Print Friendly and PDF

Translate

Dune: Çöl Gezegeni (2021)

|

 

 

Dune: Part One

155 dk

Yönetmen:Denis Villeneuve

Senaryo:Frank Herbert, Eric Roth, Denis Villeneuve

Ülke:ABD , Kanada

Tür:Aksiyon, Macera, Dram

Vizyon Tarihi:22 Ekim 2021 (Türkiye)

Dil:İngilizce, Çince

Müzik:Hans Zimmer

Çekim Yeri:Origo Film Studios, Budapest, Macaristan

Nam-ı Diğer:Çöl Gezegeni

Oyuncular

Timothée  Chalamet

Rebecca   Ferguson

Oscar  Isaac

Jason   Momoa

Stellan   Skarsgård

 

Özet

Uzak bir gelecekte geçen Dune, ailesi çöl gezegeni Arrakis’in kontrolüne sahip olan Paul Atreides’in hikayesini anlatıyor. Galaksinin farklı noktalarındaki gezegenler, rakip feodal aileler tarafından yönetilmektedir. Çok değerli bir kaynağın tek üreticisi olan çöl gezegeni Arrakis'in kontrolü asil aileler arasında son derece talep görmektedir. "Baharat" adı verilen bu kaynak, yüksek bilinç ve uzun bir yaşam süresi sunarken, beraberinde çok ciddi yan etkileri de getirmektedir. Ayrıca yıldızlararası yollarda gezinmeye yardımcı olan kaynak da bu baharattır. Bu kaynağı elde etmek isteyen feodal rakiplerden Harkonen ailesi tarafından Paul ve ailesine tuzak kurulur. Bu tuzağın sonucunda Paul'un ailesi darmadağın olarak firari hale gelir. Paul, ailesinin Arrakis kontrolünü yeniden kazanması için bir isyan başlatırken, tüm evrenin seyrini değiştirebilme ihtimalini yakalayacaktır.

Altyazı

Rüyalar, derinlerden gelen mesajlardır.

 Gezegenim Arrakis, gün batımında oldukça güzeldir.

 Uçuşan kumların arasında havadaki baharatı görebilirsiniz.

 Ancak akşam vakti geldiğinde baharat toplayıcıları görünür.

 Yabancılar gündüzün sıcağından kaçınmak için zamanla yarışırlar.

 Gözlerimizin önünde topraklarımızı yağmalıyorlar.

 Tek bildiğim şey insanlarımıza yaptıkları zulüm.

 Bu yabancılar, Harkonnenler, daha ben doğmadan önce gelmişler.

 Baharat üretimini kontrol ederek inanılmaz bir biçimde zenginleştiler.

 İmparatorun kendisinden bile daha zenginler.

 Savaşçılarımız Arrakis'i, Harkonnenlerin esirliğinden kurtaramadı   ancak bir gün, imparatorluk kararıyla çekip gittiler.

 İmparator neden böyle bir yolu seçti?

 Peki sıradaki zalimler kim olacak?

 <b>DUNE (2021) Birinci Bölüm <b>Çeviri: rabiadelpueblo Keyifli seyirler dilerim.

 <b>SENE 10191 <b>CALADAN ATREIDES HANEDANLIĞININ ANA GEZEGENİ Erken kalkman iyi oldu.

 İmparatorun elçisi gelmeden önce baban seni giyinip kuşanmış bir şekilde görmek istiyor.

 Giyinip kuşanmak derken?

 Askeri üniforma mı?

 Tören kıyafetinle.

 Zaten karar verilmişken neden bütün bunları yapmak zorundayız ki?

 Tören mi?

 Teşekkür ederim.

 Eğer istiyorsan sana vermemi sağla.

 - "Sesini" kullan.

 - Anne ama daha yeni uyandım.

 - Suyu bana ver.

 - Bardak seni duyamaz.

 Bana emret.

 Suyu bana ver.

 - Neredeyse.

 - Neredeyse mi?

 Bene Gesserit becerilerinin öğrenilmesi yıllar alır, Paul.

 Yorgun görünüyorsun.

 Yine mi rüya gördün?

 Hayır.

 Aşırı sıcaklar ve tehlikeli hava olayları   Arrakis şehirlerinin dışındaki hayatı oldukça tehlikeli bir hale sokuyor.

 Özellikle de metali dahi kesecek güçte kum fırtınaları varken  Ancak yalnızca "Fremen" olarak bilinen yerli kabileler   hayatta kalabilecek kadar iyi adapte olmuşladır.

 Arrakis'in en uzak bölgelerinde yaşamayı tercih eden Fremenler   uçsuz bucaksız bu çölü, Fremenler tarafından Shai-Hulud olarak bilinen   dev kum solucanlarıyla paylaşırlar.

 Uzun süre baharata maruz kalmak   kabileye karakteristik mavi gözleri kazandırdı.

 İbad'ın gözlerini.

 Tehlikeli ve güvenilmez olmaları dışında Fremenler hakkında çok az şey biliyor.

 Fremenlerin saldırıları baharat hasadını yapmayı oldukça tehlikeli bir hale sokuyor.

 Fremenler için baharat, yaşamı koruyan   ve sağlığa muazzam faydalar sağlayan kutsal bir halüsinojendir.

 İmparatorluk için ise baharat, Uzay Loncasına ait gemicilerin   yıldızlar arasında güvenli seyahet yolları bulması için kullanılır.

 Baharat olmadan yıldızlararası yolculuk imkansızdır ki   bu da onu evrendeki açık ara en değerli madde yapar.

 Gülümse, Gurney.

 Gülümsüyorum zaten.

 Bu formalite için onca yolu gelmeleri onlara ne kadara mâl olacak?

 Gidiş dönüş için üç lonca gemisine ve 1.

460.

062 Solariye.

 Bilinen Evrenin İmparatoru, Padişah'ın Altın Aslan Tahtına Yükselen   Corrino Hanedanlığından 4.

 Shaddam'ın lütfuyla   Değişimin Habercisi olarak karşınızdayım.

 İmparatorluk Mahkemesi üyeleri, Uzay Loncası temsilcileri   ve Bene Gesserit rahibesi olarak şahitiz ki  İmparator şöyle buyurdu: "Atreides Hanedanlığı derhal Arrakis'in kontrolünü ele geçirecek " " ve ona hizmet edecektir.

" Kabul ediyor musunuz?

 Bizler Atreides Hanedanlığıyız.

 Ne karşılık vermediğimiz bir çağrı vardır!

 Ne de ihanet ettiğimiz bir inanç olmuştur!

 İmparator bizden Arrakis'e barış getirmemizi istiyor.

 Atreides Hanedanlığı da bunu kabul ediyor.

 Atreides!

 Mührünüz.

 Bitti mi?

 Bitti.

 - Nasıldı?

 - Dengeleyiciler oldukça gevşekti.

 - Hemen hallederim.

 - Sağ ol, dostum.

 - Duncan.

 - Evlat!

 Paul, dostum!

 Yarın öncü ekibiyle birlikte Arrakis'e mi gidiyorsun?

 Evet, öncü ekibiyle birlikte Arrakis'e gidiyorum.

 - Beni de yanında götürmeni istiyorum.

 - Öyle mi?

 Bu kötü oldu çünkü cevabım hayır!

 Duncan!

 Beni askeri mahkemeye mi çıkartmaya çalışıyosun?

 Neler oluyor?

 - Bir şey için sana güvenebilir miyim?

 - Daima.

 Bunu biliyorsun.

 Bir süredir çeşitli rüyalar görüyorum.

 Arrakis ve Fremenler hakkında.

 Peki, yani?

 Seni de gördüm.

 Fremenlerle birlikte.

 Yani onları buluyor muyum?

 Ne güzel.

 Bu iyiye işaret, öyle değil mi?

 Lanville!

 Seni yerde ölü halde yatarken gördüm.

 Savaşta yenik düşmüştün.

 Eğer orada olsaydım yaşıyor olacaktın gibi hissettim.

 Her şeyden önce ben ölmeyeceğim.

 Dediklerimi ciddiye almıyorsun!

 Bu yüzden mi benimle birlikte gelmek istiyorsun?

 Dinle, rüyalar güzel hikayeler yaratır   ama önemli olan her şey biz uyanıkken gerçekleşir   çünkü bir şeyleri burada gerçeğe dönüştürürüz.

 - Şu haline bak!

 Kas mı yaptın sen?

 - Yapmış mıyım?

 Hayır.

 Arrakis'te görüşürüz, evlat!

 Baba, yarınki Arrakis keşif görevinde Duncan İdaho'ya katılmak istiyorum.

 Fremen dili üzerine çalıştım.

 Görevde değerli olurum.

 Mümkün değil.

 Sen de bizim gibi birkaç hafta sonra Arrakis'e seyahet edeceksin.

 Hayatım boyunca eğitiliyorum ama izin verilmeyecekse bunun ne anlamı var  Sebebini biliyorsun, Paul.

 Atreides Hanedanlığının geleceği sensin.

 Yine de büyükbabam spor olsun diye boğalarla güreşti.

 Evet!

 Bak bu onu nereye getirdi!

 Yanımda olmana ihtiyacım var.

 Arrakis'e indiğimizde çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağız.

 Ne tehlikesi?

 Fremenler mi?

!

 Çöl mü?

!

 Politik tehlike.

 Büyük hanedanlıklar bizden liderlik etmemizi bekliyor   ve bu durum İmparatoru tehdit ediyor.

 Arrakis'i Harkonnenlerin elinden alıp bize teslim ederek   her iki hanedanlığı da zayıtlatacak bir savaş için zemin hazırlıyor.

 Ancak sağlam durur ve Arrakis'in gerçek gücüne erişirsek   hiç olmadığımız kadar güçlü oluruz.

 Bu ne demek oluyor şimdi?

 Baharat hasat edip Fremenleri yerlerinden etmek mi?

!

 Harkonnenlerden daha iyi olamazdık zaten!

 Hayır.

 Fremenlerle ittifak kurarak  Bunu ayarlaması için Duncan İdaho'yu gönderdim.

 Burada, Caladan'da, hava ve deniz gücüyle hükmettik.

 Arrakis'te çöl gücünü işlememiz gerekecek.

 Konseyimde yer almanı ve yaptıklarımı öğrenmeni istiyorum.

 Peki ya öyle değilsem, baba?

 Ne değilsen?

 Atreides Hanedanlığının geleceği.

 Ben de babama bunu istemediğimi söylemiştim.

 - Pilot olmak istiyordum.

 - Bunu bana hiç söylememiştin.

 Büyükbaban ise şöyle demişti; "Büyük adam liderlik peşinde koşmaz.

" "Bunun için çağrılır ve bu çağrıya cevap verir.

" Eğer cevabın "Hayır" ise   yine de hala senden olmana ihtiyaç duyduğum tek şey olacaksın  Oğlum olacaksın.

 Ben kendi yolumu buldum.

 Belki sen de bulursun.

 Onların anısına   en azından dene.

 Arkanı kapıya dönme.

 Sana bunu kaç defa söylemem gerekecek?

 Adımlarından bunun sen olduğunu söyleyebilirim, Gurney Halleck.

 Birisi adımlarımı taklit edebilir.

 Aradaki farkı biliyorum.

 Yeni silah ustası sen misin?

 Duncan İdaho'nun gitmesiyle elimden gelenin en iyisini yapmalıyım.

 Bıçağını seç.

 Yorucu bir gün oldu, Gurney.

 Onun yerine bize bir şeyler çal.

 Bu ne kabalık böyle!

 Hadi.

 Hadi.

 İhtiyar.

 Yavaş hareket eden bıçak kalkanı deler.

 - Sanırım bugün havamda değilim.

 - Havanda değil misin?

 Bunun ne alakası var?

 Ruh halin ne olursa olsun gerektiğinde savaşırsın.

 Hadi, dövüş benimle!

 Hadi!

 - Hakladım seni!

 - Tabii.

 Ama aşağıya bakın Lordum.

 Ölümümde bana eşlik ediyorsunuz.

 Havaya girdiğini görüyorum.

 - O kadar da kötü olur muydu ki?

 - Gerçekten anlamıyorsun, değil mi?

 Başımıza gelenlerin vahim doğasını gerçekten anlamıyorsun.

 80 yıldır Arrakis, Harkonnen Hanedanlığına aitti.

 80 yıldır baharat tarlalarına sahip olmak  Zenginliklerini hayal edebiliyor musun?

 Gözlerinde  Bunu gözlerinde görmeliyim.

 Daha önce bir Harkonnenli ile karşılaşmadın.

 Ben gördüm.

 Onlar insan değil.

 Birer zalim!

 Hazır olmalısın.

 <b>GIEDI PRIME HARKONNEN HANEDANLIĞININ ANA GEZEGENİ Lord Baron.

 Rabban.

 Son gemimiz de Arrakis'ten ayrıldı.

 İşlem tamamlandı.

 Çok iyi.

 Amca, bunun olmasına nasıl izin verdik?

 İmparator, inşa ettiğimiz her şeyi   nasıl elimizden alıp o Dük'e verir?

 Nasıl?

!

 Bunun sevdiği için yaptığından pek emin olma.

 Ne demek istiyor bu?

 Bir hediye ne zaman hediye olmaz?

 Atreides Sesi yükseliyor   ve İmparator kıskanç bir adam.

 Tehlikeli, kıskanç bir adam.

 Paul!

 Paul, uyan.

 - Ne oldu?

 - Giyin ve benimle gel.

 Nedir bu?

 Muhterem Annemiz, Gaius Helen Mohiam burada.

 Bene Gesserit okulunda benim öğretmenimdi.

 Kendisi artık İmparator'un Doğru Söyleteni.

 Seninle tanışmak istiyor.

 Neden?

 Gördüğün rüyaları öğrenmek istiyor.

 Rüyalarımdan nasıl haberdar oldu ki?

 - Peki Dr.

 Yueh neden burada?

 - Sadece bir dakikaya ihtiyacı var.

 Merhaba, genç efendimiz.

 Anneniz benden sizin sağlığınızı kontrol etmemi istedi.

 Neler oluyor?

 Bene Gesserit çoğunluğun iyiliğine hizmet ettiğini iddia eder.

 Ama annenize olan tüm saygımla birlikte   onlar ayrıca kendi amaçlarına hizmet ederler.

 Ne diyorsun yani?

 Dikkatli olun.

 Kalbi hiç olmadığı kadar güçlü, Leydim.

 Bundan kimseye bahsetme.

 Paul!

 Eğitimini hatırla.

 Kimsin sen?

 Babası gibi gözlerinde bir meydan okuması  Yalnız bırak bizi.

 Rahibe Helen Mohiam'ın söylediği her şeyi yapmalısın.

 Annemi kendi evinden kovuyorsun!

 Buraya gel.

 Diz çök.

 "Sesini" üzerimde kullanmaya nasıl cesaret edersin?

 Sağ elini kutunun içine sok.

 Annen bana itaat etmeni emretti.

 Boynuna zehirli bir iğne, Gom Jabbar, tutuyorum.

 Ani ölüm.

 Test oldukça basit.

 Elini kutudan dışarı çıkarırsan ölürsün.

 Kutuda ne var?

 Izdırap.

 Muhafızları çağırmana gerek yok.

 Annen şu kapının ardında bekliyor.

 Hiç kimse onu geçemez.

 Bunu neden yapıyorsun?

 Tuzağa yakalanan bir hayvan, kaçmak için kendi bacağını dişler.

 Sen ne yapacaksın?

 Sessiz ol.

 Korkmamalıyım.

 Korkmamalıyım.

 Korku, aklı öldürür.

 Korku, yok olmaya sebep olan küçük ölümdür.

 Korkumla yüzleşeceğim.

 Onun, üzerimden ve içinden geçmesine izin vereceğim.

 Ve korku geçtiğinde   onun yolunu görmek için gözlerimin içine bakacağım.

 Korkunun gittiği yerde hiçbir şey olmayacak.

 Yalnızca ben kalacağım.

 Yeterli.

 Bir elekten kumları elemek gibi biz de insanları eleriz.

 Bir hayvan gibi dürtülerini kontrol edememiş olsaydın   senin yaşamana izin veremezdik.

 Çok fazla gücü mirasın olarak taşıyorsun.

 - Neden?

 Dük'ün oğlu olduğum için mi?

 - Jessica'nın oğlu olduğun için.

 Birden fazla doğuştan hakkın var, evladım.

 Jessica.

 Onun öğretimiz doğrultusunda eğitiyorsun.

 - Bana şu rüyalardan bahset.

 - Bu gece bir tane gördüm.

 Ne gördün?

 - Arrakis'te bir kız vardı.

 - Onu daha önce de görmüş müydün?

 Hem de çok sefer.

 Sık sık rüyanda gördüğün gibi olan şeyleri hayal eder misin?

 Tam olarak değil.

 Hoşçakal, genç insan.

 Umarım yaşarsın.

 O kadar ileri gittin mi?

 Kurala karşı gelerek onu "öğretimiz doğrultusunda" eğitmeyi seçtin.

 Gücümüzü kullanıyor.

 Sınırlarına kadar test edilmesi gerekiyordu.

 Bu erkekte çok fazla potansiyel boşa harcandı.

 Sana sadece kız çocuğu doğurman söylendi   ama sen ve gururun, Kwisatz Haderach'ı doğurabileceğini düşündü.

 Yanılmış mıyım?

 O odada ölmediği için şanslısın.

 "Seçilmiş Kişi" o ise daha gidecek çok yolu var.

 Görüşü zar zor uyandırılmış ve şimdi de ateşe doğru gidiyor.

 Ancak planlarımız yüzyıllardır ölçülü biçimde ilerliyor.

 Vaat ettiklerini başaramazsa diye başka umutlarımız var.

 En ufak bir umut ışığı görüyor musun?

 Arrakis'te sizin için yapabileceğimiz her şeyi yaptık.

 Geçeceği yol hazırlanmış durumda.

 Umalım ki onu boşa harcamasın.

 Paul!

 Bu ne demek oluyo?

 - Seçilmiş kişi ben olabilir miyim?

 - Duydun mu?

 Bene Gesserit, güçlü hanedanlara kuvvetli birer ortak olarak hizmet eder   ancak bundan daha fazlası var.

 Gölgelerin arasında İmparatorluktaki politikayı karıştırıyorsunuz.

 - Biliyorum.

 - Her şeyi bilmiyorsun.

 Binlerce yıldır   gelecek olanı ortaya çıkarmak için soyları dikkatlice seçtik.

 Seçilmiş Kişiyi mi?

!

 Bir aklı  Uzay ve zamanı, geçmiş ve geleceği kıracak kadar güçlü olanı.

 Daha iyi bir gelecek için bize yardım edecek olanı  Artık bunun çok yakın olduğunu düşünüyoruz.

 Bazıları onun burada olduğunu düşünüyor.

 Planın bir parçası olarak  Kalkanlar!

 "Ciğerlerim zamanın havasını tadarken, Düşen kumlara üflüyor geçmişimi.

" Thufir Hawat.

 Genç efendimiz, yeni bir dünya üzerinde yürümek nasıl bir his?

 En kibar şekliyle heyecan verici!

 - Lordum.

 - Nasılsın eski dostum?

 Önceü ekip şehri güvenlik altına aldı.

 Hala birkaç zorlu noktayı hallediyoruz.

 Leydim.

 Lisan al-Gaib!

 Lisan al-Gaib!

 Bu karşılamaya aldanmayın.

 Eski efendilerinin kurallarına uyuyorlar.

 Zorunlu katılım.

 Bu dışarıdaki Harkonnen sevgisi işte!

 Atreides!

 Sizi şu güneşten kurtaralım.

 Bu yerde sıcaklık insanı öldürebilir.

 Bizi işaret ediyorlardı.

 Ne diye bağırıyorladı?

 Lisan al-Gaib.

 "Dış Dünyadan Gelen Ses.

" "Mesih" için kullandıkları kelime.

 Demek Bene Gesserit buradaki çalışmalarını yapmış.

 Hurafelere inandırmak mı?

 Yolu hazırlamak, Paul.

 Bu insanlar yüzyıllardır Lisan al-Gaib'i bekledi.

 Seni ve işaretleri görüyorlar.

 Kendilerine görmeleri söyleneni görüyorlar.

 Gitmek için hazırız.

 Kalkan duvarı, şehri havadan ve solucanlardan koruyor.

 Yerliler büyük solucana "Tanrının Eli" diyor.

 Ama bu "Tanrının Eli" iletişim sistemimize zarar veriyor.

 Etraf çok sessiz.

 Evet, beni de bu endişelendiriyor.

 Burada bir uzay limanı var   ve buradaysa tozlar içerisinde kalmış bir baharat rafinesi.

 En hassa iki noktamız.

 Onların korunmasını istiyorum.

 Baharatı rafine edip bu dünyadan dışarı çıkaramazsak burada öldük demektir.

 Güneş gittikçe yükseliyor.

 Kapıları mühürlememiz gerekiyor.

 Bu cehennem deliği için ne demişlerdi?

 "Kıçını kumla ovaladığın bir duş.

" Lordum, işte böyle söylüyorlar.

 Öyle diyorlar.

 Temizlikçi adayları, Leydim.

 - İsmin nedir?

 - Shadout Mapes, Leydim.

 Geri kalanınız gidebilir.

 Teşekkür ederim.

 Shadout.

 Bu eski bir Chakobsa kelimesidir.

 "Kuyu kepçesi.

" Bir Fremen'sin.

 - Eski dilleri biliyor musunuz?

 - Çok şey biliyorum.

 Bedeninde gizlenmiş bir silah olduğunu biliyorum.

 Bekle.

 Niyetin bana zarar vermekse seni uyarmalıyım ki   her ne saklıyorsan bu yeterli olmayacaktır.

 Eğer "Seçilmiş Kişi" gerçekten sizseniz benim silahım bir hediyedir.

 Bunu biliyor musun?

 Bir "hançer-i figan.

" Ne anlama geldiğini biliyor musun?

 Hazır ol.

 Bir yaratıcı.

 Uçsuz bucaksız çölün yaratıcısı.

 Bir kehanetle bu kadar uzun süre yaşadığınızda açığa çıkma anı   bir şok etkisi yaratır.

 Lisan al-Gaib.

 Ana ve oğul.

 Artık sizin.

 Shai-Hulud'un dişi.

 Merhaba.

 Günün bu saatlerinde burada olmamalısınız.

 Ama onlar burada.

 Fremen hacıları.

 Sıcaklık çarpması umurlarında olmaz.

 Hurma ağaçlarının burada bile olabileceğini bilmiyordum.

 Bu yöreye ait değiller.

 Ben olmadan hayatta kalamazlar.

 Her birisi her gün 5 adam değerinde su tüketiyor.

 Yirmi palmiye ağacı.

 Yüz hayat.

 - Onları kaldırıp suyu harcamasak mı?

 - Hayır, hayır.

 Bunlar kutsal.

 Eski bir rüya.

 Arrakis'teki en büyük ve en tehlikeli organizma kum solucanıdır.

 400 metre uzunluğa ulaşabilir.

 Kum solucanlarını çeken ritmik sesler çıkarmaktan kaçınmak için   Fremenler, düzensiz bir ritme sahip dansa benzer bir hareket olan   ve çölün doğal sesini taklit eden kum yürüyüşü ile çöl bölgelerini geçerler.

 Arrakis'te var olan yetersiz bitki yaşamı   kaktüs, kum minesi çiçeği şakayık ve tütsü çalısı gibi   köklü arazi bitkileri yetiştiren Fremenler sayesindedir.

 Çoban ağacı, 137 metre derinliğe kadar uzanan   belgelenmiş en derin köklere sahiptir.

 Bu bitkiler, kavrulmuş ve besin açısından fakir bir arazide hayata tutunurlar.

 Bir "avcı-arayıcı.

" Operatör yakınlarda olmalı.

 Harkonnen ajanı o deliğe 6 hafta önce yerleştirilmiş.

 Avcı-arayıcıyı duvarların içerisindeki bir su borusunun içerisinden geçirmiş.

 Efendim, bugün sizi hayal kırıklığına uğrattım.

 Bunun bir mazereti olamaz.

 İstifamı size ileteceğim.

 - Yeteneklerinden bizi mahrum mu edeceksin?

 - Efendim, şerefim üzerine  Oğlumun canını almaya çalıştılar!

 Senin şerefin umrumda değil!

 Benden af mı diliyorsun?

 O halde casusları yakala!

 Majesteleri.

 Bu şey buradan gitmeli.

 Korkmadan konuşabilirsiniz.

 Evcil hayvanımız dilinizi anlamıyor.

 Çık dışarı!

 Sanırım anlıyor.

 Sessizlik duvarını aktive et.

 İmparatorun mesajı nedir?

 Elini güçlendirecek.

 Sardaukar ordusuyla birlikte.

 Bu asla bilinmemeli.

 Arrakis üzerinde herhangi bir uydu yok.

 Atreidesliler karanlıkta ölecekler.

 Bu konuda  Dük Leto Atreides'in bizim için herhangi bir anlam ifade etmiyor.

 Ama karısı ve buna bağlı olarak oğlu bizim korumamız altındadır.

 Onlara sürgün olmanın onurunu yaşatın.

 Harkonnen Hanedanlığı, tarikatınızın kutsallığını ihlal etmeyi hayal dahi etmez.

 Size söz veriyorum.

 Onlara zarar vermeyeceğiz.

 - Dükün oğlu yaşarsa  - Hiçbir Atreidesli yaşamyacak.

 Lordum cadıya söz verdiniz ve o, ötesini görüyor.

 Onlara zarar vermeyeceğimi söyledim ve öyle de yapacağım.

 Ancak Arrakis bildiğimiz gibi   ve çöl zayıf olanları alır.

 Benim çölüm.

 Benim Arrakis'im.

 Benim kumdan tepelerim.

 İlk strateji toplantın.

 İşte bir kahraman gibi çıplak elleriyle avcı-arayıcısını yakalayan Paul Atreides!

 - Aşağılaman için sağ ol, ihtiyar.

 - Gözüm üzerinde olacak.

 Dikkat!

 Başlayalım.

 Thufir, operasyonlar.

 Harkonnenlerin hesap defterlerinin bir kopyasını elde ettim.

 Harkonnenler buradan her yıl 10 milyar "Solari" kazanıyormuş.

 "Denizlerin bolluğunu ve kumlar altındaki hazineleri elde edeceklerdir.

" Bize bıraktıkları ekipmanlarla birlikte bir süre böyle bir kâr göremeyiz.

 Ne kadar kötü?

 Bunlar baharat siloları.

 Her siloyu doldurmamız gerekiyor.

 Hepsini mi?

 Her standart 25 günde bir kere.

 Harkonnenlerin sabotajı bizi yavaşlatıyor.

 Ama hakemlik yapacak olan kimdi?

 Geçişi denetlemek için bir "Değişim Yargıcı" yok mu?

 - İmparator kimi atadı?

 - Dr.

 Liet Kynes, imparatorluk ekolojisti.

 20 yıldır burada.

 Söylenene göre eksantirik birisi.

 Bu hasat alanlarını kendi gözlerimle görmek istiyorum.

 Bunu önermem, Lordum.

 "Değişim Yargıcı" da bize eşlik etsin.

 Kendisiyle tanışmakta geç kaldık.

 Biraz da imparatorluk koruması alacağız.

 Rehine mi?

 Bayıldım bu fikre.

 Burada, Lordum.

 Onlara iyi bakın, bizim dostumuz.

 - Duncan!

 - Evlat!

 - Yemin ederim gittikçe uzuyorsun!

 - Sen de daha kötü kokuyorsun!

 Dört hafta boyunca çölde gizlenmiş Fremenlerle   "Siyeç" denen bir toplulukta yaşadım.

 Stilgar, siyeçin lideri sizinle tanışmak için benimle birlikte geldi, Efendim.

 - Bu siyeç, nasıl gizli bir yer?

 - Yeraltında.

 Arrakis mağaralarla dolu bir yerr.

 Bu yer ne kadar büyüktü?

 On bin kişilik bir yerdi ve bu siyeçlerden yüzlerce var.

 Milyonlarca Fremenli.

 Haklıydın.

 Harkonnenler tüm gezegende 50 bin kişi olduğunu tahmin ediyordu.

 Fremenler günlerce onları aramamı izledi.

 Onları hiç fark etmedim.

 En sonunda beni öldürmek için bir savaşçı gönderdiler   ve söylemem gerekir ki ölüme hiç bu kadar yaklaşmamıştım.

 İmparatorlukta bundan daha iyi bir savaşçı yok.

 - Şeytan gibi savaşıyorlar.

 - Çöl gücü.

 - Duncan, iyi iş çıkardın.

 - Teşekkür ederim, Lordum.

 Efendim, liderlerinin bir hançeri var ve teslim etmiyor.

 Hançer-i figan, bu insanlar için kutsal.

 Gelmesine izin verin.

 Orada dur.

 Stilgar, hoşgeldin.

 Efendim, benimkine saygı duyan herkesin kişisel haysiyetine saygı duyarım.

 Dur.

 Teşekkürler, Stilgar.

 Vücudunun nemini bizlere hediye ettiğin için.

 Bunu verildiği gerçek anlamıyla kabul ediyoruz.

 Geldiğiniz için minnettarım.

 İnanıyorum ki hem benim halkımın hem de sizin halkınızın   birbirlerine sunacak çok fazla şeyi var.

 Siz dış dünyadan gelenler, baharat için buraya geldiniz.

 Baharatı alıp karşılığında hiçbir şey vermiyorsunuz.

 Doğru.

 Harkonnenlerin kontrolü altında acı çektiğinizi biliyorum.

 Ne istiyorsanız söyleyin.

 Eğer imkanım varsa veririm ve karşılığında hiçbir şey istemem.

 Şunu istiyorum; Siyeçerimizi aramayın.

 Topraklarımıza izinsiz girmeyin.

 Sizler gelmeden çok önceleri çöl bizimdi.

 O yüzden gelip baharatını kazıp çıkar   ancak baharatı aldığında kalkan duvarının diğer tarafına geçin   ve çölü Fremenlere bırakın.

 Dük'e, "Lordum" veya "Efendim" diye hitap edeceksin.

 Gurney, bekle!

 Bekle bir dakika!

 İmparatorluk bana Arrakis'i korumam ve yönetmem için tımar olarak verdi.

 Görev beni zorlarsa çöle seyahat etmeyeceğime söz veremem.

 Ancak "siyeçleriniz" sonsuza kadar sizindir   ve burayı ben yönetirken kimse sizi avlamayacak.

 Ne onurlu bir davranış.

 Gitmem gerekiyor.

 Sana söyleyeceklerim bu kadar.

 Neden kalmıyosun?

 Sizi onurlandıralım.

 Onur, başka bir yerde olmamı gerektiriyor.

 Kim olduğunu biliyorum.

 - Sevmedim onu.

 - Planımız meyvesini veriyor.

 Ancak zaman alacaktır.

 Evet, zaman alacak.

 İşte, bu senin için.

 Bir "parapusula.

" Buradaki uydular manyetik alana sahip.

 Bu yüzden tek bir iğne Kuzeyi göstermez.

 Bunun için akıllıca bir saat mekanizması yapmak gerekiyor.

 Bunları Fremenler mi yapıyor?

 Damıtıcı giysi, kum sıkıştırıcılar ve bu tarz dahiyane şeyler.

 Kum sıkıştırıcısı da ne lan?

!

 İşte bu kum sıkıştırıcısı.

 Aman be oğlum, tam bir yerli olmuşsun.

 Onlara hayranlık duyuyorsun.

 Evet.

 Vahşi görünüyorlar ama sadıklar.

 Kendilerini çölün bir parçası ve çölü de kendilerinin bir parçası haline getirmişler.

 Görene kadar bekle.

 Dışarısı çok güzel.

 Gündoğumu uyarısı.

 Sıcaklık 140 dereceye kadar çıkacaktır.

 Sıcaklık şu anda 90 derecedir.

 Ancak 10 dakika içerisinde 50 derece artacaktır.

 Son uyarı.

 Değişim Yargıcı, Efendim.

 Dr.

 Liet Kynes.

 Lordum, Dük, Arrakis'e hoşgeldiniz.

 İmparatorluk ekolojistisiniz.

 Damıtıcı giysiler için teşekkür ederiz.

 Fremen yapımıdır, en iyisidir.

 Efendim izninizle, bütünlüğünü kontrol etmeliyim.

 Sorun değil.

 Sorun yok.

 Dr.

 Kynes, size emanetiz.

 Damıtıcı giysi, yüksek verimli bir filtreleme sistemidir.

 Sabahın bu erken saatlerinde bile   bunlar olmadan iki saatten fazla hayatta kalamazsınız.

 Bu giysi vücudu serinletir ve ter ile kaybedilen suyu geri kazandırır.

 Vücut hareketleriniz ise güç sağlıyor.

 Maskenin içerisinde geri dönüştürülen suyu içmenizi sağlayan bir tüp bulacaksınız.

 İyi çalışır durumdaki bir giysi ile bir yüksük sudan fazlasını kaybetmezsiniz.

 Oldukça etkileyici.

 Sana da bir bakalım.

 - Daha önce damıtıcı giysi giymiş miydin?

 - Hayır, ilk defa giyiyorum.

 Çöl botlarınız bileklerinden kayış tarzında bağlanmış.

 Bunu yapmayı kim öğretti?

 Doğrusu bu gibi göründü.

 "Örf ve adetlerini, sanki onlarla birlikte doğmuş gibi bilecektir.

" Fremenli misin?

 Hem siyeç hem köy tarafından kabul edildim.

 Şimdi.

 Gelip geçiminizi sağlayacağınız baharat kumlarını görün.

 Ornitopteriniz buraya düşse ne yapardınız?

 Oraya gitmek istemezsiniz.

 Orası solucan bölgesi.

 Toz bulutu.

 Görüyorum.

 Hasat toplayıcılarınızdan birisi.

 Yüzeye dağılmış baharatı görebilirsiniz.

 Renge bakacak olursak zengin bir baharat yatağı.

 Biraz daha yükselirseniz daha iyi görebilirsiniz.

 Solucan işaretleri arayan gözcü uçaklarını görebilirsiniz.

 Solucan işaretleri mi?

 Paletli araca doğru hareket eden bir kum dalgası.

 Solucanlar derinde hareket eder ama saldıracakları zaman yüzeye yakın olurlar.

 Sabırlı olursanız bir tane görebiliriz.

 - Solucanlar her zaman gelir mi?

 - Daima.

 Ritmik seslere doğru çekilirler.

 Peki neden paletli araçlara kalkan kazandırmıyoruz?

 Kalkan, çölde bir ölüm cezası demektir.

 Solucanları çeker ve onları ölesiye çıldırtır.

 Bu bir solucan mı?

 Hem de büyük bir tanesi.

 Görüşün çok iyi.

 Paletli Delta Ajax 9 aranıyor.

 Solucan işareti uyarısı.

 Onaylandı.

 Delta Ajax 9 ile kim konuşuyor?

 Tamam.

 - Epey sakin görünüyorlar.

 - Liste dışı uçuş.

 İmparatorluk işi.

 Soluca işareti, Kuzeydoğunuzda.

 3,7 kilometre uzaklıkta.

 Delta Ajax 9, konuşan Gözcü 1.

 Solucanın görünüşü onaylandı.

 Temas düzeltmesi için beklemede kalın.

 Solucan size doğru harekete devam ediyor.

 5 dakika içerisinde temas sağlanacak.

 Peki şimdi ne olacak?

 Paletli aracı kaldırmak için taşıyıcıyı çağıracaklar.

 Son dakikaya kadar hasada devam edecekler.

 Taşıyıcı Alfa Sıfır aranıyor.

 Kenetlenme için hazır durumda.

 5 dakika içerisinde temas sağlanacaktır.

 Tamam Taşıyıcı aracı gören var mı?

 İşte burada.

 Konuşan taşıyıcı Alfa Sıfır'dan Delta Ajax Dokuz'a.

 Doğu tarafınızdan yaklaşıyoruz.

 İrtifa düzeltmesi yapılıyor.

 Yanaşma ve kenetleme için hazırlanılıyor.

 Anlaşıldı, Alfa Sıfır.

 Kenetlenme aşaması başlatılıyor.

 - T-5.

 - Anlaşıldı.

 - 30 saniye içerisinde havalanmaya hazırlanın.

 - Kenetlenme aşaması başlatıldı.

 Hazır olun.

 Alfa Sıfır, bir temas noktasında kısa kaldık.

 - Neler oluyor?

 - Sorun çapalardan birisinde.

 Çalışmıyor.

 Siktir!

 Taşıyıcı, işleme devam edemiyor.

 O çapa olmadan havalanmak mümkün değil.

 Tüm birimlere!

 Tüm birimlere!

 Bölgede bulunan taşıyıcılar, lütfen cevap verin.

 Gözcü 1, bizi bilgilendirin.

 Tamam.

 Hidrolik çalışmıyor.

 Başaramayacağız.

 Tahliye etmeniz gerekiyor.

 - Paletli araçta kaç kişi var?

 - 21 kişi.

 - Gemilerimiz altışar kişi alır.

 - Yine de 3 kişi açıkta kalıyor.

 Bir yolunu buluruz.

 Konuşan Dük Leto Atreides.

 Delta Ajax 9 mürettebatını çıkarmak için iniş yapıyoruz.

 Sol tarafta kalın.

 Kalkan jeneratörlerinin her biri 100 kilogram ağırlığında.

 Evet, Gurney.

 Kalkan jeneratörlerini atarken eşlik et.

 Paul, thopterin arkasında dur.

 Onlara rehberlik et.

 Delta Ajax 9, her gemime yedişer adam yerleştirin.

 2 dakika içerisinde temas gerçekleşecektir.

 Gittikçe yaklaşıyor, millet!

 Artık gemiyi terk etsek iyi olur.

 Neredeler?

 Efendim, protokol olmasının bir sebebi var.

 Dışarı adım attığımız anda ölü sayılırız.

 Ayrıca, baharat yüklüyüz.

 Öylece bırakamayız  Sikeyim baharatını!

 Hemen bütün adamların o araçtan inmesini istiyorum!

 Yedi kişi buraya!

 Yedi kişi oraya!

 Koşun!

 Koşun!

 Kwisatz Haderach.

 Kwisatz Haderach uyandı.

 Acele et!

 Bin!

 Burada!

 Paul!

 Paul!

 Ayak seslerini tanıyorum, ihtiyar.

 Kalk!

 Hadi!

 Neyin var senin?

 Hadi!

 Gidelim!

 Koş!

 "Yaratıcıya ve suyuna şükürler olsun.

 O'nun gelişine ve gidişine şükürler olsun.

" "Geçiti dünyayı temizlesin ve O'nun halkı için dünyayı korusun.

" - Böyle riskler alamazsın!

 - Evet, efendim.

 - Sorumlulukların var.

 - Özür dilerim, Efendim.

 Bir daha olmayacak.

 Dr.

 Kynes.

 Kendi gözlerinizle gördünüz.

 Açıkça görünüyor.

 Bize bıraktıkları her şey rezalet halde.

 Başarısız olmamız için hazırlanmış.

 O taşıyıcı sadece eskiydi.

 Çöl, ekipmanlara karşı nazik değildir.

 Baharat üretimini tekrar rayına oturtmazsam ne olacağını biliyor musun?

 Sizin yerinizi almak için burada değilim.

 Arrakis, sizin gibi adamların gelip gittiğini gördü.

 Ailenize iyi bakın.

 Çöl, insanlara karşı da nazik değidir.

 Baharat psikoaktif bir kimyasaldır.

 Buna karşı duyarlı gibi görünüyorsunuz.

 İyileşeceksiniz.

 Teşekkürler, Dr.

 Yueh.

 Alerjik bir reaksiyon değildi.

 Bir imgelem gördüm.

 Gözlerim sonuna dek açıktı.

 Ne gördün?

 Kwisatz Haderach!

 Görebilirsin.

 Karmakarışıktı.

 Kendi ölümümü gördüğümü sandım ama öyle değildi.

 Bir şekilde bir bıçağın önemli olduğunu biliyorum.

 Birisi bana bir bıçak verecek.

 Ama kimin ya da ne zaman veya nerede olacağını bilmiyorum.

 Yine de bazı şeyler apaçıktı.

 Bunu hissedebiliyorum.

 Hamile olduğunu biliyorum.

 Bunu bilemezsin.

 Ben bile daha yeni öğrendim ve henüz birkaç haftalık.

 <b>SALUSA SECUNDUS İMPARATORLUĞUN ASKERİ ÜS GEZEGENİ Baron bizden ne istiyor?

 Harkonnenler, Atreideslerden sayıca fazlalar.

 Atreides lejyonları, imparatorluktaki en iyi lejyonlardır.

 Gurney Halleck ve Duncan İdaho tarafından eğitildiler.

 Biz Sardaukarlar, İmparatorluğun elitleriyiz.

 Bize karşı olan herkes kaybedecektir.

 Elbette.

 Kararlaştırıldığı gibi üç tabur.

 İmparatorun emrettiği gibi.

 İş tamamlanacaktır.

 Paul hakkında bilmen gereken bir şey var.

 Hayır.

 Bilmek istediğimi sanmıyorum.

 Onu Muhterem Rahibenin önüne çıkardığından beri eskisi gibi değil.

 Dikkati dağılmış durumda.

 Jessica bana bir oğul verdin.

 Doğduğu andan itibaren seni bir an olsun bile sorgulamadım.

 Gölgelerin içinde yürüdüğünde bile sana tamamen güvendim.

 Ancak şimdi sana bir şey soracağım.

 Herhangi bir şey olursa oğlumuzu korur musun?

 Hayatımla.

 Bu soruyu annesine değil Bene Gesserit'e soruyorum.

 Paul'u korur musun?

 Neden böyle düşüncelere sahipsin?

 Leto, bu sen değilsin.

 Daha fazla zamanımız olacağını sanmıştım.

 - İyi geceler, Efendi Paul.

 - Sana da, Dr.

 Yueh.

 Uyuman gerekiyor.

 Hayır, o şekilde olmaz.

 Seninle evlenmeliydim.

 Hawat.

 Güvenlik.

 Güvenlik!

 Efendim.

 Efendim.

 Kalkan düştü.

 Aman Tanrım!

 Silahı olan her şeyi havalandırın.

 Hadi!

 Benimle birlikte!

 Atreides!

 Sardaukar!

 Özür dilerim, Lordum.

 Ama Baron ile bir anlaşma yaptım.

 - Neden?

 - Başka bir seçeneğim yoktu.

 Karım, Wanna, Harknonnerlerin elinde.

 Oyuncak bir bebek gibi ona işkence ediyorlar.

 Onun özgürlüğünü satın aldım ve fiyat da sizdiniz.

 Paul için.

 Elimden geleni yapacağım.

 Sen de benim için birisini öldüreceksin.

 Bunu kama dişiniz ile yer değiştireceğim.

 Yeterince sert ısırırsanız bu diş kırılacatır.

 Nefes verdiğinizde ise havayı zehir ile dolduracaksınız.

 Bu sizin son nefesiniz olacak.

 Ancak bu anı iyi seçerseniz   bu ayrıca Baron'un da son anı olacaktır.

 Paul.

 Onları çöle atıp soluacanlara bırakalım.

 Neden boğazlarını kesmiyoruz ki?

 Doğrucuyu kullanabilirler.

 Böylece dürüstçe onları öldürmediğimizi söyleyebiliriz.

 Yara izi olan sağır.

 Cehenneme kadar!

 Şerefsizler!

 Hiç asil birisiyle olmadım.

 - Ya sen?

 - Bene Gesserit asil değil ki.

 Benim için yeterince asil.

 Çocuğu solucanlara yedirelim.

 Ona da uzunca veda edelim.

 Anneme dokunmaya cüret dahi etme!

 Konuşma.

 Hayır.

 Hazır değilsin.

 Ağzındaki şeyi çıkart.

 Kapa çeneni.

 Doğru tonu bul.

 Yeterince uzaktayız.

 Çocuğu artık atalım.

 Ağzındaki şeyi çıkart.

 Öldür onu.

 Bizi serbest bırak.

 Dur.

 İpleri kes.

 Bıçağı bana ver.

 Konuşman çok zorlamaydı.

 Bir Fremkit.

 Gemiyi etkisiz hale getirdiler.

 Harika bir mutfağın var, kuzen.

 Bu Dr.

 Yueh'in el yazısı.

 "Eğer biri Arrakeen'den canlı çıkarsa Fremkit'te bir Atreides yol göstericisi var.

 Umarım seni bulabilirler.

" Milord Baron, Dr.

 Yueh.

 Hain mi?

 Ne istiyorsun?

 İletişimlerini engelledim ve kalkanlarını indirdim.

 Size Dük ve ailesini verdim.

 Anlaşmamızda olduğu gibi.

 Peki ben senin için ne yapacaktım?

 Karımı ıstırabından kurtaracaktınız.

 Evet.

 Onu özgür bırakacağımı böylece ona eşlik edebileceğini söylemiştim.

 O halde ona katıl.

 Sırada ne olacak sence?

 Bu bir gümleyici.

 Damıtıcı giysi yok.

 Tek ihtiyacımız olan da oydu.

 Yüzyıllardır kanı kanla takas ettik.

 Ama artık yeter.

 Oğlun öldü.

 Sevgilin öldü.

 Bu gece Atreides Hanedanlığı çöktü   ve soyun sonsuze dek sona erdi.

 Ne dedin?

 "Buradayım, burada olacağım!

" - Kynes!

 - Burası sizin için güvenli değil.

 Yüce Hanedanlıklar Meclisine nasıl ihanete uğradığımızı anlatacak mısın?

 En iyi savaşçılarının nasıl öldürüldüğünü anlatacak mısın?

 Hiçbir şey söylememem ve görmemem emredildi.

 İmparator bizi buraya ölmeye gönderdi.

 Tüpteki baharat.

 Gelecek bu.

 Yaklaşıyor.

 Kutsal Savaş, sönmeyen bir ateş gibi bütün evrene yayılıyor.

 Paul, korkuyorsun.

 Bunu görebiliyorum.

 Söyle bana, lütfen.

 Neyden korkuyorsun?

 - Birisi bana yardım etsin, lütfen.

 - Paul!

 Yaklaşıyor.

 Kutsal Savaş, sönmeyen bir ateş gibi bütün evrene yayılıyor.

 Babamın adına Atreides sancağını dalgalandıran savaşçı bir din.

 Babamın kafatasının ışıltısına tapan fanatik lejyonlar.

 Benim adıma bir savaş!

 Herkes adımı haykırıyor!

 Paul.

 Paul Atreides!

 Sen babanın oğlusun.

 Benim oğlumsun.

 Sen Dük Paul Atreides'sin.

 Kim olduğunu biliyorsun.

 Çekil üzerimden!

 Bunu bana sen yaptın!

 Bene Gesserit tarikatın beni bir ucubeye çevirdi!

 Babam öldü.

 Yakında birileri var.

 İçmen lazım.

 Çadırdan geri dönüştürülmüş su.

 Gözyaşı ve ter.

 Pekala, hadi çıkalım buradan.

 Duncan bu!

 Leydim!

 Paul!

 - Üzgünüm.

 Babanız  - Biliyoruz.

 Lord Düküm.

 İşte.

 Bunu için.

 Harkonnenler gezegendeki tüm nüfus merkezlerini aynı anda vurdu.

 On kadar lejyonları ve yüzlece gemileri olmalı.

 Yanlarında Sardaukar'lar da vardı.

 - En az iki taburlardı.

 - Emin misin?

 Sardaukar'lara karşı kılıç salladığınızda bunu bilirsiniz.

 Demek İmparator bir taraf seçti.

 Değişim Yargıcı buna ne der?

 İmparator herhangi bir şey söylememi yasaklamıştır.

 Yine de yardım etmek için hayatını riske atıyorsun.

 Fırtına yaklaşıyor.

 Birkaç saate fırtına buraya da vuracaktır.

 Burada güvende oluruz.

 Burasının ne olduğunu biliyor musunuz?

 Eski bir ekolojik test istasyonu.

 Gezegeni ehlileştirmek ve   kumların altına hapsolmuş suyu serbest bırakmak içindi.

 Arrakis bir cennete dönüşebilirdi.

 İşlemler başlamıştı ama sonra "baharat" keşfedildi   ve aniden hiç kimse çölün yok olmasını istemez oldu.

 Tanat, misafirlerimize uygun damıtıcı giysi bulur musun?

 Elbette, Liet.

 - Shamir, kahve servis et lütfen.

 - Tabii ki, Liet.

 Fremenler için sen kimsin?

 Güçlü Hanedanlıkların en çok neyden korktuğunu biliyor musunuz, Dr.

 Kynes?

 Tam olarak burada bize olan şeyden.

 Sardaukarların gelip onları birer birer avlamasından.

 İmparatorluğa karşı ancak bir arada durarak bir şansları olabilir.

 Şahitlik eder misiniz?

 İmparatorluğun burada bize karşı harekete geçtiğine dair tanıklık edin.

 Bana inanırlarsa tabii!

 Güçlü Hanedanlıklar ve İmparatorluk arasında genel bir harp çıkacaktır.

 İmparatorluk genelinde kaos  Sanırım ben İmparatora, kaosa karşı bir alternatif sunuyorum.

 İmparatorun ne oğlu var ne de kızları henüz evlendi.

 Taht için bir hamle mi yapacaksın?

 İmparator, Astreideslilerden korkuyordum.

 Sizi buraya öldürmek için getirdi.

 Neyi anlamıyorsunuz?

 Siz şu anda yerin altındaki bir delikte saklanan kayıp bir çocuksunuz.

 Fremenler, Lisan al-Gaib'den bahseder.

 Dikkatli ol.

 Dış Dünyadan Gelen Ses, onları cennete götürecektir.

 Batıl inanç.

 Bir Fremen savaşçısını sevdiğini ve onu bir savaşta kaybettiğini biliyorum.

 İki dünya arasında gezindiğini ve pek çok isimle anıldığını biliyorum.

 Senin rüyanı gördüm.

 İmparator olarak Dr.

 Kynes   elimle bir işaret vererek Arrakis'i bir cennete çevirebilirim.

 Onun "Mehdi" olabileceğine gerçekten inanıyor musun?

 Daha çok genç görünüyor.

 Sardaukar!

 - Hayır!

 Duncan!

 - Paul, dur!

 - Duncan, yapma!

 - Kapıyı kilitledi.

 Öldü.

 Duncan!

 Gitmemiz lazım.

 Başka seçeneğimiz yok.

 Paul, koş!

 Hadi, hadi!

 Işığı takip edin.

 Uçmaya hazır bir "thopter" bulacaksınız.

 Dışarıdaki fırtına sizin en iyi şansınız.

 5 bin metreye kadar sadece toz var.

 O yüksekliği aşın, yukarıda kalın.

 - Güneye gidin.

 Fremenleri bulun.

 - Bizimle birlikte gelmiyor musun?

 Thopter sadece iki kişilik.

 Bir sonraki istasyona gidip bu saldırıyı "Yüce Meclise" bildireceğim.

 Nasıl?

 Ben bir Fremen'im.

 Çöl benim evimdir.

 - İyi şanslar.

 - Sana da.

 Kynes, imparatorluğa ihanet ettin.

 Ben sadece tek bir "Efendiye" hizmet ederim.

 Onun ismi de Shai-Hulud.

 Arkamızda jet uçakları var.

 Paul, yeterince yükseklikte değiliz.

 Korkmamalıyım.

 Korku, aklı öldürür.

 Korku, yok olmaya sebep olan küçük ölümdür.

 Dostu gör.

 Yaşamın gizemi, çözülmesi gereken bir sorun değildir.

 Ancak yaşanması gereken bir gerçekliktir.

 Duraksayarak anlaşılmayacak bir süreçtir.

 Sürecin akışı içerisinde hareket etmeliyiz.

 Ona katılmalıyız.

 Onunla hareket etmeliyiz.

 Bırak gitsin.

 Bırak gitsin.

 Henüz tamamen iyileşmedi.

 Bir Coriolis fırtınasına kadar onları kovaladık.

 Rüzgar saatte 800 kilometreydi.

 Hiçbir şey öyle bir fırtınadan sağ çıkamaz.

 Öldüler.

 Hakikat bu.

 Demek sonunda bitti.

 Baharat rezervlerimizi satmaya başlaması için Giedi Prime'a haber gönderin.

 Ama yavaş olsunlar.

 Fiyatların düşmesini istemeyiz.

 Engellemek için böyle bir gücü bir araya getirmenin   bana ne kadara mâl olduğu hakkında hiçbir fikrin yok.

 Artık tek bir isteğim var.

 Kazanç.

 O halde suyunu çıkart, Rabban.

 Sıkıca sık.

 Emredersin, amca.

 Peki ya Fremenler?

 Hepsini öldür.

 5000 metre yükseklikteyiz.

 Yere indiğimiz gibi kayalıklara koş.

 Bununla nefes alacaksın.

 Artık Fremenleri bulmamız gerekiyor.

 - İyi misin?

 - Evet.

 Paul!

 Korkma.

 Küçük bir çöl faresi bile hayatta kalabilir.

 Korkularınla yüzleşmen gerekecek.

 Bir dost sana yardım edece.

 Dostunu takip et.

 Öğrenecek çok şeyin var.

 Ben de sana çölün öğretilerini göstereceğim.

 Benimle gel.

 Duncan'ın yaşadığı siyeç.

 Bu taraflarda bir yerde.

 O tarafta bir yeşillik görebiliyorum.

 Orada.

 Demek ki Fremenler orada yaşıyor.

 Karanlık çöktüğünde yola çıkarız.

 Fremenler böyle yapıyor.

 Solucan bölgesine girmek üzereyiz.

 Normal insanlar gibi yürüyemez.

 Öyle yürürsek ölürüz.

 Fremenler gibi yürümemiz lazım.

 Buna "kum yürüyüşü" deniyor.

 En azından evdeki filmlere göre öyleydi.

 Tamam, tamam.

 Anladım.

 Peki, beni takip et.

 Aynı hareketleri yap.

 Sanırım doğru yoldayız.

 Yaklaştık.

 Hadi gidelim.

 Bekle.

 Bu kum tamtaması.

 Koş!

 Hadi!

 Hadi!

 Bu bir gümbürtü.

 Birisi gümbürtü çalıştırdı.

 Paul, koş!

 Ne kadar büyükler böyle?

 Bu inanılmazdı!

 Birisi onu çağırdı.

 Yalnız değiliz.

 Kaçmayın.

 Sadece bedeninizdeki suyu boşa harcamış olursunuz.

 Bekleyin.

 Stilgar.

 Beni tanırsın.

 Babamın konseyine geldiğinde oradaydım.

 Bu Dük'ün oğlu.

 Niye bekliyorsun?

 Onların sularına ihtiyacımız var.

 Size bahsettiğim çocuk bu.

 Ona dokunamayız.

 - Lisan al-Gaib bu mu?

 - Henüz kendisini kanıtlamadı.

 - Bunlar aciz!

 - Jamis!

 Shai-Hulud'un yolundan geçtikleri cesur bir yürüyüşleri vardı.

 O ne bir aciz gibi konuşuyor ne de öyle davranıyor.

 Babası gibi.

 Onları benim gümbürtüm kurtardı.

 Aklını başına al, Stilgar.

 O, "Seçilmiş Kişi" değil.

 Güçlü dostlarımız var.

 Caladan'a gitmemize yardım ederseniz ödüllendirilirsiniz.

 Vücudundaki suydan başka bize ne zenginlik sunabilirsin ki.

 Oğlan daha genç.

 Öğretimizi öğrenebilir.

 Sığınacak yeri olabilir.

 Ama kadın eğitilmemiş   ve öğrenmek için çok yaşlı.

 Geri çekilin, sizi köpekler!

 Boğazımı kesecek.

 Neden tuhaf bir kadın ve bir dövüşçü olduğunu söylemedin?

 Sohbetimiz kısa sürdü.

 Barış yapalım, kadın.

 Barış!

 Yanlış değerlendirmişim.

 Güneş yükseliyor.

 Tabr siyecine ulaşmalıyız.

 Yabancıların kaderi burada belirlenecek.

 O zamana dek benim korumam altındalar.

 Söz veriyorum.

 Arkadaşlarımı incitmene izin vermezdim.

 Senin "Mehdi" olduğunu söylüyorlar.

 Ama sen daha küçük bir çocuksun.

 En zor yolu seçmişsin.

 Beni takip et.

 Çıkar!

 Çıkar!

 Bana ver.

 Hak ettiğinde kendi "maula" tabancan olacak.

 Bana ver onu.

 Chani, yeni gelenlerin sorumluluğu sende.

 Yolculukta güvende olduklarından emin ol.

 Gidelim.

 Onları kabul etmiyorum.

 Jamis, sözümü söyledim.

 Sakin ol.

 Bir lider gibi konuşuyorsun ama en güçlüler liderlik eder.

 Kadın seni alt etti.

 Amtal çağrısı yapıyorum.

 - "Tanrı dostuna" meydan okuyamazsın.

 - O halde onun adına kim dövüşecek?

 Jamis, yapma bunu.

 Yapma.

 Gece bitiyor.

 O halde güneş onun ölümüne tanık olacaktır.

 Onun şampiyonu kim?

 Şampiyonu kabul ediyorum.

 Kwisatz Haderach'in yükselmesi için   Paul Atreides ölmeli.

.

 Korkma.

 Direnme.

 Bir can aldığında kendi canını al.

 Lisan al-Gaib olduğuna inanmıyorum.

 Ama şerefinle ölmeni istiyorum.

 Bu hançer-i figan, bana büyük halam tarafından verildi.

 Yüce kum solucanı Shaid-Hulud'un dişinden yapılmıştır.

 Onu tutarken ölmek senin için büyük bir şeref olur.

 Dış dünyadan gelen nerede?

 Jamis iyi bir savaşçıdır.

 Acı çekmene izin vermez.

 Chani!

 Boşver.

 Bıçağın kırılıp parçalansın.

 Bıçağımı hoş karşılamalısın.

 Bu dünya seni öldürür.

 Böyle daha hızlı olacak.

 Teslim oluyor musun?

 Çocuk kurallarımızı bilmiyor.

 Amtal çağrısı altında teslim olmak yoktur.

 Tek test ölümdür.

 - Onunla eğleniyo mu?

 - Hayır.

 Paul daha önce hiç kimseyi öldürmedi.

 Kwisatz Haderach.

 Kwisatz Haderach.

Yüksel.

 Açığa çık.

 Artık bizden birisin.

 Cana karşı can.

 - Bizimle beraber Tabr siyecine gel.

 - Olmaz.

 Paul bu dünyadan gitmesi gerekiyor.

 Yöntemleriniz olmalı.

 Kaçakçılarınız, gemileriniz vardır.

 - Hayır.

 - Sizin  İmparator bizi buraya gönderdi.

 Babam da geldi.

 Ne baharat ne de zenginlikler için.

 Sadece sizin halkınızın gücü için.

 Benim yola çıkıyor.

 Görebiliyorum.

 Bizi yanınıza alırsanız geliriz.

 Çöl gücü.

 Bu sadece başlangıç.

 

Önceki Yazı
« Prev Post
Sonraki Yazı
Next Post »

Benzer Yazılar