezdi.

 Kelime dağarcığı çok sınırlıydı.

 Birleşik Devletler'deki kilisenin papazlığını yapıyordu.

 Ayrıca Kuzey bölgesinin piskoposuydu.

 Papazlık yaptığı dönemde, onu en büyük tapınaklardan birinde görevlendirdiler.

 Bu Doğu Los Angeles'taki kiliseydi.

 Annem, onunla konuşurken ona misyonerlik işi yapmak istediğimden bahsetmişti.

 Bunun sonucu olarak, beni misyonerlik görevini

yürütmem için Avustralya'ya göndermeye karar verdi.

 

Bunlar hayatımın en mutlu günleriydi.

 Tanrıya çok yakın olduğumu hissetmiştim.

 Ayrıca İsa Mesih'in havarisini mutlu ediyordum.

 

İSİMSİZ MAĞDUR 4 NAASÓN JOAQUÍN DAVASINDA MÜŞTEKİ Bu ilahi de Rabb'in onuru ve yüceliği için olsun.

 Kız kardeşiniz şu anda Avustralya topraklarında

Ve onun mükemmel işlerini öyle yerlerde görmek o kadar güzel ki  Bugün, İsa Mesih'in havarisinin doğum günü.

 Oradaki Avustralyalı kardeşlerimizin Tanrı'dan dileği Havariye güç ve kuvvet bahşetmesi, Ona mutluluk, neşe ve özellikle de sağlık vermesidir.

 Samuel hastalandığında, elbette bize neyi olduğunu söylemediler.

 Hastalanmasının sebebinin bizim günahlarımız olduğunu söylemeye başladılar.

 Avustralya'dan Guadalajara'ya geri döndüm.

 Sürekli dualar ediyor, Tanrı'dan ona güç vermesini, iyileştirmesini, sağlık bahşetmesini, ömrüne ömür katmasını istiyorduk.

 Hayatta olduğu son hafta, bizi Guadalajara'ya çağırdılar.

 Hasta olduğunu söylediklerinde ilk uçağa atlayıp Guadajalara'ya gittim.

 Gerçek anlamda istismarcımı görmek için uçağa atlamıştım.

 Ama farkında değildim.

 O zamanlar, o hâlâ kurtarıcımdı.

 Sonra, ertesi gün öldüğü mesajını aldık 8 ARALIK 2014 Bak onlara, Tanrım!

 Ne kadar utandıklarına bak!

 Günahlarının Ve suçlarının ağırlığından Müritler, tapınağa girip naaşını görmek için uzun bir sıra oluşturmuşlardı.

 Orada belki de beş saat kadar kaldım.

 İçeri girmek için sıra bekledim.

 Dua edelim ve Tanrı'ya dua etmeye devam edelim.

 Bu hayatımın en acı verici günlerinden biriydi.

 Kurtuluşumu kaybetmiştim.

 Hayatta en çok sevdiğim kişiyi kaybetmiştim.

 Etrafımdaki herkes ağlıyordu, bütün bu acıyı hisseden bir tek ben değildim.

 Onu böyle seven tek kişi ben değildim.

 Bu, benim için, kocam için yıkıcı olmuştu.

 Çocuklarım artık vaftiz edilemeyecekti, çünkü artık dünyada temsilci kalmamıştı.

 Kaybettiğimiz aslında kendi kurtuluşumuzdu.

 O kadar büyük bir acıydı ki.

 Dünyanın sonu gelecekti.

 Buraya kadardı.

 Papazlar bize sürekli "Tanrı, yerine kimin geçeceğini göstersin diye dua etmelisiniz" diyorlardı.

 Ama ben kafamda "Yerine kimse gelmeyecek.

" diyordum.

 "Neden bahsediyorsunuz siz?

" Samuel'in standartlarını karşılayacak kimse yoktu.

 Kim olabilirdi ki?

 Belki de henüz doğmamış biriydi.

 O zaman müritlere şöyle demeye başladılar.

 "Zamanı geliyor, zamanı yaklaştı.

" Dua ettik, şarkılar söyledik.

 Yemek yemedik, uyumadık.

 Bu, mükemmel ortamı yaratmıştı.

 Yeni bir şeyi kabullenmek için böyle olmalıydı.

 Ama bugün Samuel Joaquín,

Tanrı'nın kollarında istirahat ediyor!

 O birkaç gün ve hayatlarımız boyunca bizim için ve Tanrı'nın müjdesini yaymak için çalışmış olan o adama saygımızı göstermiştik.

 Sonra, 14 Aralık tarihinde sabahın erken saatlerinde, Tanrı yeni havari olarak kardeşimiz Naasón Joaquín'i seçtiğini bildirdi.

 14 ARALIK 2014 Ayın on dördü olduğunun farkında değildik, çünkü artık bizim için zaman yoktu.

 Bütün zaman mefhumuzu kaybetmiştik.

 Artık sabah ya da öğleden sonra diye bir şey kalmamıştı.

 Sonra haber gönderdiler.

 Şöyle dediler: "Rüya ya da hayal gören herkes, Tanrı'nın yeni havarisinin kim olacağını haber verdiğini hisseden herkes, hemen bir kâğıda yazsın ve bu kâğıdı, piskoposluk ofisine teslim etsin.

" Ve orası Gilberto Garciya'dan soruluyordu.

 Birkaç gün boyunca, geceli gündüzlü Tanrı'ya seçilmiş olanı işaret etmesi için dua ettikten sonra, durdu ve bir mektup okudu.

 Bu isimsiz bir mektuptu.

 

O bulutun içinden

PAPAZ

Tanrı'nın meshedilmiş kulunun çıktığını gördüm.

 Onu gördüğümde Bir sesin bana şöyle dediğini duydum, "Naasón Benim seçilmiş kulumdur.

" Her yanımdan parfüm kokuları geldiğini hatırlıyorum.

 Onun kokusu olduğunu anlamıştım.

 Bu Naasón'un parfümüydü.

 Arkama döndüm ve yanımda duran herkese "Bu o.

" dedim.

 Tanrı sizinle olsun!

 Herkes endişeliydi.

 Aşağı koştum ve sokakta bekledim.

 Naasón der demez, herkes yere yıkılmıştı.

 Dizlerinin üstüne o kadar hızlı çökmüşlerdi ki, sanki deprem olmuştu.

 Hiçbir zaman yalnız değildiniz!

 Hayır!

 Sadece onun güzel bedenini onurlandırmak için Kısa bir ara verilmişti.

 Ama artık benim zamanım geldi.

 Artık özgürce söyleyebilirim.

 Naasón Joaquín García, Yaşayan Tanrı'nın hizmetkârı ve İsa Mesih'in havarisidir!

 İsa Mesih'in Kilisesi!

 Göreve gelmemi kabul ediyor musunuz?

 Yerimde zıplıyor, bağırıyordum.

 Ağzımdan anlamsız kelimeler çıkıyordu.

 Onu bütün kalbimle İsa Mesih'in havarisi olarak kabul etmiştim.

 Samuel için beslediğim bütün sevgi, bir anda kendiliğinden İsa Mesih'in havarisi Naasón'a aktarılmıştı.

 Şöyle düşünüyordum.

 Naasón'u tanıyorum.

 O bir havari olamaz.

 Onu tanıyorum.

 Ama başkalarının diz çökmediğimi görüp düşüneceklerinden o kadar korkmuştum ki, ben de dizlerimin üzerine çöktüm.

 Yüreğim paramparça oldu.

 O zaman aklım tamamen başımdan gitti, çünkü Naasón Joaquín'in nasıl biri olduğunu biliyordum.

 Şüphe ettiğinizi kimseye söyleyemezdiniz.

 Seçimi yüzde yüz kabul ettiğinizi göstermeniz gerekiyordu.

 

Bazen "Tanrı seninle gerçekten konuştu mu?

" Diye soranlar oluyor.

 Şöyle diyorum, "Evet, Tanrı'nın sesini duydum.

" Bazıları buna şaşırıyor.

 Bazılarıysa Erkek ve kız kardeşlerim, "Sana inanmıyorum" diyen bir ifadeyle gülümsüyorlar.

 Ama kardeşlerim, ben buraya kimseyi ikna etmeye Ve kimseyi inandırmaya gelmedim.

 Gerçeği söylemeye geldim.

 Babasının ölümünden sonra, Naasón kilisedeki imajını pekiştirmeyi istiyordu.

 İlk vaazında kendini kiliseye tanıtırken bütün tapınakları ziyaret etmeye söz verdi.

 Dünya üzerindeki hiçbir ülkeyi ihmal etmeyecek, hepsine gidecekti.

 Bir tek La Luz del Mundo Kilisesi müridi olsun yeter diyordu.

 Onun için seyahat etmek kolaydı.

 Bugün Los Angeles'daydı, ertesi gün New York ya da İspanya'da olabiliyordu.

 Özel jetle seyahat ediyordu ve bu, işini çok kolaylaştırıyordu.

 İsa Mesih'in havarisi, Naasón Joaquín García,

14 Ocak'ta dünya turnesine başladı.

 Şu anda Kilisede yaptığı konuşmadan birkaç sahne izliyorsunuz.

 Size geleceğim, dedim ve işte geldim!

 Başaramadı aslında.

 Bütün ülkeleri ziyaret edemedi.

 Ama yerini büyük bir medya kampanyasıyla doldurdu.

 Veravisión'un kurucusuydu.

 Medyanın iyi ya da kötü bütün organizasyonların temeli olduğunu görecek vizyona sahip biriydi.

 Samuel'in hayatının son 10 yılı, Naasón'un hayatının en dolu geçen 10 yılıydı.

 Berea aracılığıyla havariliğini pekiştirmişti.

 Berea International, Radyo, televizyon, internet ve yazılı basın aracılığıyla La Luz del Mundo Kilisesi ve diğerleri için İçerik üretip bunları yayınlayan bir medya kuruluşudur.

 Naasón radyoyu kurmuş, sonra Berea medya kuruluşunu kurmuştu.

 Kilisede toplanan bağışlarla finanse ediliyordu.

 

Naasón Berea'yla gerçek bir imparatorluk kurmuştu.

 Orası hem üyelerin bağışlarıyla

finanse ediliyordu, hem de ücretsiz çok sayıda çalışanı vardı.

 Algının gerçeklik olduğunu, insanların algıladıkları şeyin gerçekte olandan önemli olduğunu biliyordu.

 Onun için bu algı Veravisión'du.

 "Onlara işlerimi gösterin, vaazlarımı gösterin, dualarımı gösterin, yaptığım şeyi gösterin.

" diyordu.

 Seninleyiz ve sana aidiz!

 Naasón Joaquín'e aidiz!

 

Naasón Joaquín'e aidiz!

 Naasón Joaquín'e aidiz!

 Naasón Joaquín'e aidiz!

 Naasón Joaquín'e aidiz!

 Doğum günün kutlu olsun Tanrı'nın havarisi!

 Tanrı seni kutsasın!

 Başlarda sadece kutsal yemeğin, ayinlerin ve vaazların videolarını yayınladılar, ama sonraları orası Naasón'un koşulsuz müritler bulmak için kullandığı bir yer haline geldi.

 Ücret almadan, gece yarılarına kadar çalışmak zorundaydılar.

 Bu yüzden ekonomik

açıdan böyle çalışacak kadar bağımlı insanlara ihtiyaçları vardı.

 Yardım etmeye on dört yaşında başladım.

 İlk olarak radyoda çalışmaya başladım.

 Sonra da 2009 yılında kurulduğunda televizyona geçtim.

 Berea International'la

ilişkim böyle başladı.

 Şunu unutmamalıyız, Bir şey başarırsak sebebi, sadece Tanrı ve İsa Mesih'in havarisinin dualarıdır.

 Bu programın adı bu yüzden "Onun hayatı bizi güçlü kılar.

" Ondan sonra, hayatım okul, kilise ve Berea arasında geçmeye başladı.

 Tek istediğim şey kiliseye hizmet etmek, kilisenin parçası olmaktı.

 2010 Yılı Mart ayının sonlarında, İsa Mesih'in havarisinin sekreteri beni aradı.

 Bana havarinin beni kendisiyle birlikte bir seyahate davet istediğini söyledi.

 Kabul ettim ve şöyle dedim: "Elbette, her zaman emrindeyim.

 Nereye gitmemi isterse giderim.

" Los Angeles'tan yola çıktık ve o seyahatte uğradığımız ilk durak, İngiltere oldu.

 Mutluydum, çünkü kendi kendime "İsa Mesih'in havarisine eşlik ediyorum.

" diyordum.

 Ayrıca bir sürü yeni yeri görüyor olmak ve farklı şeyler deneyimlemek de büyük bir lütuftu.

 Londra'ya gittik.

 Sonra İspanya'ya geçtik.

 Portekiz'e gittik, Fas'a uğradık.

 Afrika'yı ziyaret ettik.

 Vietnam'a gittik.

 Ayrıca birlikte seyahat ettiğim insanlarla da iyi arkadaş olmuştum.

 Ne de olsa haftanın yedi günü, günün yirmi dört saati bu insanlarla birlikteydim.

 Bu yüzden onlarla arkadaş olmak benim için çok kolay olmuştu.

 Bu konuda hiç zorlanmamıştım.

 Yaşça büyük olan kız kardeşlerimizden bazıları da bizimle beraber gelmişti.

 Uzunluğunun buradan buraya kadar 50 santim olmasına dikkat etmelisin.

 Bize turne sırasında havariyle nasıl ilgileneceğimizi öğrettiler.

 Ona aromalı sularını getirmekten ben sorumluydum.

 Terlemişse hemen mendilini yetiştiriyordum.

 Restoranda yemeğe oturmadan önce çatal bıçağını güzel bir şekilde temizliyor, eşyalarını dezenfektan bir bezle siliyordum.

 Onun için her şeyin mükemmel olması gerekiyordu.

 Ona yapacak çok az şey kalması gerekiyordu.

 Diş macununu bile diş fırçasına biz sıkardık ve ağız gargarasını hazırlardık.

 Sonra o gelir, dişlerini fırçalardı ve arkasından girip pisliği temizlerdik.

 Çekme!

 Kes şunu!

 İşte rahibe Rosy Sosa, İsa Mesih'in havarisine nasıl banyo yaptırmam gerektiğini bana o zaman öğretti.

 Şampuanını ve diğer banyo malzemelerini nasıl hazırlayacağımı anlattı.

 Sırtını, bacaklarını, her yerini nasıl ovalayacağımı öğretti.

 O zaman çok üstünde

durmamıştım.

 "Herhalde bunu bütün kızlara öğretiyorlardır.

" demiştim.

 Emirlerin ne olduğunu bilmiyordum.

 MADRİD, İSPANYA İspanya'daydık.

 O gecelerden birinde, İsa Mesih'in havarisine masaj yaptıktan sonra, havari Naasón'un sekreteri Azália'nın kulağına bir şey fısıldadığını gördüm.

 Azália da bana, İsa Mesih'in havarisine minnettar olup olmadığımı sordu.

 Ona çok minnettar olduğumu söyledim.

 O zaman, bana yaptıkları için borcumu ödemenin bir yolunun olması gerektiğini söyledi.

 Ve sahip olduğum en değerli şeyin bekâretim olduğunu ekledi.

 Havari Naasón, yatak odalarından birine girdi.

 Ben de salona geçtim.

 İşte o zaman Azália, İsa Mesih'in havarisi için her şeyi yapıp yapamayacağımı sordu.

 Şöyle dedi: "Her şeyi yapmaya hazır mısın?

" Sonra, "Şimdi.

" diye devam etti.

 "Benim yaptığım her şeyi sen de yapacaksın.

" Sonra odaya girdim.

 Yatağında yüzükoyun yatıyordu.

 Tamamen çıplaktı.

 Azália da giysilerini çıkarmaya başladı.

 İsa Mesih'in havarisine kendi vücuduyla masaj yapmaya başladı.

 Şöyle dedi: "İşte sana yeğenini getirdim.

" Kalktı ve bütün vücuduyla üstüme uzandı.

 Azália'nın onu teşvik edişini duyuyordum.

 Sanki hiç yok gibiydim.

 Yoktum ve onun için bir objeden başka bir şey değildim!

 Sonra Azália çarşafı aldı ve üstündeki kanı göstermek için kaldırdı.

 Ona bunun yeğeninin saflığının kanıtı olduğunu söyledi.

 Ve onunla yıkanmak zorunda kaldım.

 Bana, dedi ki "Tanrı bana verdiğin hediye için seni ödüllendirsin.

" Odama gittim ve hemen duşa girdim.

 Bütün vücudumu ovalayıp durdum.

 Her şeyini üstümden silmek için uğraştım.

 Ama hâlâ üzerimdeydi.

 Guadalajara'ya geri dönerken, Hermosa Provincia'daki bir grup genç kadının sorumluluğunu bana vereceğini söyledi.

 Sürekli görevde olan beş kişiydik.

 Vardiyamıza göre belirli görevlerimiz oluyordu.

 Sabah vardiyasını almışsam, onu ya oral seksle ya da mastürbasyonla uyandırmam gerekiyordu.

 Ayrıca sürekli görevde olan özel asistanları vardı.

 Los Angeles'ta, Teksas'ta ve Guadalajara'da küçük gruplar halinde hizmetçiler görev yapıyordu.

 Bu grupların hepsinin birer idarecisi ya da "hazırlayanları" vardı.

 Sadece havari onları çağırdığında giderlerdi.

 Striptiz yapar, kucak dansı yapar, onunla seks oyunları oynarlardı.

 Ben buna cehennemin çemberleri olarak bakardım.

 Dış çemberde farklı şeyler olurken, daha iç çemberlerde örneğin onunla arada sırada yatmanız gerekirdi.

 Sonra başka bir çember vardı, ben de oradaydım.

 Orada abartısız şeyler yapılırdı.

 En sonda da cehenneme en yakın olan çember vardı.

 Orası, cinsel sapkınlık anlamında her şeyin iyice çirkinleşmeye başladığı yerdi.

 Bu çemberdekiler BDSM gerçekleştirirdi.

 Bazen bir annenin, oğluyla sevişmesini ya da hayvanlarla seks yapışını izlemek isterdi.

 Cinsel olarak bana karşı daha sert olmaya başlamıştı.

 Beni ısırıyor, bana vuruyordu.

 Artık her geçen gün biraz daha fazla öldüğümü hissediyordum.

 Ben dua ederken ağlıyor, Tanrı'dan bana yardım etmesini istiyordum.

 Yaşamak bile istemiyordum.

 Beni Los Angeles'taki bir evine gönderdi.

 Orada hayatımın en büyük bunalımını yaşamaya başladım, çünkü bütün gün bir odada kilitli olarak tutuluyordum.

 Ondan izin almadan hiçbir yere gidemiyordum.

 Kızlar Los Angeles'a geldiklerinde birlikte alışveriş merkezine giderdik.

 Soyunma odalarında giysileri denemelerini beklerdim.

 O sırada oradan kaçardım.

 Annemden benimle o alışveriş merkezinde buluşmasını isterdim.

 Annemi görüp ona sarılmak için gizlice kaçmak zorunda kalıyordum.

 Kızım!

 Bebeğim!

 Bebeğim benim!

 Nasılsın?

 2017 Yılının Aralık ayında, bana üç gün sonra evleneceğimi söyledi.

 Kiminle evleneceğimi bilmiyordum.

 Beni, bana kötü davranacak biriyle evlendirip evlendirmeyeceğinden bile haberim yoktu.

 Daha sonra müstakbel kocamın adını duyduğumda içim biraz rahatladı, çünkü onunla daha önce havarilik hizmetlerinde çalışırken, Tanrı'nın havarisinin ailesine hizmet ettiğim sıralarda tanışmıştım.

 Bize bu mutluluğu bahşettiğiniz için minnettarız.

 Evlendikten iki gün sonra, cep telefonuma bir kısa mesaj geldi.

 

Naasón'dan.

 Balayımın nasıl geçtiğini sordu.

 Hiçbir şey değişmemişti.

 Evli

olduğum halde beni çağırmaya devam ediyordu.

 Beni rahat bırakmıyordu.

 Her şey aynı kalmıştı.

 

Tanrı'nın Kilisesi'nin gençleri, Naasón kardeşinizin yanında mısınız?

 Evet!

 Öyleyse izin verin, ellerimi göğe doğru açayım Ve Rab'dan her birinizin ruhuna cesaret vermesi için dua edeyim.

 Böylece gelecek ekim ayında, 18 yaşını doldurmuş herkes Hayatının en az bir yılını Tanrı'nın ruhuna adayabilsin Ve bu güzel ve bir o kadar ruhani savaşta Cephedeki yerini alabilsin!

 Müjdenin yayılmasını sağlamak, yeni misyonerleri kiliseye çekmek ve son yedi yıl boyunca gerçekleşen büyümeyi devam ettirmek için turlara devam etti.

 Bunu, Papa'nın ziyaretine eş bir şeymiş gibi göstermek istemişlerdi.

 Politikacılara kendilerini daha büyük göstermek istiyorlardı.

 Dediğim gibi, bu aslında politik bir turneydi.

 Jalisco eyaletinde yerel anlamda etkiliydiler, çünkü Hermosa Provincia'nın bulunduğu bölgede blok oy kullanılıyordu.

 Yerel yönetimler üstünde etkisini arttırıyordu.

 Buna bağlı olarak da ulusal siyasette de söz sahibi olmaya başladı.

 Diyorlar ki "Onlar küçük bir kilise.

 Onlar müritlerinin sayısını abartıyor!

" Bugün onlara diyorum ki "İşte buradayız.

" Bu havarilik turnelerinde, bu toplantılarda pek çok siyasetçiyle yan yana duruyordu.

 "Bakın, El Salvador belediye başkanı onun iyi bir dostu.

" diyorlardı.

 Bu onun için iyi bir imajdı.

 

Bir iki kere, gittiği şehirlerde ona şehrin anahtarı verilmişti.

 Hatta Vali

Javier Duarte bir noktada onunla çok yakın olmuştu.

 Bu politikacılara şu mesajı

gönderiyorlardı: "Burada 30.

000 müridim var.

 Oylarını iki katına çıkarabilirim.

"

Her yerde, her bölgede ve her ülkede

Birleşik Devletler'deyken arkabalarımdan biri bana, "İsa Mesih'in havarisi hakkında kötü şeyler söylediklerini duydun mu?

" Diye sordu.

 Reddit'te onu istismar yapmakla suçlayan kızlar olduğunu söyledi.

 

Önce "Onları savunmalıyım.

" diye düşündüm.

 İlk kez bir başkası, düşündüğüm

şeyi söylüyordu.

 

MİDE BULANDIRICI EYLEMLER

Bu içime şüphe tohumları ekmişti.

 Belki de bu şeyler doğru değildi.

 Belki bana olan şey aslında lütuf değildi.

 

O zaman kocama bir psikoloğa gitmeme izin verip vermeyeceğini sordum.

 Başıma

gelenleri ilk kez o doktora anlattım.

 Bana bunun bir lütuf olmadığını, o adamın bana tecüvüz ettiğini söyleyen de o oldu.

 MEKSİKA ŞEHRİ 15 MAYIS 2019

Güzel Sanatlar Sarayı, kilise lideri Ve havari Naasón Joaquín García'nın 50'inci doğum gününe

Ev sahipliği yaptı.

 

Bu bina daha önce bir dinî lider için verilen kutlamada kullanılmamıştı.

 Naasón, kendini Güzel Sanatlar Sarayı'ndaki o büyük ana uzun zamandır hazırlıyordu.

 O büyük günde herkes onu alkışlayacak, herkes onu tebrik edecekti.

 Bence bu ona itibar sağlaması ve toplumun onu Meksika'nın önemli kişilerinden biri olarak kabul etmesi açısından büyük bir başarıydı.

 Büyük planlardan bahsetmeye başladılar.

 Ve unutmayın, artık kendi siyasi partisini kurmayı istiyordu.

 Ve kafamda nereden baksan beş milyon üyemiz olduğumu düşünüp, "Bu kolay.

" diyordum.

 Sonunda bütün taşlar yerine oturmaya başlamıştı, ama hâlâ, burası Tanrı'nın kilisesi diye düşünüyordum.

 

Her şeyin daha kötüye gittiğini görüyordum.

 Bana yaptığı şeyleri sonunda diğer kızlara da yapacaktı.

 Reddit'e geri döndüm ve moderatörlerle bağlantı kurdum.

 Benim başsavcılığa ulaşmama yardımcı oldular.

 Savcılık, özel jetleriyle nerelere gittiği hakkında bilgi istiyordu.

 Şiddetli yağmura rağmen La Luz del Mundo Kilisesi'nin müritleri bugün Güzel Sanatlar Sarayı'nda bizimle birlikteler.

 Bu Naasón için zirveydi.

 O zamanlar büyükelçileri, milletvekilleri, belediye başkanları, hatta valileri vardı.

 Hepsi ona saygı gösteriyordu.

 Ama La Luz del Mundo'nun gerçek büyüklüğünü çok iyi biliyordu.

 "Neden yalan söylememiz gerekiyordu?

 Neden beş milyon kişi olduğumuzu söylüyorduk?

 Neredeydiler öyleyse?

 Nasıl beş milyon kişiydik?

" İPad'inde, hard diskinde porno olduğunu ve onları da çantasında tuttuğunu söyledim.

 O gece onun en mutlu gecesiydi.

 Zirveye işte o gece ulaşmıştı, ama sadece 15 gün sürdü.

 Naasón Joaquín, Los Angeles havaalanında yakalandı Ve çocuk istismarı, ticareti, çocuk pornosu bulundurma, Üretme ve dağıtma, tecavüz ve gasp gibi 23 ayrı suçlamayla tutuklandı.

 Merkezi Meksika'da olan La Luz del Mundo Kilisesi'nin yöneticisi

Naasón Joaquín García, artık parmaklıklar ardında.

 Lidere karanlık suçlamalar getirildi.

 

Kızlara tecavüz etmekle suçlanıyor.

 

Savcılık olarak Naasón Joaquín García'yı tutukladık.

 İnanmamıştım.

 Kocamı arayıp tutuklandığını söylediklerini aktarmıştım.

 O da bana "Belki o değildir.

 Belki bir başkasıdır.

" demişti.

 Naasón'u tutukladıkları gün hayatımın en mutlu günüydü.

 Kendi kendime, "Bu ailemin gözünü açacaktır.

" demiştim.

 Naasón'un tutuklandığını duyurduklarında ağladım, ama bu daha çok bir rahatlama ağlayışıydı.

 Sonunda demiştim.

 Sonunda bu şey olacak.

 Bizler İsa Mesih'in havarisinin masumiyetine inanıyoruz.

 Bunların hepsi asılsız suçlamalar.

 Bugüne kadar yaptıklarıyla Havari Naasón Joaquín, dürüst olduğunu ispat etmiştir.

 Yetkililere güveniyoruz.

 Bu soruşturmadan sorumlu olanlara inanıyoruz.

 Sonunda gerçekler ortaya çıkacak ve adalet yerini bulacak.

 Gerçek kazanacak.

 Ölesiye korkmuştum, çünkü, İsa Mesih'in havarisine karşı çıkıyordum, ama ayrıca onu kurtarmak da istiyordum.

 Havari olarak Naasón'dan zaten şüpheleniyordum.

 Bu çarkların dönmesini sağladı.

 Belki Samuel de havari değildi diye düşündüm.

 O zaman anlamaya başladım: "Durun bir dakika.

 Bu bir lütuf değildi.

 Bu istismardı.

" Naasón tutuklandığında, suçlamaları okudum.

 Benim başıma gelenler de bunlardı dedim.

 Neden böyle kör kalmıştım?

 Bende bir sorun mu vardı?

 Bunun yanlış olduğunu ben nasıl göremedim?

 Bu yüzden insan yırtıcıyı suçlamak yerine, ki bu Samuel Joaquín'di, kendimi suçladım.

 Çünkü, babamın bana öğrettiklerini uygulamayı ihmal ettim.

 Babam bana günah işlememeyi öğretmişti.

 Aldatılmayı öğretti.

 Ama aldatanın Tanrı'nın hizmetkârı olabileceği aklıma gelmemişti.

 Benim adım Jonati Joey Yedidsion ve Naasón'a karşı açılan ceza davasındaki isimleri açıklanmayan beş müştekinin hepsini ve kilisenin birkaç mağdurunu daha temsil ediyorum.

 Ve, biri ortaya çıkıp hikâyesini anlattığında, bu konuda biraz dikkatli olmanız gerekir.

 Ama düzinelerce, sayısız mağdur ortaya çıktığında, aynı şeyleri anlattığında, aynı bilgileri verdiğinde, o zaman söylediklerine dair, yaşadıklarına dair ciddi bir güven duygusu oluşmaya başlar.

 

Los Angeles Temyiz Mahkemesi, Naasón Joaquín García için Kefaleti 50'den 90 milyon dolara çıkardı.

 Jeffrey Epstein´in kefalet ücreti bile on milyon dolardı.

 Naasón'unki 90 milyon olarak belirlendi.

 Ve bu kefalet çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir.

 Bunların arasında en önemlilerinden biri de işlediği suçların korkunçluğudur.

 Ve bu bağlamda baktığınızda, Birleşik Devletler tarihinin en yüksek on kefaletinden biri olmuştu.

 Tanrı'nın bu evladı hakkında söylenenlere Ben inanmıyorum.

 Ve ona sırtımı hiçbir zaman dönmeyeceğim Çünkü ben kime inandığımı biliyorum.

 Ve siz Tanrı'nın Kilisesi olarak Gerçek Naasón Joaquín'i tanıyorsunuz.

 O, İsa Mesih'in havarisidir.

 İsa Mesih'in havarisi olduğuna hâlâ inanıyorum ve bunun sebebi sözleri değil, eylemleridir.

 Burada olmasa bile, hâlâ bize öğretileriyle yol gösteriyor.

 Sadece Tanrı'nın havarisi ve ailesi için değil, aynı zamanda bu davaya müdahil olan herkes için, onu suçlayanlar için bile dua ediyoruz.

 Naasón García, Alondra Ocampo ve Susana Medina Oaxaca adlı kadınlarla tutuklandı.

 Üçüncü kişi Azália Rangel ise aranıyor.

 Temyiz Mahkemesi'ne yapılan suç duyurusunda, Reşit olmayan üç mağdurun ifadesinde Alondra Ocampo'nun işleri yürütme şeklinin anlatıldığı yazıyor.

 Benim adım Christopher.

 Alondra Ocampo'nun kocasıyım.

 Ortabatıda, küçük, önemsiz bir kasabada, ağaçların ve doğanın ortasındaki bir taşra ortamında doğdum.

 Önceleri çok bencil biriyken, sonra çok farklı bir düşünüş biçimine ulaştım.

 Eskiden hedefim daha iyi, daha faydalı biri olmak değildi.

 Öyle olsa, dine de ihtiyacım olmazdı.

 Zaten iyi biri olurdum.

 Beni bu muhteşem hayatla tanıştıran kişi Alondra oldu.

 Nasıl ineceğiz Christopher?

 911'İ araman gerekecek.

 Dikkatlice.

 Bu olay ortaya çıktığında, gazeteleri okurken kendi kendime "Bunların gerçek olması imkânsız," dedim.

 Sanırım 7 Haziran 2019'du.

 İşten çıkmış, bir düzine gül almıştım.

 Eve döndüğünde Alondra'ya süpriz yapacaktım, ama bana doğru koşan üniformalı adamlarla karşılaştım.

 Neler olduğunu anlamam bile biraz zaman aldı.

 Bana sesleniyorlardı.

 Bunun anlamı nedir diye sordum.

 Senin için gelmedik, karın için geldik dediler.

 İçimden şöyle dedim: "Kesinlikle yanılıyorsunuz.

" Sonra arama emrini gösterdiler.

 İnceledim ve gerçekten de bizim evimizdi.

 Nelerin alınacağı yazılmıştı.

 Sonra suçlamalar bölümüne geldim ve okumaya başladım.

 Pedofili, çocuk ticareti, tecavüz, cebren cinsel ilişki gibi bir sürü delice şey vardı.

 Bunu okurken şöyle düşünmüştüm.

 "Saçmalık.

 Tam bir saçmalık.

" Girip bütün elektronik aletleri aldılar.

 Fotoğraf makineleri, cep telefonları, diz üstü bilgisayarlar, tabletler.

 Şöyle olmuştum: "Aman Tanrım.

 Neler olduğunu öğrenmem gerek," demiştim, çünkü bana Alondra'yı iş yerinde tutukladıklarını söylemişlerdi.

 İnanılmaz derecede stres olmuştum.

 Yetkililerden istediğim şeyleri aldım.

 Bana ait olan elektronik aletleri verdiler.

 Sonra, iki USB daha vardı.

 Onlara baktım ve tıpkı garajındaki aletleri tanıyan bir tamirci gibi, onların oraya ait olmadığını anladım.

 Baktığım ilk USB'de kilisenin liderinin aile videoları vardı.

 İkinci USB'yi aldım ve taktım.

 O USB'de pornografik videolar vardı.

 Kilisenin liderinin videolarıydı.

 Ve tanımadığım başka kadınlarla sevişen siyahi erkekler vardı.

 Hepsi yorgun ve bitkin görünüyorlardı aslında.

 Ve düşündüm ki bu buzdağının görünen kısmı olabilir, çünkü bu gerçekse, başka neler gerçek acaba.

 

SUÇ ORTAĞI

Naasón García, Alondra'ya "Hoşlandığım kızlar bunlar.

" diyordu.

 Sonra Alondra o

kızları ayırıyor, onları hazırlıyor, cinsel obje haline getiriyor ve onları Garcia'ya sunuyordu.

 O da onlarla cinsel eylemlerini gerçekleştiriyordu.

 Hazırlama süreci pek çok istismarcının kullandığı bir yöntemdir.

 Özellikle mağdurla istismarcı arasında büyük bir güç farkı varsa.

 Ve bu yavaş bir süreç olmasını sağlıyordu.

 Yavaş yavaş mağdurları rahatlatıyor, istismarcılarıyla aralarında bir güven duygusu oluşturuyorlardı.

 Hapishaneye, Alondra'yı görmeye gittim.

 Ona, "Bütün bunlar gerçek mi?

" Diye sordum.

 Orada bir saniye durdu, bana baktı ve: "Ne fark eder ki?

" Diye sordu.

 Ben de ona: "O adama inanan herkes bunu bilmeyi hak ediyor," dedim.

 "Onlar için çok önemli.

" Başını öne eğdi ve şöyle dedi: "Evet.

" Herhalde başını kaldırdığında orada olmamamı bekliyordu.

 Ayağa kalktım, elimi cama dayadım ve öylece bekledim.

 Başını kaldırdı, beni gördü ve o da elini cama dayadı.

 Ona, "Seni seviyorum ve bu süreçte yanında olacağım," dedim.

 Ve ah, "Biz bu şeyi düzelteceğiz.

 Oradan çıkacaksın ve her şey yoluna girecek.

" Sordum: "Bu ne zamandır oluyor?

" Cevap verdi: "Başından beri.

" "Demek istediğin, 1926'dan beri mi?

 "Evet," dedi, "başından beri.

" Sonra devam etti: "Bütün aile böyle.

" Sayılar inanılmazdı.

 O üç havarinin dönemi yüz yıldan uzun sürmüştü.

 Sadece Naasón için onlarca kızdan bahsediyorduk.

 Ve Guadalajara'da beş altı grup vardı.

 Los Angeles'ta başka gruplar daha oluşturulmuştu.

 Elli, yüz, belki daha fazla kız olmuştu.

 Sürekli değişiyorlardı.

 Evlenen kızların yerine yenileri getiriliyordu.

 Çok sayıda kızdan bahsediyorum.

 İstismarın sürmesini sağlayan da bu olmuştu.

 Çünkü kız nasıl istismar edildiyse, annesi de istismar edilmişti, büyükannesi de istismar edilmişti.

 Düzen kendini mağdurlar aracılığıyla tekrar etmişti.

 Özel gruptan biri evlendiğinde, taşındığında, ya da sadece yaşlandığında, yirminizi, yirmi beşinizi geçmişseniz ve bir şey olursa, o zaman yeni kızlar buluyorlardı.

 Ve böyle devam ediyordu.

 Nesilden nesile böyle süregelmişti.

 Kızlar büyüyorlar, gidiyorlardı, yeni bir grup kız geliyordu.

 Bir de sadece bir kez çağırılmış mağdurlar vardı.

 Sadece bir lütuf için.

 Sadece bir kez çağrılan o mağdurlardan başka kaç tane vardı?

 Ve onlardan kaçı olanları hatırlayamayacak kadar hafızasında bastırmıştı?

 Ben binlerce mağdur olduğuna inanıyorum.

 Ta-da!

 - Her zaman yanımdasın.

 Vay canına.

 - Vay canına.

 Fred, avukatı, benimle oturup, bana karımın katlanmak zorunda kaldığı şeyleri anlattı.

 Sekiz yaşındayken Samuel'in tecüvüzüne uğramıştı.

 Alondra, Samuel'in mağdurlarından biriydi.

 Ayrıca Nason'un da mağdurlarındandı.

 İsa Mesih'in havarisi için hiçbir kanun geçerli değildi.

 Doğru ya da yanlış yoktu.

 İsa'nın Havarisi size kızları hazırlayacaksın demişse, kızları hazırlamak zorundaydınız.

 Naasón'un mağdurlarına yaşattığı işkencelerden biri de onları diğer kızları hazırlamak zorunda bırakmaktı.

 Çünkü o kızların da sizin yaşadıklarınızı yaşamak zorunda kaldıklarını görüyordunuz.

 Ama hepsi bir lütuf olarak sunuluyordu.

 Uçurtmayı görüyor musun?

 Uçurtma işine girmeyi düşünüyorum.

 Hadi, yürüyüşe çıkalım.

 Kızları hazırlayanlar, görevlerinin bu olduğundan bile habersizler, çünkü aynı şey onlara da olmuş.

 Yani, sonraki adım, yeni kızlar getirmek, onlara, kendilerine öğretilen şeyleri öğretmek neredeyse bir zorunluluk.

 Aynı tür beyin yıkama.

 Elbette onlar bunu beyin yıkama olarak görmezler, ama sonunda yaptıkları bu olur.

 Sonra yeni nesil de sonrakine aynı şeyi yapar.

 Ve bu Kilisenin kuruluşundan beri böyle.

 Birine kötü bir şey yaptırmak için birinin kafasına silah dayamak zorunda değilsiniz, bunu yapmak zorunda değilsiniz, hayır.

 Çünkü onlar bizim değerlerimizi kirletirler, ahlak anlayışımızı kirletirler.

 Samuel'in bana yaptığı şey de bu oldu.

 Bütün o kızlara yaptığı şey de buydu.

 

Sen Alondra,

Sen de benim gibi, kandırılan binlerce insan gibi Yalanlarla dolu bir balonda yaşayanlar gibi Aşağılanmaya katlanmak zorunda kaldın.

 Bugünse gelip bütün gerçekleri anlattın.

 Sana şunu söylemek istiyorum, sen de bir mağdursun.

 Seni bu hâlde görmek kalbimi paramparça ediyor.

 Neden yaptılar bunu?

 Neden genç kız bulmak için kandırılmış bir kadını hapse attılar?

 Sorumlu olan o değil.

 Asıl sorumlu olan onların beynini yıkayan adam.

 Neden?

 O da bir mağdur.

 Mağdur olduğu çok belli.

 Ona, "Doğru şeyi yapmamız gerek.

" dediğimde, tam olarak ne demek istediğimi hiç söylemedim, ama asıl kastettiğim şuydu: "Öldürülecek olsak da, hayatının kalanını hapiste geçirmek zorunda kalsan da, sonuçları ya da akıbeti ne olursa olsun, yapılacak tek doğru şey var, o da ifade verip adaletin yerini bulmasını ve kaosun sona ermesini sağlamak.

 Sadece tutuklanıp hapse atıldıktan sonra "Belki, inandığım her şey yalandır.

" diye düşünmeye başladı.

 Ve bu noktadan sonra, savcılıkla bir anlaşmaya vardık ve iş birliği yapmayı, Garcia aleyhine ifade vermeyi kabul etti.

 Kilise lideri Naasón Joaquín García'nın suç ortağı Alondra Ocampo, Savcılığın suçlamalarından dördünü kabul etti.

 

36 Yaşındaki Alondra Ocampo, Kaliforniya Savcılığı'yla anlaşmaya vardı.

 

Bu, Joaquin García'nın savunmasını zorlaştıracak.

 

Naasón Joaquín García'nın başlıca suç ortağı Alondra Ocampo,

Bugün dört yıl hapis cezasına çarptırıldı.

 Söylenenlerden daha fazlasını bildiğini biliyoruz.

 Zaten Naasón Joaquín'in tabutuna son çiviyi çakan da bu olacak.

 Naasón Joaquín García, mahkemeye çıkacak.

 Yargıç Ronald Cohen'in kararı bu.

 Kendine havari diyen bu adam için Savcılık, elinde yeterli kanıt olduğuna inanıyor.

 18 Ağustos Salı günü, Yargıç Cohen, García'nın işlediği iddia edilen suçlardan Mahkemede yargılanmasına karar verdi.

 

Meksika Mali Suçlar Bürosu,

Kara para aklama ve vergi kaçırma suçlamalarıyla

Naasón Joaquín García'ya ve derneklere ait hesapları dondurdu.

 

Kilise ve liderlerinin mali işlemlerinin soruşturulması için işlemlere başlandı.

 Mali Suçlar Bürosu müdürü, Santiago Nieto Toplam 360 milyon peso ve 1,5 milyon dolar değerindeki altı hesaba el koydu.

 Dinî grupla ilgili altı kişinin hesabına el konuldu.

 Hesapların, kiliseye yapılan bağışların yanı sıra Çocuk pornosu ve istismarıyla ilgili aktivitelerde de kullanıldığı düşünülüyor.

 Üç büyük para transferi daha soruşturuluyor.

 Bunlar, 500 milyon, dört milyon ve üç milyon peso değerinde.

 

Kilise yetkilileri yaptıkları açıklamada suçlamaları reddetti

Ve bu yalanların binlerce aileye zarar verdiğini iddia etti.

 

Hiçbir suçun işlenmediğini söyleyen yetkililer,

Mahkeme sonunda başlamak üzereydi.

 Heyecanlıydım.

 Bütün mağdurlar heyecanlıydı.

 Çünkü, bütün bunlar sürerken, savunma avukatları bana saldırmaya başlamışlardı.

 Kendi insanları, Youtuber'lar aracılığıyla yalanlarını yayıyor, bize karşı iftira videoları yayınlıyorlar, kişisel

bilgilerimizi paylaşıyorlardı.

 

Meğer mağdurlar kendi aralarında yarışıyorlarmış.

 

Fahişelerin en büyüğü olmak için yarışıyorlarmış.

 

- Herkes için teselli armağanı olmuşlar.

 - Evet.

 

Bir de şöyle bir şey diyorlarmış,

Bay Naasón'u suçladıkları için tehdit edildiklerini söylüyorlarmış - Ama bu doğru değil çünkü para almışlar.

 - Para almışlar.

 Yüzlerini göstermediler, tanımıyorum.

 Onlarla tanışmak, yüz yüze ve kalp kalbe konuşmak isterdim.

 Naasón Joaquín'in mağdur ettiği insanlar için Neden iki yıldır adalet sağlanamadı?

 Asıl sorulması gereken soru şu, "Gerçekten mağdurlar mıydı?

" Garcia, ilk avukatını tuttuktan kısa süre sonra kovmuştu.

 Dava geliştikçe,

zaman geçtikçe, Garcia bir grup avukat daha tuttu.

 Tanınmış savunma

avukatlarıydı, ah, Garcia onlarla uzun zamandır çalışıyordu.

 Sonra, en sonunda karar kıldığı avukat, Alan Jackson oldu.

 Alan çok iyi tanınan bir savunma avukatıdır.

 Los Angeles Başsavcılığı Ofisi'nde Ağır Suçlar Biriminin başında bulunmuştu ve başsavcılıkla çok güçlü bağlantıları vardı.

 Bütün zengin ve güçlüler nedense Alan Jackson'ı tutuyorlardı.

 Kevin Spacey, genç bir oğlanla bağlantılı olarak suçlandığı zaman, sanırım Doğu Yakası'ndaydı, onu temsil eden kişi Alan Jackson olmuştu.

 Üstünden geçen her gün, bana bu şeyden ceza almadan kurtulacağını, hepsinin yanına kalacağını düşündürüyordu.

 Ve bu gerçekten İsa Mesih'in havarisi olduğu anlamına gelecekti.

 Kanıtların mahkemede kullanılmasını engellemek için dilekçe üzerine dilekçe verip duruyorlar, savcılığın çalışmasında bir hata bulmak için uğraşıyorlardı.

 Bu dava için savcıları gerçekten uğraştırmışlardı.

 

Kilise lideri Naasón Joaquín García aleyhine açılan davada

Yeni bir mahkeme tarihi belirlendi.

 

Hakkında açılan davada duruşma tarihini bir kez daha erteletti.

 Mahkeme başlamadan birkaç gün önce, Los Angeles savcılığından bir telefon geldi.

 Bana oraya gitmem için on beş dakikam olduğunu söylediler.

 Çok acildi.

 Naasón bir ceza anlaşmasını kabul edecekti.

 

La Luz del Mundo Kilisesi'nin lideri Naasón Joaquín García,

Üç ayrı vakada çocuk istismarı suçlamalarını kabul etti.

 Hepimizi aynı anda aradılar.

 Oraya olabildiğince hızlı gittim, o sırada işteydim.

 Vardığımda anlaşma çoktan yapılmıştı.

 Bize hiç danışılmadı, ceza anlamında ne istediğimiz hiç sorulmadı, ama ona soruldu.

 İstediği her şeyi almış oldu.

 Bir kez daha, İsa Mesih'in havarisi olarak gücünü kullanmıştı.

 Savcılık bile onun gücüne boyun eğmişti.

 Buna karşı kazanmak imkânsız.

 

García, reşit olmayan çocuklarla Cinsel ilişkiye girdiğiyle ilgili suçlamaları kabul etti.

 

Bu anlaşmayla alması beklenen müebbet hapis cezası,

16 Yıldan sekiz aya düşmüş oldu.

 

Üç yıldır tutuklu olduğu için sadece 14 yıl yatacak.

 

Naasón Joaquín García'nın savunma ekibi,

Müebbet hapis cezası almasının olası olduğuna karar vermişti.

 Masumiyetini ispatlamak için kanıt sunmasına izin vermediler.

 İsa Mesih'in havarisi, Ceza anlaşmasını, Savcılığın ona sunduğu koşullarda Günün birinde kilisesine geri dönebilmek için kabul etti.

 Bu yüzden insanların şunu anlaması benim için çok önemli, bu itiraf anlaşmasının, 16 yılın, Naasón'un işlediği suçların korkunçluğuyla alakası bile yok.

 Bunun iyi bir karar olduğuna inanıyoruz, çünkü biz onun iddia edilen bu suçları işlediğine inanmıyoruz.

 Amerikan ceza sisteminde buna çok sık rastlanır.

 Çok sık rastlanır.

 Suçlanan kişi masum bile olsa suçu kabul eder, çünkü bu bir anlaşmadır.

 Önceden varılan bu anlaşmayla, size orada ne kadar kalacağınızla ilgili garanti verilmiş olur.

 Siz de geleceğinizin ne olacağına dair bir fikir sahibi olursunuz.

 8 HAZİRAN 2022 NAASÓN'UN TUTUKLANIŞINDAN ÜÇ YIL SONRA Kaliforniya'dan canlı yayındayız.

 Birkaç saat sonra mahkeme, Kilise lideri Naasón Joaquín García hakkında karar verecek.

 Mağdurlar, Yargıç Ronald Cohen'e Mağdur ifadelerini göz önüne alarak 16 yıl, 8 aylık anlaşmayı iptal etmesi Ve cezayı üç istismar suçu için 20 yıla çıkarması çağrısında bulundular.

 Bunca zaman boyunca hiç kimse sesimizi duymadı.

 La Luz del Mundo sesimizi kısmayı başardı.

 Tanrının hizmetkârı Naasón bizi susturdu.

 Savcılık bizi susturdu, bütün dünya bizi susturdu.

 Bu sesimizi duyurabilmek için, hikâyemizi anlatabilmemiz için tek fırsatımızdı.

 Sonunda ceza duruşması günü gelip çattı.

 O günün gelişini, ben davaya katılmadan önce, yıllardır bekliyorlardı.

 Bu yüzden ortaya çıkmış ve hayatlarıyla ilgili her şeyi riske atmışlardı.

 İlişkileriyle ilgili her şeyi, güvenlikleriyle ilgili her şeyi ve ruhsal durumlarıyla ilgili her şeyi tehlikeye atmışlardı.

 Ama sonunda duyulmaya hazırdım.

 O gün için istediğim tek şey buydu.

 Tek istediğim duyulmaktı.

 Naasón'un beni dinlemesini istiyordum.

 Belki, bir saniye için, biraz olsun pişmanlık duyar, yaptıklarıyla beni ne kadar kötü etkilediğini, diğer kızları nasıl etkilediğini anlar diye düşünmüştüm.

 Bunların birini olsun hissetmesini istemiştim.

 - Duruşma kaldığı yerden devam edecektir.

 - Teşekkür ederim.

 Karar duruşması başlıyor.

 Davalılar ve bütün konsey hazır.

 İspanyolca tercümanların yeminleri dosyada ve hazır.

 Mağdurları dinlemeye devam edeceğiz.

 

Tünaydın Sayın Yargıç.

 

Ben İsimsiz Mağdur 5.

 

İnsanlar soruyor, bu kadar mağdur varsa

Neden hiç kimse konuşmadı?

 Bunun sebebi, Onun aleyhinde konuşmanın bedelinin çok ağır olması.

 Bütün o yalnızlık ve bütün o utanç, Bir insanın yaşayabileceği en kötü işkencedir.

 Tam yedi yıl geçti.

 Naasón'un ellerinde istismara uğradığım günden beri.

 Benden her şeyimi çaldı.

 Ailemi çaldı, Arkadaşlarımı çaldı, Güvenimi ve masumiyetimi çaldı.

 Şimdiyse geriye sadece Bana yıllar boyunca yaptıklarının bölük pörçük ve iğrenç anıları kaldı.

 Size yalvarıyorum.

 Bütün kalbimle yalvarıyorum.

 Lütfen, cezasını mümkün olan en yüksek sınıra kadar arttırın.

 

Naasón, işte buradayız.

 

Bak bize.

 

Bizi ve öteki küçük kızları senin pis arzuların için hazırladılar.

 Bizim en büyük zayıflıklarımızdan faydalandın.

 Bana tecavüz ettiğin gün, Bana bir sevgilimin olmayacağını çünkü sevgilimin sen olduğunu söylemiştin.

 Bu, hayatım boyunca bütün gerçeklik algımı değiştirdi.

 Bir daha asla aynı kişi olamayacağım.

 Naasón.

 

Sen dokunulmaz tahtında otururken

Bütün hayatlarını,

Senin için feda etmeye hazır olan binlerce çocuk vardı.

 Ben de o çocuklardan biriydim.

 Bir yalanı kullanarak Benden cinsel olarak faydalandın ve bana tecavüz ettin.

 Masumiyetimi elimden aldın.

 Vücudumu sonsuza dek kirletmekle kalmadın, Ruhumu da parçaladın.

 Ailemi kaybettim Çünkü kendi akrabalarım beni artık insan yerine koymuyorlar.

 Aleyhinde konuştuğum için Mutluluğu hak ettiğime inanmıyorlar.

 Sonsuza dek hapiste yatmayı hak ediyorsun.

 

Şimdi eski günlüğümden bir bölümü okuyacağım.

 

İSİMSİZ MAĞDUR 3, MÜŞTEKİ

"Bugün sinir krizi geçirdim.

 Söylesek ailemiz bize asla inanmaz Ama en önemlisi, bunun lütuf olması gerekiyordu.

 Sözde Tanrı'nın adına bekâretini kaybetmek lütuftu.

 

Bu bana hiç mantıklı gelmiyordu.

 Daha 13 yaşındaydım.

 Benim en savunmasız zamanımda benden faydalandı ve beni yok etti.

 Henüz sadece çocuktum ve bu canavar, Vahşice haysiyetimi parçaladı.

 Bunlar hayatımın en karanlık dönemleriydi.

 Naasón.

 

İSİMSİZ MAĞDUR 4, MÜŞTEKİ

Yoksa sana amca mı demeliyim?

 Bu sana tío demem için uygun bir zaman mı?

 Yoksa bu sadece sen bana tecavüz ederken kullanmam gereken bir hitap mıydı?

 Çünkü çok seksi bulduğunu söylemiştin.

 İsimsiz mağdur olarak şikâyetçi olduğumda Bana pazarlık yapılmayacağı Ve anlaşma olmayacağı söylenmişti.

 Konuşmamın sebeplerinden biri de buydu.

 Savcılık, bana bu konuda söz vermişti.

 Sonra bizi aradılar ve savcılıkla konuşmak için 15 Dakika içinde şehir merkezine gelmemizi söylediler.

 Mahkemeye gittiğimizi bile anlamamıştım.

 Bir an için Her şeyin bitmişti de bize şöyle söylenmiş gibiydi, "Katıldığınız için sağ olun.

 Şimdi tecavüzcünüzü bir kupayla ödüllendirelim.

" Sayın Yargıç, İnancım, Naasón Joaquín García tarafından bana karşı silah olarak kullanıldı.

 Ben Naasón'la ilişkiye girmek için rıza göstermedim.

 Bana, kurtuluşum için bedenimin Naasón'a teslim edilmesi öğretilmişti.

 Ardından, tecavüze uğradıktan sonra her gün Yeniden Tanrı'ya dua eder Ve onun için gösterdiğim fedakârlığı kabul etmesini isterdim.

 Hiç şaşmadan.

 Bütün kalbimle Ve bütün inancımla inanıyordum ki Bu, Tanrı adınaydı.

 Teşekkür ederim.

 Uzun zamandır yargıçlık yapıyorum.

 Ama bazı insanların, Din adına yaptıkları Beni hep hayrete düşürüyor.

 Bütün isimsiz mağdurlara şunu söylemek istiyorum.

 Bu dünya, Sesinizi duydu.

 Bundan emin olabilirsiniz.

 Bu isimsiz mağdurları terk eden O aile üyeleriyse Utanın!

 Utanın kendinizden!

 Davalı için söylenecek tek şey var.

 Sen bir cinsel istismarcısın.

 Bu noktada, Elim kolum bağlı.

 Özür dilerim.

 Avukatlar işlerini yapmak zorundalar.

 Şartlı tahliye reddedilmiştir.

 Davalı 16 yıl, 8 aylık cezasını eyalet hapishanesinde çekecek.

 - Duruşma bitti.

 - Teşekkür ederiz.

 Hayal gibiydi, nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

 Sesimin duyulması beni mutlu etmişti.

 Tek istediğim buydu.

 Yalan söylemediğimi bilsinler diye, sadece duyulmak istemiştim.

 Kefaleti 90 milyon dolar olarak belirlenmişken ve Naasón'un hakkında bu kadar ciddi suçlamalar varken, sonunda sadece on altı yıl almış olmasını kabul etmek kolay değil.

 Burada insanların düştükleri bir yanılgı, aslında bu en büyük yanılgıdır, bu bir kanıt olmadığı, yanlış bir şey yapmadığı yanılgısıdır, çünkü NXIVM'da olanları gördünüz.

 120 aldı.

 Naasón'un bunun iki katını alması gerekirdi.

 Buradaki tek fark mağdurlar, değil mi?

 Mağdurlar, oradaki grup beyazdı, buradakiler Latin asıllı.

 İsmi açıklanmayan beş mağdur da Gerçeklerini anlatmalarının neredeyse imkânsız olduğu koşullarda ortaya çıktı.

 Bunu, Naasón'un Başkalarını da istismar etmesine engel olmak için yaptılar.

 Şunu iletmemi istediler.

 Dışarıda bir yerde, bu kilise tarafından istismara maruz kalmış başkaları varsa, Naasón, onun babası, onun büyükbabası ya da Kilise'den biri tarafından İstismara maruz kalmış biri varsa Lütfen ortaya çıksın ve konuşsun.

 Birlikten kuvvet doğar.

 Bu korkunç ve iğrenç olaylar hakkında ne kadar çok kişi konuşursa Sonunu o kadar çabuk ve kalıcı şekilde getiririz.

 Teşekkür ederim.

 Tanrı'nın hizmetkârı kilisenin lideri olmayı sürdürüyor.

 Onun o yerden çıkıp geleceği günü bekliyoruz.

 Kilise, kime inanması gerektiğini biliyor ve bu durum değişmeyecek.

 Çünkü bizim inancımızın temeli, Naasón Joaquín'in İsa Mesih'in havarisi olduğu gerçeğidir ve bu hep öyle kalacak.

 Bütün bu kötülükleri görmek, içimizde, elçinin bize aşıladığı iyilik için daha büyük bir gayretle çalışmaya devam etme isteği uyandırdı.

 Bu bana daha çok güç verdi ve daha büyük bir heyecanla, olduğum şeyle, inandığım şeyle, La Luz del Mundo Kilisesi ile ve havari Naasón'la gurur duymamı sağladı.

 Ne yazık ki, Samuel yaptıklarının cezasını çekemeden öldü, ama en azından artık onun ne olduğu biliniyor.

 O bir dolandırıcıydı.

 Bu açıdan tatmin oldum.

 Onun adı, mirası, artık bir din adamı olarak devam etmeyecek, çünkü hiçbir zaman öyle biri olmadı.

 O bir insan yırtıcıydı.

 Babası da bir yırtıcıydı.

 Ve ondan da yırtıcı bir çocuk doğdu.

 Olan şey bu.

 Babamın, annemin, kardeşlerimin ve kız kardeşlerimin bana sırtlarını dönmüş olmalarını düşünüyorum da bu beni çok incitiyor.

 Yani, insanları seviyorum, kız kardeşlerimi hatırlıyorum, bütün o insanları hatırlıyorum.

 Onları sevmiştim.

 Kilisede bir tek düşmanım bile yoktu.

 Kimsenin düşmanı da değildim.

 Bazen "Evet.

" diyorum, "Bir gün Tanrı'yı göreceğim.

" Ama sonra birden "Hayır, doğru değil.

" diyorum.

 Yani, benim beynim yıkanmış ve bunu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum.

 Gerçek şu ki, sevgi dolu olmalıyım.

 Huzurlu bir çevrem olmalı.

 Komşularıma iyilik yapmalıyım ve hayatıma bir şekilde devam etmeliyim.

 Ama diğer taraftan, ruhani bir ihtiyacım da var.

 Ve bunun için nereye gideceğim?

 Bilmiyorum, kesinlikle.

 O, böyle bir hayatı yaşamayı seçmemişti.

 İstediği bir şey değildi.

 Koşullar, o zaman ihtiyaç duyduğu desteğe sahip olmadığı için onu sürgünde yaşamak zorunda bırakmıştı.

 Ne yetkililer, ne de La Luz del Mundo cemaati yanında oldu.

 Bu yüzden sonunda kendi canını almaya karar verdi.

 Tanrı'nın böyle şeylere neden izin verdiğini öğrenmeye ihtiyacı vardı.

 Bu yüzden Tanrı ile yüzleşmek, ölmek istedi.

 Ona bunların neden onun başına geldiğini sormak, ondan bir cevap almak için ölmek istedi.

 Sadece olan şeylerle ilgili farkındalığı arttırmak istiyorum.

 Herkesin bilmesini istiyorum.

 Çünkü bunun yeniden olmasını istemiyorum.

 Gelecekte, bir başka mağdurun daha benim yaşadıklarımı yaşamasını istemiyorum.

 Sorun şu ki, La Luz del Mundo Kilisesi'ne baktığınızda, aslında güzel bir şey olduğunu görürsünüz.

 Ben o kiliseye âşıktım.

 İçinde pek çok güzel şey vardı.

 Kardeşlik, cemaat olma duygusu.

 Çok güzeldi.

 Ama La Luz del Mundo'nun bir üyesi olmak demek, kendinizi tamamen ona teslim etmek demekti.

 Artık doktrine ve havariye teslim olmuş oluyordunuz.

 Bu yüzden size olan bu şeylere karşı böyle savunmasız kalıyordunuz.

 İstismarın en kötü biçimi, kimliğinizin elinizden alınması, düşünmenizin engellenmesi ve özgürlüğünüzün kısıtlanmasıdır.

 Bu yüzden, benim için yapacak tek şey olarak ifademi vermek ve hikâyemi anlatmak kaldı.

 Farklı düşünmeye başladım, çünkü daha önce her şeyi siyah ya da beyaz, iyi ya da kötü olarak görürdüm.

 Ama sonra grinin tonlarını da görmeye başlıyorsunuz.

 Dik duruyormuş gibi görünüyor olabilirim, ama temelim zarar gördü.

 Hayatımı yeniden kurmalıyım ve bu uzun zaman alacak.

 Benim için iyi olan şey destek alabiliyor olmam.

 Ama bu desteği alamayan, en baştan başlamak zorunda kalan insanlar için ne kadar zor olduğunu bir düşünün.

 Bugün, İsimsiz Mağdur Dört olarak, iyileşmek için hâlâ mesafem olduğunu düşünüyorum, ama yine de daha önce olduğumdan çok daha iyi durumdayım.

 Hepsiyle ilgili en güzel şeye gelirsek, bu süreci özgür yaşıyoruz.

 Çünkü bu beyniniz köleleştirilmişken bir şeylere anlam vermeye çalışmaktan çok farklı.

 İstediğimiz tek şey bunun bir daha olmaması.

 Naasón'un mağduru olan bütün o diğer kadınlar.

 Bugün, konuşmamam gereken konularda konuştuğum için benden nefret ediyor olsalar bile, bunu onlar için yaptım.

 Beni motive eden intikam duygusu değildi.

 Hayır.

 Yaptığım her şeyi sevgi için yaptım.

 KAREM LEÓN'UN ANISINA

BEŞ İSİMSİZ MAĞDURLA DİĞER MAĞDURLAR, LA LUZ DEL MUNDO KİLİSESİ, NAASÓN JOAQUÍN, ALONDRA OCAMPO VE DİĞERLERİNE İSTİSMARDAN DOLAYI HUKUK DAVASI AÇTI ALONDRA OCAMPO ARALIK 2022'DE ŞARTLI TAHLİYEYE UYGUN GÖRÜLDÜ İSİMSİZ MAĞDURLARIN ONA AÇTIĞI HUKUK DAVASI HÂLÂ SÜRÜYOR 2019'DAN BERİ MEKSİKA'DA NAASÓN GARCÍA HAKKINDAKİ SORUŞTURMA SÜRÜYOR

ADALET BAKANLIĞI HENÜZ TUTUKLAMA EMRİ ÇIKARMADI

MALİ SUÇLAR BÜROSU KARA PARA AKLAMA İDDİASIYLA

KİLİSE'NİN PARA TRANSFERLERİNİN İNCELENMESİ İÇİN SORUŞTURMA AÇTI

ŞU ANA DEK ŞİKÂYETLERLE İLGİLİ HERHANGİ BİR SONUÇ ALINAMADI

SİZ VEYA TANIDIĞINIZ CİNSEL ŞİDDETE YA DA İSTİSMARA UĞRADIYSANIZ

YARDIM ALMAK İÇİN BU İNTERNET SİTESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ|

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar